Gökhan Demir / Yeni Mesaj
Alemlere Rahmet Hz. Muahmmed (s.a.a.) buyuruyor ki: “Hubbu’l-vatan mine’l-iman/Vatan sevgisi imandandır.” Vatanını ancak imanı olan insan sever, savunur, müdafaa eder. İmanı olmayan insanda aidiyet duygusu, vatan sevgisi olmaz; az bir pula vatanını satar. Bu hadis, Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin meşhur Mesnevî adlı eserinde birkaç yerde geçer.
11461. beyitte der ki: (Numara Tâhir-i Mevlevî’nin şerhine göredir) “Mesken-i yâr est ve şehr-i şâh-ı men/Pîş âşık-ı în bud hubbü’l-vatan” “Meskenidir yârimin, şehridir şâhımın/Budur mânâsı âşıkın katında vatan sevgisinin.”
Mesnevî’nin 14622. beyitinde de şöyle der: “Ger vatan hâhî güzer ziân suy-i şat/În hadîs râst râ kem hân galat.” “Vatan istiyorsan, nehrin ötesine geç/Bu sahih hadîsi yanlış okuma!”
Şehitlik vatana olan imanın insana kazandırdığı en yüce makamdır. Yaşadığımız bu zaman diliminde İslam âleminin uğramış olduğu yozlaşma ve erozyon kalplerden Allah’a olan imanı alarak yerine Allah’a iman ettiğini zannettiren masivayı koymuştur. İnsanlar kendilerini en iyi müslüman zannederken aslında en kötü gayrimüslimin bile yaşamadığı iğrençlikte hayat yaşadığının farkına varamıyor.
Müslüman emin olunan insandır. Müslüman karıncayı da incitmez. Merhametlidir, insanlık alemine ondan asla zarar gelmez ancak fayda gelir. İyilik ve güzellik gelir. Müslüman vahşi değildir. Müslüman gaddar değildir. Ne var ki İslam’ı parçalamak isteyen zümreler yetiştirdikleri ajanlarını katillerini Müslüman kılığına sokarak terörist guruplar icad ettiler. Bu gurupları meydana getiren küresel güçlerin maksadı hem İslam’ı ortadan kaldırmak ve dünya insanlığına müslümanları kötü göstererek revize etmektir.
Bu akımlar 17. asrın sonu ve 18. asrın evvelinde başlamıştır. İngiliz Sömürge Bakanlığı tarafından görevlendirilen ajan Humpheri, Hicaz bölgesinde çalışmalar yaparak Şii ve Sünni Müslümanlardan sonra bir de Abdulvehap’la ve Suud ailesiyle beraber Vehhabiliği siyasi bir hareket olarak kumuştur.
İslam dışı olan bu hareket aynen Muaviye ve Yezit gibi Müslümanların başını kesmede asla tereddüt etmemişlerdir. “Vehhabi olanlara olmayanların kanları canları helaldir” fetvasıyla Hicaz bölgesini kana buladılar yüzlerce müslümanı katlettiler. Enterasandır bu Vehhabiler sadece müslüman öldürmektedirler. Resûlullah (s.a.a.) Müslümanla savaşmamıştır. Ehl-i Beyt Müslümanla savaşmamıştır. Atatürk Müslümanla savaşmamıştır, ancak savaş meydanında kafirlerle münafıklarla savaşmışlardır.
Büyük Orta Doğu Projesi’nin aslında büyük İsrail projesinin hayata geçmesi için İslam dünyasını paramparça ediyorlar. Irak, İran, Suriye ve Türkiye bölünerek büyük İsrail kurulacak. Bu maksada hizmet eden dini grup olduklarını, dindar olduklarını iddia edenler kendilerini ne kadar müslüman zannetseler de aslında gayrimüslimlerin yaşamadığı bir ahlak sahibi olduklarının farkında bile değiller.
Bu bahsi burada kapattıktan sonra asıl konumuza dönelim. Vatanını seven insan iman ehlidir. İnsanlara nasıl bir psikoloji empoze etmişler ki onun vatanına tecavüz eden insanları düşman olarak görmüyor ve onların öldürülmesine de isyan ediyor.
Şahit olduğum bir hadiseyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Son günlerde Azerbaycan’ın sosyal ortamında gündem olan bir hadise beni çok etkiledi. Psikoloji bölümü son sınıf öğrencisi olan Nermin Şahmarzade, Azerbaycan’ın Ermeniler tarafından işgal edilmiş toprağındaki askerleri tek başına savaşarak 100’den fazla düşman askerini öldüren Şehit Mübariz İbrahimov’a hakaret ediyor. Bu kadın diyor ki; “O askerlerin 1991’deki Karabağ olaylarıyla alakası yoktu.”
Adama demezler mi bu savunduğun Ermeniler kimin toprağında yatıyorlardı. Bilmez misin vatan toprağı namustur. Namusuna tecavüz eden adamı ancak namussuz yaşatır. Ya Hocalı’da ve Fuzuli’de ve diğer Karabağ’ın işgal olunmuş topraklarında evlerinde yatan kadın çocuk ve inşaların suçu neydi? Hem onlar kendi vatanında kendi evinde yatıyorlardı. Bu insanlar sivil halktı, askerde değildi. Onları hunharca vahşilikle öldüren Ermeni’yi ancak bir Ermeni soysuzu savunur.
Mübariz İbrahimov Türk şehididir. Ona dil uzatan dil Ermeni dilidir. Mübariz, sivil halkla çarpışmadı, vatanının toprağına tecavüz etmiş Ermeni askerleri ile savaştı. Sorsun Nermin o Ermeni’nin Azerbaycan toprağında ne işi vardı? Bu kızın bu ahmaklığı aklıma İstanbul Şişli’de 2007 senesinde hepimiz Ermeni’yi diye slogan atan o Ermeniler geldi.
Benim Müslüman Türk olan tüm devletlere tavsiyem şudur: Lütfen çoluk çocuğumuza aidiyet duygusunu vatan sevgisini özellikle de İslam’ı iyi öğretelim. Siz öğretmeseniz başka güçler gelir sapık düşünceleri ile alt yapısı olmayan evlatlarınızı avlayarak zehirler. Neslimizi koruyalım karıştırmayalım. Adam gidiyor ermeni kızı ile evleniyor. Bunun çocuğunun nenesi, dedesi, dayısı, teyzesi ermeni nasıl onla savaşsın ki? Veya dini farklı diyecek ki o ermeni hıristiyan ben de hıristiyanım o benim din kardeşim onunla savaşmam. Ve hatta bu tür insanlar savaş zamanı senin düşmanını da korur onlara malumat da verir seni satar da.
Değerli büyüğümüz Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in çok güzel bir sözü var: “Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır.”
İlk yorum yapan siz olun