İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Urfalılara kritik kilise uyarısı!

ŞURO Başkanı Müslüm Çoban, atıl durumda olan Germuş Kilisesi’nin turizme mutlaka kazandırılması gerektiğini söyledi. Kilisenin definecilerin yuvası konumuna düştüğünü aktaran Çoban, “Özellikle Germuş Kilisesi tarihteki yeri önemli bir merkez. Eğer müdahale edilmezse Germuş Kilisesi de yıkılmak üzere. Çünkü gidip gördüğünüzde hem kilisenin içinde hem de çevresinde kaçak kazılardan dolayı yapıya zarar verecek çukurlar oluşmuş” diyerek uyarılarda bulundu.

Türkiye’nin önemli tarih ve inanç noktalarından biri olan Şanlıurfa’da, geçmişten günümüze çok sayıda farklı inanışa ait mabetler yer alıyor. Farklı dinlere mensup insanların uzun yıllar yaşam sürdüğü kentte özellikle kiliseler de önemli bir yer tutuyor.

Yılların etkisi ile kiliselerin bazıları yıkılırken, bazısı camilere dönüştürüldü, bazısı da farklı amaçlar için kullanılmaya başlandı. Kentteki kiliseler bu durumda iken, Göbeklitepe yolu üzerinde bulunan Germuş Kilisesi ise yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. Definecilerin köstebek çukuruna çevirdiği bölgede çok sayıda çukur kazılırken, kilisenin içi de bu durumdan nasibini almış durumda.

ÇOBAN: MÜDAHALE EDİLMEZSE YIKILMAK ÜZERE

Kilisenin durumu ile ilgili olarak Ajans Urfa’ya konuşan Şanlıurfa Rehberler Odası (ŞURO) Başkanı Müslüm Çoban, bölgede çok sayıda kaçak kazının yapıldığına dikkat çekti: “Germuş Kilisesi tarihteki yeri önemli bir merkez. Eğer müdahale edilmezse Germuş Kilisesi de yıkılmak üzere. Çünkü gidip gördüğünüzde hem kilisenin içinde hem de çevresinde kaçak kazılardan dolayı yapıya zarar verecek çukurlar oluşmuş. Orası dediğim gibi tam da güzergah üzerinde, Göbeklitepe’ye giderken hemen solda.”

‘ORANIN YIKILMAMASI LAZIM’

Germuş Kilisesi konusunda yetkililerin mutlaka çalışma yapması gerektiğini aktaran Çoban, “Hem resmi kurumlarımızdan hem ilgili kuruluşlarımızdan oraya hemen müdahale edilmesi lazım. Oranın yıkılmaması lazım. Güzel bir yapı, kültürel bir varlık. Urfa turizmine kazandırılması, turizmine artı yönü olacaktır. Mardin Güneydoğu’da en çok turist çeken illerimizin başında. Mardin’in güzel kiliseleri, camileri bulunmakta. O bakımdan da eğer Germuş Kilisesi Urfa turizmine kazandırılırsa Urfa için iyi olacaktır” ifadelerine yer verdi.

 (Definecilerin kazdığı çukur)

‘URFA’DA KİLİSE OLARAK AYAKTA DURAN TEK YAPI’

Kilisenin atıl durumda olmasının turizmcileri üzdüğünü dile getiren ŞURO Başkanı Müslüm Çoban, “Şu anda Şanlıurfa’da Germuş, kilise yapısı olarak atıl durumda. Biz turizmcileri ve kültürel miras sevdalılarını üzüyor. Urfa’da kilise olarak ayakta duran tek yapı. Şu anda orası maalesef definecilerin yuvası konumunda. Gelen birçok gruplarımıza kiliseyi gezdirmek isteriz, Şanlıurfa Göbeklitepe yolu üzerinde orasının restorasyonu yapılırsa, korunursa. Çünkü biz biliyoruz eski tarikat anlamında Süryani nüfusunun en çok yaşadığı illerden birisi Urfa’dır”

 (Definecilerin kazdığı çukur)

‘URFA’NIN VE GÜNEYDOĞU’NUN BİR KÜLTÜR VARLIĞI’

Kiliselerin kentin önemli birer kültür varlığı olduğuna dikkat çeken Çoban, “Süryanilerin Yunus Emre’si ya da Mevlana’sı dediğimiz Mor Yakup Suruçludur. Mardin’e giden bütün gruplara Suruçlu Mor Yakup diye gösterilir. Özellikle yine Ermenilerin varlığı, Büyükyol Ermeni mahallesi, Beykapısı civarı da Süryani mahallesi olarak geçiyor. Urfa bir kültür mozaiği ama işte Hristiyanların yapısını gösterecek bir yerimiz yok. Şuan 58 Meydanında bir kilisemiz var ama orası da Kültür Merkezi. Orası da Urfa’nın ve Güneydoğu’nun bir kültür varlığı” diyerek sözlerine son verdi.

GERMUŞ KİLİSESİ
Germuş Kilisesi, merkezin 10 km kuzeydoğusunda Germuş dağlarının eteklerinde kurulan Germuş Köyünde yer alır. Köyün bugünkü ismi Dağeteğidir. 19.yy’da yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilise alanı, bir akarsu, bir kilise (Aziz Yakup) kilisesi ve kilisenin toplantı meydanından oluşur. Kilise, taştan ve iki katlı olarak inşa edilmiştir. Bu köy Atatürk tarafından Uceymi Sümer paşa adında Irak kökenli Hamidiye Paşası bir şeyhe hibe edilmiştir. Birinci dünya savaşında Osmanlı Devletinin Suriye cephesinde önemli yardımları görülen bu paşa, savaştan sonra Türkiye’ye gelmiş ve buraya yerleşmiştir. Asıl ismi Üceymi Sadun Paşadır. 1934’te yürürlüğe giren soyadı kanunu ile ”Sümer” soyadını almıştır.

Mustafa PAYIK-ÖZEL HABER/İPEKYOL

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=VW4R7r7L4Y4]

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın