İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Camilerin elektriği neden kesilir?

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Muharrem Bayraktar
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un en büyük camilerinden biri olan Fatih’teki Yavuz Selim Camii’nde ilginç bir olay yaşandı. Boğaziçi Elektrik yetkilileri elektrik borcu ödenmediği için caminin elektriğini kesip gittiler. Yetmedi, CK Enerji Boğaziçi Elektrik ekiplerince borcu nedeniyle elektriği kesilen caminin aboneliği de iptal edildi.
Cami cemaati kameraları çağırdı, basının önünde mağdur rolü oynadı, camiyi ısıtamadıklarını ve cemaatin ciddi manada mağdur olduğunu vurguladı. Parayı ödeyeceklerini ama Boğaziçi Elektrik görevlilerinin kendilerine süre vermediğini söylediler.
Hiç bir tanesi “Yahu biz bu camiye ibadet için geliyoruz, neden elektrik parasını devlet ödemiyor?” diye sormadı.
Bu olaydan bir hafta önce Üsküdar Kirazlıtepe’te belediye ekipleri tarafından yerle bir edilen cami için “Neden bu camiyi yıkıyorsunuz?” diye sormadıkları gibi kendi camilerinin kesilen elektriği için “Neden bu parayı devlet ödemiyor?” diye sorma gereği duymadılar.
Efendim camilerin elektrik parasıyla ilgili mevzuatı anlatayım önce:
Cami içindeki aydınlatmaların parasını devlet ödüyor. Minare ve dış aydınlatmaları ise belediyeler ödüyor. Cami içinin ısıtılması ya da yaz aylarındaki soğutma giderleri için kullanılan elektriğe ise devlet karışmıyor.
Bu parayı cami cemaati kendi ödemek
zorunda…
‘Ümmeti Muhammet’, kışın ortasında caminin ısınmasını sağlayan elektrik faturasını ödemeyince de Boğaziçi Elektrik tarafından ‘şak’ diye şalter indiriliyor.
Böylece Balkanlardan Kafkasya’ya, Bosna Hersek’ten Başkurdistan’a dünyanın dört bir yanına Türkiye’nin gücünü ve kudretini göstermek için mabetler inşa eden ‘muhteşem siyasetimiz’ kendi ülkesinde camileri elektriksiz
bırakabiliyor.
Türkiye’de elektrik ihtiyaçlarının karşılanması konusunda camilerle, kilise ve havralar arasından bir fark yok.
2013 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla, Türkiye’de bulunan 400 kilise ve sinagogun elektrik parasının devlet tarafından ödenmesi karara bağlanmış.
10 Nisan 2013 tarihinde de İstanbul Valiliği İl Müftülüğü’nden gizli ibareli olarak kaymakamlıklara gönderilen bir yazıda ise şöyle denilmiş: “Türkiye genelinde resmi olarak ibadete açık olan il-ilçe düzeyinde adı, adresi ve mülkiyet durumu tespit edilerek düzenlenen ilçeniz sınırları içerisinde bulunan kilise, havra ve sinagogların listesi, Bakanlar Kurulu Kararı gereği Diyanet İşleri Başkanlığı Bütçesine ibadethanelerin elektrik (aydınlatma) giderlerinin karşılanması amacıyla konulan ödeneğin harcanmasında dikkate alınmak üzere ilgi yazı ekinde gönderilmiştir.”
Bu uygulamadan bir kaç yıl sonra dinlerarası diyalog konulu bir toplantıda konuşan Mersin Latin İtalyan Katolik Kilisesi Papazı Hanri Leylek şöyle diyordu: “Bir kaç yıldan beri elektriği müftülük ödüyor. Biz kendilerine faturayı yolluyoruz. Bir ibadethane olduğu için ibadethanenin elektrik gideri müftülük tarafından ödeniyor.”
Papaz efendi, göndersin kilisenin elektrik faturasını müftü efendiye, müftümüz hemen ödesin!
Dinlerarası diyalog tuzağının zirveye çıktığı yıllarda, Avrupa Birliği’nin de dayatmasıyla başlayan bu uygulama halen bu minvalde devam ediyor.
(Kaldı ki Avrupa’da hiç bir caminin elektrik parasını bulundukları devlet ödemiyor. O halde biz neden ödüyoruz?)
Yani devlet, caminin de, kilisenin de, sinagogun da aydınlatma giderlerini ödüyor ama ısınmayla ilgili faturalara karışmıyor.
Kiliseye nasıl bir uygulama varsa, camiye de o!
Adalet zirvede!
Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede bu çelişkinin hesabını sorması gereken cemaati Müslimin ise geçmiş kameraların karşısına “Para toplayıp ödeyecektik, neden kestiniz elektriği?” diye boynu bükük tavırlar sergiliyor.
“Bu ülkede 4 milyon Suriyeli barındırıyoruz, onlara 30 milyar dolar yardım ettik” diye hava atıp, camilerinizin elektriğini kestirme delaleti yaşıyorsanız bu çelişkiyi nasıl izah edeceksiniz?
Emevi Camii’ne fetih hayali kurmak yerine “Yavuz Sultan Selim Camii’si ve diğer camileri elektriksiz bırakmamayı sağlamak” bence daha güzel bir gaye olur.

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın