İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tombak: Uğruna canların verildiği sanat

Ustalarının hayatına mal olacak kadar tehlikeli bir teknikle yapılan tombak sanatının eşsiz numune-leri ilk defa sergide bir araya getirildi.

MURAT ÖZTEKİN

Eğer “tombak” denilince aklınıza ihtişam ve dram birlikte gelmiyorsa öğrenmeniz gerekenler var… Osmanlıda bakır eşyaların “altın-cıva” amalgamı ile kaplanarak inanılmaz görünümlere kavuşmasına “tombaklama”, bu şekilde ortaya çıkarılan eşyalara ise “tombak” deniyordu. Tombaklar bütün dünyada olduğu gibi Osmanlıda da hayatın geniş bir sahasında yer aldı. Harp aletlerinden yemek takımlarına, süslerden temizlik eşyalarına hatta cami malzemelerine kadar her yerde kullanıldı. Ancak bu sanat neredeyse 19. asırda inkıtaya uğrayıp günümüze çok az sanatçıyla ulaştı.

BÜYÜK FEDAKÂRLIK…
Zira tombak eserleri, büyük fedakârlıklarla meydana getirildi. Bu sanatta, zehirli bir maden olan cıva kullanıldığı için ustalar erken yaşlarda hayata gözlerini yumdu. Sanatkârlar, asırlarca hasta olacaklarını, belki de hayatlarını kaybedeceklerini bildikleri hâlde eşsiz eserler meydana getirmeye devam etti. Bir nevi canlar feda edildi bu uğurda… Altının modern tekniklerle sıvılaştırılmasına kadar hep acıklı hikâyeler yaşandı.

“ALTINDAN SÜZÜLEN ZARAFET”
İşte arka planında böyle bir fedakârlığın olduğu ışıltılı eserler, dünyada ilk defa yapılan bir tombak sergisinde bir araya geldi. Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Müzesinde açılan “Tombak: Altından Süzülen Zarafet” sergisi, Osmanlıların unutulmuş bir sanat dalını ve gizli kalmış hazinelerini ortaya çıkardı.
Sorularımızı cevaplayan Yapı Kredi Müzesi Müdürü Nihat Tekdemir, bu sanatın Osmanlıda da yaygın olarak kullanılmasının sebebini şu sözlerle anlatıyor: İslamiyette altın eşya kullanma hususunda bazı yasaklar olduğu için Osmanlılar bu tekniğe sıkça başvurmuş. Som altın kullanmak yerine bakır üzeri kaplama tercih edilmiş. O yıllarda devletin ihtişamını yabancı elçilere göstermek için bakırın sathını ucuz yoldan kaplatma yoluna gidilmiş.”
“Bu sanatı değerli kılan şey ustalarının hayatına mal olacak kadar tehlikeli bir teknikle meydana getirilmeleriydi” diyen Tekdemir “Osmanlı ustaları göz alıcı parlaklıkta tombaklar imal ediyorlardı. İstanbul’da Türk, Ermeni ve Rum ustaların ortak emekleriyle eserler çıkıyordu. Tombaklarda ‘İstanbul İşi’ diye bir tabir de vardı. Payitahtta yapılan eserler kaliteli olduğu için el üstünde tutuluyordu” ifadelerini kullanıyor.
Tombakların günümüz insanları tarafından çok bilinmediğine temas eden Tekdemir, “İnsanlara bu sanatı tanıtmak istedik. Hem kendi koleksiyonumuzdaki hem de Topkapı Sarayı, Sadberk Hanım Müzesi, Harbiye Askerî Müzesi gibi yerlerdeki tombakları bir araya getirerek geniş bir sergi oluşturduk” diyor.

UHREVİ YERLERİN VAZGEÇİLMEZİYDİ
Tombakların eskiden orta-üst seviyedeki kişiler tarafından kullanıldığını söyleyen tarihçi Teyfur Erdoğdu “Evet, Tombak bir gündelik hayat eşyasıydı ama bunu şimdi kullandığımız nesnelerle karıştırmamak lazım. Çünkü bunların ciddi bir el işçiliğinden geçiyordu. Tombak dediğimiz şey o kadar değerli ki, zaman zaman yurt dışına kaçırılma teşebbüslerini biliyoruz” şeklinde konuşuyor. Bunun şatafatlı bir hayatın yansımasını olmadığına temas eden Erdoğdu “Tombakların Osmanlı sarayında aşırı bir kullanımı olmamış. Buradaki tombaklar farklı yerlerden ve farklı devirlerden eserler. Cami şamdanlıklarında sıkça tombak kullanılması bu sanatın asıl yerini gösteriyor” diyor.


https://www.turkiyegazetesi.com.tr/kultursanat/590391.aspx

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın