İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çanakkale gazisi Dacat Derderyan oğlu tarihi durduran adam Ara Güler’in ardından!

Ömür Çelikdönmez / Kafkassam

Mıgırdıç Aram Derderyan kim bilir misiniz? “Sanat olmasına gerek yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır. Tarihi zaptediyorsun. Bir makina ile tarihi durduruyorsun.” diyen Ara Güler’dir. Doksan yaşında İstanbul’da öldü. Eczacı olan babası, Mıgırdıç oğlu ‘Dacat Derderyan’ Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi, Yaycı Köyü’ndendi. 30.11.2010’da Giresun’da bir caddeye adı verilen foto muhabiri Ara Güler, ”Baba memleketime 5 kez gelmiştim, kendi adımın verildiği caddeyi açmam çok güzel duygu” demişti. Güler, ilk kez 1950’lerde babasıyla birlikte doğduğu Şebinkarahisar’a yolculuk yaptığından söz etmiş, babası öldüğünde Şişli Ermeni Mezarlığında toprağa verilmeden önce tabutuna hemşerisi Yaycı köylülerinin getirdiği karayemişlerden koyduğunu anlatmıştı. Dacat; “Keşişoğlu” anlamına gelen Derderyan ailesindendi ve 6 yaşında doğduğu Şebinkarahisar Yaycı Köyü’nden, ailesi tarafından İstanbul’a okumaya gönderildi. Ermenilerin İstanbul’daki ilk eğitim girişimlerinden olan Ortaköy Takmanças okuluna gitti.

Eczacı Mekteb-i Alisi, Ecole Superiure de Pharmacie’den mezun oldu. Birinci Dünya savaşında Çanakkale cephesine katıldı. Çanakkale Cephesi’nde, Osmanlı Ordusunda Müslüman (Türk, Arap, Çerkez, Abaza, Laz, Kürt, Pomak, Roman) askerlerin yanında imparatorluğu oluşturan gayrimüslim askerler (Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Keldani) de savaştı. Çanakkale Savaşları’nda, savaş meydanlarında hayatını kaybeden askerlerimizden 558’i, imparatorluğun gayrimüslim unsurlarındandı. Yani Ermeni, Rum, Yahudi kökenliydi. Şehit olan her 100 askerden biri gayrimüslimdi. Gayrimüslim askerler en çok İstanbul, Bursa, Edirne ve Balıkesir bölgesinden gelmişti. Çanakkale’den de 12 gayrimüslim asker, Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybetmişti. Bu askerlerden 4’ü Çanakkale, 3’ü Biga, ikisi Gelibolu, ikisi Eceabat ve biri Ayvacık’tandı” Cephede, sağlık hizmetlerini yürüten, biri eczacı, 8’i doktor olmak üzere 9 subayın hayatını kaybetmiş, 8 doktordan 6’sı Müslüman, ikisi ise Yahudi Osmanlı vatandaşıydı. Ara Güler’in babası da cephede yaralıları taşımış bu iki kez ayağından yaralanmıştı. Annesi 1903 doğumlu Verjin Hanım Mısırlı Krikor Efendi’nin kızı. Annesi 400 senelik bir Osmanlı ailesi Ermeni ailesine mensuptu. Mısırlı Krikor Efendi kızına Osmanlı padişahı II. Abdulhamidin Rusyalı Ermeni kökenli annesi Trimüjgan Sultan’ın ilk ismi olan Verjin’i koymuştu. Mısırlı Krikor Efendi’nin Karaköy yakınlarındaki kalafat yerinde dönemin en son teknolojisine sahip torna tezgâhlarında tekne ve gemilerin tamiri yapılıyordu. Tamirhanesini Kurtuluş Savaşı’nın gizli örgütü M.M.(Milli Müdafaa)’ye tahsis eden Kirkor Efendi’nin torna tezgâhları kapanmasın diye yanında çalışanları askere almıyorlardı. Ara Güler’in anlatımına göre; “Bu yüzden Ermeni aileleri dedeme yalvarırlarmış fabrikada işe alsınlar da çocukları askere gitmesin diye…”

16 Ağustos 1928’de İstanbul’da Beyoğlu Talimhane’deki Ankara Apartmanı’nda doğdu. Tam adı Mıgırdıç Aram Güleryan’dır. Ara ismi, MÖ 800’lerde yaşamış ve Güzel Ara olarak bilinen Ararat Kralı Ara Keğetsig’den gelir. Mıgırdıç olan göbek adını Şebinkarahisarlı dedesinden alır. Dacat Derderyan; 1934’te yılında Soyadı Kanunu ile ülkede yaşayan herkese öztürkçe soyadı alma zorunluluğu getirilince aile “Derderyan” soyadı yerine “Güler” soyadını aldı. Annesi Verjin hanımın İsmii Ayşe Türkan Güler oldu. Güler soyadı oturdukları apartmandan geliyordu. Ara Güler, İlk ve ortaokul eğitimini Mihitaryan Manastır ve Mektebi’nde (Bugünkü adıyla Pangaltı Lisesi) aldı. Güler Apartmanı’na taşındıkları ilk yıla denk gelen ortaokulun son yılında bir müddet Galatasaray Lisesi’ne devam etti ancak yeniden Mıhıtaryan Mektebi’ne geri döndü ve oradan mezun oldu. Lise eğitimine Karaköy Kuruçeşmedeki Getronagan Lisesi’ni bitirdi. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalıştı bir yandan da Muhsin Ertuğrul’un Tiyatro Kurslarına devam etti; çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu. Ara Güler, gazetecilik mesleğine yerel Ermeni gazetesinde başladı. Ara Güler Ermenice kaleme aldığı ilk edebi çalışmalarını San ve Surp Pırgiç dergilerinde ayrıca, 1915’te İstanbul’un Kumkapı semtinde doğan, 1963’te Ermenistan’a göç eden 1990’da sağlık sorunları nedeniyle Los Angeles’a yerleşen ve, hayatını da 1998’de orada kaybeden Haçik Bedros Amiryan’ın sahibi olduğu Carakayt gazetesinde yayınlamıştı. İ.Ü. İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü’ne yazıldı. Ermeni ailenin oğlu olduğunu ama tepkilerden çekindiği için ismini sakladığını dile getirdi.
1958’de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin yakın doğu foto-muhabirliği görevlerini üstlendi. 1954’de Hayat Dergisi’nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. 1953’de Henri Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajansı’na katıldı ve İngiltere’de yayımlanan “Photography Annual Antalojisi” onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi. 1958’den itibaren dünyaca ünlü Time-Life ve Paris Match gibi dergiler için de çalışmaya başlayan Ara Güler, 1962’de Master of Leica unvanı kazandı. Bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları Magnum ajansı ile dünyaya duyurdu. İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russell, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Maria Callas, Fikret Mualla ve fotoğrafcılara poz vermeyen Picasso gibi birçok ünlü kişi ile röportajlar yapmış ve fotoğraflarını çekmiştir. İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa gibi ülkelerde Türkiye’nın tanıtımı gibi konular başta olmak üzere çok sayıda kitap kaleme alan Ara Güler, Photography Annual tarafından “Dünyanın En İyi 7 Fotoğrafçısı’ndan biri seçilmişti. 1975’te ilk evliliğini Perihan Hanım ile yapan ve 4 sene sonra da boşanan Ara Güler ikinci evliliğini, 1984’te Azerbaycan’dan Türkiye’ye göç eden, yazılarında Samet Agayef imzasını kullanan siyasilerden Samet Ağaoğlu’nun torunu, Suna Hanımla yaptı. 30 yıl boyunca birlikte dünyayı gezdiler. Suna hanım 2010’da vefat etti. Ara Güler’in her iki evliliğinden çocuğu olmamıştı. Ara Güler Ermenice ve Türkçe’nin yanı sıra İngilizce, Fransızca ve Rumca biliyordu. Ara Güler, Sovyetler Birliği döneminde Moskova’da, ünlü Ermeni besteci Aram Haçaturyan’ın fotoğrafını çekmeye gittiğinde her ikisinin de Ermenice bilmesine rağmen diyalog kuramadıklarını anlatmıştı; “Dairesine girdiğimde birbirimizle konuşamadığımızı fark ettik.
Aram Haçaturyan ne benim Ermenicemi konuşuyordu, ne Fransızca, ne de İngilizce.” Ara Güler’in konuştuğu Batı Ermenicesi, Ermenistan’da konuşulan Doğu Ermenicesinden çok farklı ve Türkiye’de konuşulan Ermenice. Öyle ki bazı dil uzmanları, ikisinin farklı diller olduğunu düşünüyor. “Birisinin portresini çekerken öyle sessiz duramazsınız. Ama Haçaturyan’la konuşamıyorduk, zira konuşabileceğimiz ortak bir dil yoktu.” demişti. Ara Güler Ermeni Diasporasının Türkiye aleyhtarlığını eleştirmekten geri durmamıştı. Ermeniler ve Türklerin bir bütün olduğunu belirterek “Bu memlekette yaşayanlar, kökenleri ne olursa olsun Türk’tür” görüşündeydi. Onun gibi muhalif bir entelektüelin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkisini eleştirenlere cevabı; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmini çekerek ve “Bugüne kadar kaç cumhurbaşkanı geçti bizden, 20 tane, 30 tane geçti. Bir tanesi de kafa tutmadı ya kimseye. Yani onun o tarafı hoşuma gidiyor.” olmuştu. Ara Güler kimdi biliyor musunuz? “-Babam benden daha Türk’tü, ben ondan daha Türküm.” diyen bir vatan evladıydı. Başımız sağ olsun!
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc32


https://kafkassam.com/canakkale-gazisi-dacat-derderyan-oglu-tarihi-durduran-adam-ara-gulerin-ardindan.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın