İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Cemal Kaşıkçı kimdir? Cinayeti kim işledi? Kaşıkçı olayında son dakika haberleri

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi konsolosluğunda öldürüldüğü giderek netlik kazanırken, olaya ilişkin son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Peki dünyanın konuştuğu Cemal Kaşıkçı kimdir? Kaşıkçı’yı kim öldürdü? Kaşıkçı ailesi neden önemli? Prens Selman’ın Kaşıkçı olayındaki rolü ne? Kaşıkçı ailesinin hikayesi, gün gün yaşananlar, dünya başkentlerinden yapılan açıklamalar ve cinayete ilişkin son bulgular sürekli güncellenen haberimizde…

 

Suudi Arabistan asıllı gazeteci Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018 tarihinde gidiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda kayboldu… Günlerdir dünyanın gündeminden düşmeyen Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğü neredeyse kesinlik kazandı. Türkiye ve Suudi Arabistan’dan resmi teyit gelmese de konsoluslakta yapılan aramadan sonra uluslararası haber ajansları cinayete ilişkin kanıt bulunduğunu son dakika haberi olarak geçmeye başladı. Peki günlerdir konuştuğumuz Cemal Kaşıkçı kimdir? Kaşıkçı öldürüldü mü? Cinayete ilişkin deliller neler? Cinayeti kim işledi. Suud yönetimi ya da Veliaht Prens’in Kaşıkçı cinayetinde parmağı var mı?

18-10/16/cemal-kasikci-son-goruntu.jpgCemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan konsolosluğuna girerken kameraya yansıyan son görüntüsü.

OLAY NEDEN ÖNEMLİ?

Kaşıkçı suikastıyla ilgili bu ve benzeri sorulara net bir cevap vermek mümkün olmasa da gelişmeler Suud yönetimini özellikle de ‘reformist’ ABD yanlısı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı işaret ediyor. Kaşıkçı cinayetinde Riyad’ın parmağının netleşmesi, Ortadoğu’da dengeleri değiştirecek, özellikle Selman’ın girişimi ile ABD-Suudi Arabistan-İsrail arasındaki yeni dönemi de etkileyecek. Cinayetin siyasi sonuçlarının uzun yıllar tartışılacağını şimdiden söylemek mümkün. Özellikle ABD ve Avrupa başkentlerinin Kaşıkçı cinayetine ilişkin duruşları, fay hatlarının hareketleneceğinin göstergesi.

CEMAL KAŞIKÇI KİMDİR? NEDEN DÜNYA GÜNDEMİNDE?

Peki dünya gündemini bu kadar meşgul eden Cemal Kaşıkçı kim? Bu sorunun cevabı aslında cinayetin nedenini hatta siyasi sonuçlarının etkisini de açıklıyor. Öncelikle Cemal Kaşıkçı, Suud yönetimine muhalif bir isim. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, 1958 tarihinde Medine’de hayata gözlerini açtı. İlk ve orta öğrenimini Suudi Arabistan’da bitirmesinin ardından, üniversite eğitimini 1982 tarihinde Indiana State Üniversitesi’nden İşletme yüksek lisans derecesi ile tamamlayarak mezun olmuştur. Kariyerine muhabir olarak adım atan Cemal Kaşıkçı; OKAZ, Al Sharq Al Awsat, Al Majalla ve Al Muslimoon başta olmak üzere pek çok günlük ve haftalık Arap gazetelerinde muhabirlik yaptı. Kaşıkçı, 1991 ve 1999 tarihleri arasında Al Madina isimli gazetede, “Yazı İşleri Müdürlüğü’’ ve “Genel Yayın Yönetmenliği Vekilliği” görevini üstlendi.

18-10/16/cemal-kasikci.jpg

BASKILAR YÜZÜNDEN İSİTFA ETTİ

Suudi Arabistan’ın önde gelen Arab News adlı İngiliz gazetesinde Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı, İngiltere ve ABD’de Suudi Arabistan Büyükelçiliği yapan Prens Türki al Faysal’ın Medya Danışmanlığı görevleride bulundu. Suudi reformistler açısından mühim bir platform olan Al Watan adlı gazetenin yazı işleri müdürü olan Cemal Kaşıkçı, baskılar nedeniyle istifa etti. Nisan 2007 tarihinde ikinci defa Al Watan gazetesinden yazı işleri müdürü oldu. Ancak burada da baskı nedeniyle istifa etmek zorunda kaldı. 2015 tarihinde Bahreyn’de açılan ve Suudi Prens El-Velid bin Talal’in finanse ettiği Al-Arab kanalında bulunan Cemal Kaşıkçı, 2017 tarihinden itibaren Washington Post adlı gazetede köşe yazarlığı yapıyordu.

KAŞIKÇI AİLESİNİN BİLİNMEYEN HİKAYESİ

Kaşıkçı’nın kısa hayat hikayesi böyle. Ancak Türkiye’de başlayan ailesinin hikayesi onu ve siyasi kimliğini daha da önemli hale getiriyor. KARAR yazarı Yıldıray Oğur’un Türkiye için ‘tanıdık’ ama az bilinen Kaşıkçı ailesinin hikayesini anlattığı köşe yazısı Cemal Kaşıkçı’nın neden öldürülmüş olabileceğine de ışık tutuyor:

Kayseri’nin Gesi Bağları türküsü kadar Germir Bağları türküsü de meşhurdur. Şimdi ikisi de Melikgazi ilçesinin mahalleleri olan Gesi ve Germir’deki bu aşk türkülerinden Germir’de geçeni bir rivayete göre ağanın kızını seven köyün delisinin acıklı hikayesini anlatmaktadır. Sonunda ikna olmuş gibi yapıp “Tamam kızımı sana vereceğim” diyen ağa bir şart koşmuştur: “Erciyes’in karı erirse.”

Bir başka rivayete göre ise türkü bir Rum kızıyla Müslüman bir erkeğin imkansız aşkı hakkındadır.

Çünkü Kayseri’ye 5 km uzaktaki Germir Köyü’nde 1900 yılında  bin Müslüman, iki bin Ermeni ve iki bin beşyüz kadar da Rum yaşamaktaydı. Köyün adı da Ermenice “kırmızı” demekti.

(Germir’in adı 1960 darbesinden sonra Konaklar’a çevrilse de 2000 yılında köylüler imza toplayıp tarihi adlarını geri aldılar.)

Rumların, Ermenilerin ve Müslümanların ayrı ayrı okulları ve bir idadinin olduğu köyde iki bin kitaplık bir kütüphane, dört eczane, yirmi beş doktor, camiler ve kiliselerle çok canlı bir hayat vardı. Burada üretilen beziryağı, kilise, cami, konakların tavan süslemelerinde kullanılmaktaydı.

Bu canlı ve renkli hayat önce 1915’de Ermenilerin tehciri, ardından 1924’de Rumların mübadelesiyle karardı.

Köyden Yunanistan’a giden Rumlar Türkçe’den başka dil bilmedikleri için uzun zaman dışlanmışlardı.

O Rumlardan biri de ünlü Oscarlı ABD’li yönetmen Elia Kazan’ın annesiydi.

Annesi Germirli babası Kayserili olan Kazan, dört yaşında doğduğu İstanbul’dan ailesiyle birlikte ABD’ye göç etmişti. Yıllar sonra ata topraklarına geri döndü. 2003’de vefat edene kadar da sık sık köyünü ziyaret etti.

İmamoğluları, Narinler gibi Kayserili zengin ailelerin çıktığı Germir’e 1983 yılında atalarının izlerini bulmak için gelen bir başka ünlü ise Kayserilileri daha fazla heyecanlandırmıştı.

18-10/16/adnan-kasikci.jpg

Dünyanın en zengin adamlarından Adnan Kaşıkçı’nın oğlu Muhammed Kaşıkçı.

Amerikalı model sevgilisi Debbie Dickinson’la birlikte özel uçağıyla Kayseri’ye inen Kaşıkçı, atalarının yaşadığı Germir’e geçmiş, köyün en yaşlısından ailesi hakkında bilgi almaya çalışmıştı.  Ama 96 yaşındaki yaşlı adam Kaşıkçı adını küçükken duyduğunu ama pek bir şey hatırlamadığını söylemişti.

MEDİNE’NİN HİZMETÇİSİ BİR AİLE

Çünkü Adnan Kaşıkçı’nın biyografilerine göre Kaşıkçı ailesinin bazı mensupları 300 yıl önce Hacc için Germir’den ayrılmış ve kutsal topraklardan geri dönmeyerek Medine’ye yerleşmişti.

Medine tarihi yazan Asım Hamdan’a göre Kaşıkçılar Medine’de kuşaktan kuşağa Hz. Muhammed’in türbesine hizmet etmiş ve Mescid-i Nebevi’ye müezzin yetiştirmiş ailelerden biriydi.

Osmanlı’nın son döneminde aile  mensuplarından, İttihat ve Terakki’ye yakın Abdullah Kaşıkçı Medine’de muhtesip (Osmanlı’da dini ve mali zabıta) olarak görev yapmıştı.  Onun Medine’de yöneticilik yaptığı sırada Şerif Hüseyin’in Arap İsyanı patlak verdi. Kaşıkçı ailesi Medine’yi koruyan Fahrettin Paşa ile birlikte şehirde kaldılar. Daha sonra Şerif Hüseyin’in adamları Medine’yi ele geçirince aile Şam’a sürüldü.

Kardeşlerden biri olan Muhammed Halit Kaşıkçı aile gelenekleri dışına çıkıp, Şam’da tıp okuyup, cerrah oldu. Daha sonra Paris’e gidip tıp eğitimine devam etti.

1925’de Vahhabi Suud Ailesi’nin Hicaz’ı Şerif Hüseyin’den almasından sonra Mekke’ye döndü ve muayenehanesini açtı. Mekke’nin ilk modern doktoru olarak, Suudi Arabistan’ı kuran Kral İbn Suud’un özel doktoru oldu.

Çocuklarının da kendisi gibi iyi bir eğitim almalarını istedi.

Kızlarından Soheir Kaşıkçı ünlü bir roman yazarı oldu. Samira Kaşıkçı ise el-Şarkiya adlı bir dergi çıkardı ve ilerici bir yazar olarak ünlendi. Mısırlı milyarder Muhammed El Fayed ile evlendi. “Dodi” adında bir oğulları oldu, kısa bir süre sonra boşandılar. Fayed Ailesi, Londra’da Harrods Mağazaları’nı açtı. Dodi El Fayed, Prenses Diana’yla aşk yaşadı ve birlikte Paris’te bir araba kazasında hayatlarını kaybettiler.

Doktor Muhammed Kaşıkçı’nın diğer oğlu, mühendislik okumak için gönderildiği Colorado’yu soğuk bulup, üniversiteyi bıraktı. İş hayatına atıldı. Petrol, silah sattı ve dünyanın en zengin insanlarından biri olan Adnan Kaşıkçı oldu.

İlk kez 1980 yılında Türkiye’ye gelen Başbakan Süleyman Demirel ile görüşen Kaşıkçı’nın Türkiye’de petrol çıkarmak istediği yazıldı. Aşkları, boşandığı eşi Süreyya, dev yatı, lüks harcamaları, yatırımları ile yıllarca Türkiye magazin gündeminden düşmedi. Filmlere konu oldu. Filipin diktatörü karı koca Marcoslarla ilişkileri yüzünden ABD’de hakkında verilen tutuklama kararı sonrası İsviçre’de hapse girdi, dev yatını en son Donald Trump satın aldı, 2017’de vefat etti.

Adnan Kaşıkçı’nın babası Kral İbn Suud’un özel doktoru Muhammed Kaşıkçı’nın diğer beş kardeşi aile geleneğini devam ettirip Medine’de Mescid-i Nebevi’de dini hizmetlerde bulundular, müezzinlik yaptılar.

O kardeşlerden biri olan Ahmet Kaşıkçı, 1959’da doğan oğluna Cemal Ahmet Hamza Kaşıkçı adını vermişti. Muhtemelen bir sene önce Mısır ve Suriye’yi birleştiren Arap milliyetçiliğinin kahramanı Cemal Abdülnasır’dan etkilenerek. Onun adı da Cemal Paşa’dan ilhamla konmuştu.

Ama Cemal Kaşıkçı gençliğinde Arap milliyetçiliğine değil, İslamcılığa meyletti. Müslüman Kardeşler taraftarı oldu. Gazetecilikte dikkat çekmesi de 80’lerde Afganistan’a gidip, o yıllarda Suudi Arabistan ve İslam dünyasında kahraman olarak bakılan “mücahit”lerden Usame Bin Ladin’le yaptığı röportajlarla oldu.

Ama “mücahit”lerin terör eylemlerine başlamasıyla bu hareketlere karşı mesafe aldı. 2003 yılında Riyad’da El Kaide’nin sivillerin ölümüne neden olan Amerikan üslerine düzenlediği terör saldırıları sonrası genel yayın yönetmenliğini yaptığı yarı resmi Al-Vatan gazetesinde Selefi imamı İbn-i Teymiye El Kaide’nin terör saldırılarını meşrulaştırdığı cihatta gerekirse Müslüman sivilleri de öldürme ruhsatı veren fetvasını eleştiren yazısının ardından görevden alındı.

PRENS’İN DANIŞMANI OLDU

Ama görevden alındıktan sonra kendisi gibi düşünen reformcu ve güçlü bir Prens onu yanına danışman olarak aldı; Prens Türki el Faysal.

Prens Türki’nin annesi Kraliçe İffet İstanbul doğumlu yarı bir Arap-Türk’tü. Eski Riyad valisi olan ve Suud ailesiyle akraba bir aileden gelen babası Osmanlı ordusunda subaydı ve Çanakkale savaşında hayatını kaybetmişti. Akyazılı olan annesi Asiye Hanım ise Türk’tü.

İffet Hanım’ın yine İstanbul doğumlu kardeşi Kemal Adham da Kral Faysal tarafından yetiştirilmiş ve 1965’te Suudi istihbaratını kurmuştu.

1977’de ondan boşalan koltuğa, 1975’de babası Kral Faysal, yeğeni tarafından sarayda öldürülünce Prens Türki el Faysal oturdu ve 1977’den 2001 11 Eylül saldırılarına kadar Suudi istihbaratının bir numarası oldu. 11 Eylülden sonra ayrılmak zorunda kalmasının sebebi de Afganistan yıllarında Bin Ladin’le kurduğu ilişkilerin 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya serilmesi olmuştu.

Aslında entelektüel bir isim olan Prens Türki reformcu çizgideydi. Bu yüzden kendisi gibi düşünen, onun gibi Türk asıllı olan Cemal Kaşıkçı’yı  Londra ve Washington elçiliği sırasında basın danışmanı olarak yanında götürmüştü.

SELEFİLERİ ELEŞTİRDİ KOVULDU

Prens Türki, 2007’de tam zıddı olan Bandar bin Sultan tarafından tasfiye edildi. Onun Suriye’de yaptıklarının bedeli hala ödeniyor.

Cemal Kaşıkçı ise 2007’de bir kez daha Al Vatan’ın genel yayın yönetmeni oldu. Fakat 2010’da yine Selefileri eleştiren yayınları yüzünden tekrar görevi bırakmak zorunda kaldı.

Ama Kraliyet ailesine yakınlığı ve bir entelektüel olarak saygı görmesi yüzünden sık sık Arap Tv kanallarına çıkıyor, Batı medyasında görüşlerine yer veriliyordu.

2016’da Trump’ı eleştirdiği için televizyonlara çıkması yasaklandı. Katar ablukasını, Yemen savaşını da eleştirmesi ise bardağı taşırdı.

18-10/16/kasikci-prens-selman-1539707230.jpg

PRENS SELMAN’DAN SONRA İŞLER DEĞİŞTİ

Prens Selman’ın ipleri ele geçirmesinden sonra farklı düşünen, eleştirel yazar, işadamı, ekonomistlere yönelik tutuklama dalgasından 2017 Eylül’ünde Suudi Arabistan’ı terk edip Amerika’ya giderek kurtuldu.

Washington Post’a yazar oldu ve eleştirilerini sesini yükselterek sürdürdü.

Onun eleştirileri kendisini Batı’ya reformcu gibi göstermeye çalışan Prens Selman’ın karizmasını çizmekteydi. Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’da demokratik değerlerin savunuculuğunu yapacak bir sivil girişimin hazırlıkları içindeydi. Ortadan kaybolmasından üç gün önce BBC radyosuna verdiği röportajda anlattıkları ise en az bu hikayesi kadar tanıdık:

“Ülkemde tutuklanan yazarlar, ekonomistler muhalif de değillerdi sadece bağımsız kafalardı. Kendime de muhalif demek istemiyorum. Ben sadece bir yazarım. Fikirlerimi söylemek ve yazmak için özgür bir ortam istiyorum.”

Kayseri Germir’de başlayan, Medine Savunması sırasında Osmanlılarla birlikte hareket edince sürgün edilmiş, Mescid-i Nebevi’ye müezzinler yetiştirmiş bir aileden gelen bir entelektüel, hikayesinin sonunda atalarının geldiği ülkeye geri döndü. Adalet ve fikir özgürlüğü istediği için barınamadığı ülkesinin İstanbul konsolosluğunun kapısından girdi ama bir daha oradan çıkamadı.

Onu o kapıdan girmek zorunda bırakan da o Germir türküsündeki gibi yine bir gönül meselesiydi.

18-10/16/cemal-kasikci-konsolosluk.jpgCemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğü Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu’nda Türk ekipler 15 Akim akşamı inceleme yaptı. 

DELİLLER CİNAYETİ GÖSTERİYOR

2 Ekim 2018 günü Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na resmi işlemler için girerken nişanlısına telefonunu bırakan ve “Çıkmazsam haber ver” diyen Cemal Kaşıkçı’nın hikayesi böyle. Günlerdin dünyanın konuştuğu Kaşıkçı’nın akıbetiyle ortaya çıkan bilgiler ise bu hayat hikayesininin Suud yönetimi eliyle bir cinayetle sona erdirildiğini gösteriyor. İlk günden itibaren dillendirilen suikast iddiası giderek netleşmeye başladı.

18-10/16/s2-1539213272.pngKaşıkçı’nın konsoloslukta kaybolduğu gün Türkiye’ye gelen Suudi ekip

18-10/16/s1-1539213267.png

Konsolosluğu, olay günü kameraların çalışmadığı dolayısıyla Kaşıkçı’nın binadan çıktığına ilişkin görüntülerin olmadığına yönelik açıklamalarıyla başlayan kuşkular, Riyad’dan özel jetle gelen ‘suikast tim’inin görüntülerinin ortaya çıkmasıyla ete kemiğe bürüntü. 15 kişilik ekip içinde, cinayet mahallini temizleyecek adli tıpçı bile vardı. Ekibin İstanbul’da Atatürk Havaalanı’na inişinden Türkiye’den ayrılana kadar dakika dakika hareketlerinin yer aldığı görüntüler, adeta suçüsüt niteliği taşıyordu.

18-10/16/manset-copy-1539165698.jpg

Kaşıkçı’nın kaybolduğu 2 Ekim günü Türkiye’ye gelen Suudi ekibin 18 saat boyunca yaptıkları an be an kamera kayıtlarından ortaya çıkarıldı. Ekibin Kaşıkçı konsolosluktan randevu aldığı gün harekete geçtiği, binaya girmeden saatler önce de hazırlık yaptığı kayıtlarla ortaya çıkarıldı.

DÜNYA BAŞKENTLERİ AYAĞA KALKTI

Bu görüntülerin yayınlanmasından sonra başta ABD olmak üzere dünya başkentlerinden Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına yönelik açıklamalar da peş peşe geldi. ABD Başkanı Trump, olayla en üst seviyede ilgileneceğini belirterek Kaşıkçı’nın nişanlısını Beyaz Saray’a davet etti. Trump, “Bu çok üzücü bir durum, çok kötü bir durum. Böyle bir şeyin bir gazetecinin ya da herhangi bir kimsenin başına gelmesine izin veremeyiz. Bu durum Beyaz Saray’da bizim için çok önemli bir mesele. Sonuna kadar gideceğiz” dedi. Kral Selman’la da görüşen ve Dışişleri Bakanı’nı Riyad’a gönderen Trump açıklamalarında olayın üzerine gideceğini sık sık tekrarladı.

#http://www.karar.com/ekonomi-haberleri/kasikci-olayi-riyada-pahaliya-patladi-dunya-devleri-cekiliyor-1000805#

Kaşıkçı cinayetiyle ilgili AB, BM ve Avrupa ülkelerinden de üst üste benzer açıklamalar geldi. Bazı şirketler Suud yönetimiyle ilişkilerini asgari düzeye çekti ve Riyad’ın ‘Çöldeki Davos’ olarak adlandırılan ‘Geleceğe Yatırım Girişimi’ konferansından çekildi. New York Times, CNN, CNBC, Financial Times, Huffington Post, ve Bloomberg giib dev medya kuruluşları da sponsorluklarını iptal etti.

SELMAN KÖŞEYE SIKIŞTI… CİNAYET KANITI BULUNDU…

Dünyanın Cemal Kaşıkçı cinayetine gösterdiği tepki Veliaht Prens Selman’ın köşeye sıkışmasına neden oldu. Net bir açıklama yapmaktan kaçınan Riyad yönetimi Türkiye ile olayın aydınlığa kavuşması için işbirliği yapacağını açıkladı. Ardından konsoloslukta inceleme için izin verdi. Kral Selman da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradı. 15 Ekim’de ise Suudi Aramistan’dan gelen bir heyet ile Türk polisi savcı gözetiminde konsoloslukta arama yaptı. Aramalarla ilgili Türk ekipten yapılan ilk açıklamada ‘cinayete dair emareler var’ denildi. Daha sonra AP’ye konuşan bir Türk yetkili ise ‘Cinayet kanıtı elimizde’ açıklaması yaptı. Birleşmiş Milletler son açıklamasında konsolosluk çalışanlarının dokunulmazlığının kaldırılması için çağrı yaptı.

KANIT BULUNDU, KONSOLOS KAÇTI

Konosoloslukat yapılan incelemede kanıt bulunmasının ardından ilginç bir gelişme yayaşandı. Kaşıkçı’nın kaybolduğu gün konsolosluk binasının kapıların Reuters’a açarak şov yapan Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosu el Muhammed el Uteybi Riyad’a uçtu.

RİYAD CİNAYETİ ÜSTLENECEK Mİ?

Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair kanıtların bulunduğu haberi son dakika gelişmesi olarak gündeme düşerken, bir gün önce yani 15 Ekim 2018 günü CNN’in bir haberi dikkat çekti. Habere göre Suudi yönetimi, cinayeti sorgu sırasında meydana gelen bir kaza sonucu Kaşıkçı’nın öldüğünü ileri sürerek üstlenmek için hazırlık yapıyor. Ancak bu bilgi resmi makamlarca doğrulanmazken, Riyad yönetimi tarafından da yalanlanmadı.

WASHİNGTON BÜYÜKELÇİSİ GERİ DÖNMEYECEK

Kaşıkçı krizi ABD siyaseti ve medyasında da büyük depreme neden oldu. New York Times gazetesi Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Prens Halid Bin Salman’ın bir hafta öncö Riyad’a gittiği ve bir daha da ABD’ye dönmeyeceğini yazdı. Kaşıkçı cinayetinin arkasındaki isim olarak gösterilen veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın kuzeni olan büyükelçi Kaşıkçı’yı ABD’den İstanbul’u sevkeden isim olarak dikkat çekmişti. Kaşıkçı İstanbul’a gelmeden önce ABD Büyükelçiliği’ne gitmiş buradan İstanbul’a sevkedilmişti. ABD medyası bu sevkin de tuzağın bir paçası olduğunu belirterek büyükelçiyi mercek altına almıştı.

Öte yandan NYT, veliaht Prens’in dünyadan yükselen isyana çok şaşırdığını Kaşıkçı için böyle bir tepki beklemediğini yazdı. NYT’nin Prens’in yakın çevresinden bir danışmana dayandırdığı habere göre MbS Kaşıkçı için gelen tepkiler karşısında ‘şok’ oldu. Özellikle ABD’nin dış politikasında belirleyici pozisyonda olan bir çok düşünce kuruluşu da veliaht Prens’in ülkenisinin gelecekteki lideri olabilmesinin artık çok zor olduğu konusunda hemfikir olduğu “Bu isimle iş yapmak mümkün değil” noktasına geldiği analizi de yer aldı haberde.

İSRAİLLİ GAZETEDEN İLGİNÇ İDDİA

Kaşıkçı’nın akıbetiyle ilgili en ilginç haberlerden birine ise İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz imza attı. Gazete animasyonlu haberinde Kaşıkçı’nın cesedinin konsolosluk biansının dışına çıkarılmadığını, bahçeye gömüldüğünü ileri sürdü.

18-10/16/2178541_810x458.jpg

HABER ALAMAZSAN, ALARMA GEÇSİNLER

Cemal Kaşıkçı’yı son gören isim, nişanlısı Hatice Cengiz, ilk açıklamasıyla olayın kamuoyuna duyulmasını sağladı. Cengiz daha sonra New Yorkv e Washington Post’a yazdığı yazılarla dünya kamuoyunun dikkatini çekmeye çalıştı. NYT’ye yazdığı yazıda Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna gittiği sabah da oldukça neşeli olduğunu belirten Cengiz, şöyle devam etti:

“Konsolosluğa vardığımızda, içeri girdi. Bana kısa sürede kendisinden haber alamazsam, Türk makamları alarma geçirmemi söyledi. Eğer bunun Cemal’i son görüşüm olduğunu bilseydim, konsolosluğa kendim girerdim. Hikayenin devamı: O binadan bir daha hiç çıkmadı. Ve onunla ben de orada kayboldum.”

18-10/16/kasikci-tepkiler.jpg

KAŞIKÇI CİNAYETİNE TEPKİLER

AB Konseyi

SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI

Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın durumunun “tam olarak araştırılması” ve “suçluların cezalandırılması” için çağrıda bulundu. Brüksel’de düzenlenen Üçlü Sosyal Zirve ardından basın toplantısı düzenleyen Tusk, Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair haberlerden ciddi endişe duyduğunu söyledi.

BM 

Konsoloslun dokunulmazlığı kaldırılsın 

BM, kayıp gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının aydınlatılması için Suudi Arabistan Başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yaptığı yazılı açıklamada, Suudi Arabistan’ı, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın “ortadan kaybolması” ve “muhtemel yargısız infazına” ilişkin tüm bilgileri açıklamaya davet etti. Bachelet, 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’nden kaynaklanan söz konusu dokunulmazlıktan acilen feragat edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Uluslararası hukuka göre, zorla ortadan kaybetme ve yargısız infaz çok ciddi bir suçtur ve dokunulmazlık, yaşanan olayın ve sorumluların soruşturulmasını engellemek için kullanılmamalıdır” ifadesini kullandı. Kaşıkçı’nın “ortadan kaybolması” ve “muhtemel yargısız infazına” ilişkin tüm bilgileri açıklaması için Suudi Arabistan’a çağrı yapan Bachelet, Kaşıkçı soruşturması kapsamında Türk ve Suudi yetkililerin konsoloslukta inceleme yapılmasına ilişkin yaptığı anlaşmadan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Cemal Kaşıkçı’nın Suudi konsolosluğunda öldürüldüğü giderek netlik kazanırken, olaya ilişkin son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Peki dünyanın konuştuğu Cemal Kaşıkçı kimdir? Kaşıkçı’yı kim öldürdü? Kaşıkçı ailesi neden önemli? Prens Selman’ın olaydaki rolü ne? Kaşıkçı ailesinin hikayesi, gün gün yaşananlar, dünya başkentlerinden yapılan açıklamalar ve cinayete ilişkin son bulgular sürekli güncellenen haberimizde…


http://www.karar.com/guncel-haberler/cemal-kasikci-kimdir-cinayeti-kim-isledi-kasikci-olayinda-son-dakika-haberleri-1000867

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın