İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Charles Aznavour’un melankolisi… Walter Benjamin ve Daniel Bensaïd’e değerken

Philippe Corcuff –

Charles Aznavour’un anısına [22 Mayıs 1924-1 Ekim 2018], şarkılarından biri olan “Non je n’ai rien oublié” (1971) üzerine siyasi-felsefi bir yorum. Herhangi bir işe bulaşmıyormuş gibi görünürken, şansonun tarihin ve zamansallıkların en alışıldık kavrayışlarını altüst ettiği bir örnek, devrimden aşka… ve Julia Roberts ve Hugh Grant’a özel bir selamla!

Walter Benjamin ve Daniel Bensaïd’in Devrimci Melankolisi

Devrimci enternasyonalist militan ve filozof Daniel Bensaïd, Toulouse’da 1946’da doğdu ve 12 Ocak 2010’da Paris’te öldü. Ailesinin Toulouse’da işlettiği komünist halk bistrosunun çekmecesinde bir sarı yıldız bulundurulurdu, Yahudi soykırımını unutmamak için. Ateist olan Daniel, Yahudi kültürlerinden çekip alınmış entelektüel kaynaklarla bağlarını muhafaza etmişti. Fakat enternasyonalizmi ve -ortak dostumuz Michael Löwy’nin ifadesiyle- “sapkın komünizmi”, onu devletçiliğe, milliyetçiliğe ve sömürgeciliğe olan eğilimleriyle İsrail ulus-devletine karşı diasporanın tertibatını (“Enternasyonalle kurtulur insanlık”ın bir öngörünümü) tercih etmeye yönlendirdi. Entelektüel açıdan laikleştirilmiş ve Marksistleştirilmiş Yahudi mesihçiliğiyle bağlanma noktaları Walter Benjamin’in siması aracığıyla oluşmuştu. Alman bir yazar ve filozof olan Benjamin [1892-1940], Nazizmden kaçarken Fransa-İspanya sınırında Eylül 1940’ta intihar eder. […]

Walter Benjamin, özgürleşimci tarihsel geleneklere bağlılıkla bilinmeyen bir gelecek-olan’a açık olma kapasitesini özgün biçimde bir araya getirmeyi bildi. İntiharından birkaç ay önce kaleme aldığı “Tarih Kavramı üzerine” tezlerinde Yahudilik ve Marksizmin kavşağında geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki “homojen ve boş zaman” olarak adlandırdığı çizgisel dizilişi alt üst etmeye davet eder. […] Özgürleşim fikriyatı için yeni bir uzamın taslağını çizer Benjamin: Kırılgan -ve ele geçirilmesi gereken- bir “şimdinin zamanı”yla birbirine bağlı olan, toprağa gömülü özgürleşimci geleneklerin tekrar sorgulanışıyla radikal biçimde farklı bir gelecek ufkunun önsezisi arasında durmaksızın yinelenen bir diyalektik. Karşımızda ezilmiş bir geçmiş, özgürleştirici bir gelecek ve şu anın eylemi arasında oluşturulan görülmedik bir ittifak bulunuyor. […]

Walter Benjamin. Mesiyanik Muhafız. Mümkünün Solunda isimli harikulade kitabında (1990, 2.nci baskı 2010) Daniel Bensaïd, Benjamin hakkında şöyle der:

“Melankolik galaksisinde onun ikiz yıldızlarına rastlayacağız ve usulca seçmeci olan yakınlıkların çekimine kapılacağız. Oradan da, henüz keşfine çıkılmamış patikaların başladığı sonsuz yol ayrımlarını bulacağız”.

Charles Aznavour’un aşk melankolisi

Melankoli popüler şarkıları de ele geçirebilir. […]

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=27Syr9TfsXE?feature=oembed]

Charles Aznavour’un 1971 tarihli, “Non, je n’ai rien oublié” [Hayır, hiçbir şeyi unutmadım] şarkısına eğilelim (sözler Aznavour’un, müzik Georges Garvarentz’in). İki eski aşık rastlaşır. Gençliklerinde genç kızın babasının zorlamasıyla ayrılmışlardır. “Hayır, hiçbir şeyi unutmadım” diye ilan eder erkek. Bir zamanlar sevilmiş olan kadının karşısında, şarkının sıradan kahramanı, düşündüğünün aksine geçmişin tam olarak geçmemiş olduğunu anlar:

“Her şeyin geçen zamanla öldüğünü düşünürdüm”.

“Homojen ve boş zamanın” şeması çöker. “Anılar çoğalır”: Bir zamanın zorunlu ayrılışı -Benjamin’in ezilmiş geçmişi- yeniden zuhur eder. Aznavour’da tahakküm, toplumsal normların kefili ve kızı için “kendi durumuna uygun olarak seçilmiş bir koca” isteyen babada cisimleşir. Aznavour sonunda Benjaminci tarih felsefesinin kalbini tek bir dizede kristalleştirmeyi başarır:

“Ve geçmişim, mağlubiyetinin derinliklerinden geri gelir”.

Çünkü ezilmiş geçmişin mağlubiyeti nihai değildir ve yeni bir gelecek yeniden belirebilir:

“Tesadüf meraklıdır, olayları tetikler/ Ve aceleci kader bir anlığına mola verir”.

Dolayısıyla söz konusu olan ölü bir geçmişe basit bir nostaljik dalış yapmak değil, ama tam da birlikte bir başka geleceği tasavvur etmek için bir fırsatı ele geçirmektir. “Eğer istersen, eğer müsaitsen…” diyerek davette bulunur Aznavour. Dolayısıyla beklenmedik bir karşılaşma, yer altına gömülü bir geçmişe gelecekte bir başka patika bulma imkanını sunar, Aznavour için bu yeni bir aşk, Benjamin ve Bensaïd içinse devrimdir…

Felsefininkinden farklı olan bir sanatsal düzlemde bu şarkı, geçmiş-şimdi-gelecek’in klasik evrimci ve ilerlemeci dizilişinden farklı bir tarihsellik modelini, zamansallıkların farklı bir düzenlenişini tasarlayarak deneyimin içinden geçen çelişkileri ifade eder.

Çeviri: Uraz Aydın
P. Corcuff’ün Où est passée la critique sociale ? Penser le global au croisement des savoirs (Paris, Éditions La Découverte, collection « Bibliothèque du MAUSS », 2012) kitabının “Daniel Bensaïd’in anısına, melankolikçe eleştirel keşifler” bölümünden alınmıştır.

Post-scriptum : Charles Aznavour, Julia Roberts et Hugh Grant
Benim gibi naif duygusallar için: Richard Curtis’in Noting Hill (1999) filmindeki “She” şarkısı, (1974, sözler Charles Aznavour ve Herbert Kretzmer tarafından doğrudan İngilizce yazılmış, müzik de Charles Aznavour’un).

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=ryWTWDkF_Oc?feature=oembed]

https://blogs.mediapart.fr/philippe-corcuff/blog/011018/melancolie-de-charles-aznavour-en-affinite-avec-walter-benjamin-et-daniel-bensaid


 

http://www.yeniyol.org/charles_aznavourun_melankolisi/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın