Bir ülkenin iç/dış vesayetten çıkması öyle kolay bir süreç değil. Tüm kılcal damarlara sızmış bir kanserden iyileşmek ne kadar zorsa, vesayet de bir demokrasinin kanseridir. O bünyeyi tamamen ele geçirmek için sürekli çaba gösterir ve önüne gelen her hücreyi dönüştürür. FETÖ gibi bir yapılanma nasıl devletin ve toplumun her hücresine bu kadar sızdı?
Şimdi siyasal destekle işbaşına gelen bir hükümetin böyle bir düzenek içinde nasıl bir durumda kalacağını aşağı yukarı tahayyül edebilirsiniz. Tahmin etmenize de gerek yok; 2007 ve 2013 saldırıları ortada.
AK Partili olduğum için söylemiyorum; tek gücü sandıkta kendisini işaret eden milli irade olan siyasal iktidarın bugüne kadar iç/dış vesayete karşı muvaffak olması beşeri manada bir mucizedir. Anormal bir iş başarılmıştır. Normal ve olağan olan, Erdoğan ve AK Parti’nin başarısız olmasıydı.
Merhum Menderes, Özal ve Erbakan başaramadılar. Tabii ki çok önemli hizmetler sundular; ama en sonunda hal edildiklerinden kuşku yok. Ama halk bu yarım kalmış çizgileri uçlarından birleştirdi ve AK Parti’ye bağladı. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu bayrağı büyük bir liyakat ve direnç göstererek bugüne getirdi.
Tabii Sultan Abdülhamid’i de unutmamak lazım. 33 yıl mücadele veren bu lideri 1908-9’da akılları ve gönülleri Batı tarafından fethedilmiş bu ülkenin çocukları hal etti. Bu hal edişten 10 yıl sonra Sevr ile nihai yokoluşun eşiğine geliyorduk. Sultan Abdülhamid hatasız değildi. Ama dönemin muhalifleri onda biriken iktidar gücünün ne kadar kritik olduğunu es geçmiş ve bu tek mukavemet noktasını çökertmişlerdi. Onun hal edildiği gün Batı başkentlerinin yönetim odalarındaki sevinci tahmin edebiliyorum. Çünkü onlar İttihatçıların aksine, karanlıkta sürüklenen değil, oyunu kuranlardı.
Tabii Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abdülhamid, Atatürk, Menderes veya Özal değil. Bu analizlerde benzer noktaları yakalamaya çalışırken anakronizme kaçmamak lazım. Ama bildiğimiz bir gerçek vardır: Ülke, bağı sadece bu ülke ile olan yerli/milli, liyakatli, zeki ve cesur liderlerce yönetilmelidir.
Osmanlı çöktü de bundan bu ülkenin hangi kesimi fayda gördü? Milyonlarca Müslüman öldü. Ermeniler yüzlerce yıllık yurtlarından oldu. Bağımsızlık vaat edilen Arapların hali ortada. Bugün onların yardımına Osmanlının ardılı Türkiye Cumhuriyeti koşuyor. Kuzey Irak’taki referanduma karşı çıkarken de Kürtçülükle akılları başından gidenlere bu nedenle uyarı yapıyorduk. Emperyallerin oyununu oynayan hiç kimse iflah olmaz diyorduk.
Geçenlerde Serdar Turgut, Erdoğan’ı objektif nedenlerle her övdüğü yazısı nedeniyle sosyal medyada nasıl engellendiğini, hedef olduğunu yazıyordu. Böyle bir dönemde Erdoğan’a destek olmanın yurtseverlik gereği olduğunu cesurca ifade ediyordu.
Hatasız kul, eksiksiz iş olmaz. İş yapan hata da yapabilir. Sayın Erdoğan da hatasız olmayacaktır. Bizim için verdiği milli mücadele önemlidir ve bu kritik dönemeçte Erdoğan Beyaz Türk için de, muhafazakar için de, Kürtler, Aleviler ve Ermeniler için de büyük bir şanstır.
https://www.aksam.com.tr/markar-esayan/yazarlar/neden-erdogan/haber-776452
İlk yorum yapan siz olun