İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sözlü Tarih’ten üzüm ve Asdvadzadzin

Ermeni kültüründe üzümün ayrı bir yeri var. Pagan dönemlerden beri bereketi simgeleyen üzüm kutsama törenleri, Hıristyanlık döneminde de şekil değiştirerek Meryem Ana gününe bağlanmış, bir kilise yortusuna dönüşmüş. Meryem Ana Yortusu, veya Ermenice Surp Asdvadzadzin, Üzüm Bayramı olarak da biliniyor. 15 Ağustos günü ya da 15 Ağustos’a yakın olan Pazar gününde kutlanır. Sözlü tarih arşivimizden Surp Asdvadzadzin’in Anadolu’da yakın tarihe kadar Ermeniler tarafından nasıl kutlandığına dair bir derleme yaptık.

“Asdvadzadzin’de ateş yakardık”

“Biz Evereklilerin (Develi, Kayseri) bir geleneği vardı: Ağustos’ta, Asdvadzadzin Yortusu’nun Cumartesi akşamı, Everek’in doğusunda, Fenese’nin güneyinde bulunan ve Haç Dağı olarak adlandırılan küçük bir dağa tırmanır, orada ateş yakardık. Everekliler bu yanda, Feneseliler diğer tarafta. Herkes o ateşi görmek için dama çıkardı. Halk dam üzerinde, uzun sopalarla meşaleler hazırlar, küçük çocuklar ‘Haç ağacı yanıyor’ diye bağırırdı. Türkler de bize eşlik eder, o günü kendilerine özel kılar, ‘Çıra yandı’ derlerdi. Everekliler o gün Erciyes Dağı’na çıkar, orada da ateş yakardı.”

“Bu Haç Dağı’nda ateş yakarlardı. O ateş niye yanardı? Üzümün alacası olduğu zaman yanardı gece. Oraya toplanırlar, dua ederler, lastik tekeri götürürler onu yakarlardı.”

“Müslüman komşular da bağdan üzüm getirmek için okunma zamanını beklerler”

“Ermeniler üzümü okumadan yememeye gayret ederlerdi ama yerlerdi yine de. Onun da ekonomik bir temeli var, üzüm olgunlaşmadan bağlar harap olmasın diye yapılan bir şey. Bunlara riayet edilirdi, bir çekince duyulmazdı, alenen yapılan ritüellerdi bunlar. Hatta Müslüman komşular da bağdan üzüm getirmek için okunma zamanını beklerler.”

“Yazın pazar günleri, en azından bizim evde, sabah kahvaltı edilmeden kiliseye gidilirdi. Ağabeyimle babam mutlaka bağa üzüm getirmeye giderlerdi. Ben kiliseden kaçtıklarını düşünürdüm ama belki de öyle değildir. Taş bir avlumuz vardı, kiliseden sonra orada yer sofrasında yemek yenirdi. Ya mantı, ya su böreği mutlaka bulunurdu. Kavun karpuz, öteberi…”

Hrant Dink Vakdfı’nın yayınladığı sözlü tarih kitaplarına buradan ulaşabilirsinz. Siz de kendi ve aile hikayenizi bizimle paylaşmak isterseniz info@hrantdink.org adresinden veya 0212 2403361 – 62 telefon numaralarından bize ulaşabilirsiniz.

https://hrantdink.org/tr/faaliyetler/projeler/tarih-programi/1379-sozlu-tarih-ten-uzum-ve-asdvadzadzin

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın