İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenilerin Yaptıkları Zulumndan Geriye Kalanlar

Iğdır bölgesi ile Aras nehrinin öbür yanında bulunan Zengibasar, Vedibasar, Revan (İrevanbölgelerinin nüfusunun %80’i Müslüman Türklerden oluşmaktaydı. Vedibasar ve Iğdır bölgeleri sonradan Ermenilerin başkenti olacak olan Erivan’a çok yakındı. Ermeniler Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti’nin bölgeyi boşaltmasını fırsat bildiler ve Iğdır’ı işgal ettiler. Iğdırlıların teşkilatlanmamaları nedeni ile Ermeniler yörede yerleşim yerlerini basarak katliamlara giriştiler. Ermeniler Aras Nehri üzerinde Alican (Karakoyulu) Köprüsünü tutarak Dro Drastomat Kanayan ve Dr. Hacadur Bonapartyan ve yardımcılarının komutasındaki Iğdır’da katliamlarını sürdürmüşlerdir.

Iğdır’da, Tuzluca’da ve Aralık’ta çok sayıda Türk, çoluk çocuk, genç ihtiyar demeden Ermeniler tarafından öldürülmüştür. İkinci Kafkas Kolordu Komutanlığı’ndan Üçüncü Ordu Komutanlığı’na 16 Mayıs 1918’de gönderilen raporda, işgal altında bulunan Kafkasya’da Ermenilerin Müslümanları katliama tâbi tutarak zulümlerini sürdürdükleri bildirilmiştir. Yine 29 Nisan 1918’de Gümrü’den Ahalkelek’e gelen 500 arabadaki 3000 Müslüman göçmen, Ermeniler tarafından öldürülmüştür. Aynı günlerde iki top ve iki makineli tüfeği olan 1000 kişilik Ermeni kuvveti Tuzluca ve Erivan bölgesinde bulunan Türk ve İslâm köylerine saldırarak kadınları ve çocukları katletmişlerdir.
Iğdır’da Koçkıran, Taşburun, Bulakbaşı, Kadıkışlak, Hakmehmet, Oba, Yaycı, Küllük, Bayraktutan, Gedikli vb köylerinde toplu katliamlar yapılmıştır. Bu yerleşim yerlerinden Oba Köyü (1-2 Mart 1986), Hakmehmet Köyü (5-6 Ekim 1999), Gedikli Köyü (27 Mayıs 2003) uluslararası medya ve ilim adamları huzurunda canlı tanıkların ifadeleri doğrultusunda kazı yapılarak toplu mezarlar açılmış ve doğruluğu tescil edilmiştir.
Iğdır Merkez Oba Köyü’nde bulunan “Anıt Mezar” 13 Eylül 1919 Yılında Ermeni çetelerince toplu olarak katledilen Türklere ait toplu mezardır.
Uluslararası yapılan kazı çalışmalarında; Ermeni çetelerince katledilen 90 Türk vatandaşına ait kafa ve iskelet kemikleri ortaya çıkmıştır.
Bulgular Görgü tanığı Sakine AKSU ifadesi ile birleştirilince; Ermeni çetelerinin; “Tandır Damı Katliamı” gerçek boyutlarıyla ortaya çıkmıştır.
Sakine AKSU ve M. Ali KÖPRÜLÜ’nün anlattıkları:
Oba köyünde zorla topladıkları silahsız sivil insanlara işkence yaptılar, Hepsini yüzükoyun yere yatırarak odaya kilitlediler, üzerlerine ateş açtılar ve daha sonra bacadan gazyağı dökerek tandır damını ateşe verdiler.
Iğdır’da 5–7 Ekim 1999 tarihlerinde düzenlenen “21.Yüzyıla Girerken Tarihe Dostça Bakış: Türk-Ermeni İlişkileri Uluslararası Sempozyumu” çerçevesinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarına Iğdır Merkez Hakmehmet Köyünde 6 Ekim’de başlanmış ve çalışma şartlarının güçlüğü nedeniyle kazı 7 Ekim’de de sürdürülmüştür. Kazı çalışmaları Atatürk Üniversitesinden kazı ekibi ile İtalyan Tarih Bilimci Prof. Dr. Stefeno TRİNKHESE, Avusturyalı Tarih Bilimci Prof, Dr. Eric FAYCIL ve BCC Televizyonu’nun da bizzat katılımıyla toplu mezar kazısı iki gün sürmüş, 83 kişiye ait kafatası ve iskelet kemikleri çıkarılmıştır. Canlı şairlerinden Abbas GÜNEŞ’İN anlattığına göre; Köye Ermeniler tarafından baskın yapılmış, erkekleri toplamışlar ve kurşunlayarak kuyuya atmışlar.
Iğdır İli Tuzluca İlçesi Gedikli (Tavusgün) köyünde de Osmanlı arşiv belgelerinden ve olayları bizzat yaşamış olan şahıslardan alınan bilgiler neticesinde Ermenilerin yaklaşık 150 civarında Müslüman’ı katlettikleri tespit edilmiştir.
Hacı Esad ACAR, olayı şöyle nakletmiştir: “Bizim köy Tuzluca’ya bağlı bir dağ köyüdür. Köyümüze komşu Güllüce, Mollakamer köylerinde Ermeniler yaşıyorlardı. Köyümüz yöre köylerine nazaran zengin sayılırdı. Bir gün köyümüze Ermeni ileri gelenlerinden bir grup geldi. Ermeni ileri gelenleri köy halkını toplarken, köyün etrafı da Ermeni askerleri tarafından sarılmıştı. Ancak bu durumdan haberimiz yoktu. Benim de içlerinde bulunduğum 70 – 80 kadar kişi idik. Bizleri köydeki bir evde kılıçlarla doğradılar. Ben, Abbas, Kılıç ve Muhsin bu katliamdan kurtulduk. Bizler yaralıların altında kalmıştık. Bizim köyün Ermeniler tarafından basıldığını haber alan yöredeki aşiret köyleri yardıma gelmişler ve Ermenilerin köyden kaçmalarını sağladıktan sonra bizim bulunduğumuz eve gelerek sağ olup olmadığımıza bakmışlar. Bu sırada üst üste yığılı cesetlerin altından iniltiler geldiğini duymuşlar ve bizleri kurtardılar.

Köyümüzde Ermenilerin biz Türklere yönelik katliam hareketi buğdayların biçim zamanında yapıldı. O vahşetin içinden nasıl sağ çıktığıma hala inanamıyorum. Arkadaşım Kılıç birkaç yerinden oldukça ağır yaralanmıştı. Yaraları yüzünden fazla yaşamadı ve öldü.
Iğdır’ın Tuzluca ilçesine bağlı Gedikli/Tavusgün köyü toplu mezar kazısı 27 Mayıs 2003 tarihinde Türk ve yabancı bilim adamı ve basın mensupları önünde gerçekleştirildi. Kazının henüz başlarında ortaya çıkan görüntü kazıda bulunan yerli ve yabancı gözlemcilerin hafızasından oldukça uzun bir süre kaybolmayacak gibiydi. Manzara, katliam sırasında biri üç yaşında diğeri yedi yaşlarında iki çocuğuna sarılmış ve Ermeniler tarafından kafatası ikiye ayrılmış anne ve çocuklarının iskeletlerinin görüntüsüydü…
Ermeniler yakın tarihimizde de Kardeş Azerbaycan’da da katliamlarını sürdürmüşlerdir.
Rusya’nın desteği ile Ermeniler Azerbaycan topraklarının yüzde 25’ini işgal etmişlerdir. Bu işgal sonucunda tarihte eşi ve benzeri görülmemiş katliamlar yapılmış ve soykırım gerçekleşmiştir.
Dünyanın gözü önünde bir gecede bir milyona yakın Azerbaycanlı yakın tarihimizde katledilmiş ve hala 2 milyon Azerbaycan Türkü yurdundan kovulmuş ve perişan bir durumdadır. 936 km2’lik alana sahip ve 2.605 aileden ibaret 11.356 kişinin yaşadığı Hocalı kenti 26 Şubat 1992 tarihinde yüzyılın en acımasız soykırımına maruz kalmış ve kasaba tamamıyla yok edilmiştir. Vahşetin böylesi olmaz dedirtecek insanlık dışı bir olay! Hocalı da yaşananlar, Ermeni Terörünün Türklere karşı diğer işlediği birçok katliamdan yalnızca biri! Ama hem çok yakın tarihte olduğu ve hem de vahşetin belgeleriyle ortaya konulduğu için çok önemli!
Azerbaycan ile Türk halkı iki bedenin bir uzvu gibidir. 70 yıllık ayrılık ve zulüm bu duyguları yok edememiştir.
İşgal edilen Azerbaycan toprakları Azerbaycanlılara geri verilmedikçe bu yara asla kapanmaz. Bu durum böyleyken dış baskılar sonucunda yapılan dayatmalarla sorun çözülmez.
En önemlisi; Türkiye, Türkler açısından kabul edilemeyecek Ermeni iddia ve talepleri dışında, belki de çok daha önemli bir unsur -faktör- var; Azerbaycan unsuru!
Bu faktör de öylesine yan bir teferruat değil. İki Türk halkı arasındaki duygusal, tarihi bağlardan başka, Orta Asya- Kafkasya perspektifinde, Türkiye’nin uzun vadeli milli çıkarları açısından, stratejik boyutları var!
Türk Milleti her zaman barışçı bir millet olmuştur. Bunu Türk Tarihinin her sayfasında görebiliriz.
Türk milleti olarak kin ve nefreti hiç sevmeyiz! Hoşgörü kültürüyle besleniriz! Ve insanı Allah’ın yarattığı en kutsal varlık görürüz. Mazlumların hep yanında oluruz! Bu özelliklerimizle milletler ailesi içinde müstesna bir yerimiz vardır.
Hakmehmet ve Oba Köylerinde bulunan Anıt Mezara ek olarak Türkiye Anıtlar Derneği Başkanı Selçuk ÖNAL ve ekibince yeni anıt-mezar yapılmıştır. Selçuk ÖNAL ve ekibine dernek olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Ziya Zakir ACAR
Iğdır-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür Birliğini Yaşatma ve Destekleme Derneği Başkanı


http://yesiligdir.com/haber/detay/22757

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın