İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Süper Lig’e Lefter adı verilmişken hem İstanbul’da hem Atina’da forma giymiş bir başka Rum futbolcuyu hatırlamak

Sofyanidis, milli formasını giydiği anavatanının vatandaşlığını işte böyle kaybetti…

Sofyanidis, milli formasını giydiği anavatanının vatandaşlığını işte böyle kaybetti…

T24

Türkiye Futbol Federasyonu, Spor Toto Süper Lig’in 2018-2019 sezonuna Fenerbahçe’nin efsane futbolcusu Lefter Küçükandonyadis’in ismini verdi.

TIKLAYIN – Süper Lig’de yeni sezonun adı ‘Lefter Küçükandonyadis’ olacak

16 yaşında Taksimspor’da başladığı futbol hayatına 4 yıl yaptığı askerliği, Türkiye’den yurt dışına transfer olan ilk futbolcu olmayı, 46 kez milli takım forması giymeyi, babasının ‘yoksulluğu sayesinde kurtulduğu’ Varlık Vergisi’ni ve İstanbul’da Rumlar başta olmak üzere gayrimüslimlere yönelik en büyük saldırıların yaşandığı 6-7 Eylül 1955’te de Büyükada’daki evinin “Vurun şu gavura” sözleriyle basılmasını sığdıran Lefter’in isminin Süper Lig’in yeni sezonuna verilmesi, akıllara Türkiye ve Yunanistan’daki takımlarda forma giyen Rum kökenli TC vatandaşı diğer futbolcuları getirdi.

“1954’te Türkiye genç milli basketbol takımında yer alır”

1933 yılında, Rum bir baba ve Türk bir anneden dünyaya gelen Alekos Sofyanidis bunlardan bir tanesi. Küçük yaşlarından itibaren atletizmin çeşitli branşları ile ilgilen ve Türkiye’de spor tarihine geçen pek çok Rum sporcu gibi Pera Spor Kulübü’nde (Beyoğluspor) spor kariyerine başlayan Sofyanidis’in AEK’e transferinden TC vatandaşlığına uzanan hikayesini, Twitter hesabında @GMunzam aktardı:

“Çok hızlı ve mücadeleci bir sporcu olan Sofyanidis, Beyoğluspor’da pek çok branşta mücadele eder. Cirit atma, basketbol, futbol bunlardan bazılarıdır. Hatta 1954’te Türkiye genç milli basketbol takımında yer alır. Bu açıdan kariyeri Can Bartu’ya benzer bir nebze.

“1955 yılında futbolda karar kılar Sofyanidis. Beyoğluspor’un “sağ açık” mevkisinde top koşturan Sofyanidis, 1958’de Türkiye’den Fenerbahçe, Beşiktaş ve Beyoğluspor’un, Yunanistan’dansa AEK’in adının geçtiği karmaşık bir transfer süreci yaşar.

“Türkiye benim vatanımdır,
ayrılmaya niyetim yok”

“Beyoğluspor ligin en parlak takımlarından olmasa da Sofyanidis, dikkat çeken bir oyuncudur. 3 Nisan 1958’de Beşiktaş’la prensipte anlaşır. Hemen ardından Beşiktaş’la maça bile çıkar ama Beyoğluspor, resmi transfer olmadığı için Sofyanidis’e para cezası verir.

“Beşiktaş’la presinsipte anlaştıktan sonra Mayıs ayında Atina’ya giden Sofyanidis hakkında AEK’e transfer olacak söylentileri çıkar. Zaten 6-7 Eylül pogromu sonrasında can güvenliklerinden endişe duyan Rumlar yavaş yavaş İstanbul’dan Yunanistan’a göçmeye başlamıştır.

“Sofyanidis, AEK’ten Yorgos Tranopulos’la görüşür. Ancak AEK’e transferi nedendir bilinmez gerçekleşmez. Hakkında çıkan transfer söylentilerini tekzip eden Sofyanidis, “Atina’ya gezmeye gittim. AEK’ten parlak bir teklif geldi. Türkiye benim vatanımdır. Ayrılmaya niyetim yok.” der.

‘Kaleci’ Sofyanidis

“Beyoğluspor’un mu ahı tuttu bilinmez, Beşiktaş’a transfer olduktan kısa süre sonra Sofyanidis ciddi şekilde sakatlanır. Uzun sayılacak bir sakatlık evresinin ardından Beşiktaş’ın Real Madrid’le karşılaşacağı Şampiyon Kulüpler maçı arifesinde maçlara çıkmaya başlar.

“Beşiktaş, Sofyanidis’in transferini engellemek için FİFA’ya başvurdu”

“1959 yılında BJK’den bonservisini isteyen Sofyanidis, Almanya yahut Yunanistan’da “tahsilini sürdüreceğini” söyler. Ancak bunun gerçek olmadığı kısa zaman içinde ortaya çıkar. Zira bonservisini alan Sofyanidis, Yunanistan’ın meşhur AEK takımında soluğu alır. AEK, İstanbul Rumlarının kurduğu iki büyük-önemli takımından biridir (Diğeri PAOK). Beşiktaş, Sofyanidis’in transferini engellemek için FİFA’ya başvurur.

“Neyse gelelim esas konumuza… 1967 yılında Balkan Kupası’na Türkiye’den Fenerbahçe katılır ve FB, AEK’le karşı karşıya gelecektir. 25 Ekim 1967’de İstanbul’da oynanacak rövanş maçı öncesinde Kıbrıs gündemi ve ilk maçta FB’nin yenilgisi yüzünden maç bir “milli mesele” halini alır.

“O kadar ki AEK’e (Athlitiki Enosis Konstantinupoleos), Türk basınında isminin açılımından ötürü “Enosis” denmeye başlanır. Kıbrıs gündeminin gayet sıcak olduğu o günlerde bu sözcüğün ilk yaptığı çağrışım “enosis” olarak adlandırılan Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı politikasıydı.

“Bunu ilk maçı izlemek için Atina’ya giden Halit Kıvanç da bir yazısında dile getirir: “Önce ‘Enosis’ deyimini yadırgadık ama bu kelimenin Yunancada ‘birlik’ anlamına geldiğini öğrenince rahatladık. AEK, ‘İstanbullu Sporcular Birliği’ olarak kurulmuştu yıllar önce…”

 

“Atina’da oynanan ilk maçı AEK, 2-1 kazanmıştır. Gollerden birini atan da müdafaada oynamasına rağmen Sofyanidis’tir. Rövanş İstanbul’da oynanacaktır ve AEK’in “sol beki” olan (evet, mevkisi değişmiştir) Sofyanidis de kendi şehrine gelecektir.

“Türkiye’den ayrılışı bir hayli tartışmalı olan Sofyanidis’in maç için İstanbul’a dönecek olması da gidişi kadar tartışma yaratır. Basın, maça bir iki gün kala Sofyanidis’in “asker kaçağı” olduğunu keşfeder. Sofyanidis, Türkiye sınırlarına girdiğinde askere alınacaktır.

“1955 sonrası Yunanistan’a göçen pek çok İstanbul Rumunun başına gelen Sofyanidis’in başına biraz göz önünde, medyatik bir şekilde gelmiştir 1967’de. 2010 yılında Atina’da kanserden ölen Alekos Sofyanidis, milli formasını giydiği anavatanının vatandaşlığını işte böyle kaybetmişti.”


http://t24.com.tr/haber/super-lige-lefter-adi-verilmisken-hem-istanbulda-hem-atinada-forma-giymis-bir-baska-rum-futbolcuyu-hatirlamak,668328

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın