İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Cemaat Vakıfları’nın iftarına katıldı

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Batılıların görmek istedikleri gibi azınlık değil, eşit ve 80 milyon vatandaşımızın her biri gibi birinci sınıf Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız. Zira ülke olarak, devlet olarak, bütün yaratılanları Yaradan adına sevecek bir gönlümüz, bir medeniyet tasavvurumuz var. Barışın mümkün olabileceğini konuştuğumuz üç büyük dinde de, yaratıcının varlığına inanç mevcuttur. Bu kabulle birlikte, Rab tüm insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını emreder.” dedi.
İSTANBUL (AA) – Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Batılıların görmek istedikleri gibi azınlık değil, eşit ve 80 milyon vatandaşımızın her biri gibi birinci sınıf Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız. Zira ülke olarak, devlet olarak, bütün yaratılanları Yaradan adına sevecek bir gönlümüz, bir medeniyet tasavvurumuz var. Barışın mümkün olabileceğini konuştuğumuz üç büyük dinde de, yaratıcının varlığına inanç mevcuttur. Bu kabulle birlikte, Rab tüm insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını emreder.” dedi.

Çavuşoğlu, Cemaat Vakıfları tarafından Fener Rum Lisesinde düzenlenen geleneksel iftar programında Rum, Ermeni, Musevi, Süryani, Keldani, Bulgar, Karaim ve Gürcü vakıfları temsilcileri ve cemaatleriyle bir araya geldi.

Burada konuşan Çavuşoğlu, aynı vatan toprağında aynı kaderi hep birlikte yaşadıkları Müslüman kardeşlerinin geçmişte olduğu gibi bugün de ramazan sevinçlerine ortak olan, sofralarını, aşlarını ve azıklarını paylaşan farklı inanç gruplarıyla bir arada olmaktan onur duyduğunu belirtti.

Türkiye’de değişik inançlara sahip vatandaşların ibadetlerini en iyi şekilde yapabilmesi, toplumsal uyum, barış ve huzur içinde bir arada yaşamasının hükümetin önem verdiği konuların başında geldiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, “Ülkemizde vatandaşımızın inancından, etnik kökeninden, giyiminden, farklı hayat tarzından dolayı baskı gördüğü dönemler gerilerde kaldı. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı, anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstün değildir. 80 milyon vatandaşımızın her biri bu ülkenin asli unsurudur, birinci sınıf vatandaşıdır.” diye konuştu.

– “Azınlık değil, birinci sınıf Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız”

Batılıların ısrarla dayattıkları gibi gayrimüslim vatandaşlara siyaset ve hukuk dilinde “azınlık” ifadesini kullanmadıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vakıflarınıza da asla azınlık vakıfları demiyor, tüm hukuki düzenlemelerimizde hep cemaat vakıfları diyoruz. Batılıların görmek istedikleri gibi azınlık değil, eşit ve 80 milyon vatandaşımızın her biri gibi birinci sınıf Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısınız. Zira ülke olarak, devlet olarak, bütün yaratılanları Yaradan adına sevecek bir gönlümüz, bir medeniyet tasavvurumuz var. Barışın mümkün olabileceğini konuştuğumuz üç büyük dinde de, yaratıcının varlığına inanç mevcuttur. Tevrat da, İncil de, Kuran da yüce yaratıcının yani Allah’ın varlığına inanmayı tartışmasız kabul eder. Bu kabulle birlikte, Rab tüm insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını emreder, insanın kötülüklerden arınması için nefsini terbiye etmesini buyurur. İşte farklı versiyonları olsa da oruç ibadeti bunun en güzel örneğidir. Oruç tutmanın değerli olan tarafı şüphesiz aç kalan bedenimiz değil, arınmakta olan ruhumuzdur.”

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı inisiyatifle 2003 yılından bu yana, 167 cemaat vakfına ait tam bin 29 taşınmaz varlığın iade edildiğini aktaran Çavuşoğlu, geçmişten gelen bu önemli sorunun da ortadan kaldırıldığını söyledi.

21 taşınmazın değerinin de tazmin edildiğini belirten Çavuşoğlu, “Bu bağlamda Şişli Kaptanpaşa Mahallesi’nde yaklaşık 60 dönümlük önemli bir taşınmaz Bulgar Vakfı’na teslim edilmiştir. Son olarak da Vakıflar Kanununa eklenen geçici 13. madde ile Mardin’de Süryanilere ait ibadethane ve mezarlık vasıflı 55 taşınmaz bölgedeki Süryani Cemaat vakıflarına iade edilmiştir. Bize göre temel hak ve özgürlükler asla ulufe, bağış, lütuf gibi görülemez ve gösterilemez. Ülkemizde yaşayan her bir vatandaşımızın sorunu bizim sorunumuzdur ve o sorunu çözmek bizim boynumuzun borcudur. Çünkü biz vatandaşlarımızı kendimize birer emanet olarak görürüz.” ifadelerini kullandı.

– “Yüzyıllar boyu ezan, hazzan ve çan bir arada olmuştur”

Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Avrupa başta olmak üzere dini inançlar konusunda gerekli müsamaha ve toleransı göremediklerine işaret ederek, gittikçe bu değerlerin insanları birleştirmek yerine aradaki düşmanlığı, husumeti artıran değerlere dönüştüğünü vurguladı.

Dini ve kültürel kutuplaşma riskinin gittikçe arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bazıları İslamofobia dese de gerçekte İslam düşmanlığı çığ gibi yayılıyor. Orta Doğu’da yüzyıllar boyunca bir arada yaşayan değişik dinlere mensup insanlar mezhepleri veya inançları nedeniyle hedef olurken, aynı eğilimler İslam düşmanlığı ve gittikçe tırmanan ırkçılık olarak Batı dünyasında da artan şekilde bugün ne yazık ki kendini gösteriyor. Asırlardır birlikte yaşadığımız ve oluşturduğumuz kadim medeniyetin şahidi millet olarak da Aziz İstanbul’dur. Burada yüzyıllar boyu ezan, hazzan ve çan bir arada olmuştur. Burada camiler, kiliseler, sinagoglar yüzyıllarca aynı caddede, aynı sokakta yan yana yaşamıştır. Millet ve ülke olarak bu noktada eşsiz bir tecrübeye sahibiz. Bugün bizi diğer ülkelerden farklı kılan en önemli özelliğimiz de budur.

O tarihi kökler üzerinden bugün, burada sizlerle birlikteyiz. İnşallah daima barış ve huzur içinde buradaki gibi bir arada, birlikte olacağız. İftar sofrası sadece birlikte bir yemek değil, birlikte köklü bir hatırayı ve bir manevi iklimi paylaşmaktır. Öteden beri bu sofrada herkese yer var. Bizimle oturan herkesle paylaşacak ekmeğimiz, aşımız, muhabbetimiz var. Zira bizim değerlerimizde biliyorsunuz, ‘Muhabbetten Muhammet oldu hasıl, Muhammet’siz muhabbetten ne hasıl’ düsturu ile din dil ırk farkı gözetmeksizin tek millet ve tek devlet olarak kıyamete kadar bir arada yaşama iradesi gösteriyoruz.”

– “Türkiye her üç semavi dinin de inananlarının olduğu dini mozaik bir ülkedir”

Mardin ve Hatay’da Müslüman, Hristiyan, ve Musevilerin bir arada huzur içinde yaşadıklarına işaret eden Çavuşoğlu, “Mardin ilimiz için güzel bir tabir kullanılır; ‘7 dilli, 7 dinli.’ Yani bu ilimizde 7 farklı dili konuşan, 7 farklı dine mensup insan birlikte yaşamaktadır. Bu şehirlerde hem çan, hem ezan, hem hazzan, barışın sesi olarak duyulmaktadır. Türkiye her üç semavi dinin de inananlarının olduğu, kutsal mekanlarının yaşatıldığı dini mozaik bir ülkedir.” dedi.

Ortodoks inancının önemli merkezi Patrikhanenin Türkiye sınırları içinde olduğunu ve İstanbul’un fethinden bu yana mevcudiyetini sürdürdüğünü anımsatan Çavuşoğlu, Hristiyan aleminin değerli bir kurumunun Türkiye’de olmasından gurur duyduğunu dile getirdi.

Yaklaşık iki bin yıldır mevcut olan ve mensupları iç içe yaşamış üç semavi dinin önümüzdeki yıllar boyunca da var olacağını belirten Çavuşoğlu, “Atalarımızın çektiği acıları ve sıkıntıları bundan sonraki dönemde çocuklarımızın, torunlarımızın ve gelecek nesillerin yaşamamalarını arzuluyorum. Barış içinde birlikte yaşama isteği ile bugün burada toplanan ve kanaat önderleri olarak gördüğüm sizlerin, ülkemizin yurt dışında da gönüllü elçileri gibi davranarak, ülkemizin birlikte yaşama tecrübesini insanlık alemine anlatmakta birer örnek ve öncü olmanızı bekliyor ve diliyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

Rum Vakıfları Derneği (RUMVADER) Başkanı Andon Parizyanos da iftar sofralarının maneviyatın yükseldiği sevgi sofraları olduğunu belirterek, bu tür toplantıların İslam dininde olduğu gibi Hristiyanlıkta da öneminin büyük olduğunu vurguladı.

Cemaat Vakıfları Temsilcisi Moris Levi ise her yıl geleneksel olarak düzenledikleri iftar programına iştirak eden misafirlere teşekkürlerini sundu.

Bu iftarın Cemaat Vakıfları’nın çeşitli şehirlerde gerçekleştirdiği 9 iftardan biri olduğunu belirten Levi, “Her yıl İslam dünyasının büyük bir sevinçle idrak ettiği ramazanın son birkaç yıldır tıpkı Müslüman dostlarımız gibi biz Yahudi ve Hristiyan toplumlarının temsilcilerini de bu güzel dostluk sofralarında buluşturmakta olması hepimiz için mutluluk vesilesidir.” diye konuştu.

İftar yemeğinin ardından, İstanbul Müftü Yardımcısı Ömer Erden, Peder Dimitri Mayoğlu ve Hozan Rıfat Yomi şükür duası yaptı.

Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, İstanbul Vali Yardımcısı Cemalettin Özdemir ve AK Parti İstanbul Milletvekili Markar Eseyan ile Rum, Ermeni, Musevi, Süryani, Keldani, Bulgar, Karaim ve Gürcü vakıfları temsilcilerinin katıldığı program, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.


http://www.haberturk.com/istanbul-haberleri/15607445-basbakan-yardimcisi-cavusoglu-cemaat-vakiflarinin-iftarina-katildi

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın