İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müslüman, Hristiyan ve Yahudi (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit)

Sinan Eskicioğlu / Ocak Medya

Sevgili Gençler, kendini genç hissedenler ve ileride genç olup merak içinde yeni bilgiler öğrenmek isteyecek bugünün çocukları.

Dinlere inanan kişiler bizim dinler hakkında değerlendirmelerimizi etkileyen en önemli örneklerdir.

Kutsal kitaplar yanlış örnekleri bize gösterir ve bunu yaparken de eskiden yaşamış olan insanlardan yola çıkar.

İlahi kitaplardaki kıssalar yanlış insan davranışları üzerine kuruludur.

Kuran’da da buna benzer birçok kıssa (anlatım) mevcuttur. Bunların hepsinde Yaratıcı’nın bize göstermek istediği, yanlış olan insan ve toplum davranışlarıdır.

En son gelen ilahi kitap olan Kuran da bu örneklerle doludur.

‘Ey iman edenler, gerçek şu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acı bir azabı müjdele’.(Tevbe, 34)

Burada gösterilmek istenen yahudi ve hristiyanlar arasında yanlışlık içinde olanlar ve bu yanlışlığa dini alet edenlerdir.

İslam’dan önceki dinler olduğu için de örneklendirmeler hristiyanlar ve yahudiler üzerinden olmaktadır.

Müslümanlar da, en son kitaba sahip oldukları için bu örnekleri okuduklarında kendilerini en doğru ve diğerlerini de en yanlış durumunda görürler ve buna da kesin olarak inanırlar.

Bu bakış açısı ve inanış müslümanlarda şöyle bir toplumsal rahatsızlığı oluşturmaktadır:

‘Gruba endeksli insan düşmanlığı’ (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit)

Belli bir grupta olan insanlara karşı olumsuz hisler beslemek ve onlara düşman olmak.

Müslümanlarda görünen en bariz şekli de Yahudilere karşı düşmanlıktır.

Bunun nedeni de ayetlerde anlatılan örneklendirmeler ve günümüzde yapılan bazı yanlışlıklar sebebiyle bütün olarak Yahudilere karşı düşman olmak.

Aynı şekilde Hristiyanlara karşı da aynı bakış açısı ve düşmanlık vardır.

Peki ayetlerde geçen bazı kavimler ve topluluklar için aynı durum neden olmaz. Mesela Eyke ve Medyen halkı ve Lut kavmi.

Çünkü bu topluluklar bugün yaşanan hayatta topluluk olarak bulunmazlar, bundan dolayı da çok önemsenmez.

Bugün yaşayan kişi ve topluluklar olan yahudi ve hristiyanlar hedef alınır ve kişi kendinin dinine bağlılığını onlara karşı düşmanlıkla bütünleştirir. Düşmanlığının artışı ile dine bağlılığının da arttığını sanır.

Halbuki ayetlerde Yahudi ve Hristiyanların içinde de ‘iyi insanlar’ olduğu vurgulanmıştır.

‘Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır’. (Bakara,62)

Peki müslümanlar neden bu tavrın içinde olurlar, ya da şöyle soralım neden kendilerini en doğru diğerlerini en yanlış görürler?

Kutsal metinlerde başta yahudiler ve hristiyanlar olmak üzere daha önce yaşamış toplumlar hakkında örneklendirmeler mevcuttur.

En son kitap Hz. Muhammed’ e gönderilmiştir. Orada mümin ve müslümanın nasıl olması gerektiği anlatılmıştır.

Hata yapan, günah işleyen, zulüm yapan müslümanların anlatıldığı ilahi bir metin mevcut değildir. Bundan dolayı da sanki müslümanlar hata yapmaz inancı oluşmuştur. Bu nokta çok önemlidir. Velev ki; Kuran’dan sonra başka kutsal metin gelmiş olsaydı, orada da yanlışları-hataları-günahları olan müslümanlar örneklendirilecekti.

Böyle bir ilahi metnin olmaması, müslümanların yaptığı yanlışların gözardı edileceği veya affedileceği anlamına gelmez.

Müslümanların sahip olduğu ‘Gruba endeksli insan düşmanlığı’ (Gruppenbezogene Menschenfeindlichkeit) sendromu nelere yol açmakta.

Kişi, ayetlerde verilen örneklerden dolayı yahudi ve hristiyanları düşman olarak görünce, bu davranış şeklini her alana yöneltmeye başlar.

Aynı dinden olsa da, ülkeye gelen ‘Suriyeliler’ de bazılarımız için grup halinde potansiyel düşmandır.

Sadece bununla da kalmaz.

Müslüman olsa da başka grupta gördüğü kişileri de grup olarak düşmanlaştırır.

Siyasi alanda da aynısını yapar ve başka siyasi anlayışta gördüğünü de grup olarak düşmanlaştırır.

Bunu temel davranış haline getiren kişi ve kişiler için insan davranışlarının önemi yoktur. Bu kişiler başka insanları ‘iyi-kötü insan’ olarak ayıramaz ve onun için düşmanlaştıracak gruplar önemlidir.

Bu yüzden de, bugün müslümanların birçoğu birbirleriyle savaşır ve kendi dininden olanı öldürür.

Bu sendromdan çıkmak için tek çare: ‘İyi insanların birlikteliği’dir.

Müslüman olan iyi insanların, hristiyan olan iyi insanların, yahudi olan iyi insanların ve ateist olan iyi insanların bir araya gelerek güçlerini birleştirmeleri gerekmektedir.

Dünyanın kurtuluşu için ‘İyi İnsanlar Birlikteliği’nden başka çare yoktur. İyi insanlar birlikteliği aynı zamanda ‘erdemli insanlar’ birlikteliğidir. Bu birlikteliğin sağlanabilmesi için ayrımcılık yapmayan müslüman-hristiyan-yahudilerin kendi dininden olan ‘kötü insanları’ ayrıştırmaları elzemdir. Eski kuşakların bunu başarabilmeleri kolay değildir. Bunu başarabilecek olanlar, kendileri hakkında ümit beslediğimiz gençlerimizdir.

Bu yüzden uzun vadeli sistem çalışmalarından bahsediyoruz. Çünkü gençlerimizin ihtiyacı olan bu sistem çalışmalarıdır.

Sevgi ve Bilgiyle kalın.


http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/05/04/musluman-hristiyan-ve-yahudi-gruppenbezogene-menschenfeindlichkeit/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın