İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘İbadet özgürlüğü devletin sorumluluk alanıdır’

fft16_mf10579102

Birçok dinin temsilcilerinin de katıldığı törende konuşan Erdoğan, “Biz inancı ve kökeni ne olursa olsun herkesin özgürce ibadetini yapabilmesini temin etmenin, devletlerin sorumluluk alanında olduğuna inanıyoruz” dedi…

Haliç’in kıyısında bulunan ve “Demir Kilise” olarak bilinen Stevi Stefan Kilisesi, 7 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Başbakan Binali Yıldırım’ın katıldığı törenle dün açıldı. Törende, İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Yılmaz, Bulgaristan Müslümanları Başmüftüsü Mustafa Aliş, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Bulgar Ortodoks Kilisesi Patriği Neofit, Türkiye Hahambaşı İsak Haleva, Türkiye Ermeni Katolik Toplumu Ruhani Lideri Başepiskopos Levon Zekiyan, Türkiye Ermenileri Patrikliği Kaymakamı Başepiskopos Karekin Bekçiyan, İstanbul, Ankara, İzmir Süryani Kadim Cemaati Metropoliti ve Ruhani Lideri Patrik Vekili Mor Filüksinos Yusuf Çetin de hazır bulundu.
Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demir Kilise’nin ibadete açılışına ilişkin, “Böyle bir dönemde bu açılışın yapılıyor olmasını uluslararası topluma verilmiş çok önemli bir mesaj olarak değerlendiriyorum. İstanbul buradaki özellikle şu fotoğrafla, farklı din ve kültürlerin bir arada barış içinde yaşadığı şehir olma vasfını bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir. Demir iskelet sistemiyle halen türünün dünyadaki tek örneği olan bu kilise, 1898 yılından bu yana, 120 yıldır ayakta duruyor. Burası Bulgar cemaati için ibadethane olarak hizmet vermenin yanında, İstanbul’un güzelliğine ve zenginliğine de katkıda bulunuyor” dedi.
‘Ayrım yapmıyoruz’
İnanç ve ibadet özgürlüğü konusunda İstanbul’dan Bosna’ya, Kudüs’ten Selanik’e kadar çok sayıda tarihe mal olmuş fermanlarının, emirnamelerinin, belgelerinin mevcut olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Tarihin belirli bir döneminde yaşanmış acı hatıralar, bizlerin çok daha uzun ve çok daha köklü olan birlikte yaşama tecrübemizi gölgelememelidir. Onun için bizde şu var; kesrette vahdet anlayışı var. Bu bizim aslında tüm inançlara, düşünceye, vesaire yaklaşımımızı gösterir. Yani çoklukla birlik. Biz işte bu anlayışla ülkemizin her köşesinde diğer dinlere mensup vatandaşlarımızın ibadethanelerini ayağa kaldırmaya, bunlara yönelik çalışmalar yürüttük, yürütüyoruz. Son dönemde, ülkemizde Edirne’deki Büyük Sinagog, Gökçeada’daki Aya Nikola Kilisesi, İskenderun’daki Süryani Katolik Kilisesi, Diyarbakır’daki Sur Ermeni Protestan Kilisesi, Gaziantep’teki Nizip Fevkani Kilisesi, Cunda’daki Taksiyarhis Kilisesi, Edirnekapı’daki Aya Yorgi Kilisesi’nin de aralarında bulunduğu 14 ibadethane onarımdan geçirilmiştir. Demir Kilise, bu işin finalidir, son örneğidir. Havra, şapel, kilise gibi dini mekanların onarımlarını önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. İstanbul, Demir Kilise’deki ibadet özgürlüğü ile Filibe Muradiye Camisi’ndeki ibadet özgürlüğünü birbirinden ayırmıyoruz.”
Patrik ve müftü
Avrupa Birliği Dönem Başkanlığının Bulgaristan’da olduğunu anımsatan Erdoğan, Borisov’un beraberinde Bulgaristan Başmüftüsü Mustafa Aliş Hacı’yı da getirmesinin sürece pozitif katkı sağladığını ifade ederek Borisov’a teşekkür etti. Erdoğan, “Biz inancı ve kökeni ne olursa olsun herkesin özgürce ibadetini yapabilmesini temin etmenin, devletlerin sorumluluk alanında olduğuna inanıyoruz. Sayın Borisov’un heyetinde Bulgar Ortodoks Kilisesi Patriği Sayın Neofit ile Bulgaristan Başmüftüsü Sayın Mustafa Aliş Hacı’nın beraber yer alıyor olması Bulgaristan’ın da bu birlikteliğe verdiği öneme işaret ediyor. İnşallah önümüzdeki dönemde bu konuda çok daha güzel görüntülere, çok daha samimi birlikteliklere hep birlikte tüm dünyada şahit olacağız. Bu projenin diğer benzeri projelere ilham kaynağı olmasını diliyorum” dedi.

‘Haliç’in yanı başında dinimiz saygı görüyor’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kilisenin yeniden canlandırılması için destek istediklerini ve Erdoğan’ın bu konuda verdiği sözü yerine getirdiğini belirten Bulgaristan Başbakanı Borisov, konuşmasına Erdoğan’a ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek başladı.
Borisov, “Karşınızda dünyada emsali görülmemiş bir muhteşem kilise bulunuyor. Hemen Haliç Körfezi’nin yanı başında dinimiz temsil ediliyor, dinimize saygı gösteriliyor” diye konuştu. Bulgaristan’ın 1 Ocak’tan itibaren AB dönem başkanlığı yaptığına değinerek, Bulgaristan’ın her zaman hem İslam hem Hristiyan alemiyle mükemmel ilişkiler tesis etmek istediğini söyleyen Borisov, bugünü, “sembolik anlamı büyük” ve “Avrupa’ya yönelik bir sinyal” şeklinde tanımlayarak, “Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ndeki başkanlığı Türkiye’den mi başlıyor?” diye sorulduğunu dile getirdi. Borisov, şöyle devam etti:
“Türkiye, büyük bir devlettir ve Avrupa’nın en büyük komşusudur. Bizler elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macron’la yaptığı görüşmeyi büyük bir ilgiyle izledik, Dışişleri Bakanı’nın temaslarını izliyoruz. 2018 yılında Türkiye ile AB ilişkilerinin normalleştirilmesi, iyileştirilmesi için çaba harcamamız lazım. Birkaç yıl önce Strazburg’ta bulunduğumda zaten iyi ilişkiler olduğunu görmüştük. İş ilişkileri, ticaret ve güvenlik ilişkileri yeni bir iyileşme sürecine girmek durumundadır. Ülkelerin büyük küçük olması önemli değil, hepimizin bir katkısı olabilecektir. Biz, olabildiğince katkı sağlayacağız. İnanıyorum ki bu, en doğru yoldur.”

‘Hoşgörünün en güzel numunesi’

Demir Kilisenin İstanbul’un yüzyıllardır bütün inançları bir arada tutan karakterini temsil ettiğini anlatan Başbakan Yıldırım, Türkiye’de değişik inançlara sahip vatandaşların ibadetlerini en iyi şekilde yapabilmesi, toplumsal uyum, barış ve huzur içinde bir arada yaşamanın hükümetin önem verdiği konuların başında geldiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çıkarılan bir kanun ile cemaat vakıflarının mallarının iade edildiğine dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi:
“Bu şekilde 167 cemaat vakfına ait tam bin 29 eser, varlık, cemaat vakıflarına aktarılmış ve geçmişten beri gelen bu önemli sorun da ortadan kaldırılmıştır. Bu bağlamda Şişli Kaptanpaşa Mahallesi’nde yaklaşık 60 dönümlük önemli bir taşınmaz Bulgar Vakfı’na teslim edilmiştir. Demir kilise ise Türkiye’de dinlere karşı ecdatlarından gelen ve bugün de devam eden hoşgörünün en güzel numunesidir. Bugünlerde etrafımıza baktığımızda özellikle Avrupa başta olmak üzere dini inançlar konusunda gerekli müsamahayı, toleransı göremiyoruz. Dini ve kültürel kutuplaşma riski gittikçe artıyor.”

Restorasyonu 7 yıl sürdü
Prefabrik olarak tamamen demirden yapılan ve 1898 yılında hizmete giren kilise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 7 yıl süren çalışmayla baştan aşağı restore edildi. Açılış konuşmalarının ardından Erdoğan, Borisov, Yıldırım ve beraberindekiler, kurdele keserek açılışını gerçekleştirdikleri kiliseyi gezdi. Kilisenin açılışına, Türkiye ve Bulgaristan’dan basın mensupları yoğun ilgi gösterdi. Tüm çalışmalar Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Yapı İşleri Müdürlüğü’nce yürütüldü. Demir Kilise’nin yok olmaktan kurtarılması için harcanan 16 milyon liranın 13 milyon lirasını Büyükşehir Belediyesi karşıladı.

 

Yunan elçiye protokol engeli

Demir Kilise’nin açılışına, Ankara’daki birçok ülkenin büyükelçileri de katıldı. Açılışa Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Petros Mavroidis de davetli olarak geldi. Ancak güvenlik noklatalarından geçen Yunan büyükelçinin resmi protokol alanına değil, davetliler için ayrılan alana girmesine izin verildi. Bir süre bu durumun düzeltilmesi için bekleyen Yunan elçi Mavroidis, daha sonra kızgın bir şekilde alanı terk etti. Bulgar makamları, diplomatik davetlerin Türk hükümeti tarafından yapıldığını dile getirdi. Protokol engelinin Yunanistan Başbakanı ve Savunma Bakanı’nın önceki gün Ege’de Keçi Adası’na yaptığı çıkarmayla tırmanan krizle ilgili olduğu öne sürüldü.

http://www.milliyet.com.tr/ibadet-ozgurlugu-devletin-siyaset-2586827/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın