İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bizim mahallenin Ermenileri nereden geldi?

Hüseyin Davutoğlu / Kocaeli Barış Gazetesi

Tüm önyargılarınızı bir kenara bırakın. Onlar bizim çok uzun yıllar komşumuzdu dostumuzdu arkadaşımızdı.

Bugün onlar artık bu kentte yok ama İzmit ve çevresinde çok büyük katkı sağlamış, izleri silinmeyecek kadar derine atmış bir topluluk. Ama gelin görün ki emperyalizm nasıl düşman etti onları bize…

Ermenilerden bahsedeceğim size bugün, İzmitli Ermenilerden, bizim mahallenin Ermenilerinden…

Bugün İzmit’in de içinde bulunduğu bölge tarih öncesi dönemlerden itibaren coğrafi konumu dolayısıyla farklı ırk, dil, din ve kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin 1337’de İzmit’i ele geçirmesiyle birlikte bölgeye hızlı şekilde Türkmen yerleşimi başladı. İzmit bölgesi, Türklerle birlikte Rumların ve kentte yaşayan az sayıdaki Yahudilerin ortak yaşam alanı oluşturmaya başladı.

16. yüzyılın sonlarından itibaren de Anadolu’nun çeşitli yerlerinden ve İran’dan Ermeni göçleri başladı. Kocaeli’ye Ermenilerin ilk gelişi ise bugün yeni Cuma Camii olarak adlandırılan Pertev Paşa Külliyesi’nin yapımı sayesinde oldu.

İzmit Ermenileri üzerine çok önemli bir çalışsam yapan Kasapyan, İzmit’e gelen ilk Ermenilerin bugün Diyarbakır sınırları içinde klana Palu’dan geldiğini ifade eder. İzmit’e gelen ilk Ermeniler, Pertev Mehmet Paşa’nın izniyle cami ve hamam inşaatlarında çalışmaya gelenlerdir.

Pertev Paşa Külliyesi inşaatı için gelen Ermeniler ilk olarak caminin kuzeydoğusuna yerleştirildiler. Zamanla İran’dan gelen Ermeni göçleriyle bu mahalle gelişmeye büyümeye başladı. Daha sonra Karabaş Mahallesi’ndeki Ermeniler şehrin batısında “Kadıbayır” denilen bölgeye (Kadıbayır denen bölge bugünkü “Kozluk” bölgesidir) nakledildiler.

İlk Ermeni yerleşimcilerini ardından özellikle Anadolu’da başlayan Celali isyanları sonrası hızlı bir Ermeni göç dalgası yaşanmaya başlandı. Bu Ermeni göçlerinin rotası ise Marmara bölgesiydi.

Bu göçler sonucunda İzmit Sancağı’ndaki Ermeni köylerinin nüfusu arttığı gibi yeni Ermeni yerleşim alanları da oluşmaya başlandı. 17 yüzyıl başlarında İzmit kenti dışında Bahçecik, Armaş (Akmeşe), Arslanbey, Ovacık (Yuvacık),Döngel, Dağköy, Pir Ahmet (Khazgal) Ermeni nüfusun yaşadığı köyler haline geldi. Özellikle Bahçecik ve Akmeşe Ermeniler için çok özel yerler haline geldi.

Bu özellikleri bambaşka bir yazı konusu olacağı için şimdilik bu yerleri bırakıp İzmit’in merkezine dönmekte fayda var.

İzmit’te yavaş yavaş artmaya başlayan Ermeni nüfusu kısa sürede İzmit’te ticaret hayatında söz sahibi olmaya başladı.

18. yüzyıla geldiğimizde İzmit ticari hayatında Ermenilerin etkisi çok ciddi şekilde göze çarpıyor. İzmit’te çok sayıda işletme açan Ermeniler İzmit’in gelişimine büyük katkı sağladılar. İzmit’te abacı boyacı, dikici, kazaz, kürkçü, yorgancı, pabuççuların tamamı Ermeni esnaftan oluşmaktaydı.

Sebze ve meyve yetiştiricisi olan bostancıların büyük bir kısmı Ermeni’ydi. Bostanlardaki sebze üretimi kentin tüketimine yönelik olduğu gibi İstanbul’a da gönderilmekteydi. İzmit Sancağı, İstanbul’un sebze ve meyve ihtiyacının temininde önemli bir yere sahipti.

Osmanlı’da Müslüman ve gayrimüslimlerin kasapları ayrı tutulmuştur. İzmit’te de Müslüman, Ermeni ve Rum kasaplar bulunmaktaydı. Bakkal esnafı şehrin toplumsal yapısıyla paralel sayıda Müslüman, Ermeni ve Rumlardan oluşmaktaydı. Müslüman gayrimüslim ayrımı gözetilmeksizin bakkal esnafları şehrin her bölgesinde dükkân açabilmekteydi.

İzmit’te yalnızca Ermeniler tarafından yapılan iş kolları ve ticareti faaliyetlerde vardı. İzmit’te abacı, boyacı, çömlekçi, aşçı, çöpçü, doğramacı, çilingir, deveci, dikici, kapamacı, kayıkçı, kuyumcu, kürkçü, nalçacı, pabuççu, yorgancılar çok uzun zaman sadece Ermenilerin yaptıkları işlerdi. İlerleyen yıllarda ise bu meslek kollarında da Müslüman esnafların faaliyetleri görülmeye başlandı

Bunun yanında Müslümanlar ile gayrimüslimler arasında ticari ilişkiler çok canlı idi. Aralarında ev, dükkân gibi gayrimenkul alım satımları, kira sözleşmeleri gibi ticari faaliyetler mevcuttu. Bir Müslüman’ın, Ermenilerin yoğun olduğu bir mahalle ya da köyden gayrimenkul veya arazi satın aldığı gibi bir Ermeni’nin de Müslümanlara ait hane, dükkân veya arazileri satın aldığı belgelerde sıklıkla görülmektedir.

Bunun yanında 19800’lü yılların sonunda itibaren Türk ve Ermenilerin ortak kurdukları çok sayıda şirket faaliyetine başladığı görüldü.

Ticaret hayatının yanında, Ermeniler, sosyal hayatta İzmit’te önemli bir yere sahipti. İzmit’teki sağlık hizmetlerinde Ermeni doktor ve eczacılar da yer almıştır. Minas Kasapyan’ın aktardığına göre 1910-1912 yılları arasında İzmit merkezde ikisi askeri doktor oflamak üzere 3 Türk doktor varken aynı zamanda 3 Ermeni doktorda görev yapıyordu. İzmit’te, bu doktorların dışında Tıp Fakültesi mezunu olmadıkları halde hekimlik yapan 3-4 kişi daha bulunmaktaymış. Doktorluk mesleği İzmitli Ermeni gençler arasında revaçta olan bir meslekti. Osmanlı Devleti sağlık hizmetlerinde bir hayli İzmit doğumlu Ermeni hekim görev almıştı.

İzmit’te, hekimlik hizmetlerinin yanı sıra diş doktorluğu ve eczacılık alanında da Ermeniler faaliyet göstermiştir.  İzmit’te eczacılık alanında da ilk faaliyet gösterenler arasında yine Ermeniler yer almıştı. İzmit’te açılan ilk eczane bir Ermeni tarafından işletilmekteydi. Bulutyan Eczanesi, 1885’te Eczacılık Mektebinden mezun olan eczacı Serope Bulut tarafından 1886 yılında açılmıştır. Sonraki yıllarda eczacı Serope’nin oğulları Onnik ve Aleksandre eczanenin yönetimini devralarak adını “Hamidiye Eczanesi” olarak değiştirdiler ve 1917 yılına kadar yönettiler.

Kentin kültürel hayatında ise “matbaacılık” alanında ilk faaliyetler Ermeni toplumu arasında görülmüştür. İzmit’te ilk süreli yayınlar Kerovpeyan’a ait Surhantag (Ulak) ve Hovhannes Mıgıryan’a ait Panper Bardizagyan (Bahçecik Sözcüsü) elle yazılıp çoğaltılmaktaydı. Bu girişimler daha önce Kudüs’e hacı olmak için ailesiyle giden ve orada matbaacılığa karşı heves duyan Apraham Muradyan’ın İzmit’te ilk matbuu harflerle bir gazeteyi, “Hayrenaser (Vatansever)”i 1850-1853 yılları arasında yayınlamasında vesile oldu.

İzmit’te matbaacılık alanın en gelişmiş faaliyetler İzmit’te bir matbaa açan Mardiros Mavyan tarafında gerçekleştirilmiştir. Türkçe, Ermenice, Fransızca ve Rumca dillerinde yayın yapan Mavyan’ın matbaası, I. Dünya Savaşı sonrası vilayet özel idaresinin yönetimine geçmiş ve İzmit’in ilk Türkçe gazetesi olan “Kocaeli” gazetesi bu matbaada basılmıştır.

İzmit’in kültürel hayatında resim sanatı dalında da İzmitli Ermeni ressamların çalışmaları bulunmaktadır. İzmitli Ermeni ressamların tabloları sayesinde Osmanlı dönemi İzmit’inden görünümler günümüze ulaşmıştır. Ünlü Ermeni ressamlar arasında ise Serkis Der Azaryan, Onnik Der Azaryan, Kristin Parunagyan, Stepan G. Zakaryan gibi isimler ilk akla gelenler.

Bugün ise kentteki Ermeni izlerini Şehabettin Bilgisu Caddesi üzerinde hala görmek mümkün. Bu cadde Ermeni esnaflar tarafından inşa edilmiş bazı işyerleri günümüze kadar ulaşabilmiş vaziyette.
Kısaca İzmitli Ermeniler bizim mahallenin insanıydı. Birbirlerine saygı duyma, farklılıkları olduğu gibi kabul etme mantığını İzmit özelinde gerek Ermeniler gerekse Türkler fazlasıyla gösterdiler. Fakat 19. yüzyılın siyasi sonuçları Osmanlı toplumunda doğal olmayan neticeler ortaya çıkardı. “Et ve tırnak” diye tanımlanan, Ermeniler egemen devletlerin planları dâhilinde ayrışmaya başladı.

Bu ayrışma ve peşi sıra yaşanan acı olayları, Ermeni çetelerin İzmit ve çevresinde estirdiği terörü bir başka yazıda ele almaya çalışacağım.

Bugün İzmit’te bir Ermeni nüfustan bahsedemesek bile kente kattıkları ve bıraktıkları izler unutulamaz.

Kaynak: Oğuz Polatel – Osmanlı Dönemi İzmit’in Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Hayatında Ermeniler

http://www.kocaelibarisgazetesi.com/bizim-mahallenin-ermenileri-nereden-geldi-makale,60432.html

Yorumlar kapatıldı.