İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tarihin eril kimliği kadınları nasıl etkiliyor?

Cins Adımlar’ın düzenlediği ‘Toplumsal Cinsiyet ve Tarih’ söyleşisi İstanbul’da gerçekleşti… ‘İstanbul’da Ermeni kadınlar ve gündelik hayatlardı merakım’ diyen tarihçi ve akademisyen Aylin Vartanyan Dilaver ise, Ermeni kadını için hem kadın hem Ermeni kimliğiyle inkarcı bir ortamda gündelik yaşamını sürdürmenin nasıl bir duygu olduğu üzerinde yola çıkarak başladığı çalışmasını aktardı. Kadınların inkarcı bir ortamda nasıl adapte olduğu ya da olmadığı gibi sorular yönelttiğini dile getiren Aylin, “Üç ayrı yaş grubundan 6 kadınla çeşitli sanat moderatörlerini barındıran çalışmama başladım. Çalışma, kadınların seçtiği mekanları gezerken fotoğraflanması ve yan yana getirilip bir hikaye oluşturulması, sonrasındaysa şiirselleştirilmesiydi” dedi.

****     
Cins Adımlar’ın düzenlediği ‘Toplumsal Cinsiyet ve Tarih’ söyleşisi İstanbul’da gerçekleşti.
Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri’nin düzenlediği “Toplumsal Cinsiyet ve Tarih” söyleşisi Karaköy’de bulunan Minerva Palas’ta gerçekleşti. Moderatörlüğünü Ayşe Öncü’nün yaptığı söyleşide Aylin Vartanyan ve Gülhan Erkaya Balsoy konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacılar akademik çalışmalarını anlatırken, geniş yelpazede hikayelerin paylaşıldığı ve hafızanın önemine dair konuşmaların gerçekleştiği bir söyleşi yapıldı.
Kaos GL’de yer alan habere göre; ‘Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Tarihçiliği’ başlığı altında konuşmasını gerçekleştiren tarihçi Gülhan Erkaya Balsoy, tarihin; eril kimliğinden, oryantalist imajının etkisinden ve kadını belli formlarda konumlandırışından kaynaklı Türkiye’de feministlerin ilgi göstermediği bir alan olduğunu ifade etti.
‘İstanbul’da Ermeni kadınlar ve gündelik hayatlardı merakım’ diyen tarihçi ve akademisyen Aylin Vartanyan Dilaver ise, Ermeni kadını için hem kadın hem Ermeni kimliğiyle inkarcı bir ortamda gündelik yaşamını sürdürmenin nasıl bir duygu olduğu üzerinde yola çıkarak başladığı çalışmasını aktardı. Kadınların inkarcı bir ortamda nasıl adapte olduğu ya da olmadığı gibi sorular yönelttiğini dile getiren Aylin, “Üç ayrı yaş grubundan 6 kadınla çeşitli sanat moderatörlerini barındıran çalışmama başladım. Çalışma, kadınların seçtiği mekanları gezerken fotoğraflanması ve yan yana getirilip bir hikaye oluşturulması, sonrasındaysa şiirselleştirilmesiydi” dedi.
Aylin, “Sanat üretme süreci, kendini tanıma sürecidir’, bunu gözden kaçırıyoruz çoğu zaman. Sonuç olarak Ermeni ve kadın, iki baskılanan kimlik üzerinden sanatı merkeze alarak bir çalışma yürütüyorum. Beni de zorlayan sorular soruyorum. Ancak sessiz yürüyüşe geçince imgeler aracılığı ile çağırıyor ve dile getiriyoruz. Ve bu hikayeler görmek isteyenlere çok şey anlatıyor” dedi.

Yorumlar kapatıldı.