İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Merrill Lynch: Türkiye en riskli üç piyasadan biri

Merrill Lynch, Türkiye’nin en riskli üç piyasadan biri olduğunu açıkladı. Merrill Lynch, Türkiye’nin en riskli üç piyasadan biri olduğunu açıklayarak, 2017 gelişen piyasalar raporunda Türkiye için karamsar değerlendirmelerde bulundu. BofA Merrill Lynch, 2017 gelişen piyasalar raporunda Güney Kore’yi sağlıklı büyüme trendiyle öne çıkarırken Türkiye ile birlikte Güney Afrika ve Brezilya’yı en riskli üç gelişen piyasa arasında sıraladı.

BofA Merrill Lynch’e göre bu üç ülke 2017’de stagflasyon ve borç pozisyonu nedeniyle zorluklar yaşayacak.
Busness HT’nin akratdığına göre, Merrill Lynch’in Türkiye’nin ‘kırılgan üçlü’ arasında olduğunu ifade ettiği raporda şu satırlar yer aldı:
“Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika halen ‘kırılgan üçlüyü’ oluşturuyor. Güney Afrika, stagflasyon nedeniyle GEM-10 ülkeleri arasında en dipte. Güney Afrika ekonomisi yüksek borçlu şirketler ve ‘ikiz açık’ taşıyor. Türkiye ise dış açığı ve net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH rasyosunda 56 piyasa arasında 55. sırada olmasıyla en zayıf ikinci. Macaristan sadece iki yıl önce bu rasyoda Türkiye ile benzer seviyedeydi. Mali dengesi ve kamu borcu ise Türkiye’nin görece güçlü noktaları olmaya devam ediyor. Diğer taraftan Brezilya ise makro göstergelerini iyileştirerek Türkiye ve Güney Afrika ile farkı açmayı başardı. Brezilya, gelişen piyasalardaki en iyi rezerv karşılama oranlarından birine sahip”.
E-mailTweetLike13+1Telegram
İLGİLİ HABERLER
Velilerden imam hatip anketi tepkisi!
Veliler imam hatip anketine tepki gösterdi.
 26-12-2016 21:35
Kuşadası Atatürk Ortaokulu’nde geçen cuma günü öğrencilere velileri tarafından cevaplanmak üzere dağıtılan anketler tepki çekti.
Okul planlaması amacıyla dağıtıldığı iddia edilen ve üzerinde ‘evet’ ve ‘hayır’ şıklarının bulunduğu ankette, “Okulumuz bünyesinde imam hatip ortaokulu açılırsa çocuğumu o okula gönderirim. İlçemiz sınırları içerisinde yeni bir imam hatip ortaokulu açılırsa çocuğumu o okula gönderirim. İlçemiz sınırları içinde pansiyonlu (ücretsiz) imam hatip ortaokulu açılırsa çocuğumu o okula gönderirim. İlçemiz sınırları dışında pansiyonlu (ücretsiz) imam hatip ortaokulu açılırsa çocuğumu o okula gönderirim” sorularına yer verildi.
 VELİLER TEPKİ GÖSTERDİ
Anket velilerin tepkilerine neden oldu.
DHA’nın haberine göre, Veliler, Kuşadası’nda planlama ve yeni okullara yönelik anket yapılacaksa eksik tüm branşların yazılması gerektiği görüşünde birleşti.
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen veliler, “Sanki tüm meslek dallarına yönelik okullar var ve sadece imam hatip yokmuş gibi anketi sadece o yönde hazırlamışlar. Neden kimse fen, konservatuvar, sosyal bilimler, turizm, yabancı dil okullarını isteyip, istemediğimizi sormuyor? Bu imam hatip dayatmasıdır. Başka hiçbir seçenek olmadığı için binlerce öğrenci velisi içinde 10 kişi bile anketi olumlu yanıtlasa ‘Veliler istedi, açtık’ denilecek” diyerek, tepkilerini dile getirdi.
İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ: ART NİYET YOK
Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre ise, ankette art niyet aranmaması gerektiğini belirterek, “Birçok veli dilekçe vererek çocuklarının dini eğitimlerinin devlet tarafından verilmesini talep ediyor. Biz de bunu planlamak ve gerçek talebi görmek, il ve ilçelerdeki okul yatırımlarımızı planlamak için anket düzenledik. Bu anket ortaokul düzeyi, puansız girilen okullarla ilgili ankettir. Puan ile girilen okulların planlamasını ise biz yapmıyoruz. Örneğin, Çine ve Didim’den fen, Söke’den sosyal bilimler lisesi talebi geldi, o talepleri bakanlığa ilettik. Puansız girilen ortaokul için ise planlamayı biz yapıyoruz. Talep varsa yatırım olur, talep yoksa yatırım olmaz. Art niyetimiz yok” dedi.
Büyükelçi suikastının soruşturmasına yayın yasağı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un suikastı ile ilgili soruşturma kapsamında yayın yasağı talebinde bulundu. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği talebi kabul etti.
 26-12-2016 20:47
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un suikastı ile ilgili soruşturma kapsamında yayın yasağı talebinde bulundu. Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği talebi kabul etti.
Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Alican Uludağ’ın twitterdan yaptığı paylaşıma göre mahkeme kararı şu şekilde;
Merrill Lynch: Türkiye en riskli üç piyasadan biri
Merrill Lynch, Türkiye’nin en riskli üç piyasadan biri olduğunu açıkladı.
 26-12-2016 20:02
Merrill Lynch, Türkiye’nin en riskli üç piyasadan biri olduğunu açıklayarak, 2017 gelişen piyasalar raporunda Türkiye için karamsar değerlendirmelerde bulundu.
BofA Merrill Lynch, 2017 gelişen piyasalar raporunda Güney Kore’yi sağlıklı büyüme trendiyle öne çıkarırken Türkiye ile birlikte Güney Afrika ve Brezilya’yı en riskli üç gelişen piyasa arasında sıraladı.
BofA Merrill Lynch’e göre bu üç ülke 2017’de stagflasyon ve borç pozisyonu nedeniyle zorluklar yaşayacak.
Busness HT’nin akratdığına göre, Merrill Lynch’in Türkiye’nin ‘kırılgan üçlü’ arasında olduğunu ifade ettiği raporda şu satırlar yer aldı:
“Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika halen ‘kırılgan üçlüyü’ oluşturuyor. Güney Afrika, stagflasyon nedeniyle GEM-10 ülkeleri arasında en dipte. Güney Afrika ekonomisi yüksek borçlu şirketler ve ‘ikiz açık’ taşıyor. Türkiye ise dış açığı ve net uluslararası yatırım pozisyonu/GSYH rasyosunda 56 piyasa arasında 55. sırada olmasıyla en zayıf ikinci. Macaristan sadece iki yıl önce bu rasyoda Türkiye ile benzer seviyedeydi. Mali dengesi ve kamu borcu ise Türkiye’nin görece güçlü noktaları olmaya devam ediyor. Diğer taraftan Brezilya ise makro göstergelerini iyileştirerek Türkiye ve Güney Afrika ile farkı açmayı başardı. Brezilya, gelişen piyasalardaki en iyi rezerv karşılama oranlarından birine sahip”.
Muğla’da Aleviler’den Maraş Katliamı anması
PSAKD (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği) Muğla Şubesi, bugün Maraş Katliamı’nın 38. yıldönümü nedeniyle bir anma düzenledi.
 26-12-2016 19:36
İleri – Muğla
PSAKD (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği) Muğla Şubesi, bugün Maraş Katliamı’nın 38. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
18.00’da Sınırsızlık Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında “Maraş’ı unutma, unutturma” “Kahrolsun şeriat, yaşasın laiklik” “Dün Maraş’ta, bugün Sivas’ta, çözüm faşizme karşı savaşta” sloganları atıldı. Basın açıklamasına TKP üyeleri de destek verdi.
Derneğin Muğla Şube Yönetim Kurulu üyesi Cemre Doğmuş tarafından okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Katliamlarla dolu tarihimizin en karalık günlerindendir Maraş. 18- 25 Aralık 1978 de günlerce insanlarımıza işkence edilmiş öldürülmüş  hamile kadınlar tekmelenmiş resmi rakamlara göre 108 ama gerçekte çok daha fazla insanımızın katledildiği ve insanlığın yok olduğu günlerdir  . Bugün dünyanın lanetlediği IŞİD çetelerinin vahşeti, 38 yıl önce Maraş ’ta Alevilere uygulandı. Devlet güçleri günlerce bu vahşete seyirci kaldı. Belediye hoparlörlerinde ‘Kızıllar şehrimizi bastı, kızıllar iki insanımızı öldürdü’ gibi asılsız duyurular yapılarak sıradan vatandaşlar bile birer potansiyel katil haline getirildi. Binlerce can yerinden yurdundan oldu. Halen devlet bu vahşetin sorumlularını açığa çıkarıp hesap sormadı, yargılamadı, yargılamak ta istemiyor. Katliamla ilgili olarak 804 kişi hakkında dava açılmış ancak çeşitli indirimlerle, beraatlarla, katiller serbest bırakılmış ve kanlı Maraş dosyası sessizce kapatılmıştır. Yani katliam meşru görülmüştür. Bütün katliamların üzerini örtmeyi ve katliama, katliam denmesini, katledilenlerin anılmasını bile engelleyen bozuk düzenin temsilcisi siyasi iktidarlar, şu ana kadar yapılan katliamları ağızlarına almadıkları gibi, Maraş katliamını da ağızlarına almayarak, üzerini örtmeye çalışmaktadır.
“Aradan geçen 38 yıl içinde katliamın gerçek suçluları ve onların arkasındaki karanlık güçler ortaya çıkarılmadığı gibi katliama karışan birçok kişi, milletvekili ve iş adamı yapılarak adeta ödüllendirilmiştir. Bizler katilleri tanıyoruz biliyoruz. Bugün yaşadığımız karanlığın o günlerden günümüze kadar geldiğini biliyoruz.
“Maraş’ın acısı tıpkı Çorum gibi, tıpkı Sivas gibi, tıpkı Dersim gibi, tıpkı Suruç gibi, tıpkı Ankara gibi tazedir. Sivas’ı, Çorum’u, Maraş’ı, Dersim’i, Roboski’yi, Hrant’ı, Suruç’u, Ankara’yı, Tahir Elçi’yi, unutmayacağız, unutmak ihanettir. Türkiye’nin imhacı, inkârcı ve ayrımcı zihniyetiyle yüzleşmesini talep ediyoruz ve bunda ısrarlıyız. İnancından, kültüründen dolayı yüzyıllardır katliamlara uğratılan bir halk olarak bizler, katliamların hesabının sorulması ve bundan sonraki katliamların durması için mücadele etmeye devam edeceğiz.
“Ayrımcılığa, inkara, istismara, savaşlara, sömürüye itiraz ediyoruz. Ağıtlara sinmiş acıları Türkülere teslim olmuş gözyaşlarını Umuda dönüşen zılgıtlarımızla Biz Kürtçe, Türkçe, Zazaca, Ermenice barış ve kardeşlik türküsü söylemeye devam edeceğiz..
“Farklı kültürlerin bir arada kardeşçe yaşaması için sorumlulardan hesap sorulmalıdır. Maraş Katliamı Dosyası yeniden açılmalıdır. Dava yeniden görülmelidir. Unutmak demek kabullenmek demek, unutmak demek yeni katliamlara davetiye çıkarmak demek, unutmak demek insanlığa, kardeşçe yaşama arzusuna ket vurmak demek. Biz bu nedenle diğer katliamları olduğu gibi aydınlık ve onurlu yarınlarımıza sahip çıkmak için Maraş’ı da unutmuyoruz unutturmayacağız.”
Bilal Erdoğan’a üstün zekalı diyen yazar Şahiner çalıştığı diziden atıldı
Bilal Erdoğan’a üstün zekalı diyen yazar Seray Şahiner çalıştığı diziden atıldı.
 26-12-2016 19:23
İleri Haber
Bilal Erdoğan’a üstün zekalı diyen ve daha önce bu gerekçeyle kaldığı otelden gözaltına alınan yazar Seray Şahiner çalıştığı diziden de atıldı.
Seray Şahiner, olayı Twitterdan şöyle duyurdu:
“Bilal Erdoğan’a ‘üstün zekâlı’ dediğim BirGün gazetesinde yayımlanan yazımdan dolayı açılan hakaret davasının sonucu olarak 11 Aralık’ta Bursa’da gözaltına alınmam sebebiyle; Ekim 2016’dan beri senaryo grubunda çalıştığım; Limon Film’in çektiği, ATV’de yayınlanacak Aşk ve Gurur adlı dizideki işimden atıldım. Projede birlikte çalıştığımız yazar Yıldırım Türker de benim işten çıkarılmamın üzerine, duruma göz yummayarak işten ayrıldı. Usülsüz gözaltı üzerine, adım dava ve ‘aile’ ile anıldığı için 3 bölüm senaryosunu, 13 bölüm hikayesini yazdığımız işimden atılmam sebebiyle, Limon Film’i kınıyorum”
Demirtaş’tan cezaevinde öykü: Halep Ezmesi
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde bir öykü yazdı. Demirtaş’ın  öyküsünü paylaşan Sırrı Süreyya Önder  “Selahattin Demirtaş’ın sazı, sözü ve duruşu kadar bilinmeyen bir yönü daha vardır ki o da öykücülüğüdür” ifadelerini kullandı.
 26-12-2016 19:22
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde bir öykü yazdı. Demirtaş’ın  öyküsünü paylaşan Sırrı Süreyya Önder  “Selahattin Demirtaş’ın sazı, sözü ve duruşu kadar bilinmeyen bir yönü daha vardır ki o da öykücülüğüdür” ifadelerini kullandı.
“Halep Ezmesi” başlıklı öykü şu şekilde;
HALEP EZMESİ
“Yanılmışım, hayat çok uzun…”
Garip bir durum mu var, sanmıyorum. Her zamanki Ortadoğu işte, bir yerlerde patlayan canlı cansız bombalar, geride bıraktığı onlarca parçalanmış insan bedeni, darmadağın olmuş yoksul bir pazaryeri.
Ölü sayısı 68, yazıyla altmış sekiz.
Üç gün önceki patlamada 43’tü. Ölüm gerçekten sıradan ve normal bir şeydi de acaba biz mi abarttık onu ve olağanüstü bir hale getirdik. Ölüyor işte insanlar, bolca hem de. Halep’te öğlen patlayan bomba, aynı saatlerde Sidney’de akşam yemeği için restoranlarda toplaşan Avusturalya ahalisinde aynı etkiyi yapmamış gibi duruyor zaten. Toronto’da işe gitmek için koşuşturan Kanada halkının henüz haberi bile yok. Birazdan haberleri olacak ama çoğu okumaya bile değer bulmayacak bu ‘olağan’ patlamayı. Halep’e en yakın şehir Hatay. Biraz dikkat kesilseler patlamayı kendi kulaklarıyla duyacak kadar yakınlar Hataylılar Halep’e.
Hatay’ın mezeleri ünlüdür, sofraları zengin. Kadim bir coğrafyanın birikmiş bütün kültürlerinden nasiplendiği için Hatay mutfağında yok yoktur. Arap, Ermeni, Süryani, Türkmen, Kürt, Türk, Fars, Rum ne yemiş içmişse tarih boyunca, Hataylılar hepsini not etmişler bir gün lazım olur diye. Her gün lazım olmuş tabi. Hatay’a yolu düşenler bu enfes tatları denemeden ayrılmışsa kentten, çok şey kaybetmiş sayılır.
68 kayıp.
Hatay Araplarının en iyi yaptığı yemek belki de gerçek bir sanat eseri diyebileceğimiz Arap kebabıdır. Eski Çarşı’da salaş bir esnaf lokantasında yemelisiniz kebabı. Hamdullah usta tam da romanlarda geçen naif esnaf tiplemesinin canlı hali adeta. Adı sanı iyice duyulunca turistler de rağbet etmeye başlamış Hamdullah ustaya. Bu durum ustamızı hafiften tedirgin etmiş olsa gerek ki, dükkâna çeki düzen verme adına 4–5 tane plastik saksı ağacı alıp yerleştirmiş mekânın sağına soluna. Bu aklı da karşıdaki berber Sadrettin vermiş kendisine. “Abi sen de konsepti biraz değiştir, turist akmaya başladı sokağa, her esnaf biraz çekidüzen verse dükkânına, turistik bir caddeye dönüşürüz imanıma” demiş. Kafasına yatmış Hamdullah Usta’nın. Plastik ağaçlar bu çerçevede intikal etmişler. Yemekler hep aynı ama artık daha yeşillik bir ortamda ve orman ambiansı eşliğinde yiyebiliyorsunuz. Yalnız ağaçların plastikliği fazla sırıtıyor, bildiğiniz ucuz naylon. İyice de tozlandıkları için hedeflediği ambiansı tersine çevirmiş ama olsun, yemekler harika halen.
68 ölü can.
Lokantada bir tek garson var. Toplam 7 masaya yetişmekte zorlanmıyor. Hamdullah Usta’nın yeğeniymiş. Çocukluğundan beri, tam 19 yıldır burada garsonluk yapıyormuş. Adı Bereket. Bereket’in iki çocuğu var, karısı geçen yıl trafik kazasında ölmüş. Trafik kazası dediysek öyle aşırı hız yapan arabasıyla takla makla atmamış. Caddede halk otobüsü çarpmış, oracıkta canını teslim etmiş kadıncağız. Bildiğin fukara işi bir trafik kazası ve fakir bir ölüm. İşine ve ustasına çok bağlı. Şevkle yapıyor görevini Bereket. Müşterilerin gözlerinde bir damlacık memnuniyet okuyabilmek için, sanat icra eder gibi estetik bir maharetle sunuyor yemekleri. Her şey çok güzel ama özellikle etler bir harika.
68 parçalanmış beden.
Fiyatlar sizi şaşırtacak kadar ucuz. Üç kişi yedik içtik tatlısı, tuzlusu derken bir hesap geldi neredeyse itiraz edecektik hesaba, azdır diye. Beni en çok da şaşırtan Hamdullah ustanın sakinliği oldu. Dükkân ne kadar kalabalık olursa olsun O hiç istifini bozmadan, yüzündeki ifadeyi bir milim değiştirmeden usulca siparişleri tabaklara doldurup Bereket’e uzatıyor tezgâhın arkasından. Bir haftada üç defa gittim Hamdullah ustaya, bu sahneler azıcık dahi olsa hiç değişmedi.
Hamdullah usta aslen Halepli. Dedesi Hatay’a yerleşmiş, 60 yıldan fazladır Hatay’dalar. Dededen babadan lokantacı esnafı olarak tanınırlar Hatay’da. Tarihi Halep çarşısında kumaşçı dükkanları var amcalarının. Savaştan önce çok sık gider gelirlermiş birbirlerine. Savaş başlayınca Halep’teki akrabaların hepsi diğer birçokları gibi Hatay’a kaçmışlar. Hamdullah ustanın iki katlı evinin bahçesine bir çadır kurmuş, toplam 48 nüfus bir evde yaşamaya başlamışlar. Hamdullah usta bu durumdan dolayı evin alt katındaki kiracıdan rica minnet evi boşaltmasını istedikten sonra biraz daha rahat etmişler. Hiç evlenmemiş usta. Çocukken babasıyla birlikte Halep’e ziyaretlerinde tanıyıp deliler gibi âşık olduğu teyzesinin kızı Rukiye 16’sında evlendirilince hayata küsmüş. Sevmemiş bir daha kimseyi. Rukiye iki çocuğu, kocasıyla birlikte ustanın alt katındaki evde bir odada kalıyor. Onunla karşılaşmamak için her sabah neredeyse koşarak çıkıyor evden usta. Rukiye de unutmamış unutmasına da yapacak bir şey yok artık. Halen çok güzel, bakmaya kıyamıyor, görmeye doyamıyor. Görme dediysek de kaç günde bir tesadüfen karşılaşmalar esnasındaki bir saniyecik bakışmalardan başka bir şey değil zaten. ‘Hadi!’ dese birlikte her şeyi bırakıp kaçacaklarmış gibi ve sanki bunu birlikte planlamışlar da herkesten saklıyorlarmış gibi tedirginmiş usta.
68 ölü ulan!
Eve herkes uyuduktan sonra sessizce girip usulca yatağa uzanmak dışında evle bağını kesmiş bu yüzden. Olur da birisi ustanın bunları içinden geçirdiğini anlar diye ödü kopuyormuş. Yıllar sonra yeniden alazlanan Rukiye aşkının alevleri dışarıdan fark edilir korkusuyla Bereket’le olan sınırlı konuşmalarını bile sıfıra indirmiş.
Fark edilmesin, ama bir alt kattaki oda, bir kaç saniyelik bakışmalar da her gece büyüsün, o dilsiz dünyasını kaplayıp öyle uyutsun. 48 nüfuslu bu arı kovanında onun nefesinin olduğunu bilmek çile mi, mutluluk mu? Bu sorunun cevabı yokmuş işte. Gökten ne yağmışta yer kabul etmemiş misali… Bunca yıl sonra aynı çatının altındalar ya. Hal böyle olunca da ne yaparsan yap, o çatıya tünemiş umut kuşunu susturamazsın. Bu geveze kuşu gündüzleri kovalamak kolay. Ama tek başına yatağa girip de gözlerini kapattığı an gel de sustur. Uykuya dalıp kurtulmak yok. Rüyalarda daha da cüretli, daha da arsız bir kuş bu. En kötüsü de uyanıp yeni bir güne başlama mecburiyeti. Biraz daha oyalansa. Belki bu sabah da bir kaç saniye… Sakın!..
Halep’te pazar yeri, tezgâhlarda sadece hüznün satılan, donup kalmış bir film sahnesi gibi. Savaş başladığından bu yana neşesi yok pazarların, rengi yok, kokusu yok. Doymak, doyurmak için bir parça yiyeceğin mecburen alınıp satıldığı yerler, ruhsuz hastane koğuşları gibi adeta. 68 parçalanmış insan bedeni. Rukiye de aralarında. İki gün önce çocukları Hatay’da bırakıp kocasıyla birlikte Halep’teki evlerinden bir miktar daha eşya almaya gelmişler. Akşam yemeği için bir şeyler almaya gitmiş pazara.Hatay’ın künefesi de ünlüdür.
“Allahu akbar” diye bağırmış kendini patlatan pazar yeri katili. Halep’te paramparça olurken Rukiye’nin bedeni, Hamdullah usta dükkânın arkasında tahta namazlıkta namazını kılıyormuş. “Allahu akbar” diye rükûya giderken göğsünde bir sızı hissetmiş, yaşlandık herhalde diye iç geçirmiş.
Künefenin özelliği peynirinden gelir. Bir de Hatay’da pişirme tekniği farklı tabi. Ama Hamdullah usta arzu eden müşteriye künefeyi yan taraftaki künefeci Cemil ustadan getirtiyor. Kendisi de iyi bir künefe ustası ama komşunun kısmetine el uzatmak olur diyerek yan tarafta künefeci açıldığından beri künefe yapmayı bırakmış dükkânda. Yok ben Hatay’ın en iyi künefesini yiyeceğim diyorsanız o halde… çarşısında meşhur Hatay Künefecisine gidip hakkıyla bir künefe yiyebilirsiniz.
Kocası ceset parçaları arasından elbise kumaşının yapıştığı bir kaç parçayı tanıyıp bulup alabilmiş Rukiye’den geri kalanları. Hamdullah usta ne cenazesine ne mezarına gitmeye dayanamamış Rukiye’nin. Definden bir gün sonra akşam dükkânın kapısını içeriden kilitleyip ecza dolabında ne kadar hap şurup varsa hepsini içmiş. Dükkân üç gün taziye nedeniyle kapalı kaldı. Bereket işletiyor şimdilerde dükkânı. Bereket ustaya Rukiye’nin kocası Cuma garsonluk yapıyor. Rukiye’nin iki çocuğu da dükkânın temizliğiyle falan koşturuyorlar ortalıkta. Yolunuz düşerse uğrayın Bereket ustaya, yiyebilirseniz de yiyin, Arap kebabı halen çok leziz.
Ne de olsa çok kadim bir mutfağı var Halep’in.
Selahattin Demirtaş
HDP Eş Genel Başkanı
Edirne Cezaevi
Rusya’da yas ilan edildi: Uçağın teknik arıza nedeniyle düştüğü üzerinde duruluyor
Rusya’da aralarında Kızıl Ordu Korosu’nun 64 üyesinin de yer aldığı 92 kişiyi taşıyan askeri Tu-154 uçağının dün Karadeniz’e düşmesi sonrası bugün yas ilan edildi.
 26-12-2016 11:34
Sputnik’in aktardığına göre, Rusya Ulaştırma Bakanı Maksim Sokolov, Tu-154 uçağının bir terör eylemi sonucunda değil teknik bir problem ya da pilotaj hatası sebebiyle düştüğünü tahmin ettiklerini söyledi.
Sokolov, uçağın düşmesine kesin olarak neyin neden olduğunu soruşturma sonucunda anlayacaklarının altını çizdi.
Rus Hava Kuvvetleri Komutanı Viktor Bondarev Tu-154 uçağının kara kutularının yerinin belirlendiğini kaydetti. Fakat Bondarev kötü durumda olmadıklarını tahmin ettiğini söylediği karakutulara henüz ulaşılamadığını belirtti. Bondarev ayrıca uçağın teknik bakımdan bir probleminin olmadığını ve kısa bir süre önce bakımdan geçirildiğini söyledi.
Kazada hayatını kaybedenlerin cesetlerinin bulunabilmesi için 39 geminin ve 3.500 kişinin katıldığı bir arama operasyonu düzenleniyor.
İleri Hatırlatıyor
93 kişiyi taşıyan Rus uçağı Karadeniz’e düştü
KURTULAN OLMADI
Suriye’nin Lazkiye kentine gitmek için Moskova’dan kalkan Tu-154 uçağı yakıt ikmali için Soçi’deki Adler Havaalanı’na iniş yapmış, buradan kalktıktan 20 dakika sonra radardan kaybolmuştu. Daha sonra Karadeniz’de uçağın enkazının parçaları bulunurken, Rusya Savunma Bakanlığı kazadan kurtulan olmadığını açıklamıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de televizyondan halka hitap edip ulusal yas ilan ettiğini açıklamıştı. Putin, “Kazanın nedenlerinin belirlenmesi için kapsamlı bir soruşturma yürütecek ve hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek için de gereken her şeyi yapacağız” demişti. Rusya’da dün Soçi ve diğer bazı kentlerde hayatını kaybedenler için çeşitli törenler düzenlendi. Kazanın ardından bugün Rusya’nın pek çok kentinde hayatını kaybedenler için törenler gerçekleştiriliyor. Hayatını kaybedenler için bugün Kızıl Meydan’da yer alan Aziz Vasiliy Katedrali’nde de bir anma töreni düzenlenecek.
ESAD TAZİYE MESAJI GÖNDERDİ
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad uçağın düşmesinin ardından Rusya Başkanı Vladimir Putin’e taziye mesajı gönderdi.
Esad mesajında “Suriye ve Halep halkının zafer ve bayram kutlamalarına katılmak amacıyla dostlarımızı taşıyan uçağın düşme haberinin büyük bir acı ve hüzünle karşılıyoruz” dedi.
Başbakan Yıldırım: Finans sektörü sapasağlam
Başbakan Binali Yıldırım, “İki ya da üç aya kalmaz ekonomi rayına girecek. Vatandaşın desteği çok önemli. O destek sayesinde, ekonomimize karşı yapılan algı operasyonunu geri çevirdik. Bakın bankalarımızın standardını AB kabul etti. Finans sektörü sapasağlam. AB standartlarının da üzerinde. 2017 yatırımların yoğunlaştığı bir yıl olacak” dedi.
 26-12-2016 09:53
Doların TL karşısındaki yükselişi ve çöküşe geçen ekonomiyle ilgili konuşan Başbakan Binali Yıldırım, “İki ya da üç aya kalmaz ekonomi rayına girecek. Yatırımı önemsiyoruz. Vatandaşın desteği çok önemli’ ifadelerini kullandı.
Binali Yıldırım’ın ekonomi yorumlarını köşesine taşıyan yazar Fatih Çekirge’nin Hürriyet gazetesinde yayımlanan ‘Tehdidi boğduk’ başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:
EKONOMİ 2-3 AYDA RAYINA OTURUR
Soruyorum:
– Bu arada ekonomiyle ilgili tartışmalar da var. Nasıl bir takvim öngörüyorsunuz?
İki ya da üç aya kalmaz ekonomi rayına girecek. Yatırımı önemsiyoruz. Vatandaşın desteği çok önemli. O destek sayesinde, ekonomimize karşı yapılan algı operasyonunu geri çevirdik. Bakın bankalarımızın standardını AB kabul etti… Not veren derecelendirme kuruluşlarının aksine. Finans sektörü sapasağlam. AB standartlarının da üzerinde… 2017 yatırımların yoğunlaştığı bir yıl olacak.
İRAN MESELESİ
– Rusya ve İran’la Suriye meselesinin çözümü için önemli bir adım atıldı. Ancak İran’la aramızda soğuk rüzgârlar estiği de söyleniyor…
Ufak tefek alınganlıklar olabilir ama hiçbir zaman İran’la ilişkilerimiz belirli bir düzeyin altına inmez. Alınganlıklar da aşılır… Barış için çok değerleri adımları birlikte atıyoruz.
GÜLEN CEMAATİ’NİN PARASAL KAYNAĞI
– FETÖ’nün parasal kaynağıyla ilgili çok söylenti var. Bu konuda ne diyorsunuz?
Mücadele son hızda devam ediyor. En ufak ayrıntıya dikkat ediliyor. Tabii devletin içine sinsice yerleşmişler. Ayıklıyoruz, hasar vermeden ayıklıyoruz. Çaldıkları üç-beş kuruş paraları kaldı. Onu da bitiriyoruz. Yakında nefesleri tümden kesilir. Son çırpınmaları da bitecektir.
Antalya’da EXPO hüsranı: 900 milyon euro nereye gitti?
22 Nisan’da görkemli törenlerle açılan ancak 30 Ekim’de tartışmaların gölgesinde sona eren Cumhurbaşkanlığı himayesindeki Antalya EXPO 2016 için 75 milyon euro bütçe belirlendiğini ancak 900 milyon euro harcandığı ortaya çıktı. EXPO’da Yürütme Konseyi Üyesi ve Denetçisi olarak görev üstlenen Orta Anadolu Süs Bitklileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, “Türkiye’de bunun hesabı da verilmiyor. Hiçbir EXPO’da konser yoktur. Ben dünya çapında 9 EXPO’da denetmeleri yaptım. Konser bir açılışta bir kapanışta olurdu. Antalya’da 100-150 tane konser yapıldı. EXPO’lar seyirci toplamak için değil, kültürleri birleştirmek içindir” diye konuştu.
 22-12-2016 15:42
Yusuf Yavuz
Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) aylık kahvaltılı toplantısının konuğu olan Orta Anadolu Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, iş insanlarına Antalya’da gerçekleştirilen EXPO 2016 ve kesme çiçek sektörünün durumu hakkında bilgi verdi. Antalya Akra Barut Otel’de düzenlenen kahvaltıya, ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile ANSİAD Üyesi iş insanları katıldı. ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan Başkanlığında yapılan toplantıda, EXPO 2016 alanı ve projeleri konuşuldu.
‘ÜLKENİN BÜTÇESİNDEN ÇOK BÜYÜK PARALAR GİTTİ’
EXPO 2016 için 2008 yılında olaya ilk adımlarını attıklarında bütün şehri saran bir olay haline geldiğini kaydeden Osman Bağdatlıoğlu, “Bizim 2008 yılında bu olaya ilk adımımızı attığımız zamanki düşüncelerimizi, neyle başladık, bütçesi neydi bu olayın ve nasıl bir hareketle planlandı bunu anlatmak gerekiyor. Bütçesi anlamında bakıldığında son dakika yapılan harcamaları da göz önünde bulundurarak bunu anlatma ihtiyacı hissediyorum. Ülkenin bütçesinden çok büyük paralar gitti. Başlangıç şuydu, 2008’deki ilk konuşmam 100 ülke olacak, 8 milyon ziyaretçi olacak, 20 bin aktivite olacak. Bu 2008 yılında söylenen bir olaydı. 2008 yılında konuşulan olay, son dakikaya kadar aynı şekilde konuşuldu” dedi.
‘BASIN VE DEVLET ADAMLARI BAŞLARKEN BİZİ UYARMIŞLARDI’
Ulusal ve uluslararası camiadan uyarılar aldıklarını belirten Bağdatlıoğlu, “Biz başlarken bizi uyarmıştı ulusal ve uluslararası basın olsun, devlet adamları olsun. Bu işin bu şekilde başlayacağını fakat daha sonra farklı boyutlara ulaşacağını. Ama biz bunları bilerek girmiştik ve Antalya’da ortada hiçbir şey yokken bir katma değer kazandırmak istiyorduk olaya. Burada EXPO kötü oldu demiyorum, EXPO olması gereken bir olaydı ancak diğer ülkeler neler yapmış EXPO’da, izlenebilirliği ne olmuş, ne olup bittiğini kimse bunu sormuyor bize” dedi.
‘İLK BÜTÇE 75 MİLYON EORU’YDU, 900 MİLYON EURO’YA ÇIKTI’
2008-2010 yıllarında ilk bütçenin 75 milyon euro olduğunu kaydeden Bağdatlıoğlu, “Tek tek aylara kadar yapılmış, veriler ortaya koyulmuş bir bütçeydi hazırladığımız. Yerel kaynaklardan 25 milyon euro, sponsorluktan 20 milyon, devletten de 30 milyon euroluk bir bütçeyle hazırlandık. Dünya, EXPO’larını bu şekilde yapan bir pozisyondaydı. Ve biz bu parayı da nasıl bulacağız diye de 1 yıl kaybettik. Çünkü o zamanki Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bize, bu paranın yarısını siz çıkartın, biz o şekilde başlayabiliriz dedi. Bugünkü bütçeyi biliyor muyuz? Sadece iç alanda ve aktivitelerde yapılan 800-900 milyon euro. Yani 75 milyon euroyla başlayıp projesi kabul ettirilen bir olay, 10 katı bir pozisyonla ortaya çıkıyor. Ve kimse de Türkiye’de şunu sormuyor, siz şu parayla bütçe koydunuz da buna çıktı denilmiyor. Türkiye’de bunun hesabı da verilmiyor. Bir projeye başlarken bütçeyi küçük gösterirsiniz sonra kendi kendine büyüyor Türkiye’de” diye konuştu.
‘HOLLANDA EXPO’DAN 10 MİLYON EURO GELİR SAĞLADI’
Antalya EXPO’su için aylık analizler ve raporlar hazırladıklarını kaydeden Bağdatlıoğlu, “Yaklaşık 500 bin kilometre yol yaptık bu dönem içinde. 5 milyon turist gelecek, 2 milyon yabancı turist ziyaret edecek şeklinde detaylı çalışmalar yapmıştık. Diğer EXPO’larda, örneğin Hollanda EXPO’su, Tayland EXPO’su kar amaçlı yapılan EXPO’lardır. Bugün Hollanda’da yapılan EXPO yaklaşık 200 milyon Euro’luk bir EXPO’dur ve 210 milyon Euro da gelir sağlamıştır. Yani 10 milyon gelir kaynağı yaratmıştır aynı zamanda” dedi. 
‘BİZE BAKILDIĞINDA GELİR KAYNAĞI NEREDEN BİLMİYORUM’
Antalya EXPO 2016’da harcanan paranın gelirine değinen Bağdatlıoğlu, “Bize bakıldığında, bu para harcandığı zamanda gelir kaynağı nereden onu da biliyorum, çünkü benim uluslararası yönetim kurulunda bulunduğum kuruluşa gelire göre bir para ödenmesi gerekiyor. Şu anda oraya 40 bin lira gibi bir para ödeniyor. 4 milyon ziyaretçiye göre az bir gelir söz konusu” dedi.
‘HİÇBİR EXPO’DA KONSER YOKTUR’
2008’de 6 aylık süreçte 20 bin aktivite planı yaptıklarını belirten Osman Bağdatlıoğlu,  “20 bin aktivite yapıldı fakat hiçbir EXPO’da konser yoktur. Çünkü EXPO’lar kültürleri birleştiren ülkelerin birlikte hareket ettiği ve yerel halkla birlikte hareket edilen organizasyonlardır. Burada ben 9 tane dünya çapında EXPO’nun denetlemelerini yaptım. Konser bir açılışta bir de kapanışta olurdu, Antalya EXPO’da 100-150 tane konser yapıldı. Tabi bu da seyirci anlamında oldu fakat EXPO’lar seyirci toplamak için değildir, aslında olay kültürleri birleştirmektir” diye konuştu.
EXPO’NUN ISPARTA’YI DA OLUMLU ETKİLEMESİNİ HEDEFLEMİŞTİK
2008 yılında Antalya EXPO’su için 2016 hedeflerinin olduğunu belirten Bağdatlıoğlu, “Biz 2008’de demişiz ki, 2016 yılında Türk ekonomisine saplayacağı katkılar içerisinde, tüm bu gelişmeler hem Antalya hem de hinterlantında bulunan Isparta ilini olumlu şekilde etkileyecek, bu bölgelerde var olan kış turizmi büyük bir ivme kazanacak, tesisleşme ve altyapı faaliyetleri hızlanacaktır. Herhalde kış turizmine etkisi olmamıştır diye düşünüyorum” dedi.
‘TÜRKİYE’YE BİR EXPO DAHA GELİYOR, BUNLARI BİLMEK GEREK’
Konuşmasında, istihdam alanları oluşturma hedeflerinin olduğuna da değinen Bağdatlıoğlu, “Bu istihdam oluştu çünkü 7 bin kişi çalıştı Antalya EXPO’da. Aslında tam bir kriz anında, önemli bir sayı bence. Ve yaşanılan süreç çerçevesinde bölgenin refah seviyesini bugün olduğundan daha yüksek yerlere ulaşacaktır dedik. Bunları kötülemek anlamında söylemiyorum, ancak bir etki analizinin de yapılması gerekiyor. Şu anda Hatay EXPO yapıyor, onun denetlemesini yapıyoruz, 2021 yılında oylamadan geçecek, şu anda bütün hazırlıklarını yapıyorlar. Türkiye’ye bir EXPO daha geliyor. Bunların hepsini bilmeleri gerekiyor ki, yollarını öğrenebilmek açısından önemli görüyorum. Çünkü, Botanik EXPO dediğimiz zaman dünyada bütün çevreleri ilgilendiren en önemli EXPO pozisyonuna ulaşıyor” ifadelerini kullandı.
İTALYA’YA 200 MİLYON EURO GELİR
Dünya EXPO’larından örnekler de veren Bağdatlıoğlu, “Dışarıdan bakıldığında bir Elton John geliyor şehre, bu reklam anlamında güzel bir görüntü yarattı dışarıda. Dünyada konjonktürel pozisyonda kötü bir dönemden geçtik, birçok krizin yaşandığı dönemde, bir farklılık yarattı şehre. İtalya, Milano’da yapılan Word EXPO’da 40 milyonun üzerinde bir ziyaretçiyle karşılaştılar ve beklentilerinin çok üzerinden bir gelir kaynağı sağladı İtalya’ya. Yanılmıyorsam da 200 milyon Euro’da bir kazanç sağladılar. Milano kış turizminde önemli bir noktada değil ve yaz döneminde daha çok turist çekerken, çıkarttıkları istatistiklere göre, EXPO’dan sonra yüzde 25 oranında bir turist artışı sağlamışlar ve kış turizmine yansımış bu durum. Oteller değerlerini yüzde 25 oranında artırmışlar ve EXPO kalkmasına rağmen inanılmaz bir katkı sağlamış. İşte EXPO bu, yani şehrinize miras bırakıyor ve adıyla birlikte şehriniz anılır hale geliyor. Bunun üzerine de Bologna’da B1 EXPO’su yapmaya karar veriyorlar” dedi.
‘ÇİN 45 MİLYAR DOLAR HARCADI, 70 MİLYON ZİYARETÇİ ALDI’
Bağdatlıoğlu, “Bunun bir diğer örneği Çin, Şanghay. 45 milyar dolar harcamış EXPO altyapısı için. 1 yıl içinde 420 kilometre metro yapılmış, 70 milyon ziyaretçi almış ve 246 katılımcı sağlamış. Çin’de turist sayısında yüzde 31 artış olmuş, EXPO sayesinde gayri safi milli hasılada yüzde 5 artış olmuş, EXPO’nun açık olduğu ilk 3 ayda yabancı yatırım yüzde 58 artmış. Bölgenin kalkınması 5 yıl daha ileriye gitmiş” diye konuştu.
‘İSPANYA EXPO 42.5 MİLYON ZİYARETÇİYE ULAŞTI’
Dünya EXPO’larının şehre ciddi bir ivme kazandırdığını belirten Bağdatlıoğlu, “İspanya’da 5 milyon ziyaretçi toplayabilir miyiz denilerek yapılan bir EXPO projesiymiş Sevilla. 5 bin hedef koyduğu EXPO 42.5 milyon kişiye ulaşmış. 110 ülke, 15 uluslararası pavyonla, 74 devlet başkanı ve 2-3 bakan tarafından ziyaret edilmiş. 1 günde 625 bin kişiyle rekor katılıma ulaşmış. 5 milyon 325 bin kişiyle en fazla ziyaretçi Japonya pavyonuna çekilmiş, 42 bin araçlık otopark alanı oluşturulmuş daha sonrasında. 32 bin kişi istihdam edilmiş. İspanyanın uluslararası imajı güçlenmiş ve uluslararası bağlantılar kurulma imkanı artmış, bölgesel kalkınmaya ve turizm potansiyeline katkı. Yeni otoyol ve tren bağlantıları oluşturulmuş, on yeni köprü yapılmış. Son bir örnekte 3 ay süren Tayland Botanik EXPO’su. 90 hektarlık alanda yapılan ve 3 ay süren bir EXPO. 4 milyon ziyaretçi toplamış. Tayland’ın Çiyan kentinde yapılan organizasyon, en kuzeyde ve uçak haricinde bir araçla gidilemez bu bölgeye. Organizasyon için harcanan160 milyon dolar ve 3 aylık süreçte 1 milyar dolar üzerinde kazanç sağlanmış” ifadelerini kullandı.
‘ŞİMDİ DÖNÜP ORGANİZASYONUMUZA BAKMAMIZ LAZIM’
EXPO’ların ülke imajlarına katkı sağladığını belirten Bağdatlıoğlu, “Bunun yanında sosyal anlamda, istihdam ve gelir anlamında katkı sağlayan bir uygulama. Tabii bu işletime, uygulamaya ve şehrin içindeki paydaşların birlikte hareket etmesiyle ilgili bir olay. Şimdi dönüp bizim organizasyonumuza bakmak lazım, web sayfası, Facebook’u ye ya Twitter’ı kaç kez işlendi. Bunları ileride yapmamız gereken organizasyonlarda neler yapmamız gerektiğini görmek açısından söylüyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
SAFİYE-FAİK İKİLİSİNDEN İBRAHİM ERKAL’A KONSER PATLAMASI
EXPO alanına ziyaretçi çekmek amacıyla yapılan ve eleştiri konusu olan konserlerde Tarkan’dan Teoman’a pek çok ünlü Türk şarkıcı seyirci karşısında çıkarken, Mustafa Ceceli, İbrahim Erkal, Sami Özer, Yavuz Bingöl ve Safiye-Faik ikilisi gibi isimler de konser verdi. Dünyaca ünlü grup ve solistlerin de konserlerine sahne olan EXPO’da hedeflenen 8 milyon ziyaretçi sayısına ulaşılamazken, bu rakam 4 milyon seviyesinde kaldı.
Commerzbank: Türkiye ekonomisi çöküyor
Commerzbank, Türkiye ekonomisine ilişkin yayınladığı kötümser raporda ‘Türkiye ekonomisi çöküyor’ dedi.
 22-12-2016 10:42
Commerzbank, Türkiye ekonomisine ilişkin oldukça kötümser öngörülerin olduğu bir rapor yayınladı.
Sputnik’in aktardığına göre, ‘Türkiye: Ekonomi çöküyor’ başlıklı raporda büyüme verilerinde yapılan revizyonları hatırlayan Commerzbank, verilerde mevsimsellikten arındırılmış rakamlara yer verilmediğini, buna karşın kendi hesaplarını yaptıklarını belirtti.
‘TÜRKİYE EKONOMİSİ YÜZDE 4.5 KÜÇÜLDÜ’
Commerzbank, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı büyüme verilerini kendisi mevsimsellikten arındırdı. Ekonomistlere göre bu hesapla Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 4.5 oranında küçüldü.
‘2017’DE BÜYÜME OLDUKÇA ZOR’
TÜİK, üçüncü çeyrekte ekonominin yıllık bazda yüzde 1.8 küçüldüğünü açıklamıştı. Commerzbank’a göre yüzde 4.5 daralma ekonomi için ‘felaket’ düzeyde dedi ve şu açıklamayı yaptı: “Ekonominin sonraki 3 çeyrek boyunca aynı oranda daraldığını düşünün. Bu 2017’nin ikinci çeyreğinde yıllık yüzde 16.8 daralmaya işaret ederdi.” 2017’ye baz etkisi ile düşük büyüme ile girileceğini öngören Commerzbank, ekonominin 2017’de büyüme kaydetmesinin oldukça zor olduğunu vurguladı.
‘TAHMİNLER TAMAMEN MASAL’
“Türkiye ekonomisinin mevcut durumu oldukça kötü. Büyüme verileri de bunu gösterdi” diyen Commerzbank, “Ancak gerçekte durum daha kötü ve 2017’ye ilişkin bütün tahmin tamamen masal” ifadelerini kullandı. 2017 için Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin yüzde 3.1, kendilerinin ise yüzde 1.9 büyüme beklediğini hatırlayan banka, önümüzdeki aylarda çok sert aşağı yönlü revizyonların geleceğini tahmin etti. Commerbank’a göre bu zaten baskı altında olan TL için zor dönemin devam edeceği anlamına geliyor.
Merkez Bankası faiz kararını açıkladı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) beklenen faiz kararını açıkladı.
 20-12-2016 14:14
Merkez Bankası faizde bir değişiklik yapmadı. Merkez Bankası politika faizini ve faiz koridorunu sabit bıraktı.
MB, politika faizini yüzde 8’de tuttu. Banka faiz koridorunun alt bandını yüzde 7,25’te, üst bandı yüzde 8,50’de bıraktı.
Vatandaşa ‘dolar bozdurun’ demişlerdi: Avrasya Tüneli’nde geçiş ücreti dolar üzerinden alınacak!
Açılışı yarın gerçekleştirilecek Avrasya Tüneli’nin geçiş ücreti beli oldu. Her fırsatta vatandaşa ‘dolar bozdurun’ çağrısı yapan hükümet, tünel geçiş ücretlerini otomobiller için 4 dolar artı KDV, minibüsler için ise 6 dolar artı KDV olarak belirledi.
 19-12-2016 14:41
İstanbul’da Anadolu yakasıyla Avrupa yakasını denizin altında karayoluyla birleştirecek Avrasya Tüneli’nin açılışı yarın gerçekleştirilecek. Proje otomobillerin ve minibüslerin geçeceği 2’şer şeritli ve iki katlı tünelden oluşuyor. Tünelin en derin bölümü deniz seviyesinden 106 metre aşağıda bulunuyor.
60 BİN METREKARE DENİZ DOLGUSU YAPILDI
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, proje kapsamında bölgeye 60 bin metrekare deniz dolgusu yapıldığı belirtildi. Öte yandan açılış yarın gerçekleştirilecek projenin çalışmaları ise hala sürüyor. Samatya bölgesinde asfaltlama çalışmaları devam ediyor.
GEÇİŞ ÜCRETİ DOLARLA!
Projeyi 1 milyar 245 milyon 121 bin 188 dolarlık maliyetle inşa eden firmalar, tüneli 24 yıl 5 ay boyunca işletecek. Tünelden araç geçiş ücretleri açılış yılında tek yönde otomobiller için 4 dolar artı KDV, minibüsler için ise 6 dolar artı KDV olacak. Araç geçiş ücreti alınacak olan Avrasya Tüneli’nde otomobil içindeki yolcular için ödeme yapılmayacak.
İleri Hatırlatıyor
Avrasya Tüneli’nin adı belli oldu: Avrasya Tüneli
PROJENİN ADI TARTIŞMA KONUSU OLMUŞTU
Ulaştırma, Habercilik ve Denizcili Bakanlığı, Avrasya Tüneli’nin adına ilişkin bir anket düzenlemiş. Ankette Atatürk adı ilk sırada yer alırken, Abdülhamid adı ikinci sırada kalmıştı. Daha sonra yapılan açıklamada ‘değerlerin yarıştırılmasını doğru bulunmadığı’ belirtildi, tüneli adı böylece Avrasya Tüneli olarak kaldı.
KÖŞE YAZILARI

Yorumlar kapatıldı.