İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Almanya’da Saldırı Gölgesinde Noel

Cem Dalaman
Hazreti İsa’nın doğumunun kutlandığı Noel Almanya’da en kutsal bayram olarak kabul ediliyor. Normal şartlarda Almanya’ya özgü çok sakin ve sükunet içinde geçen bayramda bu kez, Berlin’de 12 kişinin öldüğü, 48 kişinin yaralandığı Noel Pazarı saldırısı güncelliğini korumaya devam ediyor.  Olayın muhtemel faili olan Anis Amri’nin İtalya’nın Milano şehrinde bir çatışma esnasında polis tarafından vurulmasından sonra konu çeşitli boyutlarıyla ele alınıyor. Terör saldırısının hemen ardından başlayan tartışmalarda, saldırı ile bağlantılı güvenlik hataları ve sığınmacı siyasetine yönelik eleştiriler ağır basıyor.

Yapılan yorumlarda Anis Amri olayında yapılan polis kaynaklı hatalar ön plana çıkarılarak, Almanya’daki kurumların sığınmacıları kontrol edemediği savunuluyor. Amri’nin 2015’te Almanya’ya sığınma talebinde bulunduğu, ancak bu talebin geri çevrildiği, Ağustos ayında da sahte kimlik belgeleri nedeniyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldığı ve Berlin’de radikal İslamcı çevrelerle bağlantı kurmasının engellenmediği tespit edilmişti.
Bu hatalar zincirinin, güvenlik açısından tek sorununun yüzbinlerce sığınmacının kontrolsüz bir biçimde Almanya’ya girmesinin olmadığını gösterdiğini, sığınmacıların Almanya’da iken ne yaptıklarının da üzerinde durulması gerektiğini belirten analizciler, özellikle radikal İslamcı olma şüphesi altında bulunan sığınmacıların bir eyaletten diğerine geçmelerinin kontrol altına alınmasını talep ediyorlar.
Amri’nin öldürülmesinden sonra bir açıklama yapan ve Almanya’da saldırıya ilişkin soruşturmanın devam edeceğini ve güvenlik güçlerinin bu yönde çalışmalarını sürdüreceğini vurgulayan Başbakan Angela Merkel, olayın tüm yönlerinin araştırılacağını, ihtiyaç duyulan yerlerde gerekli siyasi veya yasal değişikliklerin yapılacağını aktardı.
Joachim Gauck Cumhurbaşkanı sıfatıyla yaptığı son Noel konuşmasında, mülteci siyasetine ilişkin tartışmalara dikkat çekti. Gauck, “Özellikle terör saldırılarının yaşandığı bir dönemde toplumdaki çatlakları derinleştirmemeli, ne belirli bir grubun tamamını şüpheli ne de siyasetçilerin hepsini suçlu ilan etmeliyiz” dedi.
Öte yandan saldırıyla birlikte aşırı sağcı ve sağ popülist çevreler, Başbakan Angela Merkel’in ülkenin kapılarını sığınmacılara açmakla Almanya’da güvenliğin tehlikeli boyutlara ulaşmasına yol açtığı suçlamasında bulunmayı sürdürüyorlar. Sağ popülist parti Almanya için Alternatif (AfD) mensubu üst düzey bir politikacının paylaştığı Twitter mesajında Berlin’deki saldırıda yaşamını yitirenler için, “Bunlar Merkel’in ölüleri” ifadesini kullandı.
Daha önceki dönemlerde her yıl için alınacak sığınmacı sayısında ‘üst sınır’ saptanmasında ısrar eden CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, daha bu kanlı saldırının ardında kim veya kimler olduğunu beklemeden, “Almanya göç ve güvenlik politikasını yeniden gözden geçirmeli. Günümüz koşullarına göre yeniden düzenlemelidir” şeklinde görüş belirtmişti.
Almanya Türk Toplumu eski başkanı Kenan Kolat, konunun işleniş biçiminin kamuoyunda provokasyonlara yol açabilecek bir yol aldığını ve mültecilere yönelik saldırılar yapılması ihtimalinden korktuğunu belirtiyor.
Türk ve Müslüman temsilcilerinin Berlin saldırısı sonrasında Alman toplumuyla başarılı bir dayanışma sergilediğini savunan Kolat, Alman siyasetçilerin açıklamalarıyla bu dayanışmayı kabullendiklerini ifade etmelerini istiyor.

Yorumlar kapatıldı.