İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Gününe ilişkin Ortak Açıklama

Komisyon Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, Birliğin Dış İşleri ve Güvenlik Politikası Tüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Federica Mogherini, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu Komisyon Üyesi Johannes Hahn, Uluslararası İşbirliği ve Kalkınmadan sorumlu Komisyon Üyesi Neven Mimica, Göç, İç İşleri ve Vatandaşlık işlerinden sorumlu Komisyon Üyesi Dimitris Avramopoulos, İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden sorumlu Christos Stylianides, Adalet, Tüketiciler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinden sorumlu Komisyon Üyesi  Věra Jourová, Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spordan sorumlu Komisyon Üyesi  Tibor Navracsics, ve Güvenlik Birliğinden sorumlu Komisyon Üyesi Julian King, aşağıdaki açıklamayı yaptılar: Bugün, Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Gününde ‘artık yeter’ diyoruz. 

AB’deki ve Birlik dışındaki kadın ve kız çocukları yaygın şiddete maruz kalmaya devam etmektedir. Tüm dünyada kadın ve kız çocukları halen evlerinde dayak yemekte, cinsel ve ekonomik istismara, sokaklarda ya da iş yerinde saldırıya uğramakta, internet üzerinden ya da spor yaparken taciz edilmekte, tecavüze uğramakta, sakat bırakılmakta ya da zorla evlendirilmektedir. Bugün AB’deki her üç kadından biri toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bir türüne maruz kalmıştır. Bu durumun aileler, halklar, toplumlar ve ekonomi üzerinde yarattığı muazzam etkileri göz ardı edemeyiz.   
Kadına yönelik her türlü şiddetin ortadan kaldırılması için AB’de daha fazla adım atılması gerekmektedir. AB’deki kadınların yaklaşık %25’i, 15 yaşından itibaren bir partnerinin fiziksel ve/ya cinsel şiddetine maruz kalmıştır. Avrupalıların dörtte birinden fazlası karşı tarafın rızası olmaksızın cinsel ilişkiye girmenin mazur görülebileceği düşüncesindedir. Avrupalıların beşte birinden fazlası kadınların istismar ve tecavüz iddialarının çoğunlukla uydurma ya da abartılı olduğu görüşündedir. Şiddet mağdurları çoğu zaman suçu bildirmemekte, görgü tanıkları bazen seyirci kalmaktadır. Bu durumu ve kadınların haykırışlarını hiçe sayan ön yargıları hep birlikte alaşağı etmeli, kadına yönelik şiddetin kabul edilemez olduğunu ve hiç kimsenin bunu hoş görmeyeceğini göstermeliyiz.    
Şiddet, gasp, insan ticareti, istismar ve toplumsal cinsiyet temeli diğer birçok şiddet biçiminin artış gösterdiği çatışmalı ortamlarda veya acil durumlarda kadınlar ve kız çocukları özellikle daha kırılganlaşmaktadır. Bunun sonucu olarak milyonlarca kadın ve kız çocuğu, yuvalarını terk etmek zorunda kalmaktadır. Ne var ki hareket halindeyken veya mülteci kamplarında kendileri için bir sığınak ararlarken de bu insanlar diğer göçmenler, kaçakçılar ve hatta bazı üçüncü ülkelerde yetkili makamlar tarafından şiddet görme riskiyle de karşı karşıya kalabilmektedirler. AB genelinde cinsel sömürü maksadıyla insan kaçakçılığı mağduru haline gelmiş bireylerin neredeyse tümünü, üçüncü bir ülkeden tehlikeli yolculuklar yaparak gelen kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır.
Bu durumu değiştirebilmek için çalışmalarımızı yılmadan sürdürüyoruz. Toplumsal cinsiyet temelli şiddetle ilgili olarak dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz insani yardım projeleri yaklaşık 3.4 milyon kadar kadına, erkeğe ve kız ve erkek çocuğa ulaşacaktır. AB’nin Birlik dışı ilişkilerinde, 2016-2020 Toplumsal Cinsiyet Eylem Planının bir parçası olarak dünya genelinde miras, yurttaşlık veya toprak mülkiyeti gibi konularda eşitlikten uzak kural ve kanunlara tâbi olan; eğitimden, işgücü piyasasından ve siyasi hayattan dışlandıkları için hakları ihlal edilen kadınlar ve kız çocuklarına yatırım yapmayı sürdürüyoruz. 2017’de en uzak ve kırılgan bölgelerdeki şiddet mağdurlarına özel destek vereceğiz.
AB çatışmalı ortamlardan, eziyetten ve yoksulluk kaynaklı istikrarsızlıktan kaçarak AB’ye gelen ve ayrımcılık ve şiddet mağduru konumunda bulunan kadın ve kız çocuklarının sağlık hizmetlerine, hukuki desteğe, kendilerine uygun travma destek hizmetlerine ve psiko-sosyal bakıma erişimlerini temin etmek üzere de sarf ettiği çabaları daha da kuvvetlendirmektedir.
Avrupa Komisyonu bugün, 2017 yılı için, kadınlara ve kız çocuklarına karşı işlenen her türlü şiddetle mücadele amacı güden bir dizi eylemi devreye sokuyor. Avrupa Birliğinde toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesi ve mağdurların desteklenmesi doğrultusunda tabanda sarf edilen çabaları desteklemek üzere 10 milyon Avro tahsis etmiş bulunuyoruz. Amacımız, genel olarak kamuoyunda ve ayrıca, durumun değiştirilmesinde rol oynayabilecek polis memurları, öretmenler, doktorlar ve hakimler gibi profesyoneller düzeyinde farkındalık yaratmak, bilgi aktarımında bulunmak ve kadına yönelik şiddetle ilgili bilinç kazandırmaktır.
Herşeyden önce, temel hakların açık ihlali olan bu duruma hayır dememiz gerekiyor. İşte bu sebeple bugün harekete geçiyoruz. Kadına yönelik şiddete bir dur demek üzere tüm üye devletlerle güç birliği yapıyoruz. Sadece AB’de değil, dünyanın diğer bölgelerinde de tüm kadınlar ve kız çocukları hayatlarını, korkudan ve şiddetten uzak olarak sürdürebilmelidir.

Yorumlar kapatıldı.