İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB Müzakereleri Sonlandırır mı?

Selami Kariman
Son günlerde Türkiye’nin içerde atmış olduğu bazı adımlar Avrupa birliği ülkelerini tedirgin etmiş olacak ki Türkiye ile müzakerelerin durdurulması gerektiğine yönelik arka arkaya açıklamalar geldi. Peki AB böyle bir adım atar mı, Türkiye’yi kaybetmeyi göze alır mı?…  Yarının bize ne getireceğini bilemeyiz. Belki de Avrupa Birliği diye bir şey kalmayacaktır. İngiltere’nin ayrılık kararından sonra diğer ülkelerde de birlik ile ilgili soru işaretleri oluşmaya başladı. Birlik her geçen gün kendi içinde dağılmaya doğru yol almakta. AB’nin Orta Doğu ve Terör konularında Türkiye ile farklı düşünmesi de giderek Türkiye’nin birlikten uzaklaşmasına neden olmakta. Yapılan araştırmalarda Türk halkının da AB’ye girme konusunda umutsuz olduğunu ve bu umutsuzluğunda giderek artığı görülüyor. Durum böyle olunca da AB’nin müzakereleri durdururuz tehdidi ne halk tarafından ne de siyasiler tarafından dikkate alınmamakta. Dile kolay, 60 yıla yakındır kapıda bekletilen bir ülke… (Başkalarını bilmem ama Türkiye’nin AB’ye sırtını dönmesi azınlıklar için hiç hayra alamet değil. HYETERT)

***      
Son günlerde Türkiye’nin içerde atmış olduğu bazı adımlar Avrupa birliği ülkelerini tedirgin etmiş olacak ki Türkiye ile müzakerelerin durdurulması gerektiğine yönelik arka arkaya açıklamalar geldi. Peki AB böyle bir adım atar mı, Türkiye’yi kaybetmeyi göze alır mı?         Türkiye’nin AB’ye dahil olma süreci çok eskilere dayanmakta. Ankara ilk kez 1959 yılında o zaman ki adıyla Avrupa Ekonomik İşbirliği Topluluğu’na üyelik başvurusu yaptığında, şuanda üye olan İngiltere, İspanya ve Komünist doğu bloğunda olan bazı ülkeler AB’ye üye olmayı bile düşünmemişlerdi. O günden bu güne çok şey değişti. Soğuk savaş sona erdi, Sovyetler Birliği dağıldı, rejimler değişti… Kendisine AB’de yer edinmeye çalışan batı bloğunda yer alan Türkiye çabalamaya devam ededursun, bir zamanlar düşman blokta yer alanlar bile şartları tam karşılayıp karşılamadıklarına bakılmaksızın AB’ye üye oldu.          AB’nin kuruluşundan bu yana üyelik müzakerelerinde bulunan ülkeler arasında Türkiye gibi çifte standartlara tabi tutulan, müzakereler süreci bu kadar uzun süren ve her seferinde olmadık şartlar ileri sürülen başka bir ülke daha olmadı. Müzakerelerin tıkanması veya yavaşlaması için her seferinde üyelik kriterleri ile ilgisi olmayan nedenler ileri sürüldü. Kıbrıs sorunu, Sözde Ermeni Soykırım dayatmaları, Türkiye’nin terörle mücadele yasası vb. Birçok alakasız şartlar ileri sürüldü. Son günlerde onlardan gelen açıklamalara bakıldığında bahane konusunda oldukça geniş bir repertuara sahip oldukları anlaşılıyor. Bu seferki bahaneleri özgürlüklerin kısıtlandığı ve demokrasiden uzaklaştığı iddiası.AB’ye üye olan ülkelere baktığımızda içlerinden bazı ülkelerin hem ekonomik hem de özgürlükler konusunda Türkiye’den daha kötü durumda olan ülkeler olduğunu söylemek yanlış olmaz. Buna rağmen üyelik müzakerelerini kısa sürede sonuçlandırmış ve üye olmuşlardır. Geçen hafta AB’nin Ermenistan ile bile vize serbestisi görüşmelerine başlaması gündeme geldi. Türkiye’ye vize serbestisi sağlamamak için kırk dereden su getiren Avrupa, Ermenistan gibi gelişmişlik düzeyi çok düşük olan ülkelere kolaylık sağlamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu durumda sormak lazım Ermenistan da olup da bizde olmayan nedir? Onlar daha mı gelişmiş, daha mı demokratik acaba!         AB liderleri, bakanları her platformda Türkiye’nin hiçbir zaman üye olamayacağını söylüyorlar ama buna rağmen müzakerelerin sonlandırmasına da sıcak bakmıyorlar. Yani sizle olmaz ama sizsizde olmaz demektedirler. Türkiye’nin farklı kimliği, büyük nüfusu, ekonomik yapısı, kültürü, tarihi ve dini inançları gibi faktörler AB’yi korkuttuğu için üye olmasını karşılar. Öte yandan bölgesel bir güç olan Türkiye ile de tamamen kopmak istemiyorlar. Batı dünyasının, Türkiye’nin desteği olmadan, Doğu Akdeniz, Ege, Batı Balkanlar, Hazar Bölgesi, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğuda istediklerini gerçekleştirmesi pek kolay olmayacaktır. Özelikle son yıllarda mültecilerle boğuşmaktan dağılma noktasına kadar gelmiş bir Avrupa için Türkiye vazgeçilmez bir konumda. Nitekim mültecilerin geri kabul ile ilgili antlaşması da bunun bir kanıtı. AB’nin Türkiye’ye kapıları tamamen kapatmamasının başka bir nedeni ise, üyelik müzakerelerini bahane edip Türkiye’nin iç işlerine karışma hakkını kendinde bulması.         AB’nin geçmişten günümüze kadar sergilemiş olduğu tutuma bakıldığında Türkiye’nin üye olması hayalden öteye geçemez gibi ama dünya hızla değişiyor haliyle Türkiye’de değişiyor. Yarının bize ne getireceğini bilemeyiz. Belki de Avrupa Birliği diye bir şey kalmayacaktır. İngiltere’nin ayrılık kararından sonra diğer ülkelerde de birlik ile ilgili soru işaretleri oluşmaya başladı. Birlik her geçen gün kendi içinde dağılmaya doğru yol almakta. AB’nin Orta Doğu ve Terör konularında Türkiye ile farklı düşünmesi de giderek Türkiye’nin birlikten uzaklaşmasına neden olmakta. Yapılan araştırmalarda Türk halkının da AB’ye girme konusunda umutsuz olduğunu ve bu umutsuzluğunda giderek artığı görülüyor. Durum böyle olunca da AB’nin müzakereleri durdururuz tehdidi ne halk tarafından ne de siyasiler tarafından dikkate alınmamakta. Dile kolay, 60 yıla yakındır kapıda bekletilen bir ülke…Kaynak: AB MÜZAKERELERİ SONLANDIRIR MI? – Selami Kariman

Yorumlar kapatıldı.