İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gündem Çocuk: Çocuğun Gündem Olması Bizim Yaşam Biçimimiz

Yüce Yöney
Gündem Çocuk Derneği’nden Emrah Kırımsoy derneğin OHAL kapsamında alınan kararla faaliyetlerinin durdurulmasını değerlendirdi, Türkiye’deki çocukların uğradığı hak ihlallerini hatırlatarak derneğin faaliyetlerini anlattı. Gündem Çocuk Derneği’nden Emrah Kırımsoy’la OHAL kapsamında derneğin faaliyetlerinin durdurulmasını, faaliyetlerinin neler olduğunu, Türkiye’de yaşanan çocuklara yönelik hak ihlallerini konuştuk. Kırımsoy sivil toplum örgütlerine yönelik baskının hukukdışı olduğunu, çocuk hak ihlallerine dair yapılması gereken çok şey bulunduğunu söyledi, derneğin çalışmalarını anlattı. OHAL kapsamında 370 dernek kapatıldı. Gündem Çocuk da onlardan biri…

Bu süreci Türkiye’deki genel baskı ortamından ayrı değerlendiremeyiz. 370 derneğin kapatılması; İnsan hakları örgütlerine, sivil toplum örgütlerine yönelik baskının bir parçası. Tabii ki hukukdışı buluyoruz ve bu nedenle de bu sürece ilişkin hukuki başvurularımız olacak.
Hangi çalışmamızın kimi rahatsız ettiğini bilmiyoruz. Biz çocuklar için olması gereken ama olmayan ve ne yapılması gerekiyorsa onu söyleyen ve onun üzerine çalışan bir insan hakları örgütüyüz. Eksik yapılanı anlatıyoruz. Devlet kurumlarının, siyasi yapıların yapmaları gerekenleri hatırlatıp, destek olmaya çalışıyoruz.
TIKLAYIN – İÇİŞLERİ BAKANLIĞI: 370 DERNEĞİN FAALİYETLERİ DURDURULDU
Birçok alanda çocuk hak ihlalleri yaşanmaya devam ediyor…
Bizim faaliyetlerimiz durdu ama ne yazık ki çocukların uğradıkları hak ihlalleri durmuyor.  Örneğin faaliyetlerimizin durdurulduğu gün Adıyaman’da çocuklara yönelik istismar olayı açığa çıktı. Yani hala çocuğa yönelik cinsel istismar devam ediyor.
Hala çocuklar çalışmak zorunda. Hala mülteci çocuklar çok zor koşullarda yaşıyor, hala ayrımcılık, çocuğa yönelik şiddet devam ediyor.
Çocuğun insan hakları meselesinde temel yükümlülük devletlerindir. Bu yükümlülüğün üç aksı bulunur. Birincisi devletin bizzat çocukların haklarını ihlal etmemesi. Diğeri çocukları üçüncü kişilerin ihlalinden koruması, bu ihlalleri önlemesi.  Üçüncüsü ise çocukların hak ve özgürlüklerinin hayata geçmesi için tüm olanakları sağlanması.
İnsan hakları örgütleri çalışmalarını bu temelde yürütür. Biz de 11 yıldır bu yaklaşımı temel aldık. Derneğin kapatılmasının sebebini  bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki tüm dünyada insan hakları, çocuk hakları örgütleri ve savunucuları devletlerle, siyasi yapılarla, iktidarı elinde tutanlarla ters düşebilir. Bu sebeple çalışmaları yürüten kurumlar ve insan hakları savunucuları zaman zaman baskı görebilirler. Türkiye’de bugünlerde olan bitenler de bununla ilgili.
İşte o zamanlardan birinde derneğin faaliyetleri durduruldu. Şimdi ne olacak?
Faaliyetlerimizin durdurulmasını haklı bulmuyoruz. Yasal itiraz yolları ve başvuru mekanizmaları konusunda hazırlıklarımız sürüyor.
Faaliyetleri durdurulan diğer hak temelli örgütlerle dayanışma içerisinde bulunacağız. Bugüne kadar gelen sayısız destek ve dayanışma mesajını çok değerli buluyoruz.
Gündem Çocuk Derneği’nin fiilen faaliyetleri durdurulmuş olsa da çocuğun gündem olması bizim yaşam biçimimiz.
Bizim gündemimiz çocuk! Odağımız da çocuğun insan haklarının korunması. 11 yıldır çocuğun insan haklarının korunması konusunda farklı uzmanlık alanlarından ve disiplinlerden kişiler olarak çalışıyoruz.
Çalışmalarımızın temeli Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme.
Her birimiz çocuğu ve haklarını gündeme alan çalışmalara devam edeceğiz. Çocuklar için daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna yürekten inanıyoruz.
Bu süreçte yürüttüğünüz çalışmaların bir kısmı yarım kaldı…
11 yıldır çocuğun insan hakları alanında yoğun çalışıyoruz. Türkiye’de olan biten her şey çocukları da etkiliyor. Hatta en çok ve en derin şekilde… Biz çalışmalarımızı beş program altında yürütüyoruz: Toplumsal Algı Değişikliği, Katılım, Savunuculuk, Ağ Çalışmaları ve Vaka Takibi.
Bu programlar temelinde son dönem yürüttüğümüz bazı çalışmalarımız şöyle: Çocuk Hakları Akademimiz çalışmalarına Aralık ayında başlayacaktı. Akademinin ilk faaliyeti çocuk gelişimi, sosyal hizmet, psikoloji vb bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerine yönelik çocuk hakları eğitimleri idi.
Her yıl düzenli olarak yayımladığımız Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu’nun 2016 Raporu için hazırlıkları sürüyordur. 2017’nin başında raporu açıklayacaktık.
2014 yılında çerçeve rapor olarak yayımladığımız Türkiye’de Çocuğa Yönelik Ayrımcılık Raporu’nun ikincisinin hazırlığı devam ediyordu.
Biliyoruz ki çocukların maruz kaldıkları ayrımcılık görünür olamıyor. Bu anlamda bu raporu çok önemsiyoruz. Çalışmak zorunda kalan çocuklarla görüşmeler yoluyla Türkiye’de Çocuk İşçiliği ile Mücadele Raporu da hazırlığı devam eden bir başka rapordu.
AB Bakanlığı, Merkezi Finans ve İhale Birimi’nin desteğiyle yürüttüğümüz Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel Sömürüye Son Projesi’nde analiz raporumuz tamamlanma aşamasındaydı. Rapor üzerinden politika belgeleri hazırlayarak TBMM’de çalışmalar başlatacaktık. 2017 yılında gerçekleştirmek üzere Çocuk Filmleri Festivali için de yola çıkmıştık…
MEB ile protokol çerçevesinde yürüyen Okullarda Fiziksel Güvenlik Projesi kapsamında, okullarda fiziksel güvenliği kontrol edecek listelerden oluşan rehber hazırladık. Bu rehber baskı aşamasındaydı. Baskısı tamamlandıktan sonra MEB aracılığı ile okullara yaygınlaştırılacaktı.
Katılım programı temelinde yürüttüğümüz Medya ve Çocuk çalışmaları sürüyordu.  Çocuklar tarafından hazırlanan Eksi18 Çocuk Gazetesi yayındaydı.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri ile çocuk İstismarı konulu Hukuk Kliniği çalışması haftada bir gün devam ediyordu.
Cezasızlıkla mücadele etmek için vaka takibi programı kapsamında çocuklara yönelik cinsel istismar davalarının takibi sürüyordu. 1 Aralık’ta Samsun’da bir davaya müdahillik dilekçemizi verecektik.
İzlemesini yaptığımız bir dava da 17 yaşındaki Lütfullah Tacik’in öldürülmesi ile ilgiliydi. Afganistan’dan göç eden Lütfillah Van’da Geri Gönderme Merkezi’nde yaşamını kaybetmişti.
Takip ettiğimiz bir diğer dava da 14 Ocak 2015 tarihinde Cizre’de öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın davası idi.
Stratejik davalama kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne başvurularımız olmuştu. Onlarla ilgili sonuçları bekliyoruz. Bir başvurumuz çocuk evliliklerinin iptaline ilişkindi. Bu karar çocuk hakları açısından çok önemli bir kazanım olabilecek. AYM’den karar beklediğimiz bir diğer dava ise Adana’da kaçak olarak çalıştığı yerde, pres makinesine sıkışarak yaşamını kaybeden 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’ın davası… Önümüzdeki günlerde kararın çıkacağını düşünüyoruz.
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesi temelinde çocuklarla pek çok çalışma yürütüyoruz. Şu günlerde çocuklarla Eksi 18 adli bir dijital gazete çalışmamız devam ediyordu. Henüz çocuklarla doğrudan bir araya gelip durumu anlatma olanağımız olamadı ancak daha önce çalıştığımız çocuklardan çok fazla tepki ve destek geldi. Açıkçası onların bu destekleri, cesaretleri bizi çok güçlendirdi. Hayat hepimizi zorluyor olabilir ama bütün bunların dışında eşitliğe, adalete dair çok önemli şeyler oluyor.  Yaşanılan zorluklar galiba boşa değil. (YY)
Yüce Yöney
bianet çocuk hakları editörü.

Yorumlar kapatıldı.