İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nasıl sarstık ama?!

Seyit Mehmet Deniz
Kitlelerin uyanması ve kendi içinden seçecekleri liderlere karşı gerekli tedbirler alınarak haçlı batının arzuları doğrultusunda hareket eden kurumlar ihdas edilmişti. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi kurumlar iktidarları terbiye etme ve haçlıya sadakat göstermeyen liderleri terbiye etme adına çalışan gözde kurumlardı. Bu kurumların yanı sıra MİT tamamıyla İsrail’in insafına terkedilirken, ordu Amerika, Emniyet ise her ne kadar milletin yanında gibiyse de derinden derinden ele geçirilen makamlardaki FETÖ’vari yapılanmalarla operasyonel gücü kırılmıştı. Cemaatler İngilizlerin hakimiyet alanı doğrultusunda Kur’an’dan ve dünya gerçeklerinden kopuk nesil yetiştiriyor. Fransa ve Almanya ise terör örgütlerine doğrudan ve dolaylı verdiği destekle Osmanlı’nın ayağa kalkmasını engelleme adına bünyede açtıkları kapanmayan yaralarla devleti boş işlerle meşgul ediyordu. Her bir haçlı batı ülkesi, Türkiye ve İslam ülkelerinin toparlanmaması adına üstlendiği bir görev vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidara gelmesi ile birlikte oyunlar geri tepmeye başladı. (İşte çağdaş Türkiye zihniyeti. HYETERT)

***
Yüz yıllık Kemalist maskeli haçlı ittihatçı ihanetin gerçek yüzü her geçen gün daha bir net kendini göstermeye başladı.
Aydınlanma, muasır medeniyet, çağdaşlaşma adı altında ismi Türk cismi azınlık güçlerce işgal edilen bürokrasiye vatanın öz evlatları hakim oldukça kavga bir o kadar şiddetini arttırıyor.
Millet uyuduğu sürece sorun yoktu.
Her ne tür ihanet varsa kontrol altındaki medya ile yapılan ihanetlerin tamamı halkın yararına olarak lanse ediliyor ve kitleler avutuluyordu.
Kitlelerin uyanması ve kendi içinden seçecekleri liderlere karşı gerekli tedbirler alınarak haçlı batının arzuları doğrultusunda hareket eden kurumlar ihdas edilmişti.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi kurumlar iktidarları terbiye etme ve haçlıya sadakat göstermeyen liderleri terbiye etme adına çalışan gözde kurumlardı.
Bu kurumların yanı sıra MİT tamamıyla İsrail’in insafına terkedilirken, ordu Amerika, Emniyet ise her ne kadar milletin yanında gibiyse de derinden derinden ele geçirilen makamlardaki FETÖ’vari yapılanmalarla operasyonel gücü kırılmıştı.
Cemaatler İngilizlerin hakimiyet alanı doğrultusunda Kur’an’dan ve dünya gerçeklerinden kopuk nesil yetiştiriyor.
Fransa ve Almanya ise terör örgütlerine doğrudan ve dolaylı verdiği destekle Osmanlı’nın ayağa kalkmasını engelleme adına bünyede açtıkları kapanmayan yaralarla devleti boş işlerle meşgul ediyordu.
Her bir haçlı batı ülkesi, Türkiye ve İslam ülkelerinin toparlanmaması adına üstlendiği bir görev vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iktidara gelmesi ile birlikte oyunlar geri tepmeye başladı. Yapılan ve başarısız olan her darbe milletin uyanmasına, bünyenin güçlenmesine, bağışıklık sisteminin yenilenip direnç gücünün artmasına yardımcı oldu.
Parmaklarını ısıracak kadar kinin zirve yaptığı haçlı cephesinin halkı organize ederek fiili tepkisel eylemi halkın devlete baş kaldırdığı eylem Gezi Parkı idi. Ermeni Kılıçdaroğlu’nun Kemalist maskeli çiçek çocukları, Kandil dağına destek olarak sokaklara inmiş ve ortalığı savaş alanına çevirmişti.
Gezi Parkı’nda bilinçlenen halka farklı operasyonlar çekme gereği duyan derin güçler uyuşturdukları beyinlerden oluşan Fetullahçı yapıyı, 17 Aralık’ta piyasaya sürerek milletin evlatlarını birbirine kırdırdı.
Aynı yapı gizli azınlık teşkilatlarını insan hakları, basın özgürlüğü, eşitlik, kadın hakları, alevi hakları adı altında öne sürerken bir taraftan da PKK Ermeni örgütü ile FETÖ Ermeni intikam örgütünü devletin güvenlik güçlerinin karşısına dikti.
Dünün ittihatçı Kemalistleri her başarısız darbe girişimi sonrasında hırs ve kinlerinden olmayan basiretleri bağlanmış olacak ki hızla maskelerinden sıyrılıp sol görünüme büründü. Ardından komünizme ve son safhada tamamıyla maskelerinden sıyrılıp gerçek kimlikleri ile haçlı batının tetikçiliğine soyundu.
Kemalist Cumhuriyet Gazetesi ve sol medyanın tamamı artık rejimin bekçisi değil Kandil’in, Almanya, İngiltere, Amerika, İsrail ve tüm haçlı batının sözcüsü konumundaydı.
Can Dündar mahkemede Avrupalı Büyükelçilerle hala eski Türkiye’de olduğunu sanıp kameralara belki de en son sırıtma pozunu verdi. Ama Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını anladığında tabanı yağlayıp Almanya’ya kaçıverdi. Geçici pasaport anında kendisine lütfedilirken yaptığı ihanet ve haçlılara olan üstün sadakatinden dolayı Almanya Cumhurbaşkanı’nca haftaya ağırlanacağı haberleri basına sızdı.
Bu esnada Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı terör destekçisi Gülten Kışanak gözaltına alındı. Halkın tepkisinin ölçüldüğü bir gözaltıydı Kışanak’ın gözaltı kararı.
Ve bu gün HDP’li vekiller hakkında hazırlanan fezlekeler mahkemelerin çağrısının ardından gelen ukalaca restleşmelerin ardından yerini polis zoruyla savcı huzuruna götürülmekle sonuçlandı.
Ermeni intikam örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin gözaltılar sonrasında destekçisi yine Kemalizmin kalesi görünümlü CHP içinde konuşlanan gizli azınlıklardan geldi.
Pek yakında sıra vatanın öz evlatlarına operasyon çeken rejimin sözde bekçisi azınlıkların konuşlandığı CHP’lilere gelecek.
Bu günler özel günler.                           
250 yıllık gizli sömürü, yüz yıllık açık hesaplaşmanın faturasının kesildiği, gizli azınlıkların sarsılıp ait oldukları yere döndürüldüğü en özel günler.

Yorumlar kapatıldı.