Wikileaks sitesi, Söz konusu yazışmalarda, Clinton’un seçim kampanyası çerçevesinde Ermeni Soykırımı’ndan bahsederken soykırım kelimesinin kullanılmasının uygunluk konusu ele alındı… Senatör ve aday olarak soykırımın tanınması konusunda onun tutumu kesindi. Dışişleri Başkanıyken ise soykırım kelimesini kullanmak yerine daha çok Ermenistan – Türkiye ilişkilerinin normalleşme imkanlarına odaklandı. Beyaz Saray, soykırım sözünü kullanmaktan kaçınmak için her çaba harcadı. Şuanda 100. yıldönümü vesilesiyle bu durumun değiştirilmesi ile ilgili yoğun tartışmalar yapılıyor. Fakat büyük ihtimalle, hiçbir şey de değişmeyecek. İki konu var: Clintonun, Dışişleri Bakanı olarak bunu kabul etmediğine rağmen, aday ve senatör olduğu zaman benimsediği tutumunu tekrar sergilemesinden herkes yana. Bizden soruluncaya kadar beklememiz lazım olduğu, kendimizin ilk adım atmamamız gerektiği konusunda da herkes hemfikirdir.
***
Siyasilere ve hükümetlere ait gizli belgeleri yayınlamakla bilinen Wikileaks sitesi, ABD’nin Demokrat Parti başkan adayı Hillary Clinton’ın kampanya direktörü John Podesta’nın e-postalarını yayınlamaya devam ediyor. Söz konusu yazışmalarda, Clinton’un seçim kampanyası çerçevesinde Ermeni Soykırımı’ndan bahsederken soykırım kelimesinin kullanılmasının uygunluk konusu ele alındı.
Clinton kampanyasının dış politika danışmanı Jack Sullivan’ın Podesta’ya ilettiği 19 Nisan 2015 tarihli e-postada, Soykırım kounusuna değiniliyor, Sullivan kendisi soykırım terimini kullanıyor. E-postada özellikle şu ifadelere yer verildi:
“Cuma günü, Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümü. Ermeni toplumunun, Devlet Başkanı olarak seçilmesi durumunda Clinton’un soykırım kelimesini kullanıp kullanmayacağına ilişkin herhangi bir açıklama veya mesaj bekleyeceğini tahmin ediyorum.
Senatör ve aday olarak soykırımın tanınması konusunda onun tutumu kesindi. Dışişleri Başkanıyken ise soykırım kelimesini kullanmak yerine daha çok Ermenistan – Türkiye ilişkilerinin normalleşme imkanlarına odaklandı.
Beyaz Saray, soykırım sözünü kullanmaktan kaçınmak için her çaba harcadı. Şuanda 100. yıldönümü vesilesiyle bu durumun değiştirilmesi ile ilgili yoğun tartışmalar yapılıyor. Fakat, büyük ihtimalle, hiçbir şey de değişmeyecek.
İki konu var: Clintonun, Dışişleri Bakanı olarak bunu kabul etmediğine rağmen, aday ve senator olduğu zaman benimsediği tutumunu tekrar sergilemesinden herkes yana. Bizden soruluncaya kadar beklememiz lazım olduğu, kendimizin ilk adım atmamamız gerektiği konusunda da herkes hemfikrdir.
Sizi bu konularla rahatsız ettiğim için özür dilerim ama, bu konu Amerikalı Ermeniler için çok önemli”.
Podesta, bu e-postaya kısa ve somut bir cevapla yetindi: “Papa’ya atıfta bulunun”.
Büyük ihtimalle bu sözlerle Podesta, 12 Nisan 2015’te Vatikan’ın Aziz Petrus (San Pietro) Bazilikası’nda Ermeni Soykırımı’nın masum kurbanları anısına yapılan ayinde Papa’nın Ermeni Soykırımı için kullandığı “20. yüzyılın ilk soykırımı” ifadesini ima ediyordu.
Sözkonusu ayin Papa’nin inisiyatifi ile gerçekleştirildi. Türkiye, elinden gelen her yoluyla bu ayine engel olmaya ve iptal ettirmeye çalıştı, fakat başaramadı.
Ayinden sonra ise Türk tarafı, Vatikan’a yönelik en sert eleştiriler ile Papa’ya yönelik hakaret ve tehditler dahil çirkin bir tepki gösterdi.
Kaynak: Ermenihaber.am
Yorumlar kapatıldı.