İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pulların izinde

Zeki Gül / zgul@evrensel.net
Posta pullarının izinde hekimler: Che Guevara, Salvador Allende, Bertolt Brecht, Ruken Sevag! Ya Behçet Aysan?  “Ruhum pastelden bir resimdir. Orada göze hitap eden bir şey yok, ne de parlaklık Orada her şey sis içinde eriyor.” Savaş yılları İstanbullu Hekim, Ressam, Şair Dr. Ruken Sevag’ın şiirine böyle yansımıştı. Bu şiiri yazdığında muhtemelen milyonu aşkın Ermeni gibi kendisinin de katledileceğinden habersizdi. Osmanlı ordusunda yedek subay hekimdi, “Sırf Ermeni olduğu için” tutuklandı ve katledildi. Ruken Sevag adı şimdi ne bir meydanda, ne bir hastanede, ne de bir sokak tabelasında yaşatılmıyor. Osmanlı ordusunun padişahı Sultan Abdülhamid ise GATA Askeri Hastanesinin yeni adı… (Rupen olmalı. HYETERT)

Ruken Sevag’dan bir asır sonra bir hekim / şair çıktı bu kez “Sevmeyi Unutanlar İçin” şiir yazdı: Dr Behçet Aysan.
“sevmeyi unutmuşsunuz kardeşler yalan her şey gibi 
aşklarınız da.
yaşamı ölüm 
diye anlatıyorlar size 
yalanı gerçek diye.”
Dr. Behçet Aysan Ruken Sevag’tan bir asır sonra yine “Devlet gözetiminde” Sivas karanlığında katledildi.
Ve yazar Aslı Erdoğan cezaevinde. Boşuna dememişti Hekim / Şair Bertold Breht: “Yazarlar hükümetlerin savaş yaptıkları kadar hızlı yazamazlar çünkü yazmak düşünmeyi gerektirir.”
Ve bir başka hekim: Che Guevara! Duyduk ki; bir buçuk milyon insanın sokağa çıkmasının yasaklandığı, yüzlerce kadın ve çocuğun son yıllarda, milyonlarca Ermeni’nin geçen yüzyılda katledildiği yaşadığımız coğrafyanın ‘meclis başkanı’ ona “katil” demiş. Haddine mi! Soru şu: Antiemperyalist mücadelesi mi yoksa toplumcu tıp anlayışı mı öfkelendiriyor Meclis Başkanını?
Toplumcu tıp anlayışının bir başka savunucusu Dr. Salvador Allende idi. Şilili devlet adamı “Batılı devletlerde serbest seçimle iktidara gelen ilk Marksist  devlet başkanıydı.” Göreve başladıktan üç yıl sonra askerler, onun başkanlığını sürdürdüğü sosyalist iktidarı bir darbe ile ortadan kaldırdı. O elde mavzer darbecilere direnen seçilmiş bir devlet başkanıydı, katledildi!
Şimdi “darbecilerin bombaladığı” bir Meclis Başkanı dün çıkmış kürsüye, Che’ye “katil” diyor! Katil kim? B. Brecht’in dediği gibi:
“İnsan dediğin nice işler görür, generalim,
Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de.”
Düşünmek! Misal İçişleri Bakanı’nın sözlerini düşünmek: “Göreve geldiğimde emniyet müdürlerinin yüzde doksanı FETÖ’cüydü” diyor. Şimdi ordunun generallerinin önemli kısmı tutuklu. Eğitim, sağlık keza! AKP itirafları ışığında soru şu: Geriye kalan yöneticiler hangi cemaatten? Misal sağlık?
TBMM başkanı durup dururken mi toplumcu tıp mücadelesinin de öncülerinden Che’ye saldırdı? Che’nin Şili’deki iz düşümü seçilmiş Devlet Başkanı Dr Allende’nin katili Pinochet’in sağlık politikaları ne kadar da bugünün sağlıktaki neoliberal saldırılarını hatırlatıyor! GATA ve bilimum askeri hastaneler “üç cephede savaş” ilan etmiş iktidarın ‘antimilitarist’ özü nedeni ile mi kapatıldı / Sağlık Bakanlığına devredildi, yoksa sağlıkta özelleştirme pastasını büyültmek için mi?
Che’nin ruh verdiği Küba’da o gün bugündür anne ve çocuk ölümleri nerede ise sıfır. Ya Türkiye? Che Guevara için “katil” diyen Meclis Başkanına sorulur: Önlenebilir anne ve çocuk ölümlerinde Meclis Başkanı olduğumuz ülkede katil kim?
Hekimler insanı,yaşamı, barışı savunur. Aynen Prof. Dr. Nusret Fişek gibi. 12 Eylül faşizminde idama hayır dedikleri için yargılanıp beraat etmişti Nusret Hoca ve diğer TTB’nin seçilmiş yöneticileri. Bu vesile ile toplumcu tıp anlayışının dünyaya yayılmış öncüleri Che Guevara, Salvador Allende, Bertolt Brecht, Nusret Fişek ve insanlığın ortak mirasına dönüşmüş diğer değerlerimizi saygı ile anıyorum.
     

Yorumlar kapatıldı.