İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kom Manastırı

Şehmus Kartal
Kom Manastırı restore edilerek korumaya alınmalıdır. Batman ili Sason ilçesi sınırları içinde yer alan ve inşa tarihi yaklaşık iki bin yıl öncesine giden yörenin en eski mabedi olarak değerlendirdiğimiz Kom Manastırına yolumuz düştü bu gün. Kom Manastırı Sason yöresinin coğrafi yapısını oluşturan engebeli kırsal alanlarında kümelenmiş zengin tarihi doku içinde en önemli ve belirgin tarihi yapılarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yörede yer alan tarihi eserlerin hemen hepsi İlk Çağın sonları ile Ortaçağ’ın başında ortaya çıkan çalkantılı dönemde inşa edildiği bilinmektedir.

Söz konusu ettiğimiz bu manastır, sanki inşa tarihinden günümüze kadar geçen yaklaşık iki bin yıllık süre içinde bulunduğu alandan insanlığa seslenerek yıkılmadım ve hep ayakta durarak varlığımı sürdürüyorum deyip bulutlara doğru yükselen sisli zirvenin tepesinden parlayan bir ışık huzmesi gibi ışıldayarak bize haykırmaktadır. Kom Manastırı günümüzde ihtişamlı görüntüsü ve esrarengiz durumuyla yaklaşık iki bin metre yükseklikte tepeden ovaya bakarken, sessiz çığlıklar içindeki bu duruşuyla binlerce yılı geride bırakan bir tavır içindeki haykırışını ve feryadını sürdürmektedir. Faaliyete geçtiği tarihten bu yana dört bir tarafı egemenliği altında bulundurmağa özen gösteren bu tavrı, ayrıca ona efsanelerle yüklü bir atmosfere de sahip olduğunu göstermektedir.

Bu Manastır, bulunduğu yüksek zirvedeki dik duruşuyla ve çevresine verdiği manalı güzel görüntüsü ile sahip olduğu birbirinden farklı özelliklerin birbirine eşit ve orantılı bir uyum içinde olduğunu göstermektedir. 


Kom Manastırındaki bu özellikler ile Manastırın bulunduğu alanın birbirine yakışıyor ve bir bütün olarak birbirini tamamlıyor olması ayrıca bizlere müthiş güzellikte bir manzaraya sahip olduğunu da ispatlamaya çalışıyor. Kom Manastırı, böylece sahip olduğu esrarengiz görüntüsüyle ve bu görüntünün neden olduğu bütün heybetiyle ben yıkılmadım hayattayım ve buradayım derken, asalet yüklü varlığının bir ifadesi olarak karşımıza çıkmakta ve binlerce yıldan beri bulunduğu yerde kendini bizlere göstermeyi alışkanlık haline getirmiş bulunmaktadır. Osmanlı Saltanatının son dönemlerine denk gelen ve uzun yıllar devam eden iç ve dış savaşların ve isyanların neden olduğu çalkantılı dönemlerin yaşandığı sırada ortaya çıkan değişik karmaşalar saltanatı adeta yerinden sökerek farklı bir yönetim anlayışına doğru sürüklediği bilinmektedir. 

Yirminci yüzyılın başında yaşanan olaylar döneminde genel olarak Ermenilerin yoğunlukta yaşadığı Sason ilçemizdeki Ermeniler, saldırgan çakallar misali bu sisli havadan ve kahredici atmosferden faydalanarak yönetime karşı başkaldırdılar. Bir isyan içinde işe başlayan ve ardından çevrelerindeki Müslümanları katliamdan geçirerek yöredeki hâkimiyetlerini perçinlemeye yönelik hareket başlatan Ermeniler, üs olarak uzun yıllar Kom Manastırını gerçek manadaki amacı dışında kullandılar. Dini bir yapı olmasına rağmen uzun yıllar silah ve mühimmat deposu haline getirilen ve Ermeni çetelerin barınma ve saklanma yeri olarak kullanılan Kom Manastırının bulunduğu alan, Ermeniler tarafından şifreli isimlerle adlandırılarak gizli bir mekân hüviyetinde tanımlanıyordu. Ermeniler, Sason ilçe merkezinden başlayarak neden oldukları isyanlar süresince aynı zamanda Kom Manastırın bulunduğu bu bölgeyi de o dönemlerde merkezi bir üs olarak kullanmış ve bu dönemde manastırın sahip olduğu stratejik durumun sağladığı korunma anlayışı, Ermeni çetelerine uzun süre bu mabet içinde dayanma gücü vermiştir. Sason ilçe merkezi çevresinde tarihi süreç içinde Ermenilerden arda kalan en önemli yapılardan biri olan Kom Manastırı, ilçeye bağlı Meşeli Köyü nün Turnalı (Kom) mezrası sınırları içinde bulunmaktadır. Sason ilçesinin engebeli coğrafyası içinde mevcut olan birçok kale ve devamındaki tarihi yapıların içinde varlıkları ön planda olan Kilise ve Manastırların çokluğu bu ilçemizi tarihi eser bakımından çok zengin göstermektedir. 

Günümüzdeki varlığıyla Kom Manastırı olarak ele aldığımız bu tarihi mabedin içinde bulunduğu kısmı yıkıntı nedeniyle halen ayakta olması ve burada uygulanacak bir restorasyon sonrasında bir bütün olarak manastırın ayağa kalkacak olması mümkün görülmektedir. Bu yörede çok önemli dini bir yapı olarak varlığını sürdüren Kom Manastırı, tarihi süreç içinde dini bir yapı olmasına rağmen bu özelliğinden fazla faydalanılmamıştır. 

Ancak söz konusu ettiğimiz bu Manastır, Ermenilerce geçmişte yaşanan savaş ve isyanlar döneminde ibadet mekânı olmaktan ziyade dünyevi işlerde daha çok depo, barınak ve isyankâr çetelerin saklanma mekânı olarak kullanılmıştır. Bundan dolayı Kom Manastırı, bu işlevi ile daha çok tanınmış ve ön plana çıkarak şöhrete ulaşmış olduğunu bilmekteyiz. Çünkü birinci ve ikinci Sason isyanlarında Ermeniler tarafından merkezi üs olarak kullanılan Kom Manastırında saklanan Ermeni çeteler, tepeden vadide bulunan Sultan Abdülhamit in Hamidiye Alaylarına çok zayiat vermişlerdir. Yukarıda ifade ettiğim gibi, Sason ilçe merkezinin doğusunda yer alan Kom Manastırının bulunduğu coğrafi alan oldukça engebeli ve yalçın dağlarla çevrili olması nedeniyle stratejik bir konumda olmasından dolayı ulaşımı da oldukça zordur. 

İlçe merkezine bağlı ve halen birkaç Ermeni ailenin bu engebeli yapı içinde yaşadığı köylere ulaşımı sağlayan basit köy yolları bulunmakta ise de, bu yöntemle söz konusu olan Manastıra ulaşmaya çalışmak gerçekten çok zordur ve herkes bu zorluğu aşmayı göze alamıyor. Çünkü köylere giden yolların sonunda araç ulaşımı da sona ermektedir. Bundan sorası ayrıca bir saati aşkın bir süreyle yaya yürüyüşü yapmak ve bu yürüyüş sonunda ancak Manastıra ulaşmak mümkün olmaktadır. Sason ilçe merkezini çevreleyen ve yaklaşık üç bin metre yükseklikte olan ve bu yüksekliği ile Güneydoğu Anadolu Bölgesinin hemen her noktasından buzul haline gelmiş karlı zirvesi görülen Mereto Dağı, bütün ihtişamıyla yöredeki dağlar arasında boy göstermektedir. Kom Manastırı da işte tam olarak Mereto Dağının karşısında bulunan başka bir yüksek dağın zirvesinde ve Sason Çayının karşı sahilinde yer almaktadır. 

Kom Manastırının bulunduğu zirvenin hemen dibinde Sason Çayı nın akıyor olması ve derin vadilerden süzülerek ovaya doğru yol alıyor olması bu yörede çok farklı bir güzelliğin ve doğa manzarasının ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Yaz mevsiminde sıcaklığın 45 dereceye ulaştığı Türkiye nin en sıcak ili olan Batman kent merkezinden ayrılarak Kom Manastırının bulunduğu coğrafi alana gelindiğinde hava sıcaklığının birden bire 25-30 derece arasına kadar düştüğü görülmektedir. Kom Manastır da bulunduğu noktadan itibaren içinde yer aldığı serin atmosferin verdiği huzurla yaklaşık iki bin metreden bu vadiyi ve bu nefis doğa manzarasını seyrediyor olması gerçekten burada bulunan insanlara doyumsuz bir haz yaşatmaktadır. 

Kom Manastırı tarihi süreç içinde maruz kaldığı bütün doğa tahribatına rağmen halen büyük orandaki mimarı yapısını sağlam olarak korumakta ve bu halde içinde bulunduğu görünüme rağmen yılın dört mevsiminde zor da olsa ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Ulaşımı zor olsa bile ziyaretçiler her türlü zorluğu göze alarak manastırı görmeye geliyorlar. Kısmen yıkık durumda olan Kom Manastırının henüz yıkılmamış ve ayakta olan birçok sağlam bölümleri bulunmaktadır. Özellikle manastır başpapazının özel ikamet alanı ve bu bağlamdaki ayinlerin yönetildiği ve yapıldığı geniş salon yıkılmadan ayakta durmaktadır. Manastırın başpapazına ait olduğu söylenen söz konusu makamın üst katta olduğu ve başpapazın yardımcıları konumunda olan diğer keşişler için ayrılan yerlerin ise alt katta bulunduğu anlaşılmaktadır. 

Kom Manastırı içinde yaptığımız gezide Manastırda yıkılmayan ve bütünlüğünü koruyan yerlerin içinde toplantı ve konferanslar için yapılan geniş bir salonun da mevcut olduğunu gördük. Söz konusu ettiğimiz bu geniş salon manastırın devamı niteliğinde olan özel bir bölümde yer almaktadır. Ermenilerin yirminci yüzyılın başında ve daha öncesinden itibaren yoğun olarak yaşadıkları Sason ilçesinde o dönemlerde her yıl yapılan dini ve özel toplantılara çevredeki gayri Müslimlerde davet ediliyorlardı. Halktan edindiğimiz bilgilere göre, o dönemlerde sözü edilen manastırın salonunda ayın, toplantı ve ardından tiyatronun temel öğelerini bağrında saklayan seyirlik oyunlar gösterisinde bulunuyorlardı. Öyle ki Ermenilerin bu manastırda sergiledikleri sosyal ve kültürel etkinlikler ile ilgili gösterilerin şöhreti Hasankeyf, Midyat, Mardin ve Diyarbakır da yaşayan Hristiyan ve Ermeni cemaatleri arasında da duyularak sözü edilen bu kentlerden de Kom Manastırında sergilenen bu seyirlik oyunları izlemeye geliyorlardı ve yapılan toplantılara katılım sağlıyorlardı. 

Kom Manastırında yıllarca dini amaç dışında düzenlenen bu sosyal ve kültürel etkinlikler, yöre ve bölge halkı arasında zaman içinde abartılı olarak aşırıya varan bir şekilde yayılınca, bu durum yöre halkı tarafından dedikoduya neden oldu. Bu nedenle, dini anlamda böylesi etkinliklerin kutsal özellikleri olan dini mekânlarda yapılması sakıncalı görülerek daha sonraki yıllarda söz konusu olan etkinliklerin manastır çatısı altında yapılması yasaklanmıştır. 

İlk Çağın başında ve Ortaçağa geçiş yıllarında yapılan, yaklaşık iki bin yıl süreyle Sason çevresinde faaliyet gösteren Kom Manastırı, yörenin dini bir mekânı ile birçok farklı hizmetlerde kullanılmak amacıyla varlığını hep bu statü içinde sürdürmüştür. Kom Manastırı inşa tarihi hakkında her ne kadar tam olarak bir bilgiye sahip değilsek te Batman yöresi içinde bulunan zengin tarihi doku içinde çok önemli bir kültür varlığı olduğu konusunda hiçbir şüphe bulunmamaktadır. Halk arasında anlatıldığına göre manastırın tam olarak faaliyette olduğu dönemde toplamda 365 odasının olduğu bu nedenle bir yıl içinde bulunan günlerin sayısına eşit bir anlayışla manastırın inşa edildiği ve bu özelliğinden dolayı da her dönemde esrarengiz konumunu koruduğu söylenmektedir. 

Kom Manastırının bulunduğu alan içinde ve manastırın çevresinde çok eski dönemlere ait olduğu bilinen tarihi Ermeni Mezarlığı da bulunmaktadır. Bu mezarlığın ilk bölümü çok eski dönemlere ait olduğu anlaşılmakta geri kalan kısım ise yirminci yüzyılın başında ortaya çıkan birinci ve ikinci Sason isyanlarındaki kargaşa esnasında ölen ve öldürülen Ermenilere ait olduğu söylenmektedir. Her şeye rağmen tarihi gelişim içinde vuku bulmuş savaş ve isyanlarda meydana çıkan kargaşalarda hayatlarını kaybedenler kim olursa olsun insan olması nedeniyle kendi çapında ve yakınları açısından değerlidirler ve rahmetle anılmalıdırlar diyorum. 

Ancak Kom Manastırı ve çevresindeki mezarlıklar günümüzde bağışlanmaz ve affedilmez bir saldırı ile karşı karşıya bulunmaktadırlar. Korsan define avcıları maalesef kuş uçmaz kervan geçmez diye tabir ettiğimiz bu yerde de ortaya çıkarak Manastır içinde ve mezarlıkta korsan kazılar yaparak her tarafı delik deşik etmiş oldukları görülmektedir. Tarihten anlamaz, kültür varlığı nedir bilmez ve en önemlisi de yasa tanımaz bu korsan definecilerin yörede yaptıkları korsan kazılar sonucu bu tarihi eserlere ve bu değerli kültür varlıklarına büyük oranda zarar vermektedirler. Bu bölgede koruma amaçlı olarak müze bekçilerinin olmaması maalesef bu korsanların işini kolaylaştırmış bulunmaktadır. 

Manastıra yakın oturan köylülerden edindiğimiz kadarıyla bir süre önce kazılan bir mezarda Manastıra ait olduğu söylenen bazı değerli tarihi eşyalar Jandarma tarafından ele geçirilerek Diyarbakır Müzesi ne teslim edilmiştir. Kom Manastırının mimari yapısında kullanılan inşaat malzemelerinin yapılan incelemesinde, manastırın pişmiş tuğla ve ces harcından yapıldığı anlaşılmaktadır. Manastırın bazı bölümlerinde kullanılması zorunlu olan taşların yöredeki taş ocaklarından temin edilerek yapılmış olduğu açıktır. Ancak ve muhtemelen taş inşaatı ustaları Hasankeyf ten getirilerek bu manastırda çalıştırılmıştır. 

Manastırın mimari açıdan genel manadaki sağlamlığı ve içinde bulunduğu bugünkü sahipsiz hali her ne kadar içler acısı bir durumda ise de yinede uygun ortamın ve müsait zamanın bulunması halinde ziyaretçilerinin varlığı bizlere bir umut vermektedir. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü tarafında birinci derecede tarihi eser olarak tescil edilmiş olan Kom Manastırı birinci derecede sit alanı olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası kapsamında korunması sağlanmıştır. Bu yasal koruma kalkanı Manastırın çevresinde bulunan tarihi mezarlıkları da kapsamakta ve bir bütün olarak bu tarihi alan dokunulmaz bir statü içinde olduğunu göstermektedir. 

Kom Manastırı ile ilgili halı hazırda birçok sivil toplum kuruluşu bu manastırın restore edilmesi için raporlar hazırlamakta ve konunun bakanlık nezdinde görüşülmesi için yoğun bir hareket başlatılmış bulunmaktadır. Sözü edilen bu sivil toplum kuruluşları içinde ön plana çıkan ve şu anda İstanbul kent merkezinde ikamet eden bazı Sasonlu Ermenilerin kurmuş oldukları bir dernek vasıtasıyla tüzel anlamda Sason ve Muş çevresinde bulunan eski tarihi yapıların restorasyonu için projeler hazırlamakta ve bu önemli konuyu bakanlık nezdinde görüşmeye devam ettikleri bilinmektedir. 

Yorumlar kapatıldı.