İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

4 yıldır finansman bulunamadı

Ceren Özbil

Lefkoşa’nın Arabahmet Mahallesi’nde bulunan Ermen Manastırı içerisinde yıkılmak üzere olan binanın tadilatı için yaklaşık 10 milyon Euro’ya ihtiyaç olduğu söyleniyor. Lefkoşa’da bulunan Ermen Manastırı ve Kilisesi içinde, bir zamanlar papazlara ait odaların yer aldığı bina, manastır restore edilirken koruma altına alındı ve öylece bırakıldı. Bina yıkılmasın diye etrafı, duvarları destekleyecek demir bir çerçeveyle donatılıp, finansman arayışlarına başlandı. Ancak üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen halen finansman bulunamadı.

Manastır ve kilisenin restorasyonu için 5 milyon Euro harcandığını bilinirken, bu binanın tadilatı içinse yaklaşık 10 milyon Euro’ya ihtiyaç olduğu söyleniyor.
Girmek yasak…
Finansman sıkıntısı nedeniyle restore edilemeyen binanın etrafı da tel örgülerle sarılarak, giriş yasaklandı.
Ancak her ne kadar güvenlik önlemler alınmış olsa da mahalle çocukları tel örgülerden atlayarak tehlikeli alana giriş yapmaya çalışıyor.
Benter: Gündemde proje yok
Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter, Ermen Manastırı ve Kilisesi ile ilgili şu anda gündemde olan bir proje olmadığını açıkladı.
Benter, manastırın ger kalan kısmının restorasyonunun finansal sorunlar nedeniyle tamamlanamadığını söyledi.
Kaymakamzade: Yıkılmasın diye koruma altına alındı
Ermen Manastırı ve Kilisesi’nin restorasyonunun gerçekleştirildiği dönemde Vakıflar İdaresi Genel Müdürü olan Mustafa Kaymakamzade, restorasyonun Amerkan Elçiliği’nin finansal desteği ile gerçekleştirildiğini anlattı.
Manastırın ger kalan kısmı içinde para yetmeyince koruma altına alınarak daha sonra restore edilmek üzere çalışmaların durdurulduğunu kaydeden Kaymakamzade, “Koruma altına alınan bina için daha çok fansal desteğe ihtiyaç var” dedi.
Manastırın tarihi
Kilisenin ve manastırın ilk inşasına 13. yüzyılda başlanıldığına inanılıyor. Orijinal kilise ve manastır “Azze Lady of Tyre’ın Kutsal Manastırı” olarak biliniyordu.
Manastır ve kilise, Memlük Kralı Salahattn Eyyubi’nin Kudüs’ü fethetmesiyle şehirden ayrılan Hıristiyanlardan Kıbrıs’a gelen rahibeler için yaptırılmıştı. Orijinal kilisenin 14. yüzyılın başlarında br deprem sırasında yıkıldığına inanılıyor.
1308 yılında Lüzinyan Kralı II. Henry’nin emriyle yeni bir manastırın yapımına başlandığı ancak bu inşaatın sonuçlanmadan yarım kaldığı biliniyor.
Osmanlı fermanı ile Ermenilere verildi
Kilise ve manastır, Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethedilmesine kadar yoksul kaldı ama yine de varlığını sürdürdü. 14. ve 16. yüzyıllar arasında birçok meşhur rahibe kiliseye başrahibe oldu ve komplekse birçok tanınmış rahibe ve kadın gömüldü.
Kilise ve manastır, bir müddet devletin tuz deposu olarak kullanıldıktan sonra 1571’de Osmanlı fermanı ile Ermenilere verildi.
Bunu takiben, 1688’de kilise restore edilmiş ve 1788’de de vaftizhane inşa edildi.
1800 ve 1900 yılları arasında kilise ve manastıra çeşitli ilaveler ve restorasyonlar yapıldı. Bunların en önemlisi İstanbul’dan gelen ve hibe ile yapılan çan kulesidir.
Kilise avlusunda bulunan yardımcı binalar ise 19. yüzyılın sonunda inşa edildi. Bunlar, kilise ikametgâhı, Melikyan Okulu, Uzunyan Okulu ve ana okuldur.
Kompleks içinde bulunan 14. yüzyıldan kalma kilise ve Melkyan Konağı olarak da bilinen 16. yüzyıldan kalma manastır birçok tarihi eser gibi ortak bir kültürün ürünüdür ve Kıbrıs için çok değerlidir.

Yorumlar kapatıldı.