İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nuray Mert, Kadir Mısıroğlu’ndan ne kadar uzaktadır?

Taylan Kara
“Shakespeare’in gerçek adı Şeyh Pir’dir ve gizli müslümandır” (1). “İkinci dünya savaşında Stalin’in emriyle komünist Rusya kumlara Ayet el Kürsi’yi okutup Alman ordusunun üzerine atmıştır” (2). Bu cümleler Kadir Mısıroğlu’na ait sözlerdir. Bunlar birçok insan için “facebook”ta alay edilen ve sadece eğlenmek için sosyal medyada paylaşılan deli saçmalarıdır. Asgari bir sağduyusu, tırnak kadar bir bilgi birikimi olan bir kişi için bu kanıtsız önermeler “yanlış bile değil”dir. Peki duyduğunuz-okuduğunuz tek zırvalık bunlar mıdır? Zırvalıkları bir tek Kadir Mısıroğlu’ndan mı duyuyorsunuz?

Çocuk tecavüzünün nedeni olarak “iktidar istenci”!
Mesela tahakküm denince bu ülkeye bakıp göre göre “aklın tahakkümü”nü gören, iktidar dendiğinde bakıp göre göre “imla kurallarının iktidarı”nı görenler, çocuk tecavüzlerinin nedeni olarak “iktidar istenci”ni gören ve Karaman’da onlarca çocuğun uğradığı tecavüzü “o kadar da abartmamamız gerektiğini” söyleyen liberal kanaat önderleri, Kadir Mısıroğlu’nun yukarıdaki sözlerinden çok mu uzaktadır? (3) Bu yazıya bakılırsa aslında hepimiz suçluymuşuz! Her şeyi bilen, her şeyden anlayan “herşeyolog” Bülent Somay, Sicilya mafyasına mal edilen o cümleyi eminim ki duymuştur:
“Herkes suçluysa hiç kimse suçlu değildir.”
Bilmemek, bilmediğini de bilmemek
Aşağıdaki ifade ise Nuray Mert’e ait:
“Evrim teorisi de, adından da anlaşılacağı gibi bir ‘teori’dir, yani varsayımdır.” (4)                                                                                                                                                             
Evrim teorisi gibi bir konuyu “canım bu sadece bir teori sonuçta” gibi dünyanın en cahilce klişesiyle tartışan ve böylesine bir bilgisizliği yazabilen Nuray Mert, Kadir Mısıroğlu’ndan çok mu uzaktadır?
Burada evrim teorisini falan tartışmayacağım. Profesör doktor titri olan Nuray Mert, “teori” ile “varsayım” arasındaki farkın ne olduğunu bilmiyor. Prof. Dr. Nuray Mert, “teori” sözcüğünü “herkesin aklına gelen ilk şeyi kafasına göre sallaması” zannediyor.
Burada Prof. Dr. Nuray Mert’in bir sayfalık yazısında söz ettiği, hiç ama hiçbir fikrinin olmadığı açıkça belli olan evrim teorisine bakışını ve evrim teorisini ilişkilendirdiği tuhaflıkları eleştirecek değiliz.
Şu var ki Prof. Dr. Nuray Mert’in, yazısında bağıra bağıra eleştirdiği Avrupa parlamentosu kararını okumadığı, eğer okumuşsa da kesinlikle anlamadığı çok açık… Buna inanmayan okurlar, Nuray Mert’in eleştirdiği bu kararın özgün halini (5) ve çevirisini (6) okuyup kendileri görebilirler ancak bu tartışmaya da girmeyelim.
Pozitivist dayatma olarak bilim!
Peki Prof. Dr. Nuray Mert’in böylesine basit kavramlar hakkındaki engin bilgisizliğini nereye koymalıyız? Prof. Dr. Nuray Mert cesurca kullandığı ve hakkında yorum yaptığı kavramları hiç bilmiyor, üstelik bilmediğini de bilmiyor. Bu derin cehalet ile bu yüksek cüret Kadir Mısıroğlu’nda var mıdır?
Prof. Dr Nuray Mert’in bu mantığına göre “atom teorisi” de “sadece bir teori” olduğundan elektron, proton gibi kavramları okullarda fizik dersinde okutmak “pozitivist birer dayatma”dır; bırakın isteyen istediği şeye inansın! Nuray Mert’in söylediği noktasına virgülüne kadar tam tamına budur.
Mesela astronomi dersinin olması… Ne kadar pozitivist, dayatmacı ve tekçi bir anlayışın ürünü! Oysa astronominin yanında astroloji de okutulmalı!
Mesela hücre “teorisi” veya embriyoloji de “sadece bir teori” olduğundan, maazallah pozitivist olmamak için bunları okullarda okuturken yanında “bebekleri leyleklerin getirdiğini savunan” “Leylek Teorisi”ni de okutmaya ne dersiniz?  Tıp fakültelerinde embriyoloji okutup “ Leylek teorisini” okutmamak da Prof Dr Nuray Mert’in sözcükleriyle söylersek “Tek kelime ile son derece dayatmacı bir anlayış ve davranış. Onun ötesinde, sergilenen, pozitivist, bilim budalalığı” (4) değil mi!
Sizce bunları “hakiki” Kadir Mısıroğlu söylebilir mi? Söyleyemez. Ama Nuray Mert söyleyebilir, söylediği de zaten budur.
“Şeyh Pir” deli saçması da bunlar deli saçması değil midir?
Hadi hiç çekinmeden söyleyelim: bunlar deli saçmasıdır, safsatadır, zırvadır, gülünç ve acınası bir cehaletin ürünüdür.
Bu cehalet ise hiç olmadığı kadar cüretkardır.
Fesi olmayan Kadir Mısıroğlu
Kadir Mısıroğlu’nun “Şeyh Pir”leriyle alay etmek en kolayıdır, çünkü kolayca teşhis edilebilir. Eğer bir şeyle mücadele edecekseniz “içinizdeki Kadir Mısıroğlu’ ile mücadele etmelisiniz. Kadir Mısıroğlu, “Kadir Mısıroğlu görüntüsü”ndeyken kendisini solda gören okurlar için ancak bir zaytung haberi ya da sosyal medyada bir eğlence unsurudur. Oysa “Prof Dr Nuray Mert görünümlü Kadir Mısıroğlu”, yıllarca sol kanaat önderi olarak gazetelerde böyle “derin felsefe”ler üretmiş, Birikimlerde, Taraflarda, Radikallerde, Cumhuriyetlerde bilinçleri çöplüğe çevirmiş, hala da çevirmektedir.
“Hakiki” Kadir Mısıroğlu’nun söylediklerine, sol cenahtan hiç kimse düşünce yazısı ya da derin siyaset analizi gözüyle zaten bakmamaktadır. Oysa “Prof. Dr. Nuray Mert görünümlü Kadir Mısıroğlu”, ciddi ciddi siyasal düşünceler üretmekte, yıllardır köşe yazıları yazmakta ciddiye alınmaktadır.
“Sadece bir teori” “Şeyh Pir”den çok mu farklıdır? “Sadece bir teori”, “Şeyh Pir”den kaç adım uzaktadır?
Bu örnekleri yazanlar, Kadir Mısıroğlu değilse “fes yokluğundan”dır.
Eğer birilerinden korkulacaksa Kadir Mısıroğlu’ndan korkmaya hiç gerek yoktur.
Eğer korkulacaksa,
“atanamamış Kadir Mısıroğlu”larından”,
“fessiz Kadir Mısıroğlu’larından”,
“bilincine Kadir Mısıroğlu kaçmış sol teorisyenlerden” korkmak gerekir.
Peki Kadir Mısıroğlu’nun Nuray Mert’ten ne eksiği vardır? Kadir Mısıroğlu’nun Cumhuriyet gazetesinde yazmaması için ne neden vardır? Nuray Mert Cumhuriyet gazetesinde yazıyorsa Kadir Mısıroğlu da yazabilir. Bu önerimi, bir sonraki sezonda açılacak “liberal köşe yazarı alımlarında” değerlendirmesi için Cumhuriyet Gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar’a sunuyorum.
N. Mert’in K. Mısıroğlu’ndan farkı nedir?
Kadir Mısıroğlu’nun söyledikleri ile Prof Dr Nuray Mert’in bu yazdıkları arasında hiç mi fark yoktur? Haksızlık etmeyelim, bir fark vardır.
En önemli fark,  birine hakaret etmek istediği zaman Kadir Mısıroğlu “serseri” (7) veya “it oğlu it” (8) gibi sözcükler kullanırken, Nuray Mert “pozitivist” sözcüğünü kullanmaktadır. Nuray Mert ana avrat sövmektense bunun yerine “pozitivist” sözcüğünü tercih etmektedir.
“İt oğlu it” gibi kaba bir argo Nuray Hanım’a yakışmayacağından mesela “pozitivist oğlu pozitivist” gibi “ekolojik” bir tercih yapabilir. Öneriyorum.
Zırvaların kardeşliği
Evrim “sadece bir teori yani varsayım” ise Shakespeare de “Şeyh Pir”dir. “Sadece bir teori” ile “Şeyh Pir” arasındaki mesafe sadece bir dirsek mesafesi kadardır. “Şeyh Pir gökdelenleri”, “sadece bir teori” zırvasının üzerine inşa edilmektedir. “Sadece bir teori” cehaletini onaylayıp “Şeyh Pir”i saçma görenler mi?  “Sadece bir teori” ile “Şeyh Pir” ifadelerinin abi-kardeş ilişkisini görmeyenler, birinin öbürünün doğal sonucu olduğunu anlamayanlar ise ekranlarda “eşimin dayısı bana helal midir?” (9) sorusunu izlerken ve “öz kızını öperken şehvet duymanın nikaha etkisi olur mu?” (10) sorusunu okurken, “fallus iktidarının heryerdeliği” üzerine makale yazabilirler.
Ancak böyle makaleler yazarken lütfen “İslamofobi yapmasınlar” ve de “ensest ve pedofilinin ardındaki sosyolojiyi görmeyi” sakın ha sakın ihmal etmesinler!
taylankara111@gmail.com
Kaynaklar:
(1) http://www.cnnturk.com/turkiye/kadir-misiroglu-shakespearein-asli-seyh-p…
(2) http://odatv.com/vid_video.php?id=8D73F
(3) http://www.diken.com.tr/akademisyen-bulent-somay-kadinlar-erkek-egemen-h…
(4) http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=235240
(5) http://assembly.coe.int/nw/xml/XRef/Xref-XML2HTML-EN.asp?fileid=17592&la…
(6) http://www.turkish-media.com/forum/topic/107785-avrupa-parlementosu-egit…
(7) https://www.youtube.com/watch?v=rXDoao-wd1k (1:11sn)
(8) https://www.youtube.com/watch?v=Av0dlfwbL6Y  (0.19sn)
(9) https://www.youtube.com/watch?v=kS7jzSj49Qs

Yorumlar kapatıldı.