İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erdoğan Gülen’i Neden Tehdit Olarak Görüyor?

Luis Ramirez
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından ülke genelinde üç ay süreyle olağanüstü hal ilan etti. Böylece, darbe girişimiyle ilgisi olduğu düşünülen kişilerin gözaltına alınması veya tutuklanmasını hızlandıracak bir süreç başladı. Türk hükümeti, darbe girişiminin arkasında 1999’dan beri Amerika’nın Pennsylvania eyaletinde yaşayan Fethullah Gülen’in kurduğu “parallel yapı” olduğunu iddia ediyor. Şimdiye kadar çoğu Gülen hareketi üyesi toplam 60 bin kişi tutuklandı veya işten çıkarıldı.

17 yıldır Türkiye’ye ayak basmayan Gülen’in sadece adı bile, Erdoğan destekçilerini kızdırmaya yetiyor.
İstanbul’daki darbe karşıtı gösterilere katılan bir vatandaş, “Buraya Tayyip Erdoğan’ı desteklemek için geldik. Melekler Erdoğan’ın yanında olsun. Allah Fethullah Gülen’in cezasını versin” diyerek öfkesini dile getiriyor.
Erdoğan ve Gülen’in bir zamanlar yakın müttefik olduğunu hatırlatan uzmanlar, iki liderin de Türkiye’deki laik düzeni zamanla ılımlı bir İslam düzeniyle değiştirme hedeflerinin aynı olduğunu söylüyor.
Türkiye’de yaşayan ve Gülen hareketiyle ile ilgili kitap yazan Claire Berlinski, Erdoğan’ı daha geleneksel bir İslamcı olarak tanımlarken, Gülen’in daha çok Sufi geleneğine bağlı olduğunu söylüyor. Yazar “İkisi de mevcut laik düzeni, dindar Anadolu geleneğiyle değiştirmek istedi. Aralarındaki sürtüşme ise, tipik bir iktidar mücadelesi görüntüsü veriyor” şeklinde konuşuyor.
Hizmet’in gücü
Hizmet Hareketi olarak da bilinen Gülen Hareketi üyeleri, yıllar içinde eğitim, ordu, istihbarat, adalet, medya gibi kilit sektörlerde üst düzey görevlere geldi. Böylece hareketin gücü de arttı.
16 yıldır Gülen hareketini takip eden araştırmacı-yazar Nedim Şener, hareketin güçlenmesinin, iktidarı kimseyle paylaşmak istemeyen Erdoğan’ı rahatsız ettiğini ve böylece iki liderin arasının bozulduğunu söylüyor.
Gülen stratejisinin en önemli ayağı, eğitim sektörüne sızmak oldu. Gülen hareketi sadece Türkiye’de değil, Amerika ve diğer ülkelerde yüzlerce okul işletiyor.
Gazeteci-yazar Şener “Fethullah Gülen Hareketi, bir öğrenciyi daha ilkokul çağındayken alıyor ve çocuğun kapasitesine göre gelecekte asker mi, istihbaratçı mı, hakim mi olacağına karar veriyor. Çok tehlikeli bir hareket” diyor. Araştırmacı-yazar, eğitim kurumlarının sanki Gülen hareketiyle hiçbir ilgileri yokmuş gibi laik bir görüntü verdiklerini, ancak gerçekte uyuyan hücreler oluşturduklarını söylüyor.
Türkiye’de karanlık bir güç olarak görülen Gülen Hareketi, Amerika’da çok farklı algılanıyor. Gazeteler, Gülen’i barış elçisi olarak gösteren yazılar yayınladı. Hatta bazıları Gülen’i, Amerikalı medeni haklar savunucusu Martin Luther King’e benzetti.
Gülen hareketinin kaç üyesi olduğuna dair resmi bir veri yok. Ancak uzmanlar bu sayının 3 ila 6 milyon arasında olduğunu tahmin ediyor. Ayrıca hareketin, hiçbiri Fethullah Gülen’in adına olmayan, 50 milyar dolarlık mal varlığı olduğu tahmin ediliyor.
Gülen ve Amerika
Geçmişte Gülen hareketi üyesi bir hakim tarafından hapse atılan Şener, Gülen’in Amerika’ya yerleşmesinin ticari sebeplerden kaynaklanmadığını söylüyor. Yazar “Fethullah Gülen böyledir. Oturduğu koltuktan mütevazi, kendi halinde bir adam görüntüsü verse de aslında tüm ülkenin emrinde olmasını ister” diyor.
Türkiye’yi 1999’da terk eden Gülen, Amerika’ya diyabet tedavisi olmak için geldiğini söylüyor.
Ancak Amerika’nın ikametine izin vermesi, Gülen’in Amerikan hükümeti için çalıştığı iddialarını körükledi. Türkiye’deki gazeteler yıllarca, Gülen’in Amerika’da oturma izni alma başvurusu yaparken eski CIA yetkililerinden referans mektubu aldığı yolunda haberler yayınladı.
Türkiye’deki Gülen hareketi taraftarları, bugünlerde fazla konuşmak istemiyor.
Adının açıklanmasını istemeyen bir Gülen takipçisi, “Gülen, kültürlerarası ve dinlerarası diyalog, saygı, barış, eğitim, sağlık, insani yardım, gönüllülük gibi mesajlar veriyor. Sonuçta Gülen bir din adamı ve bütün mesajlarında din vurgusu var” diyor. Bu kişi, daha önce Zaman gazetesi için çalışan eski bir gazeteci. Mart ayında hükümet tarafından kapatılan Zaman, Gülen hareketinin en büyük gazatelerinden biriydi. Bu kişi, gelecekten kaygılı olduğunu söylüyor ve, “Olağanüstü durumun esas hedefi Gülen hareketi. Ama Türkiye’deki bütün muhalefet için korkuyorum. Çok acı bir dönemden geçiyoruz. Bundan sonra bütün Erdoğan muhalifleri teme hak ve özgürlüklerini kaybedecekleri gibi hayatları ve malları da tehlikede olacak” diyor.

Yorumlar kapatıldı.