İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gerçek 70. İstanbul Ermeni Patrikhanesi 1461 yılında kuruldu.

Bundan bir yüzyıl önce en güçlü, en etkili Ermeni din adamı kimdi diye sorsalardı, sorunun doğru cevabı

(Ermeni kilisesinin babası “Aydınlatıcı” Aziz Gregory’nin – Surp Krikor Lusavoriç – kurduğu makamda oturuyor olmasına rağmen) Eçmiyadzin’deki Tüm Ermeniler Katolikosu olmazdı. Doğru cevap, tarihi Ermenistan anayurdunun büyük bölümünü de içine alan geniş bir coğrafyaya yayılmış bir imparatorluğun başkentinde yaşayan, İstanbul Ermeni Patriği’dir.

Osmanlı İmparatorluğu’nda, toplumların dini aidiyetlerine göre birbirinden ayrıldığı, varlığı ve hakları resmen tanınmış “millet”lere dayalı bir hukuk sistemi yürürlükteydi. “Millet”ler, elbette Osmanlı sultanının tebaalarıydı; ancak dini yaşamlarında, evlilik, eğitim gibi toplumsal kurumlarına ilişkin konularda belirli bir özerkliğe sahiptiler. Örneğin Rumlar ve Yahudiler de birer Millet’ti; hatta sonradan Katolik Ermeniler ve Protestan Ermeniler de Millet olarak tanındılar.
Ermeni Millet’i, Konstantinopolis’i 1453 yılında fetheden Fatih Sultan Mehmet’in 1461 yılında kurduğu Patrikhane tarafından yönetiliyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentine dönüşecek olan kentte daha o zaman Bizans döneminden itibaren Ermeniler yaşıyordu; ancak var olan nüfusa daha çok sayıda Ermeninin katılımı Osmanlının yönetiminde geçen yüzyıllarda gerçekleşti. İstanbul, soykırımdan önce de Ermeni varlığının merkezlerinden biriydi ve Ermeni Patrikhanesi, toplumun dini ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, hem Ermeni toplumunun iç siyasi yaşamının, hem de Ermenilerle Osmanlı yöneticileri arasındaki ilişkilerin düzenlendiği önemli bir platform işlevi görüyordu. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin geliştirdiği idari sistem – sivil (din dışı) toplum temsilcilerinin dini etkinliklere, ya da episkoposların seçimine katılması – Ermeni Diyasporası’nın birçok kesiminde bugün de yürürlükte.
Ermeni Patrikhanesi’nin konumu ve yetkileri, elbette Ermeni Soykırımı’yla birlikte büyük ölçüde darbe aldı. Ermeni Katolik Kilisesi’nin başı ve Sis Ermeni Katolikosu Osmanlı topraklarını terk ettiler ve sonunda Lübnan’a yerleştiler. Bu dönemde birkaç yıl boyunca İstanbul’da bir Ermeni Patriği görev yapmadı. Patriklik makamı Türkiye Cumhuriyeti tarafından yeniden faaliyete geçti; ancak genel anlamda azınlıklara ilişkin politikalar nedeniyle işlevleri kısıtlanmıştı.
Ermeni din adamları Eçmiyadzin’deki Katolikos’u en üst makam olarak kabul etse de, Türkiye’deki Ermeni kiliseleri – genellikle bugün anıldığı şekilde – İstanbul Ermeni Patriği’nin yönetimi altında faaliyet göstermekteler. Kiliselerin çoğu İstanbul ve çevresindedir. Ülkenin iç kısımlarında (örneğin Gesaria/Kayseri’de, Dikranagerd/Diyarbakır’da, Mardin’in Derik ilçesinde birer, Antioch/Hatay’da üç olmak üzere) birkaç kilise kalmıştır. Türiye’nin çeşitli bölgelerinde kilisesi bulunmayan bazı Ermeni cemaatleri, Yunanistan’ın Girit adasında da bir papazlık bulunmakta.
Zaman zaman zorluk ve gerilimlere rağmen Ermeni Patriği Türkiye’deki Ermenilerin en kayda değer sesi olarak gündeme gelmekte, böylece aynı zamanda ülke azınlıklarının görünürlüğünü yansıtmakta.
Referanslar ve Diğer Kaynaklar
1. Türkiye Ermeniler Patrikliği / Պատրիարքութիւն Հայոց (Türkçe ve Ermenice)
2. The Eastern Diocese of the Armenian Church of America. “The Armenian Patriarchate of Constantinople”
3. The Armenian Church, Mother See of Holy Etchmiadzin. “The Patriarchate of Constantinople”
4. “Armenian Community of Istanbul Has One Leader”, CivilNet, 18 Mayıs 2014
5. Wikipedia: “Armenian Patriarchate of Constantinople”
Bizi takip edin
100y100f_070
Görsele ait bilgi
İstanbul’da, Kumkapı’da Meryem Ana Kilisesi’nin karşısında bulunan Ermeni Patrikhanesi binası.
Atıf ve Kaynak
Vmenkov adlı kullanıcı tarafından eklenen kendi çektiği fotoğraf [GFDL ya da CC-BY-SA-3.0-2.5-2.0-1.0],
bkz. Wikimedia Commons
Facebook – Twitter – Instagram – Google+

Yorumlar kapatıldı.