İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Almanya’nın amacı nedir?

Almanya, aslında 1915 iddialarını parlamento kararı ile fiilen 2005 yılında kabul etti… Alman Meclisi Bundestag, 2005 yılında aldığı kararda devletler hukukunda kesin yeri olan ve ancak mahkemeler tarafından kullanılabilecek ‘Soykırım’ sözcüğüne yer vermedi… 2015 Nisan ve 2016 Şubat aylarında Alman Meclisi’nin gündemine aldığı “Ermeni Soykırım Tasarısı” ise, 2 Haziran 2016’da yeniden Alman Meclisi’nin gündeminde olacaktır. Burada Türkiye’nin yaşadığı sorun şudur: Birincisi, Amerika’dan etkilenenler ve ABD ile iyi ilişkileri olan Alman milletvekilleri devreye girmiş durumdalar. İkincisi, “Yahudi Soykırımı”nın sıradanlaştırılmasını arzulayan, Almanya’nın çıkarlarını düşünen Almanya yanlısı milletvekilleri de devredeler. İki koldan bir saldırıdan söz etmek mümkündür. Amerikanperverlerin amacı Türkiye’nin kuruluşunu ve toprak bütünlüğünü tartışmaya açarak, Kürdistan Projesi’nin hayata geçirilmesine hizmet etmektir. Almanların amacı ise, 1915 olaylarının Almanya’da eğitim müfredatına girmesi ile Almanya’daki genç kuşakların, ‘Soykırım’ suçunu işleyen tek ulusun Almanlar olmadığı politikasını içselleştirmeleridir. (Vay be neler oluyormuş kimsenin haberi yok. Zavallı Almanlar(!) HYETERT)

***
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM)  İsviçre’ye karşı kazandığı dava sonucunda, emperyalizm kaynaklı Ermeni iddiaları ağır bir darbe aldı. Parlamentoların yetkisiz olduğu hukuken tescillendi. Türkiye’nin eli güçlendi. Nasıl bu duruma gelindi? 11 Eylül sürecinde 20’yi aşkın parlamento, asılsız iddiaları kabul etti. Önergeyi veren vekillerin büyük çoğunluğunun ABD’li kurumlar ile yakın ilişkide olması, Talat Paşa Komitesi’nin dikkatinden kaçmıyordu. Almanya’da da sözde “Ermeni Soykırımı Tasarısı’na öncülük edenlerin arasında yer alan Cem Özdemir gibi parlamenterlerin de ABD kuruluşları ile yakın temasta oldukları bilinmektedir.
Almanya, aslında 1915 iddialarını parlamento kararı ile fiilen 2005 yılında kabul etti. 15. yasama döneminde Alman Federal Meclisi Bundestag’da temsil edilen SPD, CDU, Yeşiller ve Liberallerin birlikte aldığı 16 Haziran 2005 tarihli karar şu başlığı taşıyor: “1915 Ermeni Tehciri ve Katliamı Anısına – Almanya, Türkler ile Ermenilerin uzlaşması için katkıda bulunmak zorundadır”. Ancak burada “Soykırım” sözcüğü (Völkermord=Genozid) kararın gerekçesinde kullanılıyordu. 2 Haziran 2016’da Hükümet partileri CDU ve SPD ile Yeşillerin imzasını taşıyan yeni önergede ise, “Soykırım” sözcüğü tam dört yerde kullanılıyor. 2005 kararında, “Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Anadolu’da bir milyonu aşkın Ermeni, neredeyse Ermeni nüfusun tamamı, devlet yönetimindeki İttihatçı Genç Türklerin planlaması sonucu katledildi (Massaker), imha edildi (Vernichtung), ölüm yürüyüşüne (Todesmärche) gönderildi” deniliyor. Yine “Alman İmparatorluğu’nun organize tehcir ve katliamlardan haberdar olmasına rağmen engelleme girişiminde bulunmadığından dolayı Bundestag üzüntü duyuyor”, ifadeleri 2005 kararında ve 2016 tasarısında yer alıyor.
Peki neden şimdi?
Alman Meclisi Bundestag, 2005 yılında aldığı kararda devletler hukukunda kesin yeri olan ve ancak mahkemeler tarafından kullanılabilecek ‘Soykırım’ sözcüğüne yer vermedi. Bundestag, 24 Nisan 2015 tarihli özel oturumunda ise, AİHM’de görülen Perinçek-İsviçre Davası Kararı’nın Büyük Daire’deki sonucunun  beklenmesi gerektiğini anladı. İlginçtir, Namibia’da 1905-1907 yıllarında Alman İmparatorluğu’nun ‘Soykırım’ yaptığını karar altına almak isteyen Sol Parti imzalı önerge, 2012 yılında Alman Hükümeti tarafından “BM 1948 Soykırım Sözleşmesi geriye doğru işlemez” gerekçesi ile reddedilmişti. “Namibia Soykırımı”, 22 Mart 2016’da SPD ve Yeşilleri’in çekimser kalmaları nedeniyle, Alman Meclisi tarafından kesin olarak reddedildi. 2015 Nisan ve 2016 Şubat aylarında Alman Meclisi’nin gündemine aldığı “Ermeni Soykırım Tasarısı” ise, 2 Haziran 2016’da yeniden Alman Meclisi’nin gündeminde olacaktır. Burada Türkiye’nin yaşadığı sorun şudur: Birincisi, Amerika’dan etkilenenler ve ABD ile iyi ilişkileri olan Alman milletvekilleri devreye girmiş durumdalar. İkincisi, “Yahudi Soykırımı”nın sıradanlaştırılmasını arzulayan, Almanya’nın çıkarlarını düşünen Almanya yanlısı milletvekilleri de devredeler. İki koldan bir saldırıdan söz etmek mümkündür. Amerikanperverlerin amacı Türkiye’nin kuruluşunu ve toprak bütünlüğünü tartışmaya açarak, Kürdistan Projesi’nin hayata geçirilmesine hizmet etmektir. Almanların amacı ise, 1915 olaylarının Almanya’da eğitim müfredatına girmesi ile Almanya’daki genç kuşakların, ‘Soykırım’ suçunu işleyen tek ulusun Almanlar olmadığı politikasını içselleştirmeleridir. Mülteci krizi konjonktürel olarak, devrede olsa da, asıl amaç Almanya’nın – diğer ülkelerden farklı olarak – Ermeni Soykırımı politikası ile Alman devletinin ve milletinin “Yahudi Soykırımı Sorunsalı” nedeniyle karşılaştığı sorunların aşılmasının istenmesidir.  
“Hitler, Ermeni Soykırımı’nı Örnek aldı Safsatası”
Asılsız iddialara ilişkin Almanya’da vahim adımlar atılmıştır. Berlin’e “Ermeni Soykırımı Anıtı“ dikilmesi Almanya’daki Türklerin girişimleri ile engellenmiştir. Ancak Aghet adlı belgesel film 2010 yılında Almanya’da yılın en iyi belgeseli ödülüne layık görüldü (Grimme-Preis 2010). Talat Paşa’nın katilini üç ayda salıveren skandal mahkeme ve katili (sözümüz ona Ermenilerin “Stauffenberg“i [Stauffenberg, Hitler’e suikast yapan Alman albayı]) kahramanlaştırılarak Türk mahallelerinde tiyatro oyunu olarak sahnelendi (2009’dan itibaren). Atatürk’ümüzü, Kuvayı Milliye’yi katliamcı ilan eden fotoğraf sergileri yine Berlin’de açıldı (2011). Peki, Alman devlet kanalı ARD/NDR destekli Aghet’te ne diyor: “Nazi Almanyası ve bizzat Hitler, Yahudi Soykırımı’nı yaparken – toplama kampları dahil – ‘Ermeni Soykırımını’ örnek aldı“. Durum bu kadar açıktır.
Beyhan Yıldırım / Berlin
ulusalkanal.com.tr

Yorumlar kapatıldı.