İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dr. Kasım Ertaş: Diyarbakır Birlik ve Beraberliğin Kalesidir

Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Ertaş, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Diyarbakır’da yaşayan Ermenilerle yaptığı bilimsel çalışmayı kitap haline getirdi. Diyarbakır’da düzenlenen kitap fuarına katılan Ertaş, Cihan Haber Ajansı’na konuştu…19. yüzyılda Diyarbakır’da Müslümanların dışında Ortodoks Ermeni, Katolik Ermeni, Süryani Kadim, Katolik Süryani, Keldani, Ortodoks Rum, Katolik Rum, Protestan, Yahudi, Yezidi ve Kıpti olmak üzere 11 dini grup, cemaat bulunmaktaydı.” şeklinde konuştu. Çalışmasında Ermenilerin, daha önce hakimiyeti altında yaşadıkları hiçbir devlette, Osmanlı’da sahip oldukları itibara sahip olamadıklarının ortaya çıktığını dile getiren Ertaş, Ermenilerin de bunu karşılıksız bırakmadığını, devletin iktisadi, idari, sosyal ve kültürel hayatında çok önemli görevler üstlendiğinin belgelerle ortaya koyduğunu vurguladı. Ertaş, tarihi belgeleri incelerken Osmanlı-Rus savaşından sonra yaraların sarılması ve askerlerin ihtiyaçlarının karşılanması için Ermeniler tarafından Osmanlı ordusuna ciddi bağışlar yapıldığına dair bilgiler elde ettiğini belirterek, “Bir diğer önemli bilimsel tespit ise II. Abdülhamid döneminde yapılan Diyarbekir Hamidiye Sanayi Mektebi’nin inşaatının sponsorluğunun Ermenilerin üstlenmesidir.” ifadelerini kullandı.

****
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Ertaş, Diyarbakır’ın, Türkiye’nin birlik ve beraberliği açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Kasım Ertaş, Diyarbakır’ın, Türkiye’nin birlik ve beraberliği açısından önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Diyarbakır’ın 100 yıl öncesine kadar Osmanlı Devleti’ndeki bütün inançların bir arada yaşadığı tek şehir olma özelliğine sahip olduğunu belirten Ertaş, Diyarbakır’ın bugün de bu potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. Kasım Ertaş, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Diyarbakır’da yaşayan Ermenilerle yaptığı bilimsel çalışmayı kitap haline getirdi. Diyarbakır’da düzenlenen kitap fuarına katılan Ertaş, Cihan Haber Ajansı’na konuştu. Ertaş, “Diyarbakır, etnik ve kültürel temas alanı olarak tarih boyunca çok sayıda farklı etnik ve dini grubu bünyesinde barındırmıştır. Şehir, bu kozmopolit özelliğini Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine girdikten sonra da devam ettirmiştir. Nitekim 19. yüzyılda Diyarbakır’da Müslümanların dışında Ortodoks Ermeni, Katolik Ermeni, Süryani Kadim, Katolik Süryani, Keldani, Ortodoks Rum, Katolik Rum, Protestan, Yahudi, Yezidi ve Kıpti olmak üzere 11 dini grup, cemaat bulunmaktaydı.” şeklinde konuştu.
Diyarbakır’ın tarihte birlik ve beraberlik adına üstlendiğini öneme değinen Dr. Ertaş, Diyarbakır’ın Sur ilçesinin 100 yıl önce şehrin merkezi olduğunu ifade eden Ertaş, ilçenin Osmanlı Devleti’ndeki bütün dini inançların bir arada yaşadığı tek yer olduğunu vurguladı. Kitabının doktora tezi olduğunu belirten Ertaş, çalışmayı yaparken Osmanlı arşiv belgeleri, şer’iyye sicilleri, salnameler ve seyahatnamelerden istifade ettiğini kaydetti. Çalışmasında Ermenilerin, daha önce hakimiyeti altında yaşadıkları hiçbir devlette, Osmanlı’da sahip oldukları itibara sahip olamadıklarının ortaya çıktığını dile getiren Ertaş, Ermenilerin de bunu karşılıksız bırakmadığını, devletin iktisadi, idari, sosyal ve kültürel hayatında çok önemli görevler üstlendiğinin belgelerle ortaya koyduğunu vurguladı. Ertaş, tarihi belgeleri incelerken Osmanlı-Rus savaşından sonra yaraların sarılması ve askerlerin ihtiyaçlarının karşılanması için Ermeniler tarafından Osmanlı ordusuna ciddi bağışlar yapıldığına dair bilgiler elde ettiğini belirterek, “Bir diğer önemli bilimsel tespit ise II. Abdülhamid döneminde yapılan Diyarbekir Hamidiye Sanayi Mektebi’nin inşaatının sponsorluğunun Ermenilerin üstlenmesidir.” ifadelerini kullandı.
Diyarbakırlı Ermenilerin, o dönemde şehrin sosyal ve iktisadi hayatının hemen her alanında Müslümanlar ile beraber hareket ettiğini belirten Ertaş, aslında bunun çok önemli bir husus olduğunu kaydetti. Ertaş, şunları söyledi: “Müslümanların başına bir felaket geldiği zaman yardıma koşuyorlardı. Kendi dillerinin yanı sıra Türkçe, Kürtçe ve Zazaca konuşmaktaydılar.”

Yorumlar kapatıldı.