İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Anne Sevgisi

Uğur Tarık
Evlatlar için bulundukları ülke, vatan fark etmez, anneleri hangi etnik gruptansa, ona, evlat güzel gözle bakar. Bunun en bariz örneğini Azerbaycan’da yaşadım. Halk içerisinde gizli Ermeniler var. Hatta yönetim bazında da. Gizlenme nedenleri Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş tabi ki. Karşılıklı göçler yaşanmış. Bu arada bazı Ermeni kızları, Azerbaycanlı aileler tarafından sahiplenilmiş. Bunlar bir süre sonra Azerbaycanlılarla evlenmişler, çocukları olmuş. Anne, Ermeni kimliğini gizlese de, aile içinde bu durum çoğunlukla biliniyor. Doğan çocuklar, yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı, büyük bir anne sevgisiyle büyüyor ve yetişiyorlar. Bu çocuklar; değil savaş, ne olursa olsun, annesinin kanından olanlara düşmanlık besleyemiyor. Hatta birçoğu sempatiyle bakıyor. Doğanın kanunu bu. (Yazar Ermenileri suçlamak için laf dolandırırken bilmeden bir başka soykırımdan söz ediyor. HYETERT)

***
Bu anneler gününden, anne sevgisini bir başka açıdan değerlendireceğim izninizle.
Anne sevgisi bir başkadır. Çünkü annelerin evlat sevgisi başkadır. 9 ay karnında taşıdığı evladına karşı annenin tüm yaşamı boyunca; koruyucu ve kollayıcı davranışı eksilmez, artar.
Bu davranış şekli hayvanlarda dahi böyledir. Hayvanlarda; babalar, yavrularını düşünmezler dahi. Ama anne, hep yanındadır yavrularının.
Bu sevgi karşılıksız kalmaz. Evlatlar da annelerine karşı bambaşka duygularla büyürler. İçinde “anne” geçen bir şarkı veya türkü duyduğumuzda, hepimizin gözleri dolar, annemiz hayatta olsun veya olmasın.
Evlatlar için bulundukları ülke, vatan fark etmez, anneleri hangi etnik gruptansa, ona, evlat güzel gözle bakar.
XXX
Bunun en bariz örneğini Azerbaycan’da yaşadım. Halk içerisinde gizli Ermeniler var. Hatta yönetim bazında da. Gizlenme nedenleri Azerbaycan-Ermenistan arasındaki savaş tabi ki.
Karşılıklı göçler yaşanmış. Bu arada bazı Ermeni kızları, Azerbaycanlı aileler tarafından sahiplenilmiş. Bunlar bir süre sonra Azerbaycanlılarla evlenmişler, çocukları olmuş. Anne, Ermeni kimliğini gizlese de, aile içinde bu durum çoğunlukla biliniyor. Doğan çocuklar, yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı, büyük bir anne sevgisiyle büyüyor ve yetişiyorlar. Bu çocuklar; değil savaş, ne olursa olsun, annesinin kanından olanlara düşmanlık besleyemiyor. Hatta birçoğu sempatiyle bakıyor. Doğanın kanunu bu.
XXX
Gelelim Osmanlı’ya…
Osmanlı’da malum ilk iki padişah hariç diğerlerinin annesi yabancı uyruklu.
Çocuklar; doğuyor, büyüyor, şehzade oluyor, ardından da padişah. Padişah olduktan sonra annesinin ırkına düşmanlık besleyebilir mi?
Hele ki kuşaklar ilerledikçe ve Türk kimliğini iyice yitirdikçe, nereden geldiği belli olan annesinin ırkına mı, yoksa babasının ırkına mı daha sempati duyar? Aslında bu cümlenin son bölümü yanlış. Çünkü babasının ırkı, karışarak geldiği için net olarak belli değil.
Padişahların durumu bu olunca, ülke içindeki tüm düzenlemeler, tayinler, terfiler, hatta
savaşlar ve anlaşmalar da bu çerçevede oluyor. Yani gözetilen, anne tarafı oluyor.
Bu işin bir yanı, bir başka yanı da bazı padişahların uygunsuz davranışları. Bunun da temeli, dışarıdan gelen cariyelerin nitelikleri ile alakalı. “Valide Sultan”lık görevine kadar gelen bazı cariyelerin asılları, çengiciliğe kadar uzanabiliyordu. Yani genetik kodlarında farklılık, ahlaki değerlerinde bize ters gelen davranış biçimleri olabiliyordu. Akli melekeleri yerinde olmayan, sapkın davranışlar sergileyen padişahların geri planında da bu temel olgu vardı.
XXX
Günümüz Türkiye’sinde de, 20.yüzyılın başlarındaki tehcir sırasında, özellikle Kürt aileler tarafından evlat edinilen Ermeni kızları için bu geçerli. Onlar da evlendi, çocukları oldu. İlk zamanlar kimliklerini gizleyen çocuklar ve torunlar, şimdi gerçek kimliklerini söyleyebiliyorlar.
Bu doğru bir uygulama. En azından insanların bazı ideolojik davranışlarının ardında yatan temel neden anlaşılabiliyor. Kimin, kim olduğu bilinebiliyor. PKK’yı PKK yapan olgular adlandırılabiliyor.

Yorumlar kapatıldı.