İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Kardeşiz, kucaklaşmalıyız…’

1915 olaylarından 100 yıl sonra 55 yaşındaki Gayane Gevorgyan, atalarının yaşadığı topraklara geri döndü. Ev alarak Van’a yerleşen Gevorgyan, “Biz Ermeniler Türkleri, Kürtleri kardeş olarak biliriz. Dedelerimiz uzun yıllar birlikte yaşamış. Hepimiz insanız, geçmişte hatalar olmuşsa da geçmişte kaldı” diyor.

 Akdamar adasına bakan evinde gazetemize konuşan Gevorgyan, burada huzur bulduğunu belirterek, “Biz Ermeniler Türkleri, Kürtleri kardeş biliriz. Buradaki insanlarla kucaklaşıp, geçmişi unutup beraber yaşamak istiyoruz. Hepimiz insanız, geçmişte hatalar olmuşsa da geçmişte kaldı” diyor.
Vartan oteli
ABD vatandaşı ve Ermeni asıllı Victor Bedoiyan, 2001’de oturma izni alarak Van’a yerleşti. Van Valiliği’nin karşısındaki Sirhan Oteli’ni alan Bedoiyan, otelin ismini Ermenice “Zafer” anlamına gelen “Vartan” olarak değiştirince, Van Valiliği otelin ismini “kışkırtıcı” bularak işletme ruhsatı vermedi. Bu olay Türkiye – ABD arasında krize neden oldu. Van İdare Mahkemesi’nde açılan dava önce reddedildi, daha sonra AB uyum yasaları çerçevesinde mahkeme Bedoiyan’ı haklı buldu. 2002 yılında kısa süreyle açılan “Vartan Oteli”nin bu kez “izinsiz tadilat” yapıldığı gerekçesiyle Turizm Bakanlığı’nca işletmesi durduruldu. 15 yıl sonra Ermeni asıllı Türk Gayane Gevorgyan, bir ev satın alanarak Türkiye’ye yerleşti.
Hayatın merdivenleri
Gevorgyan, annesi Razmik’in tek hayalini gerçekleştirmek için atalarının 100 yıl önce göçtüğü topraklara geri döndü. Van’ın Edremit ilçesinde TOKİ konutlarından bir ev alan Gevorgyan’ın evi ziyaretçilerle dolup taşıyor. Vanlıların kendisini çok sevdiklerini, her konuda yardımcı olduklarını belirten Gevorgyan, evine gelenlere keten pastası, şekerleme ve Ermenistan kahvesi ikram ediyor.
Hayatının zorluklarla geçtiğini anlatan Gevorgyan, “Hayat karşıma küçük yaşımdan beri bir merdiven koydu. Kah çıkabildim, kah baş aşağı indim, ama yine de pes etmedim. Çok acı hayat çektim. Kimseye karşı ayrılıkçı düşüncem hiç olmadı. Türkiye’de insanlık gördüm. Türkiye tüm ülkeler arasında gizli bir cennetir benim için” diyerek başladı söze.
Van’a ilk kez 8 yıl önce bir turist kafilesiyle geldiğini belirten Gevorgyan, “Gevaş ilçesinde atalarımın yaşadığı toprakta birkaç gün kaldık. Babaannem Zarohi Van’n Gevaş ilçesinin bir köyünde yaşamış Kürt kökenli bir Ermeni. Dedem ise Erzurum’un Hınıs ilçesinin bir köyünde. Atalarım 100 yıl önce, 1915’te Ermenistan’a göç etmek zorunda kalmışlar. Ermenistan’ın Martinus Yeranus köyüne yerleşmişler. Ben de orada dünyaya geldim. 1964 yıllarında Ararat’a bağlı Sisti köyüne yerleştik.” diye konuştu.
Savaşta her şeyi kaybettik
1988’deki Ermenistan derpremi ve ardından Azerbeycan ile başlayan savaşta tüm maddi birikimlerini kaybettiklerini anlatan Gevorgyan, “Ne var ne yok kaybettik. Büyük bir marketimiz vardı, iflas ettik. Sonraki yıllarda ailevi sorunlar nedeniyle eşimle ayrılmak zorunda kaldık. 1994’te Ukrayna’ya göç ettim. Orada bir yıl kadar çalıştım. Çocuklarım ülkemi çok özlediği için Ermenistan’a geri döndük” dedi.
Türkiye ikinci vatanım
“Dedelerimizin göçe zorlandığı tarihler ve Türkiye hakkında bize çok korkunç şeyler anlatılıyordu” diyen Gevorgyan, 14 yıl önce Türkiye’ye nasıl döndüğünü şöyle anlattı: “Türkiye’yi gelip görenlerle birlikte Türkler ve Kürtler hakkındaki ön yargılarımız da değişti. Arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine Türkiye’ye geldim. Burgazada’da bir restorantta bulaşıkçı olarak işe başladım. Bana çok iyi davrandılar. İkinci ailem oldular. Hem iş verenim hem de orada çalışanların bana inanılmaz iyilikleri oldu. O zamana kadar bize Türkler hakkında anlatılanların yanlış olduğunu anladım. Türkiye benim ikinci vatanım. ‘Bundan sonra ölsem de Türkiye’den ayrılmam’ dedim kendime.”
İkinci annem Lifteri
“Hayat bir merdivendir merdivene tutunmak gerekir” diyen Gevorgyan, Burgazada’da Yunanlı yaşlı bir kadına bakıcılık yapmaya başladığını ifade ederek, “Lifteri’ye bakıcılık yaparken Türkiye’de kalma hayalim de güçlenmeye başladı. Lifteri bana anne oldu, ben onun kızı oldum. Çok iyi insanlardı. Beni bir daha evlenmeye ikna ettiler. Benden 10 yaş büyük Ermeni uyruklu biriyle evlendim. Evliyken de yine Lifteri annneye bakmaya devam ettim. O öldükten sonra, benim için hayat çekilmez oldu. Evlendiğim adam bana eziyet etti. Çalışarak kazandığım parayı elimden alıyordu. Ama yine de ona saygı ve şefkati eksik etmedim. Artık dayanamadım. Boşanmak zor oldu ama eninde sonunda ayrıldım” dedi.
Balkondaki Akdamar
Annesinin son isteğini gerçekleştirmek için Van’a döndüğünü anlatan Gevorgyan, “Annem, ‘Keşke ölmeden önce Van, Ağrı ve Erzurum’u son bir kez görseydim’ derdi. Benim de ona sözüm vardı. ‘Mutlaka seni o topraklara götüreceğim, göreceksin’ diyordum ama olmadı. Ne yazık ki annem buraları son bir kez daha görmeden öldü. Şimdi gezdiğim her yere onlar için bakıyorum. Baktıkça mutlu oluyorum. Borç harç ederek, Van Gölü’nü görecek bir ev aldım. Zamanımın büyük kısımını balkondan Van Gölü ve Akdamar adasına bakarak geçiriyorum” dedi.
Birçoklarının fikri değişti
Van’a yerleştikten sonra herkesin yardıma koştuğunu vurgulayan Gevorgyan, “Evi aldıktan sonra herkes yardımıma koştu. Vanlılar beni bağırlarına bastılar. Ermenistana gidip adak partisi yaptım. Orada röportajlarda Van’ı, Türkiye’yi övdüm. Ben çifte vatandaşlık hakkına sahip olduğum için Van’da ev alabildim. Yoksa azınlıkların Türkiye’de mülk sahibi olmalarına izin yok. Benim buraya yerleşmemle birçok Ermeni’nin fikri değişti. Onlar da gelmek istiyorlar” diye konuştu.
Geçmiş geçmişte kaldı..
“Biz Ermeniler Türkleri, Kürtleri kardeş olarak biliriz” diyen Gevorgyan, “Kültürümüz, yaşam tarzımız aynıdır. Dedelerimiz uzun yıllar birlikte yaşamış, birbirimize kız vermiş kız almışız. Buradaki insanlarla kucaklaşıp ve geçmişi unutup beraber yaşamak istiyoruz. Hepimiz insanız, geçmişte hatalar olmuşsa da geçmişte kaldı. Bunda kimse kimseyi suçlamak durumunda değildir artık” dedi.
Hrant’ın yarım kalan sözü
Hayatını kitap haline getirmeyi düşündüğünü belirten Gevorgyan, “Hayatımı yazmak istedim. Agos’a gidip sağlığında Hrant Dink’e de bunu anlattım. Hrant Dink, bu konuda bana yardımcı olacağına söz vermişti. Hatta kitabın adını da kendisi koydu. ‘Gayanne’nin acı hayatı’ olsun dedik. Ancak bu konuşmamızdan 20 gün sonra Hrank o suikaste kurban gitti. Hrant’ın öldürülmesiyle birlikte umutlarım bir kez daha kırıldı. O kitabı yazmayı şu an düşünmüyorum” dedi.
‘Ermeniler için dernek kuracak’
Gevorgyan, İstanbul’da Ermenistan Ermenileri için bir dernek kurmak istediğini bu konuda yardım ve destek beklediğini söyleyerek, “İstanbul’da ve başka yerlerde Ermeni dernekleri var ancak Ermenistan Ermenilerine hitap edebilecek bir dernek yok Olumsuzlukları bitirmek, Ermenistan Ermenilerine sosyal ve kültürel alanlarda yardım etmek, acı ve sevinçlerine ortak olabilmek için derneğe ihtiyacımız var. Bunun için de herkesten destek ve yardım bekliyorum” dedi.

Yorumlar kapatıldı.