İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu” Tasarısı Yasalaştı

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yasa tasarısı, sivil toplumun tüm itirazlarına rağmen dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı…Hak örgütleri, geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamayla da tasarıyla ilgili eleştirilerini özetle şöyle sıralamıştı:
* Tasarıda Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde yer alan birçok ayrımcılık temeli dışarıda bırakılıyor. (Toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılık, sosyal statü temelinde ayrımcılık, çoklu ayrımcılık, mültecilik ve sığınma statüsüne ilişkin ayrımcılık)
* Tasarı STÖ’lerin görüşlerine yer vermiyor.
* Uluslararası standartlar tasarının sadece gerekçesinde anılıyor. Kurum yapısı ve işlevi bu standartlara uymuyor. Örgütler, tasarıda insan hakları ve ayrımcılık konusunda Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerinin gereklerine de yer verilmediği belirtiliyor.
* Kurum insan hakları ihlalleri ile ilgili bireysel başvuru almayacak.

****
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yasa tasarısı, dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Sivil toplum örgütleri, tasarının bu haline defalarca itiraz etmişti.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu yasa tasarısı, sivil toplumun tüm itirazlarına rağmen dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı.
Kurumun, “insan onurunu temel alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek” üzere kurulacağı belirtiliyor.
Cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik ve yaşa dayalı ayrımcılığın yasaklandığı tasarı, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığı ise kapsamıyor.
TIKLAYIN – 19 ÖRGÜTTEN “İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU” DEĞERLENDİRMESİ: BU KANUNLA OLMAZ!
Sivil toplum “Bu kanunla olmaz” demişti
Tasarının kabulünün ardından bir teşekkür konuşması yapan Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, kanunun Paris Prensipleriyle uyumlu olduğunu iddia etti.
Ancak insan hakları, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik konusunda çalışan çok sayıda sivil toplum örgütü bir araya gelerek, tasarının Paris Prensiplerine uygun olmayan kurum yapısı nedeniyle Ulusal Önleme Mekanizması olarak neden akredite olamayacağını kamuoyu ile defalarca paylaşmıştı. https://bukanunlaolmaz.wordpress.com/
Hak örgütleri, geçtiğimiz günlerde yaptıkları açıklamayla da tasarıyla ilgili eleştirilerini özetle şöyle sıralamıştı:
* Tasarıda Türkiye’nin uluslararası taahhütlerinde yer alan birçok ayrımcılık temeli dışarıda bırakılıyor. (Toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelinde ayrımcılık, sosyal statü temelinde ayrımcılık, çoklu ayrımcılık, mültecilik ve sığınma statüsüne ilişkin ayrımcılık)
* Tasarı STÖ’lerin görüşlerine yer vermiyor.
* Uluslararası standartlar tasarının sadece gerekçesinde anılıyor. Kurum yapısı ve işlevi bu standartlara uymuyor. Örgütler, tasarıda insan hakları ve ayrımcılık konusunda Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerinin gereklerine de yer verilmediği belirtiliyor.
* Kurum insan hakları ihlalleri ile ilgili bireysel başvuru almayacak.
TIKLAYIN – DÜNYADAN AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK KURUMU DENEYİMLERİ
Kurul üyelerini AKP seçecek
11 üyeden oluşacak Kurulun 8 üyesi Bakanlar Kurulu, 3 üyesi Cumhurbaşkanı tarafından seçilecek.
Bakanlar Kurulunca seçilecek bir üye Yükseköğretim Kurulu tarafından insan hakları alanında çalışmalar yapan öğretim üyelerinden önerilecek iki aday arasından belirlenecek.
7 üye ise aranan şartları taşımak kaydıyla, insan hakları alanında çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşları, sendikalar, sosyal ve mesleki kuruluşlar, akademisyenler, avukatlar, görsel ve yazılı basın mensupları ve alan uzmanlarının göstereceği adaylar veya üyelik başvurusu yapanlar arasından belirlenecek.
Kurula üye olabilmek için herhangi bir siyasi partinin yönetim ve denetim organlarında görevli veya yetkili bulunmamak, en az 4 yıllık lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olmak, kamu kurum ve kuruluşlarında, uluslararası kuruluşlarda, sivil toplum kuruluşlarında veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında ya da özel sektörde toplamda en az 10 yıl çalışmış olmak şartları aranacak.
Başkan ve üyeler için soruşturma yapılması, Başbakan veya görevlendireceği bakanın iznine tabi olacak.
Ayrımcılık yasağı ihlali
Ayrımcılık yasağının ihlali halinde, Kurul kuruluşları ihlali sona erdirmek, tekrarlanmasını önlemek, adli ve idari yoldan takibini sağlamak üzere gerekli tedbirleri almakla yükümlü olacak.
İhlal halinde, ihlalden sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile kişiler hakkında bin liradan 15 bin liraya kadar idari para cezası uygulanacak.
İdari para cezasının kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hakkında uygulanması halinde, ödenen idari para cezası, cezaya esas ayrımcı uygulamaya kusuruyla sebebiyet veren memurlar ile meslek kuruluşlarında görev yapanlara rücu edilecek.
Öngörülen yükümlülüklere, uyarıya rağmen haklı bir neden olmaksızın belirtilen sürede uymayan kişi ve kuruluşlara 500 liradan 2 bin liraya kadar idari para cezası verilecek. Bu cezalarda da rücu söz konusu olacak.
Kurul, verdiği idari para cezasını bir defaya mahsus olmak üzere uyarı cezasına dönüştürebilecek. Hakkında uyarı cezası verilen kişi veya kurumun, ayrımcı fiilinin tekrarı halinde alacağı ceza yüzde 50 oranında artırılacak.
Kurul, konusu suç teşkil eden insan hakları veya ayrımcılık yasağı ihlallerini tespit ettiği takdirde, bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunacak. (ÇT)

Yorumlar kapatıldı.