İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kafkaslar’da donmayan çatışma

Soli Özel / sozel@htgazete.com.tr
Geçen haftaki Azerbaycan-Ermenistan krizi “hafif atlatıldı” sayılabilir. Ne var ki konuyla ilgilenen hemen herkes, çatışmaların bir vadede tekrar başlayacağından emin. Son yaşanan krizin arkasında, daha öncekilerde olduğu gibi Moskova’nın parmağı olduğuna inananlar var. Ateşkesin ilan edilmesi, Ermenistan ve Azerbaycan genelkurmay başkanlarının Moskova’da konuk edilmelerinden sonra ancak mümkün oldu. Yani söz konusu Kafkaslar olduğunda, sözlerin çoğunu söyleyen, tarafların her ikisine de silah satan, Rusya Federasyonu oluyor.

2 Nisan’daki çatışmaların başlamasından, her iki taraf da diğerini sorumlu tutuyor. Her ne kadar uzun zamandır bölgede devam eden silahlanma yarışı ve gerginliklere bakarak bir çatışma bekleniyor idiyse de zamanlama dikkat çekici. İki ülkenin devlet başkanları, ABD Washington’da yapılan Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katıldı. Azerbaycan lideri İlham Aliyev, 2003 yılından sonra yani cumhurbaşkanı seçildiğinden beri, ilk kez Washington’a gitmişti. Başkan Obama dışında Amerikan yönetiminin en üst kademesindekilerle buluştu. Bu ziyaretin ardından, bir süredir çalkantılı sularda seyreden ABD-Azerbaycan ilişkilerinin düzelmesi ve iki ülke arasındaki işbirliğinin de güçlenmesi bekleniyordu.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Aliyev, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile ayrı ayrı buluştuklarında Dağlık Karabağ meselesini konuşmuşlardı. Aliyev, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Ermeni birliklerinin derhal ve koşulsuz olarak topraklarından çekilmesini” talep etmişti. “Donmuş çatışma” statüsünde görülen Dağlık Karabağ sorununda, aslında ne zamandır alttan alta sular ısınıyordu.
Azerbaycan, statükoyu ancak askeri gücüyle değiştirebileceğine kaniydi. Bunun da ötesinde düşen petrol fiyatlarının yarattığı sıkıntıların toplumu heyecanlandıracak, bütünleştirecek bir savaşla arka plana atılması da söz konusuydu. Ermenistan’da ise demokratik açıdan karnesi pek de parlak olmayan yönetim, biraz heyecanın milli duyguları uyandırmaya iyi geleceğini düşünmüş olabilir.
Zirvenin bitmesinin hemen ardından ciddi bir çatışma başladı. 1994’ten beri en çok kaybın verildiği bu kısa muharebede ağır silahlar, insansız hava araçları, GRAD füzeleri ve yeni silah sistemleri kullanıldı. Azerbaycan bir miktar toprak ele geçirdi. Ateşkes anlaşması yapıldıysa da çatışmalara yol açan koşullarda hiçbir değişiklik yok. Fırsat çıktığında yeniden bir çatışma yaşanacağından kimse kuşku duymuyor.
Son gelişmelerin Aliyev henüz ülkeye dönmeden başlaması, Ermenistan üzerinde büyük gücü olan ve aynı zamanda bu ülkenin güvenliğini sağlayan Rusya’nın olayda bir parmağı olduğunu düşündürüyor. Azerbaycan Devleti’ne bir dönem danışmanlık yapan Amerikalı-İsrailli araştırmacı Brenda Shaffer’in de dikkat çektiği gibi, son olayların gelişmesi Temmuz 2014’te yaşananları andırıyor.
O zaman Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çevre ülkelerden, AB tarafından gündeme getirilen “Doğu Ortaklığı Anlaşması”na katılmamalarını istemişti. Ukrayna sorununun başında da yaptığı gibi bunun yerine Rusya’nın “Avrasya Gümrük Birliği”ne girmelerini önermişti. Başka çaresi olmayan Ermenistan bu baskıya boyun eğerken, Azerbaycan teklifi reddetmişti. Hemen akabinde Aliyev ve savunma bakanının yurtdışında oldukları bir sırada çatışmalar 4 noktada birden patlamış, iki taraftan 40’ın üzerinde asker ölmüştü.
Eğer son çatışmalarda Rusya’nın parmağı varsa, yaşananların ABD’ye “Kafkaslar’dan uzak durması” yönünde bir mesaj mahiyetinde olduğu da söylenebilir. Bu durumda, çözümlenmemiş Dağlık Karabağ sorunu gelecekte daha çok çatışmaya yol açabilir. Hele de Türkiye-Rusya ilişkilerinin kötü olduğu, Azerbaycan içinde farklı kliklerin rekabetinin şiddetlendiği bir ortamda, gerginliğin bölgenin dışına da taşabileceğini öngörmek gerekir.
Türkiye açısından çok dikkat edilmesi gereken bir kriz olduğunu herhalde söylemeye gerek yok.
http://www.haberturk.com/yazarlar/soli-ozel/1221629-kafkaslarda-donmayan-catisma

Yorumlar kapatıldı.