İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Gayrimüslimlerin Milli Mücadeledeki Rolü!

Durmuş Günsur    
Tarihe ışık tutması açısından, 1 asır önce Bilecik’te yaşananlardan bir kaç kesit sunmak istiyorum… Bilecik bölgesindeki demiryollarını  ise İngiliz askerleri işgal etmiştir. “İngilizler Lefke’deki (osmaneli) Sakarya köprüsünü tahrip etmişler, 13 lokomotif ile 200 kadar vagonu alıp götürmüşlerdi..” Kurtuluş mücadelesinde demiryollarının önemini bilen Mustafa Kemal, demiryollarındaki sorunları halletmesi için Behiç Bey’i görevlendirir… Köprü  tamir uzmanı Manas Efendi’yle görüşür. Manas efendi köprünün tamir görevini kabul eder ve yetki ona verilir. Manas Efendi, İtalyan asıllı köprü yapım memuru Martiyano, Marko Çavuş ve başka Müslim ve gayrimüslim personelle birlikte gece gündüz çalışarak köprüyü hizmete sokar…Herkes memnundur.  Ancak beklenmedik bir hadise yaşanır.  Gayrimüslimlere karşı oluşan algıdan etkilenen, Milli Kuvvetlerden Gökbayrak Müfrezesi, gayrimüslimlere karşı savaş açar. Müfrezenin hedefinde ise Lefke Köprüsünü tamir eden ekip de vardır. Köprüyü basan Gökbayrak Müfrezesi, köprüyü tamir eden ve bu işte uzman olan gayrimüslimleri öldürür. Köprünün tamiri yavaşlar.

***
 Bugün, İnönü Zaferi’nin 95. yıldönümü.
 “Türk milletinin makûs talihinin yenildiği” yani “Yunanları Anadolu’dan atamaycağız” algısının kırıldığı günün üzerinden 95 yıl geçmiş.
     Bin bir zorlukla verilen mücadelenin zaferle sonuçlanmış ancak bir çoğumuz o günlerde neler yaşandığını, hangi zorluklar ve fedakarlıklar olduğunu bilmiyoruz.
     Elbette ki Anadolu’nun dört bir köşesinde destanlar yazılmış ancak Bilecik’e baktığımızda ise, çok önemli detaylar görüyoruz.

     Bu detaylardan birisi de demiryolları.
     O günlerin en hızlı ve önemli ulaşım aracı olan trenler, ülke için stratejik öneme sahip. Bu yüzden işgal kuvvetleri demiryollarını işgal etmiş, vagon ve lokomotifleri tahrip etmiş, bir kısmını da alıp götürmüşler.
     Demir yolları ile ilgili Bilecik’te, özellikle de Osmaneli’nde ciddi tahribatlar ve bu tahribatları gidermek için çalışmalar olmuş.
     Tarihe ışık tutması açısından, 1 asır önce Bilecik’te yaşananlardan bir kaç kesit sunmak istiyorum.
     Bu sırada, demiryolları İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edilmiştir.
     Bilecik bölgesindeki demiryollarını  ise İngiliz askerleri işgal etmiştir. “İngilizler Lefke’deki (osmaneli) Sakarya köprüsünü tahrip etmişler, 13 lokomotif ile 200 kadar vagonu alıp götürmüşlerdi..”
     Tahribat sadece Bilecik’te değil tüm demiryollarında yapılmıştır. Hal böyle olunca da, ortada ne demiryolu, ne çalışan, ne de yedek parça kalmıştır…
     Bu sırada, Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’da kurtuluş hareketini başlatmak için İstanbul’da çalışmalar yapmaktadır.
     Kurtuluş mücadelesinde demiryollarının önemini bilen Mustafa Kemal, demiryollarındaki sorunları halletmesi için Behiç Bey’i görevlendirir.
     Behiç Beyin bu konuyla görevlendirildiğini duyan İngilizler, peşine düşer ve onu öldürmek ister. Ancak Behiç Bey 11 değişik evde kalacak kadar tedbirli bir çalışma yaparak işleri organize etmeye başlar.
     O dönemde, demiryollarında çalışanların 1,598’i Müslüman, 495’i Rum, 403’ü Ermeni ve 6’sı da Yahudi’dir. Gayri Müslimlerin çoğu teknik ve organizasyon işlerinde, Müslümanların çoğu da sahada çalışmaktadır.
     Böyle bir ortamda işe koyulan Behiç Bey, personeli organize etmeye çalışır ve bir kısmını da önemli ölçüde organize eder.
     Yapılacak ilk ve en önemli iş Lefke Köprüsüdür.
     Bir yandan rayların ve lokomotiflerin tamiri ile uğraşan Behiç Bey, Lefke köprüsüne de el atar.
     Köprü  tamir uzmanı Manas Efendi’yle görüşür. Manas efendi köprünün tamir görevini kabul eder ve yetki ona ve yetki ona verilir. Manas Efendi, İtalyan asıllı köprü yapım memuru Martiyano, Marko Çavuş ve başka müslim ve gayrimüslim personelle birlikte gece gündüz çalışarak köprüyü hizmete sokar.
     Demir yollarındaki en önemli sorunlardan birisini halleden Behiç Bey, durumu Mustafa Kemal’e bildirir. Herkes memnundur.
     Ancak beklenmedik bir hadise yaşanır.
     Gayri Müslimlere karşı oluşan algıdan etkilenen, Milli Kuvvetlerden Gökbayrak Müfrezesi, gayri müslimlere karşı savaş açar. Müfrezenin hedefinde ise Lefke Köprüsünü tamir eden ekip de vardır. Köprüyü basan Gökbayrak Müfrezesi, köprüyü tamir eden ve bu işte uzman olan gayri müslimleri öldürür. Köprünün tamiri yavaşlar.
     Bu durum, Behiç Bey’i derinden üzer. Hemen askeri yetkililere ulaşır durumu anlatır ve milli mücadeleye destek veren gayri müslimlerin öldürülmemesini ister ama çok da başarılı olamaz.
     Baskın sırasında orada olmayan Manas efendinin, zor şartlarda köprüyü tamir ettiği söylenir.
     Sadece Behiç bey değil, bölgede yaşayan müslümanlar da etle tırnak gibi oldukları gayri müslimlerde ayrılmak istemezler. İhanet içinde olan bazılarının cezalandırılmasını isterler ancak, TBMM’nin kararına rağmen bir çoğunu korumaya alırlar.
     “Nitekim, Bilecik  ve  çevresinde  yaşayan  bütün  Ermeni  ve  Rumlar  sevk edilmemişti. Zira bölgede Gayrimüslimler  ile Müslümanlar arasında  iyi dostlukların olması nedeniyle Ermeni ve Rum nüfusun büyük bir kısmı Bilecik  ve  çevresindeki  ahali  tarafından  saklanmış  ve  göç etmeleri bir bakıma  engellenmişti.  Ayrıca  Eskişehir’de  yaşayan  Rumların  da  bir kısmı Türkler tarafından saklanarak gönderilmemişti.”

     O günler de, din, dil, ırk ayrımı yokmuş. Herkes Anadolu’nun işgaline karşı mücadele etmiş.
     Bu ülke kolay kurtarılmamış…
     Umarız bugün ders alması gerekenler gerekli dersleri alırlar…
  Not: Taner Bilgin ve Tevfik İzmirli’nin yazılarından yararlanılmıştır.

Yorumlar kapatıldı.