İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Çanakkale savaşının bilinmeyen yüzü Yahudi askerler

500. Yıl Vakfı Müzesince, ‘Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Osmanlı Yahudileri’ sergisi açıldı. Ankara, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde gerçekleşen açılış törenine henüz taze olan Ankara terör saldırısı damgasını vurdu. Açılış konuşmasını gerçekleştiren TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Sergi Küratörü Metin Delevi sözlerine Ankara’nın kalbinde yaşanan terör saldırılarını kınayarak ve hayatını kaybedenlere rahmet, ülkemize başsağlığı dileyerek başladılar.

***
Çanakkale, I. Dünya Savaşları ve Osmanlı Yahudileri Sergisi, 15 Mart’ta Ankara TBMM Mustafa Necati Kültür Evinde açıldı. TBMM’nin desteğiyle açılan serginin açılış konuşmasını TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Türkiye Yahudileri Hahambaşı Rav İsak Haleva ve sergi küratörü Metin Delevi yaptı. Törene açılıştan iki gün önce, sergi alanından birkaç yüz metre ötede gerçekleşen ve 35 masum canı alan terör saldırısı damgasını vurdu.
Çanakkale savaşının bilinmeyen yüzü Yahudi askerler
500. Yıl Vakfı Müzesince, ‘Çanakkale Savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Osmanlı Yahudileri’ sergisi açıldı. Ankara, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde gerçekleşen açılış törenine henüz taze olan Ankara terör saldırısı damgasını vurdu. Açılış konuşmasını gerçekleştiren TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, Hahambaşı Rav İsak Haleva ve Sergi Küratörü Metin Delevi sözlerine Ankara’nın kalbinde yaşanan terör saldırılarını kınayarak ve hayatını kaybedenlere rahmet, ülkemize başsağlığı dileyerek başladılar.
TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın: “Toplumumuzun ayrılmaz bir parçası Yahudi vatandaşlarımız”
“Çanakkale Savaşları bir kahramanlık öyküsü olduğu kadar, ortak vatan paydasında buluşan farklı dine, inanca ve etnik kimliğe mensup yüzbinlerce Osmanlı vatandaşının kader birliği yaptığı bir dayanışma hikâyesidir” diyen TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, vatanları için hiç düşünmeden ölüme giden Osmanlı vatandaşları arasında Türk Yahudisi gençlerin de bulunduğunu ve gösterdikleri vatanseverlik, fedakarlık ve geride bıraktıkları kıymetli hatıralarının hiçbir zaman unutulmayacağını dile getirdi: “Hiç düşünmeden vatan için ölüme giden Osmanlı vatandaşlar arasında Cumhuriyetimizin kuruluşunda da önemli görevler üstlenen ve bugün de toplumumuzun ayrılmaz bir parçası olan Yahudi vatandaşlarımız da bulunmaktaydı.”
Marjinal olarak tanımladığı bir kesimin kullandığı nefret söylemini ve Yahudilere bu ülkenin evladı olmadıkları yönünde yöneltilen ithamları esefle müşahede ettiklerini belirten TBMM Başkanvekili, bu durumu ülkemizin kuruluşunda ve kalkınmasında özveriyle çalışmış, tarihin her döneminde devletine sadakatle bağlı kalmış Türk Yahudilerine yapılan büyük bir haksızlık olarak niteledi.
Yahudilerin sadece Çanakkale’de değil, sayısız savaşta ve cephede görev aldıklarını belirten Aydın, Sarıkamış faciasında donarak hayatını kaybeden Yahudi doktorlar anısına bir anıt bulunduğunu, 1919’da İzmir işgali sırasında Yunan bayrağını indiren kişinin Bergamalı bir Türk Yahudisi olan Nesim Navarro olduğunu hatırlattı.
Tarihe ışık tutan bu serginin açılışında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Aydın, en kısa sürede yenilenerek yeni mekânına taşınan İstanbul’daki Türk Musevileri Müzesini de ziyaret etmek istediğini belirtti.
Hahambaşı Rav Haleva: “Kutsal savaş ancak vatan uğruna yapılandır”
Hahambaşısı Rav İsak Haleva, savaşın dünyamıza ve insanlığa dair her ne varsa hepsinin acımasızca kıyımı, kırımı anlamına geldiğini belirttikten sonra, ‘Kutsal Savaş’ deyimini, bu iki sözcüğün yan yana getirilmesindeki anlamı kavramakta zorlandığını söyledi. ‘Kutsal Savaş’ın ancak vatan müdafaası için verilen savaşa yaraşır bir tanım olduğunu ekledi.
“Çanakkale Muharebeleri on binlerce insanın, kıyasıya vuruştuğu ve can alıp can verdiği olayın adı olarak aklımın bir köşesine takılı kalmış bulunuyor. Her dinden, her ulustan, her inançtan, her renkten, yaşları, durumları ve bu savaş hakkındaki duyguları ne olursa olsun, sayıları kaç olursa olsun can veren insanlar. Aradan bir asır da geçmiş olsa aziz hatıraları önünde saygıyla eğilmemiz gerek” diyen Hahambaşı, “Yüceliklerinden barış ve esenlik üreten Ulu Tanrım. Hepimiz için barış ve esenlik bağışlasın” yakarışı ile sözlerini sonlandırdı.
Metin Delevi: “Çanakkale’de şehit her 100 askerden biri gayrimüslim idi”
Serginin Küratörü Metin Delevi, bu serginin Yahudi toplumunun Çanakkale savaşı ağırlıklı olmak üzere en zor günlerinde vatanlarına nasıl hizmet ettiğini gösteren çok sayıda örnekten bir tanesini yansıttığını belirttikten sonra bu projenin nasıl doğduğunu açıkladı. “Her kötü olayın arkasında bir Yahudi aramak veya yaratmak, bizleri vatan haini olarak göstermek isteyenler karşısında her seferinde sadakatimizi anlatmak, ispat etmek zorunda kalıyoruz. Oysa Osmanlı ordusunda, Müslüman askerlerin yanında gayrimüslim askerlerin de savaştığı biliniyor. Çanakkale Üniversitesinden Doç. Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Cephesi’nde hayatını kaybeden Osmanlı askerlerinden 558’inin gayrimüslim olduğunu tespit etti. Bu sayı, şehit olan her 100 askerden birinin gayrimüslim olduğu anlamına gelmektedir. Bu gerçekleri tekrar hatırlatmak istedik. İki yıllık hazırlık döneminin ardından bu sergi ortaya çıktı.
Beş ana bölümden oluşan serginin ilk bölümü Yahudi cemaati üyelerinin de askere alınması için Sultan 2. Abdülhamid’e gönderilen dilekçe ile başlıyor. Balkan ve Trablusgarp savaşları da bu bölümde yer alıyor. İkinci bölüm Çanakkale Savaşlarına ayrıldı. Üçüncü bölümde başka ülkelerdeki Yahudilerin Osmanlı saflarında savaşmak için başvurmaları konu alındı. Dördüncü bölümde kendi vatanı için savaşırken karşı karşıya gelen Yahudiler konu alındı. Beşinci bölüm ise, Osmanlı Yahudi askerlerin katıldıkları cephelere ayrıldı. 15 Mart tarihinde açılan sergi, 22 Mart’a kadar ziyaret edildi. Küratörlüğünü Metin Delevi’nin yaptığı serginin tüm sanatsal tasarımı ve mekânsal düzenlemeleri Avusturyalı Mimar Tolga Özman’a ait.
TBMM Başkanvekili Aydın, Hahambaşı
Rav Haleva ve 500. Yıl Vakfı Başkanı Levi
Yahudi şehitler bir kez daha anıldı
18 Mart Cuma günü I. Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda şehit düşmüş Yahudi subay ve askerleri anmak için Acıbadem Yahudi Mezarlığındaki şehitlikte anma töreni düzenlendi.
Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Eli Arditi, Rav Leon Adoni ve cemaat bireylerinin bulunduğu törende Harun Niyego bir konuşma gerçekleştirdi. Niyego, “I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş savaşı sonrasında vatani görevlerini yaparken birçok dindaşımızın toprağa düştüğünü, bir kısmının ise şehit oldukları ya bilindi veya hiç iz bırakmadan geride ailelerini, eşlerini, çoluk çocuklarını bırakarak bu dünyadan göçüp gittiler. Ortada kalan eşler, aile yaşamlarını sürdürebilmek için yeniden evlenmek zorunda kaldılar” sözleriyle başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Ancak Yahudi dini kurallarına göre savaşta, yolculukta veya bilinmeyen bir yerde ölen veya öldürülen, cesedi bulunmayan veya öldüğünü gören iki inanılacak şahit bulunmayan kişinin eşi ‘aguna’dır. Bu hanımların dinen boşanmaları mümkün olmadığından tekrar evlenemezler.  Ölen kişinin hatırasına hürmetle, sembolik kabir yapılamayacağı gibi onların maneviyatı için Kadiş bile okunamaz.1923 yılına gelindiğinde, ortada kalan bu eşler ve kaybettikleri evlatlarının acısıyla yaşantılarını sürdürmeye çalışan anne ve babaların sayıları o kadar artmıştı ki İstanbul Hahambaşılık binasının önünde bir gösteri oldu. Toplumda oluşan gerginlik sebebiyle İstanbul Hahambaşılık makamı danışma amacıyla Kudüs Başhahamlığına bir mektup yazdı. 8 Ekim 1923 yılında İbranice yazılan mektupta şöyle denmekteydi:
‘Saygıdeğer Rav,
Turfanda armağanımızı, çalışmamızın ürününü Tora sunağınıza getirmekten onur duyuyoruz.
Kalplerindeki acı ile mersiyeler düzenleyen, agunot kadınlarımız çalışmamızın konusudur. Aklımıza gelen acil bir düzeltme fikrini, alaha’ya uygun olması şartı ile bir broşür düzenledik. Güçlü gözlerinizi bu yazılan çalışmada gezdirerek, içindeki fikirleri inceleyerek alaha’ya uygun görürseniz, Galut’ta bulunan bütün Rav’lara gönderip onların da onamalarını alarak, tüm agunot kadınlarımızı rahata ve evlenebilmeye kavuşturabiliriz.
Böylece, ricamız, yazıları dikkatle tetkik edip anlaklı gözlerinizle okuyup, yüksek fikirlerinizin bizlerle uyumlu olduğunu bildirmenizdir. Alaha’ya uygunluğuna hükmederseniz, hepimiz bir kişi imiş gibi, bu çalışmada payımız olduğu için ne iyi, ne güzel bir duyguya nail olacağız. Onları evlenebilme özgürlüğüne kavuşmalarına aracı olabilme, bizler için ne mutluluk!
Sizin onayınız sayesinde, alaha’ya aykırı davranma fikri zihnimizi karartmayacak, büyük bir yükümlülüğü üzerimizden atacağız.
Gözleri cevabınıza çevrili agunot kadınlarla birlikte sabırsızlıkla cevabınızı bekleyen bizler Şalom ve beraha ile saygılarımızı sunarız.’
Kudüs’teki Başhahamlığın bu mektuba ne yanıt verdiği bilinmiyor. Ancak söz konusu yasaların hiçbir şekilde değiştirilemeyeceği ve esnetilemeyeceği çok açıktı. Bu durumda, İstanbul Hahambaşılığı, başvuran acılı ailelerin evlatları ve dul kalan kadınların eşleri hakkında yasanın emrettiği gibi gereken araştırmaları yapmış,  aldığı olumlu neticelere göre de Acıbadem Yahudi mezarlığında bu 18 şehidin hatıraları için adlarına birer sembolik mezar taşı yapılmasına onay vermiştir.
Mezarlık içinde inşa edilen şehitlik kitabesinde I. Dünya Savaşı’nda vatanı için şehit düşmüş kardeşlerimiz ve ismini bile bilmediğimiz nicelerinin anısına diye seslenirken, dedelerinin bu vatan için bilinmedik bir yerde toprağa düşüp kaldığını ve unutulduğunu düşünüp üzülen dindaşlarımızın kederini bir nebze azaltacağını düşünüyorum.
Kadıköy Hemdat İsrael Sinagogu Vakfınca, 2008 yılında Acıbadem Yahudi Mezarlığı içinde inşa edilen şehitlik ülkemizde bir ilk oldu.
500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi de, bu zor günlerde vatan uğuruna canlarını vermiş herkesin inanç ayırımı yapmadan ortaklaşa girişilen mücadeledeki anlam zenginliğini 15 Mart tarihinde Ankara TBMM Mustafa Nevzat Kültür Evinde düzenlediği sergi ile devlet katına taşıdı.”

Yorumlar kapatıldı.