İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sevan Nışanyan için imza kampanyası

Sevan Nişanyan için izan talep ediyoruz!

Ali Nesin Istanbul, Türkiye
Sevan Nişanyan iki yılı aşkın bir süredir cezaevinde. Kesinleşmiş toplam cezası 11,5 yılı aştı. Henüz sonuçlanmamış diğer davalarla birlikte bu sürenin yakın zamanda 25 yılı aşma ihtimali var. 25 yıl az değil! Bir ömrün üçte biri… (İmza için 
https://www.change.org/p/sevan-ni%C5%9Fanyan-i%C3%A7in-izan-talep-ediyoruz?recruiter=75402930&utm_campaign=signature_receipt&utm_medium=email&utm_source=share_petition)

Topluma, bireye, çevreye ya da doğaya zarar veren kişiler elbette cezalandırılırlar; ne de olsa her topluluk var olabilmek için kendini kötülüklerden korumak zorundadır.
On küsur yıla mahkûm olduğuna ve bu süre 25 yıla çıkabileceğine göre, Sevan Nişanyan bu topluma geri dönüşü olmayan çok çok büyük kötülükler yapmış olmalı… Akıl ve mantık böyle söylüyor. Çünkü katiller bile bu kadar ceza almıyor.
Sevan Nişanyan ne kötülük yapmıştır da yaşamının geri kalan yıllarını cezaevinde geçirmeye mahkûm edilmiştir? Yaptıklarını sayalım:
Sevan Nişanyan, Şirince’de güzellik üstüne güzellik yaratmıştır. Ve sadece güzellik yaratmıştır. Yüzlercesi gibi yok olmaya yüz tutmuş eski bir Rum köyünü yaşatmakla kalmamış, köyü ihya etmiş, dünyaya, ülkemize ve turizme bir değer kazandırmış, Şirincelilere ekmek kapısı açmıştır.
Şirince’nin sırtında İlyastepe adında, tek katlı beş on kerpiç evden oluşan küçük bir köy yaratmıştır. Mutlaka gidilip görülmesi gereken yerlerden biridir, âdeta bir masal âlemi.
Doğaya ve canlıya zarar vermemiştir, tek bir ağaç kesmemiştir, tek bir hayvan doğramamıştır. Hatta tam tersine; yaptığı konutlar etrafını saran yeşillikten yüz metre öteden fark edilmemektedir. İlyastepe bugün bir kuş cennetidir. Domuzundan keçisine, ördeğinden tavus kuşuna kadar onlarca hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Başlı başına birer mimari başyapıt olan Matematik Köyü ve Tiyatro Medresesi’yle eğitim ve kültür hayatımıza çok önemli katkıları olmuştur.
Bugüne kadar eşi benzeri olmayan kapsamda bir Türkçe etimolojik sözlük hazırlayarak Türkçeye ve bilim dünyasına büyük değer katmıştır.
Anadolumuzun köylerinden şehirlerine kadar binyıllardır değişen yer adlarının öyküsünü ve tarihini iğneyle kuyu kazarak yıllar süren bir çalışma sonucu bir araya getirmiştir.
Yanlış Cumhuriyet adlı kitabıyla ve sarsıcı çıkışlarıyla düşünce ve algı dünyamızı zenginleştirmiştir.
Bütün bunlardan rant da elde etmemiştir. Nitekim bugün Sevan Nişanyan’ın ne bir evi, ne bir arabası, ne de bankada beş kuruş parası vardır.
Kimsenin kılına zarar vermemiştir. Kimseyi işinden, eşinden, aşından, yerinden yurdundan etmemiştir. Tam tersine, Şirince halkı Sevan Nişanyan sayesinde turizmden elde ettiği gelirle gayet mutlu yaşamaktadır.
Ve Sevan Nişanyan daha nice güzel, yararlı ve doğru işler yapmıştır da, 25 yıllık mahkûmiyeti hak edecek ne kötülük yapmıştır?
Sevan Nişanyan imar yasasına muhalefet, çevre kirliliği yaratmak, mühür bozmak gibi suçlardan hüküm giymiştir. Kaçak ve çirkin inşaattan geçilmeyen ülkemizde bu yasalardan dolayı cezaevinde olan bildiğimiz kadarıyla bir başka mahkûm daha yoktur.
Olağanüstü mimari güzellikler yaratan Sevan Nişanyan, hiçbir estetik kaygı gözetilmeden inşa edilen ucube adalet saraylarında yargılanarak hüküm giymiştir! O adalet sarayları yok olsa insanlık hiçbir şey kaybetmez, ama Sevan Nişanyan’ın yaptığı evlerden birinin yıkılması bir cinayettir.
Sevan Nişanyan’ı hapse atarak sadece kendisini değil, araştırma yapmasını da engelleyerek Türkiye’yi ve insanlığı eserlerinden mahrum ediyoruz.
Sevan Nişanyan’ın asıl suçu, görevini yapmayarak halkını umursamayan devlete isyan etmektir, yani sivil itaatsizliktir.
Devlet, 30 küsur yıl önce Şirince’yi tarihi sit alanı ilan etmiştir ve böylece köyde çivi çakılmasını yasaklamıştır. Bu gibi durumlarda devlet bir yıl içinde yeni imar yasasını yürürlüğe koymak zorundadır. Çünkü o yörede vatandaş yaşamaktadır ve vatandaşın doğal ihtiyaçları vardır. Oğlu evlenir, ek oda yapmak gerekir. Ahırı yıkılır, onarmak gerekir. Damı akar, aktarmak gerekir. Güneşten korunmak için gölgelik, keçiden korunmak için çit, soğuktan korunmak için bilmem ne yapmak gerekir. Gel gelelim devlet 30 yıldır bu imar planını çıkarmayarak vatandaşını ve ihtiyaçlarını umursamamaktadır.
Vatandaş tabii ki gerekeni yapmıştır ve yapmaktadır. Yani tüm Şirince halkı suç işlemiştir; halen de işlemektedir. Devlet, Şirince halkını çaresiz bırakarak suç işlemeye teşvik etmiştir.
Sevan Nişanyan’ın suçu, yaptığını gizli gizli değil, alenen yapmasıdır. Yani cumhurbaşkanından en basit vatandaşa kadar hepimizin yaka silktiği bürokrasi dediğimiz kontrolden çıkmış canavara meydan okumasıdır. Sevan Nişanyan doğrusunu yapmıştır. İkiyüzlülüğe yeltenmemiştir. Rüşvete tenezzül etmemiştir. Korkmamıştır. Kötülüğün üstüne üstüne gitmiştir.
İşte budur suçu.
Kabul! Kabul ediyoruz, Sevan Nişanyan’ın bu yaptığı suçtur. Bürokrasiye meydan okunmaz!
Suçtur da cezası ne kadardır? Bir yıl? İki yıl! O da olmadı beş yıl! Ya 15 yıl? Ya 25 yıl?
Hadi adalet yok, hadi akıl mantık yok, hadi vicdan da yok. Peki ya izan da mı yok, bir parça da mı yok?
Biz aşağıda imzası bulunanlar, toplumun her kesiminin vicdanını kanattığına inandığımız Sevan Nişanyan sorununa mutlaka bir çözüm bulunmasını talep ediyoruz. Önerilerimiz:
1)     Devletin sorumluluğunu yerine getirmediği durumlarda suçlu vatandaş değil devlet olmalıdır. En azında bu durumlarda vatandaş ceza almamalıdır.
2)     Kültür Bakanlığı Sevan Nişanyan’ın Şirince’de yaptığı mimari eserleri korunması gereken kültür varlıkları olarak tescil etmelidir.
3)    Sevan Nişanyan özgürlüğüne kavuşana kadar cezaevinde çalışmasına ve üretmesine izin verilmelidir.
Saygılarımızla.
İlk imzacılar:
Ali Nesin, Perihan Mağden, Yıldıray Oğur, Oya Baydar, Zeynep Tanbay, Baskın Oran, Ömer Madra, Erdağ Aksel, Ümit Kıvanç, Adnan Aksel, Ayşe Hür, Işın Önol, Özlem Yağız, Sibel Asna, Elif Köksal, Taner Akçam, Ahmet İnam, Ali Bayramoğlu, Aydın Engin, Fuat Keyman, Ayşe Erzan, Necmiye Alpay, Tarık Günersel, Abdullah Çelikaslan, Selda Asal, Şahin Alpay, Semra Somersan, Serdar Kaya, Sibel Özbudun, Temel İskit, Sait Çetinoğlu, Müjde Tönbekici, Lale Mansur, Acar Ataseven, Edip Yüksel, Ahmet Şekercioğlu, Alev Ok, Ali Işıksalan, Ali Rıza Görener, Arif Dirlik, Ateş Kemal Doğan, Atilla Zenciroğlu, Ayla Sumer İşler, Azad Barış, Balam Kenter, Barzan Demirhan, Bülent Küçükaslan, Bület Tekin, Cihat Daşkıran, Cumhur Öner, Davut Erkan, Demir Küçükaydın, Denis Ojalvo, Deniz Ilgaz, Engin Ender Çetin, Erdal Yavuz, Erden Kosova, Erol Özkoray, Esra Arsan, Fatih Vural, Gaye Boralıoğlu, Gökhan Karahan, Güliz Vural, Hasan Gürkan, Hayati Şener, Hilmi Maktav, Hrant Kasparyan, İbrahim Köroğlu, İlkay Alptekin Demir, İnci Aral, İrfan Açikgöz, Işık Yenersu, İzzet Yaşar, Kamil Yıldırım, Kemal Çalğan, Lale Alatlı, Ludmilla Danisenko, Mehmet Bal, Mehmet Öztürk, Mert Öztekin, Mihail Vasiliadis, Mustafa Yasacan, Muzaffer Karadeniz, Necmi Demir, Nilüfer Tarikahya, Nur Sürer, Ömer Elaçmaz, Ömür Çınar Elçi, Orhan Bas, Oya Aydın, Özgür Öğret, Özlem Beyarslan, Rıdvan Günay, Robert Cabı Akman, Samim Akgönül, Seçkin Yaşar, Sevil Demirci, Temmuz İlhan, Tolga Yarman, Tülay Karacaörenli, Uğur Aker, Ümit Aktaş, Ümit Cizre, Ünsal Dinçer, Vedia Yeşim Bayanoğlu, Vincent Bouvard, Yakup İçgören, Metin Solmaz
MUHATABI
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal
Sayın Başbakan Ahmet Davutoglu,
Sayın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,
Sayın Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal,
Aşağıda okuyacağınızı umduğumuz metinde çok önemli bulduğumuz bir soruna infialimizi okuyacaksınız.
Umarım soruna bir çözüm getirirsiniz.
Saygılarımızla.

Yorumlar kapatıldı.