İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Geçmişin Yorgun Tanıkları Ani Harabeleri”

Krikor Z.V.Balakyan’ın “Geçmişin Yorgun Tanıkları Ani Harabeleri” kitabı Satenik Usta ve Anahid Hazaryan’ın çevrisi ile Paros Yayınları tarafından yayımlandı. Kitabın tanıtımı Aralık ayında yapıldı.




Kitabın Tanıtımı ile ilgili Paros’un haberi ve  Celal Üster’in yazısı aşağıda:

İSTANBUL’DAN ANİ’YE  “MERHABA”

“Geçmişin Yorgun Tanıkları Ani Harabeleri” başlığı altında Paros Yayıncılık’tan çıkan ve Kars’taki Ani Kenti’nin binlerce yıl öncesine dayanan tarihini, coğrafi konumunu ve mimari yapılarını inceleyen kitabın tanıtımı yoğun ilgiyle karşılandı.
Aralık ayında Paros Yayıncılık’tan çıkan ve Kars’taki Ani Antik Kenti’nin, binlerce yıl öncesine dayanan tarihini, coğrafi konumunu ve mimari yapılarını inceleyen kitabın tanıtımı, 14 Aralık Pazartesi akşamı saat 18.00’de Yunanistan İstanbul Konsolosluğu’nun İstiklal Caddesindeki Sismanoglio Megaro binasında düzenlenen kokteyl eşliğinde, Yüksek Mimar İsmail Özkaya’nın Ani Harabeleri Sunumuyla gerçekleştirildi.
Krikor Z.Balakyan’ın 1910 yılında Ermenice yayımlanan kitabının çevirmenleri Satenik Usta ve Anahid Hazaryan, sunuş yazısını yazan Yüksek Mimar İsmail Yavuz Özkaya ve sponsorluğu üstlenen Bedros Şirinoğlu ve eşi Leda da tanıtımda hazır bulundu.

Ani’de gerçekleştirilen kazıların da anlatıldığı 256 sayfalık çalışmada, başta Ara Güler fotoğrafları olmak üzere, Arsen Yarman’ın Ani görselleri koleksiyonu, Orlando Calumeno’nun Ani kartpostalları koleksiyonu ve 19.yy yöre gravürlerini de içeren 300 adet görsel malzeme yer alıyor.

Okurların yoğun ilgi gösterdiği tanıtım etkinliğini Ekümenik Patrik Bartolomeos’u temsilen Peder Yoachim Billis,  Türkiye Katolik Ermenileri Önderi Başepiskopos Levon Zekiyan, Başrahipler Sarkis Ermen ve Hagopos Çopuryan, Yunanistan İstanbul Başkonsolosu Evangelos Sekeris, Azınlık Vakıfları eski temsilcisi Laki Vingas, konsoloslar, vakıf başkanları ve temsilcilerinin de yer aldığı kalabalık bir topluluk izledi.
Açılış konuşmasını yapan Paros Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mayda Saris’in teşekkür listesi bir hayli kabarıktı.Kitaba emeği geçen ve katkıda bulunan herkese teker teker teşekkür eden Saris, bu tür değerli kitapların ve organizasyonların kendilerini zorlayan maddi yanını ise hayırsever iş insanları syasinde aşabildiklerini söyladi ve Bedros Şirinoğlu’na desteğinden dolayı teşekkür ederek, Ara Güler’in yıllar önce Ani’de çektiği Surp Pırgiç Kilisesi’nin fotoğrafını hediye etti.

ANİ’YE  “MERHABA” DEMENİN ŞENLİĞİ
Ardından, mikrofona gelen Satenik Usta, Ani’ye ilk yolculuğundan başlayarak sürdürdüğü duygusal konuşmasında, anılara uzandı. Krikor Balakyan’ın yeğeni Peter Balakyan’la tanışmasını ve birlikte yaptıkları Ani gözlemlerini anlatan Satenik Usta, süreci ve Ani’ye duyulan efsunlu sevdaları şöyle betimledi:
<<   Bir süre sonra, Peter’a söz verdiğim üzere, Anahid Hazaryan’la birlikte yaptığımız çevirinin bir kısmını eski, kırık bilgisayarımın tozlu depolarındaki kasetlerden parça bölük çıkardım, çeviriyi tamamladım, çektiğim fotoğraflarla birlikte Mayda Saris’e teslim ettim.

Mayda, mahir olduğu konulardaki uygulamalarla tüm işleyiş aşamalarının düzenleyicisi oldu. Paros grafikeri Aret Avcu, dört elle sarıldı Ani çalışmalarına. Ara Güler’in, Arsen Yarman’ın, Carlo Calumeno’nun değerli kolleksiyonlarından fotoğraflar alındı. Benim, Aret’in, Mıgırdiç  Arzivyan’ın, Ani fotoğrafları ve Brosset’ın gravürleriyle zenginleşti Ani kitabının dağarcığı. Paros’daki çalışma ve çabaların hamisi Bedros Şirinoğlu oldu. Sağlanan finansal çatıyla gayretler ete kemiğe büründü, kapsamlı bir kitap oldu.
Kitapta üç Ani sevdalısından bahsedilir. Yıl 1910, Petersburg’daki Çarlık Bilimsel Akademisi üyesi ve üniversitede Ermenice hocası olan Prof. Nicholas Marr. Babası İngiliz, annesi Gürcü, eşi Rus olan ve Ani’de oldukça güç koşullarla kazı ve incelemeler yapan gerçek bir Ani tutkunu, ilginç kişilik .  Prof. Marr’ın kazı çalışmalarına yardımcı olan, mükemmel donanımlı ve işinin ehli Ermeni mimar Toros Toramanyan. Ve,  onlarla birlikte geceyi gündüze katarak şevkle çalışan  genç mimar Arşag Fetvacıyan.
Sonra… sonra derken tam bir asır sonra, Feriköy okulu Şirinoğlu salonu.  Ani hakkında coşkulu bir konuşma yapan başka değerli bir mimarın çalışmalarını dinliyor, ekrandan izliyorduk. Yüksek Mimar Yavuz Özkaya  Ani’deki, kalıntıları bile paha biçilmez olan yapıtların,  yaralarını, bir doktor şefkatıyla sarmaya çalışmasının hikayesini anlattı. Konuşmasına şu sözlerle başladı : “Ani’yi bir gördüm, aşık oldum”. Yavuz Özkaya’nın bu içtenlikli ifadesi, yüreğimdeki Ani düşkünlüğünün, binlerce yıllık destansı Ani öyküsünün ana başlığı oldu.
Ani, Ortaçağ Ermeni mimarisinin, geçirdiği yüzlerce zorlu badireleri aşarak, parça bölük olsa da, yerle yeksan olsa da, günümüze soluk soluğa ulaşmayı başaran onurlu, kişilikli tanıklarının ortak adı.
Batılı tarihçiler, kendi ortaçağlarını “ Dark Age”, Karanlık Çağ olarak nitelendirirler. Bu çağın özelliği, özgün yaratıdan, yaratıcılıktan yoksun olması, antik çağların üretkenliğini aratan bir durağanlığa girmiş olmasıdır. Oysa tam da o sırada, Anadolunun doğusundaki bu şirin kent, karanlığa inat, uygarlıklara yön gösteren bir yıldız parlaklığıyla gülümsemektedir tüm dünyaya. Sarayları, surları, adım başı kiliseleri ve anıt niteliğindeki yapıtlarıyla aydınlığın rehberi olmaktadır.
Ani, medeniyetimizin tarih sayfalarına attığı, silinmeye çalışıldıkça iz bırakan onurlu bir imza. Atalarımızın sınırsız hayal dünyasının, bitimsiz vizyonunun taşda, duvarda, kubbe ve burçlarda , kapı, köprü ve sütunlarda bedenleşen gerçekleşme hali. Kitaplara geçen kayıtlarda Ani, özgün mimari biçemi, kayım inşa metodları ve eşsiz estetik yapısıyla betimlenir. Anlatılarda Ani, türküyle, şiir ve şarkılarla, övgü ve ağıtlarla ifade edilir. Ani’nin yasından, göz yaşından bahsedilir çokca.
Ani’nin bir teselli, bir umut ışığı arayışında olduğu duyumsanır hep. Bu kitapla Ani, bir lahza da olsa yas ortamından kurtuluyor. Ağıt yerine övgü, övünç söylemleri sarmalıyor her yanı…  Eski bir aşık türküsünde Ani, ziyaretçisine şöyle sesleniyor:
Geldin, gördün gidiyorsun
Gözlerin nemli, hoşçakal, diyorsun
Tanrı aşkına sakın beni unutma
Masis’e yaklaştığında adımı anımsa.
Uçun kuşlar, tez uçun, muştulu haber götürün Ani’ye. Deyin ki;  Evlatların seni asla unutmadı. Biri kitap yazdı, birileri çeviri yaptı. Fotoğraflar, gravürler toplandı, duygular harmanlandı,  yeni, modern baskısıyla Noel esintili, bahar kokulu bir kitap yayımlandı.
Sevin Ani, göz yaşın dinsin gayrı. Turnaların sesine kulak ver. Senin kutlu günün bugün. Şehir’de şenlik var .  Ani’ye “Merhaba” demenin şenliği…>>
Satenik Usta’nın alkışlarla karşılanan konuşmasının ardından konukların sabırsızlıkla beklediği İsmail Yavuz Özkaya’nın Ani harabeleri sunumuna geçildi.
                                                           ***** ***** ***** ***** *****
                                                            
                  

                                                    

Yorumlar kapatıldı.