İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“ABD’deki Türk Lobisi Son Zamanlarda Önemli Bir Mesafe Aldı”

Prof. Dr. Kamer Kasım: Ermeni tarafı soykırım iddialarını nihai hedef olarak BM’ye taşımak istiyor. Konuyu Türkiye’den tazminat boyutuna getirme amacındalar. Bir kısım çevreler Ermenistan’ın komşuları aleyhine irredantist bir politika izleyip sınırlarını genişletmesi taraftarıdırlar. Bunun tipik örneğini bugün Ermeni kuvvetlerin Dağlık-Karabağ ve onu çevreleyen Azerbaycan topraklarını işgalinde görmekteyiz… Ermeni lobisi ABD’deki varlığının eskilere dayanması, nüfus ve ekonomik güç avantajlarını bu zamana kadar kullandı. Ancak Türk lobisi de son zamanlarda yaptığı atılımlarla önemli bir mesafe aldı. ABD’ndeki Türk toplumumun eğitimli kitleden oluşması, sayıca az olması ve ABD’ndeki varlığının göreceli olarak daha yakın tarihlerde yer almasına rağmen etkili olmaya başlamasında öneli bir faktördür.

***
Prof. Dr. Kamer Kasım: Türkiye, Ermeni tezlerinin yer aldığı her platformda Türk tezini ifade etmek için hazır bulunulmalıdır.
Ermeni Meselesi ve Türk-Ermeni ilişkileri üzerine çalışmaları bulunan Prof. Dr. Kamer Kasım, USAK (Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu) Başkan Yardımcılığı ile Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İİBF Dekanlığı görevlerini yürütmektedir. Ermeni meselesinin tartışıldığı her ortamda Türk tezi savunucularının da hazır bulunması gerektiğinin altını çizen Kamer Kasım, böylelikle konferans, toplantı ve çalışmaların tek taraflı olmayacağını ve akademik anlamda nitelikli olabileceğini vurguladı.
Prof. Dr. Kamer Kasım, İngilizce başta olmak üzere diğer dillerde akademik yayınların yapılmasından ve bu yayınların kütüphanelerde ve kitapçılarda yer almasının öneminden söz ederek tarafsız araştırmacılar tarafından akademik seviyede sunulan Türk tezinin anlatıldığı çalışmalara gereksinim olduğunu belirtti. Kamer Kasım ile Ermeni meselesi üzerine görüşleri ve Türk tezi adına neler yapılması gerektiği doğrultusunda bir röportaj gerçekleştirdik.
Macintosh HD:Users:safiyesensoy:Desktop:kamer kasım foto2.JPG
Turkishny.com: Öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Okuyucularımıza biraz kendinizden söz edebilir misiniz?
Kamer Kasım: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler bölümünden 1993 yılında mezun oldum. Master ve doktoramı İngiltere’de Manchester Üniversitesi’nde tamamladım. 2000 yılında Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde göreve başladım. 2001-2003 yılları arasında ASAM Ermeni Araştırmaları Enstitüsünde uzman olarak bulundum. Ayrıca Türk-Ermeni İlişkileri Milli Komitesi’nde yer aldım. 2011’de Michigan State Üniversitesinde, 2014’te de Tayvan’da National Chengchi Üniversitesinde misafir öğretim üyeliği yaptım. USAK Başkan Yardımcılığı ile Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İİBF Dekanlığı görevlerini yürütmekteyim.
Turkishny.com: 2016 yılı içerisinde Ermeni meselesi başlığı altında Türk tezinin savunulması konusundaki düşüncelerinizden bahsedebilir misiniz?
Kamer Kasım: Ermeni iddiaları konusunda Ermeni lobisinin yoğun faaliyetleri nedeniyle 2015 yılı hareketli geçti. Türkiye tarafından yapılan çalışmalar sonucunda Ermeni lobisi 2015 faaliyetlerinden istediği neticeyi alamadı. Türkiye’den çeşitli kuruluşlar Türk tezinin uluslararası alanda duyurulması için 2016 yılında da aynı hızla çalışmalarına devam etmeliler. Ermeni tarafının bulunduğu her platformda mutlaka Türk tezinin de temsil edilmesi için çalışılmalıdır. Türk tezinin yer almadığı konferans, toplantı ve çalışmaların tek taraflı olduğu, bilimselliklerinin zayıf olduğu, akademik anlamda niteliğinin sorgulanacağı sürekli vurgulanmalıdır.
Turkishny.com: Tarihsel ve politik bağlamda Büyük (Birleşik) Ermenistan ideali ve Ermeniler’in asıl hedefleri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Kamer Kasım: Ermeni tarafı soykırım iddialarını nihai hedef olarak BM’ye taşımak istiyor. Konuyu Türkiye’den tazminat boyutuna getirme amacındalar. Bir kısım çevreler Ermenistan’ın komşuları aleyhine irredantist bir politika izleyip sınırlarını genişletmesi taraftarıdırlar. Bunun tipik örneğini bugün Ermeni kuvvetlerin Dağlık-Karabağ ve onu çevreleyen Azerbaycan topraklarını işgalinde görmekteyiz.
Turkishny.com: Sizce ASALA hala varlığını sürdürüyor mu? ABD’deki Türk diplomatların hala bir tehdit altında olabileceğini düşünüyor musunuz?
Kamer Kasım: ASALA tarzı terör yapılanmaları uyuyan hücreler şeklinde bir yerlerde varlıklarını sürdürebilirler. Aktif terör faaliyetine geçmek için uygun zaman ve zemini kollarlar. Uluslararası alanda teröre karşı ortak mücadele bilinci var olduğu sürece ve terör lanetlendiği sürece bu tarz yapılar teröre başvurmaktan imtina edeceklerdir. Ne zaman ki teröre karşı ortak mücadele kararlılığı kaybolur o zaman bu gruplar şiddete başvururlar.
Turkishny.com: Papa Francis’in 1915 olaylarıyla ilgili yorumları İslam dünyasında tepkilere neden oldu. Ermeni meselesinin dinsel boyutuyla gözlem ve görüşleriniz nelerdir? Bu bağlamda Papa’nın 1915 olaylarıyla ilgili düşünce ve söylemlerine sizin yaklaşımınız nedir?
Kamer Kasım: Papa, Hristiyan dünyasındaki etkin konumuyla 1915 olaylarıyla ilgili olarak 12 Nisan 2015’te Ermeni tarafını memnun edecek açıklamalar yapmıştır. Bu durum doğal olarak tüm İslam dünyasında tepkiye neden oldu. Türkiye bu açıklama sonrası Vatikan Büyükelçisini istişarelerde bulunmak üzere geri çağırmıştır.  Osmanlı imparatorluğunun dağılması sürecinde ortaya çıkan Ermeni sorununda ve özellikle Ermeni çeteler başta olmak üzere Müslümanlara yönelik katliamlarda dönemin büyük Hristiyan ülkelerinin önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır. Papa’nın dini bir lider olarak soruna daha bir uzlaşmacı ve dengeli yaklaşması tansiyonun düşmesine hizmet edecektir. Türkiye ile gerginliğin sürmesini istemeyen Vatikan’dan, 3 Şubat 2016’da tarihçi Rinaldo Marmara’nın İlk Çanakkale Zaferi 1657 başlıklı kitap tanıtımı sonrası gerginliği azaltan açıklamalar gelmiştir. Sonuçta Türkiye, Vatikan Büyükelçisinin görevine dönmesine karar vermiştir.
Macintosh HD:Users:safiyesensoy:Desktop:KamerKasımfoto3.JPG
Turkishny.com: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı, Ermeni suçlamalarıyla ilgili uluslararası toplumsal bakış açısını sizce ne şekilde etkilemiştir?
Kamer Kasım: Ermeni Soykırımı iddialarını uluslararası bir yalan olarak adlandıran Doğu Perinçek Davasında AİHM’nin beraat kararı vermesi davaya taraf olan Ermenistan’ın kaybeden tarafta yer alması, kuşkusuz Ermenilerin “soykırımın tartışılmazlığı” tezine büyük zarar vermiştir. Yahudilere yönelik Holokost’u inkâr edenler birçok ülkede cezalandırılırken AİHM Ermenilerin soykırım iddialarının aynı kategoride değerlendirilemeyeceğini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Bu karardan sonra artık soykırımın inkârı gibi bir takım gerekçelerle Ermeni iddialarına karşı çıkanları cezalandırmak isteyecek çevreler geri adım atacaklardır.
Turkishny.com: Türkiye, Ermeni suçlamaları karşısında uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmek adına neler yapmalıdır? Bu konudaki görüş ve önerileriniz nelerdir?
Kamer Kasım: Öncelikle konuyla ilgili İngilizce başta olmak üzere diğer dillerde akademik yayınların yapılması ve bunların kütüphaneler ve kitapçılarda yer almasının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Konuyu araştıran tarafsız araştırmacılar, akademik seviyede sunulan Türk tezini anlatan çalışmalara kolaylıkla ulaşabilmelidir. Arşivlerin açık olduğu, Türkiye’nin konuyu Ermeni tarafıyla tartışmaktan çekinmediği sıkça vurgulanmalı ve Ermeni tezlerinin yer aldığı her platformda Türk tezini ifade etmek için hazır bulunulmalıdır. Ermeni tarafı kendi görüşlerini uluslararası alanda kabul ettirmek konusunda mesafe aldığından üçüncü tarafların önünde Türk tarafıyla konuyu tartışmak istememektedir. Çünkü böyle bir tartışmaya girmesi halinde zemin kaybedeceğini bilmektedir.
Turkishny.com: Geçtiğimiz yıl Sözde Ermeni Soykırımı iddialarının 100. yıl dönümü olması nedeni ile Ermeni Diasporasının çok faal olduğu bir yıldı. 2016’da Ermeni Diasporası ve onların asılsız iddiaları ile mücadele edilmesi açısından bizleri nasıl bir yıl bekliyor? Bu bağlamda sizin 2016’ya dair öngörüleriniz neler?
Kamer Kasım: 2016 yılı Ermeni diasporasının faaliyetleri açısından 2015 kadar aktif geçmeyebilir. Ermeni Diasporası 2015 yılındaki faaliyetlerinden istediği sonucu alamamış, özellikle Erivan’daki tören Ermeniler açısından yeterli ilgiyi görmemiştir. Türkiye’nin Çanakkale Savaşlarının 100. Yıl dönümü için yaptığı davetin uluslararası alanda çok daha fazla ilgi görmesi Ermeni tarafının çabalarını gölgede bırakmıştır.
Turkishny.com: Ermeni hükümetinin uygulama ve yaptırımlarında meydana gelecek bir değişimin sizce Türk-Ermeni ikili ilişkilerine yönelik bir etkisi olabilir mi? Sizce ne gibi çözüm ve uzlaşımlar, Türk-Ermeni ilişkilerinin gidişatını değiştirebilir?
Kamer Kasım: Türk-Ermeni ilişkilerinin daha ılımlı bir noktaya evirilmesinde Ermenistan yönetiminin atacağı bazı adımların olumlu etkisi olacaktır. Ermenistan’ın soykırım iddialarını uluslararası alanda gündeme getirmekten imtina etmesi, bunu iç ve dış politikada malzeme olarak kullanmaması, Türkiye ile sınırını açıkça tanıyıp sınırların dokunulmazlığı ve iyi komşuluk ilişkilerini içeren bir deklarasyonu imzalaması, ikili ilişkilerde düzelmenin yolunu açacaktır. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi ve kara sınırının açılması ise Azerbaycan topraklarına yönelik sürdürülen, işgalin sona ermesine ve Dağlık-Karabağ sorunun çözümüne bağlıdır.
Turkishny.com: Son on yıl içerisinde hem global eksende hem de Ermeni lobisinin çalışmalarına kıyasla ABD’deki Türk lobisinin gücündeki değişimler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kamer Kasım: Ermeni lobisi ABD’deki varlığının eskilere dayanması, nüfus ve ekonomik güç avantajlarını bu zamana kadar kullandı. Ancak Türk lobisi de son zamanlarda yaptığı atılımlarla önemli bir mesafe aldı. ABD’ndeki Türk toplumumun eğitimli kitleden oluşması, sayıca az olması ve ABD’ndeki varlığının göreceli olarak daha yakın tarihlerde yer almasına rağmen etkili olmaya başlamasında öneli bir faktördür.
Turkishny.com: Ermeni Diasporasının sahte soykırım iddialarına yönelik beklentileri hakkında düşünceleriniz nelerdir? ABD’deki Ermeni Diasporasının sahte soykırım iddiasından ekonomik anlamda fayda sağladığına yönelik varsayımlar hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Kamer Kasım: ABD başta olmak üzere diğer ülkelerdeki Ermeni diasporası, soykırım iddialarını bir kimlik unsuru olarak Ermeni toplumunu, bulundukları ülkede bir arada tutmak için kullanıyorlar. Ayrıca özellikle ABD’de bu bir endüstriye dönüşmüş durumdadır. Araştırma merkezleri açılıyor, film yapılıyor, kitap ve tişört bastırılıyor, vs. Ermeni soykırımının bir yalan olduğu ve Türk tarafının tezlerinin inandırıcılığı ortaya çıkmaya başladıkça bu yapı aşınacaktır. Tabi soykırım iddiaları konseptinin Ermeniler bağlamında tamamen ortadan kalkması bu endüstrinin sonu anlamına gelecektir.
Turkishny.com: Birtakım medya bildirilerine göre, PKK terör örgütü, birkaç olay esnasında Türk güvenlik kuvvetlerine saldırmak için Ermeni toprağını kullanmıştır. Türkiye’nin Kuzey Irak ve Güney Suriye’de olduğu gibi Ermenistan’da da PKK’ya yönelik operasyonlar düzenleyeceğini düşünüyor musunuz? PKK’nın bir Ermeni projesi ve ASALA’nın halefi olduğu yönündeki görüşler hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Kamer Kasım: Her ülke kendi topraklarından komşu ülkelere terörist grupların sızmasını önleme ve topraklarında terör örgütlerinin varlığına müsaade etmeme yükümlülüğü altındadır. Ermenistan bu yükümlülüğünü yerine getirmez ve topraklarında terör yapılanmalarına izin verirse bunun uluslararası alanda bedelini ödemek durumunda kalacaktır. PKK tarzı terör örgütleri başka ülke ve gruplar tarafından her zaman kullanılmaya müsaittir. Dolayısıyla Ermenistan ve/veya ASALA gibi terör yapıları bu terör örgütünden de istifade etmeye çalışabilir.
Turkishny.com: Hem Ermeni meselesi özelinde hem de global bağlamda geçmişten günümüze Türkiye – Rusya ilişkilerinin geldiği nokta hakkında bir değerlendirmede bulunabilir misiniz?
Kamer Kasım: Türk-Rus ilişkileri tarih boyunca anlaşmazlık ve karşıt bloklarda yer almanın kıskacında gelişmiştir. Soğuk Savaş dönemi boyunca Türkiye Sovyet tehdidine karşı NATO’nun kalkan ülkesiydi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir dönemin açılabilmesine imkân sağladı. Ancak Rusya’nın Soğuk Savaş mantığıyla hareket etmesi, güvenlik ikilemini dış politikasının merkezine yerleştirmesi ilişkilerin geliştirilmesini engelledi. Gerek Ermeni iddiaları gerekse Ermenistan’ın Azerbaycan topaklarındaki işgali noktasında Ermeni tarafını destekleyen Rusya, Orta Asya ve Kafkasya coğrafyasında tarihsel yüklerinden kurtulup yeni bir sayfa açma şansını kaybetti. Bu durum Türk-Rus ilişkilerinde tıkanmaya ve politik rekabetin sürmesine neden oldu. Buna bir de Rusya’nın Suriye’deki saldırgan politikası eklenince ilişkilerdeki gerilim kaçınılmaz oldu.
Turkishny.com: Srebrenitsa Soykırımı ile ilgili yasa tasarısı, Rusya’nın vetosu sebebiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden geçemedi. Aynı şekilde Rusya, Türkiye’ye karşı asılsız Ermeni suçlamalarını da desteklemektedir. Türkiye’nin bu durumdan alması gereken dersler nelerdir?
Kamer Kasım: Rusya’nın Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili pozisyonu değişmeyecektir. Türkiye bu bilinçle Kafkasya ve Orta Asya’daki dost-kardeş ülkelerle bağlarını sıkılaştırmalıdır. Azerbaycan’la ilişkiler bu bakımdan büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Rusya’nın tarih boyunca gerçekleştirilen özellikle Türkistan coğrafyasında yapılan katliamlardaki rolü dikkate alındığında Ermeni iddiaları konusunda bu kadar rahat hareket etmesi çelişkidir. 2016 yılı Çarlık Rusya’sının Türkistan coğrafyasında gerçekleştirdiği Ürkün Katliamının 100. yılıdır ve geçen yıldan itibaren Kırgız Cumhuriyetinde resmi olarak anılmaktadır.  
Turkishny.com: Son olarak haber portallarımız vasıtası ile okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesajınızı alabilir miyiz?

Kamer Kasım: Türkiye gerek Ermeni iddiaları gerekse Türkiye Ermenistan ilişkileri ile ilgili olarak mevcut pozisyonunu aşındıracak girişimlere imkân vermemeli ve uluslararası kamuoyuna net mesajlar vermeye devam etmelidir. Bu noktada Türk dünyası ve İslam dünyasından alınacak destekler önemlidir. Çeşitli ülkelerin Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirme adına Türkiye’de aşındırıcı lobi çalışmaları yaptığı bilinmektedir. Demokratik bir ülkede bu tarz lobi çalışmalarının yapılması doğal olmakla birlikte bu lobiye karşı akademik platformda sürdürülecek çalışmaların desteklenmesi de önemlidir.

Yorumlar kapatıldı.