İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ne Atatürkçü bir heyet!

Yeni CHP’nin Türkiye halkından kopuk, sadece mezhep ve azınlık çıkarlarını yansıtan yapısı Türkiye’yi şikâyet için Almanya’ya giden heyete de aynen yansımıştır. Şu heyetteki insanlara bir bakalım, kim kimdir? Kemal Bey’in yanına aldığı CHP sözcüsü ve geleceğin lideri olarak parlatılan Selin Sayek Böke, Hatay’ın Arsuz beldesinden Ortodoks Arap Hıristiyan bir ailenin kızıdır. Tabii ki kendisinin örneğin bir Zeki Arsuzi gibi Suriye Baas kurucusu ve Hatay ilhakçısı Arap milliyetçisi olduğunu iddia etmiyoruz, ama Kemal Bey’le birlikte CHP tabanını Almanya’da temsilde iyi bir birliktelik oluşturmuşlar! Yine bir Baytar Nuri-Antiocheia hattıyla karşı karşıyayız…
***
Koskoca Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, Almanya’ya Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında bir heyeti neden gönderdi? Alman iktidar partisi yöneticileriyle önemli görüşmeler yapmak ya da uluslararası bir toplantıya katılmak gibi bir neden aklınıza geldi değil mi? Hayır, Kemal Bey ve üst yönetim, gurbetçi partililerin bir toplantısına katıldı. Ama Almanya çapındaki bir CHP’li kuruluşun değil Köln kentinin CHP Derneği Gençlik Kollarının Essen’deki Nazım Hikmet etkinliğinde hazır bulundu. Tabii bu sadece bir perdeleme. Aslında belli ki amaç Alman kamuoyunda Türkiye aleyhtarı bir hava yaratmaktır.
Anti-Türkiye şov
Kılıçdaroğlu Köln bölgesinin yerel politikacılarıyla da kısa nezaket görüşmeleri yaptı ama tabii PKK destekçisi demeçleriyle tanınan Yeşilci Cem Özdemir’i ihmal etmedi. CHP heyetine casusluktan yargılanan Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar yanında, ünlüler yani Tarık Akan, Rutkay Aziz, Zülfü Livaneli gibi isimler katıldı. Kemal Bey ve heyeti bölgedeki Alevi ve özellikle Alisiz Alevi dernekleriyle görüştü, HDP sempatisiyle bilinen derneklerle temaslar yaptı ve Avrupa’daki algı operasyonları için eşgüdüm sağladı. Kemal Bey gurbetçilerin ortak etkinliklere katılmaları için film artisti ve şarkıcıları da yanında götürdü, böylece Türkiye’yi şikâyet kampanyasına popüler bir hava verilmek istendi. Masraflar da yine gurbetçilere yüklendi, Grugahalle’deki (spor salonu) etkinliğin giriş bileti 10 avro idi.
Kemal Bey yanına Can Dündar’ın eşini de alarak görüştüğü Almanlara Türkiye’de ifade özgürlüğünün yok olduğunu anlattı. Ülkenin dış politikasına ciddi zararlar vermeye yönelik casusluk faaliyetlerini övdü. Zaten Cizre’ye HDP ile birlikte ziyaret öneren ve devletin katliam yaptığı tezlerini savunan CHP’nin teröre karşı mücadeleye köstek olma çabalarıyla ülkenin milli çıkarlarına aykırı tutumu birbirini tamamlamaktadır.
Teröre köstek Esad’a destek
Kılıçdaroğlu Almanya temaslarında PKK Avrupa örgütüyle de doğrudan görüştü mü, bilmiyoruz. Ama PYD’yi terör örgütü olarak kabul etmediğini ilan etmiş olan Kılıçdaroğlu’nun bu yönde propaganda yapmış olduğu ortadadır. PYD’nin kendi topraklarını savunan bir örgüt olduğunu ve IŞİD’le savaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu’na Türk Konsolosluğu neden yemek daveti vermiştir anlaması güç. PYD lobisi yapan birine ana muhalefet lideri de olsa belli bir tavır almak gerekirdi.
Türkiye’nin dış politikasına aykırı davranmanın Kemal Bey’in umurunda bile olmadığı artık anlaşılmıştır. Sınırlarımızı ihlal eden Rus uçağını bile savunan yeni CHP nasıl milli bir güç olarak sayılabilir? Kılıçdaroğlu’nun Suriye iç savaşında katliamcı rejimi açıkça desteklemesi yani ülkemizin resmi tutumunun aksine davranarak katil Esat’a biat edercesine heyetler yollaması benim gibi medya mensuplarını da açık konuşmaya zorluyor.
Dersimli Nuri Kemal
Kürsülere fırlayıp “ben Dersimli devrimci Kemal’im” diye bağıran Kılıçdaroğlu’nun tavrı ülkesine ve cumhuriyete bağlı Dersimlilerden çok Dersimli Baytar Nuri’ye benzemektedir. Bu Nuri 1922’den 1938’e kadar ülkemiz aleyhinde ne kadar haince girişim yapılmışsa hepsine katılmış olan biridir. Kemal Bey siyasal yaşamında giderek onu kendine örnek almaya başlamıştır.
1938 yılında Hatay’ın Türkiye’ye katılışı ile Dersim isyanı arasında nasıl bir paralellik varsa, Kemal Bey’in bölücü ve yıkıcı politikalarıyla partisinin Esad rejimine olan desteği de o şekilde birbirini tamamlamaktadır. Tabii bu CHP’nin değil sadece bir hizbin tavrıdır, Kılıçdaroğlu’nun bölge dengelerini dikkate almadan oluşturduğu yeni Merkez yönetimi tabanın düşünce ve çizgisini yansıtmamaktadır. İstanbul’dan sadece bir kişinin bulunduğu, İzmir’den üçü ithal beş kişinin yer aldığı, Trakya ve Marmara’nın ise hiç temsil edilmediği CHP yönetimi bu tür bir siyaset için özel olarak tasarımlandırılmıştır.
Yeni CHP’nin Türkiye halkından kopuk, sadece mezhep ve azınlık çıkarlarını yansıtan yapısı Türkiye’yi şikâyet için Almanya’ya giden heyete de aynen yansımıştır. Şu heyetteki insanlara bir bakalım, kim kimdir?
Hıristiyan Arap da olacak tabii 
Kemal Bey’in yanına aldığı CHP sözcüsü ve geleceğin lideri olarak parlatılan Selin Sayek Böke, Hatay’ın Arsuz beldesinden Ortodoks Arap Hıristiyan bir ailenin kızıdır. Tabii ki kendisinin örneğin bir Zeki Arsuzi gibi Suriye Baas kurucusu ve Hatay ilhakçısı Arap milliyetçisi olduğunu iddia etmiyoruz, ama Kemal Bey’le birlikte CHP tabanını Almanya’da temsilde iyi bir birliktelik oluşturmuşlar! Yine bir Baytar Nuri-Antiocheia hattıyla karşı karşıyayız.
Kılıçdaroğlu’nun heyetindeki İstanbul Milletvekili Eren Erdem, “Türkiye ile İran savaşırsa, İran’ın yanında yer alırım” sözleriyWWle tanınmıştır, yeni CHP’nin niteliği konusunda o da iyi bir örnektir.
Heyetteki Zeynep Altıok ise odasındaki Atatürk resmini kaldırdığı iddia edilen kişidir. Eğer öyleyse Almanya’da Türkiye’yi doğrusu iyi temsil edecektir (!). Heyetteki diğerlerinden hiç söz etmesem daha iyi.
Ne Atatürkçü heyetmiş bu. Herhalde onlarla görüşen Almanlar, şikâyetlerini ve rahatsızlıklarını çok anlayışla karşılamış ve nedenlerini çok iyi anlamışlardır da benim merak ettiğim, CHP’lilerin bu konuda ne düşündüğüdür.

Yorumlar kapatıldı.