İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mitar Mrkela, Aras Özbiliz ve değişmeyen nefret

Hakan Karakoca – Ankara
Mrkela’ya yapılan Aras’a harfiyen uygulanmak istiyor. Tribünlerde değiliz, çoğumuz Demirören’in “onlar zaten istemediğimiz kişiler” dediği gruptanız. -Demirören’in istemediği kişi olmak başlı başına bir gurur meselesi olabilir gerçi.- Çarşı şimdiden “herkes kendine gelsin” diyerek gerekli uyarıyı yapsa da, olabilecek ilk ırkçı saldırıda Aras’ı savunmak hepimizin görevi. 

***
Mrkela’ya yapılan Aras’a harfiyen uygulanmak istiyor. Çarşı şimdiden “herkes kendine gelsin” diyerek gerekli uyarıyı yapsa da, olabilecek ilk ırkçı saldırıda Aras’ı savunmak hepimizin görevi.
OFK Belgrad ya da benzerlerinde (Vojvodina, Cukaricki, Novi Pazar) yıldızı parlamış her Sırp futbolcunun yolu bir şekilde Partizan ya da Kızılyıldız’a düşüyor. Kiminin yolculuğu direkt bu iki kulübe, kimininse Avrupa dönüşü. Dimitrije Mrkela, yani bizde bilinen adıyla Mitar Mrkela’nın yolu da farklı olmadı. OFK Belgrad’dan Kızılyıldız’a gittiğinde tanıdı Avrupa onun sol ayağını. Real Madrid’e attığı gol daha da yıldızını parlattı ama dev kulüplere gidecek derken yolu Twente ile kesişti. 2 sezonun ardından “flaş transfer” olarak Beşiktaş’a geldiğinde gazeteler onun ağzından “Köre bile gol attırırım” manşetini uygun görmüşlerdi.
‘SIRP OLMA SUÇU!’
Mrkela’nın harika bir sol ayağı vardı ve gol attırmak onun yürümekle eş değer şekilde yapabildiği en kolay şeydi saha içinde. Taraftarın sevgilisi olmak deyimi kısa sürede gerçekleşmiş ve Mrkela ile sol ayağı tek konuşulan gerçek olmuştu. Ama çok sürmedi, Mrkela’nın ülkesinde olan savaş onu istenmeyen adam konumuna getirdi. Bosna Savaşı’nın başladığı dönemlerde gerçekleşen transferdeki Mrkela’nın “Sırp olma suçu”, savaş ilerledikçe gündeme getiriliyordu.
Yönetim arkasında duramadı, taraftarın bir çoğu ne olduğunu anlayamadı ama milliyetçi dalga “Bosna’daki kardeşlerimizle dayanışma için” yapabileceği en kolay şeyi yapıp, bir Sırp futbolcuyu ülke futbolundan kaçırdı. Mrkela, yeniden Hollanda’ya döndü.
Daha sonra Sırbistan’daki günlerinde verdiği röportajda “Arabamda Türk bayrağı ile dolaşıyordum, rahat rahat dolaşmak için Çinli olmak gerek orada” demişti. O röportajdan yıllar sonra Çinli olmanın da rahat dolaşmaya yetmediği anlaşıldı, gözlerin hafif çekik olması bile ülkenin milliyetçilerinin hedef tahtası haline getirdi insanları.
ARAS, MRKELA KADAR YALNIZ DEĞİL
Yıllar sonra benzer tepkileri yine aynı cenahtan görmek ise sürpriz olmadı. Beşiktaş’ın son transferlerinden Aras Özbiliz, “Azeri kardeşlerimizle dayanışma için” istenmeyen adam ilan edildi. Bu kez Ermenilerle olan tarihsel “kavgamız” da işin içinde. Futboluna laf söyleme cesaretini bulamayanlar, tek kalemde kimliği ile Aras’ı şimdiden ırkçı söylemlerin hedefi haline getirdi. 
Aras, yıllar önce Ermenistan’da bir televizyon programına katılıyor. Sunucu, Bakırköy doğumlu olduğu hatırlatarak; “Kendini Ermeni mi, Türk mü, Hollandalı mı hissediyorsun?” diyor. Sorunun içeriği sıkıntılı olsa da Aras, “Türkiye’de doğdum, Hollanda’da büyüdüm ama ben bir Ermeni’yim” diyor. O dönemde de Türk basını “Bakırköy doğumlu oyuncu yine çok kızdıracak” diye manşet atıyordu. “Yine” demelerinin sebebi ise Bakırköy doğumlu olmasına rağmen, Ermenistan Milli Takımı’nı seçmesiydi.
Aras, burada futbol oynamaya başladığında da bu tepkilerle sık sık karşılaşması muhtemel. Siyahi oyunculara muz sallamanın “rahatsızdım, doktor tavsiyesi diye yanımda muz getirdim” savunmasıyla geçiştirildiği bir yerde Ermeni futbolcuya söylenebilecek her şeye hazırlıklıyım kendi adıma. Beşiktaş tribününden bu duruma itiraz edebilecek birçok kişi var. Kimi passolig ile dışarıda kalsa da Aras’ın Mrkela kadar yalnız olmadığını söylemek yanlış olmaz.
Mrkela’ya yapılan Aras’a harfiyen uygulanmak istiyor. Tribünlerde değiliz, çoğumuz Demirören’in “onlar zaten istemediğimiz kişiler” dediği gruptanız. -Demirören’in istemediği kişi olmak başlı başına bir gurur meselesi olabilir gerçi.- Çarşı şimdiden “herkes kendine gelsin” diyerek gerekli uyarıyı yapsa da, olabilecek ilk ırkçı saldırıda Aras’ı savunmak hepimizin görevi. 
Zorlu sakatlık dönemlerinin ardından Aras kalitesinde bir oyuncuyu Türkiye’de, doğduğu topraklarda izlemek de ayrı bir keyif olacak tüm “futbolseverler” için. 1990 doğumlu ve halen ülke futbolu için genç sayılabilecek Aras, yakaladığı bu fırsatı değerlendirebilecek potansiyelde.
Beşiktaş’ın gelecek yatırımı olarak gördüğü oyuncuyu uzun yıllar izlememiz muhtemel.

Yorumlar kapatıldı.