İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İç savaş bahane, özgürleşme şahane!

Elbette Suriye yıkılmasaydı bu insanlar evlerini terk etmeyecek, önce Türkiye’ye oradan da Yunanistan’a, İtalya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya, İsviçre’ye, hatta Manş’ı geçip İngiltere’ye gitmeyeceklerdi… Mesele, sadece bir iç savaştan, yakılan-yıkılan bir ülkeden kaçmak değil! Öyle olsaydı sadece Batı’ya doğru değil, doğuya doğru da kaçarlardı…Din kardeşlerinin, kavim kardeşlerinin yanına, misal, zengin Suudi Arabistan’a, Katar’a doğru da kaçarlardı…Hayır, oralara kaçmak akıllarına bile gelmiyor!Türkiye’de bile durmak istemiyorlar… Hepsi Batı’ya, Hıristiyan Avrupa’ya göçüyor! Çünkü medeniyet orada, İnsanlık orada, “Ölçüyü-tartıyı doğru tutmak” orada, “Kul hakkına riayet” orada, Refah, huzur, barış, özgürlük orada, Doğuyla Batı arasında bu kadar anormal fark varken bu “göç”ü durduramazsınız!

***
Elbette Suriye yıkılmasaydı bu insanlar evlerini terk etmeyecek, önce Türkiye’ye oradan da Yunanistan’a, İtalya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya, İsviçre’ye, hatta Manş’ı geçip İngiltere’ye gitmeyeceklerdi.
Fakat eninde-sonunda, Beşşar Esad gibi rejimler yıkılacaktı… Bu mukadderdi…
2011 olmasa, 2013, 2015 olacaktı ama mutlaka olacaktı.
Çünkü “baskı” rejimleri… “Çağdışı” rejimler… Bu ulaşım, teknoloji ve iletişim çağında, halkların, artık, “tahammül edemediği” rejimler…
Kaddafiler, Binaliler, Mübarekler zaten yıkılacaktı. Geriye kalan “baskı rejimleri” de yıkılacak.
Çünkü dünya geliştikçe, anlayışlar değiştikçe “katlanılamaz” hale geliyorlar.
Halk, “çökmüş devletler”den akın akın “göçüyor”!
Nereye göçüyor?
Medeniyete, insanlığa, “insan hakları”na…
Mesele, sadece bir iç savaştan, yakılan-yıkılan bir ülkeden kaçmak değil!
Öyle olsaydı sadece Batı’ya doğru değil, doğuya doğru da kaçarlardı…
Din kardeşlerinin, kavim kardeşlerinin yanına, misal, zengin Suudi Arabistan’a, Katar’a doğru da kaçarlardı…
Hayır, oralara kaçmak akıllarına bile gelmiyor!
Türkiye’de bile durmak istemiyorlar… Hepsi Batı’ya, Hıristiyan Avrupa’ya göçüyor!
Çünkü medeniyet orada,
İnsanlık orada,
“Ölçüyü-tartıyı doğru tutmak” orada,
“Kul hakkına riayet” orada,
Refah, huzur, barış, özgürlük orada,
Doğuyla Batı arasında bu kadar anormal fark varken bu “göç”ü durduramazsınız!
Bu insanlar, âdeta, “ya hürriyet ya ölüm” parolasıyla yola çıkıyorlar… Nitekim ölüyor ama dönmüyorlar… Sanki “ölmek var, dönmek yok” diyorlar. Çok kararlılar… Hatta bu insanlar, bir yolunu bulup Amerika’ya bile ulaşabilirler… Nitekim içlerinden gidenler var.
Bu “göç” durmaz, gittikçe artar, gittikçe yoğunlaşır.
Göçü durdurmanın tek çaresi; medeniyeti, insan haklarını, işi, aşı, hürriyeti doğuya da getirmek, güneye de getirmek…
Ortadoğu’ya, Asya’ya, Afrika’ya “demokrasi” getirmek… Tabii Irak’a götürdüğünüz gibi değil! Gerçekten, “yumuşak” bir güçle bunu yapabilirsiniz
Amerika’nın, Avrupa’nın buna gücü yeter…
Yeter ki samimiyetle istesin!
Zaten, başka bir yol da gözükmüyor, aksi takdirde, dünyada asla huzur olmayacak, yerküreye asla barış gelmeyecek!

Yorumlar kapatıldı.