İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diyarbakırlı Ermenilerden Kürtlere destek açıklaması

Diyarbakır – Mezopotamya Ermenileri Derneği Başkanı Arat Karagözyan, “Bizim Kürtler gibi örgütlü bir halkımız yoktu. Kürtler şuanda Ortadoğu’da en örgütlü halktır. Kürt halkına yönelik soykırımdan netice alınacağını sanmıyoruz” diye konuştu.Mezopotamya Ermenileri Derneği Başkanı Arat Karagözyan yaptığı açıklamada, Kürt halkının özyönetim talebine yönelik, 1915’de devreye sokulan tehcir politikasını günümüzde uygulandığını ifade etti.

Karagözyan, Ermeni halkının yaşadığı soykırımın güncel olarak AKP’nin Kürt halkına uyguladığını öne sürdü. Karagözyan, “Bugün Sur’da bulunan mabetlerimiz, tarihi dokumuz tahrip edilmiş durumda. Tehcir, bugün Silopi’de, Cizre’de 1915 yıllarını aratmayacak bir şekilde Kürtler üzerinde yoğunlaşmış. Ermeni soykırımında da, çoluk çocuk demeden kafileler şeklinde zorla bizi hiç bilmediğimiz diyarlara sürdüler. Bazılarımız yolda çete grupları tarafından öldürüldü. Kimileri de zorla Müslümanlaştırıldı, mallarımız talan edildi, çok vahim olaylar yaşandı” dedi.
‘Kürt halkına yönelik tehcir sonuç vermeyecektir’
Geçmişte Ermeni halkının da demokratik özerklik talebine Türk hükümetlerince şiddetle karşı çıkıldığını vurgu yapan Karagözyan, Kürt halkının silahlı gücünü dikkat çekerek, “Bizim Kürtler gibi örgütlü bir halkımız yoktu. Kürtler şuanda Ortadoğu’da en örgütlü halktır. Bu anlamda Kürt halkına yönelik soykırımdan netice doğacağını sanmıyoruz” diye konuştu.
Ermenilerin yaşadığı tehcir döneminde köy kadınları tarafından saklanan dedesini, Silopi’de katledildikten sonra bir hafta sokakta cenazesi bekletilen Taybet anaya benzeten Karagözyan, “Çok endişeliyiz bu konuda. Yalnız Kürt halkı burada direniyor. Devlet burada amacına ulaşmayacak.”
‘Top sesleri altında ibadet yapıyoruz’
Aylardır antik Sur’a yaşanan kuşatmaya karşı kiliselerine gidemeyen Ermeni Cemaati’nden Çetin Yılmaz (68) ise tehcirin kalıntıların 6-7 Eylül’den sonra 2016’da yaşandığını söyledi. 38 yıl önce Çanakkale’den Diyarbakır’a gelen Yılmaz, “Tehcir politikaları, eli kolu sürgündür. Bu gün o sürgün 2016’da tekrar devam ediyor. Top sesleri artık kentin her yerinde duyuluyor. Aylardır Sur’da yaşanan kuşatmadan dolayı kilisemize gidemiyoruz. Kilisemize gelirken polisler çantalarımızı yokluyorlar” dedi.
‘Kürt halkı hendeklerle kendisini savunuyor’
Tehcir politikalarının her dönemde katliam ve sürgünlerle devam ettiğini aktaran Yılmaz, Kürtlerin hendeklerle kendilerini savunduğunu dile getirdi ve ekledi: “Yıllardır dillerini yasaklayarak; ‘tek devlet’, ‘tek millet’, ‘tek din’, ‘tek bayrak’ dayatması yaptınız. Ne kadar sabır taşı olsalar katlanamadılar.”
‘Özyönetim tamamen idealimiz’
Osmanlı’dan beri ülkede devletin azınlıklara hiç iyi bakmadığını altını çizen Yılmaz , “Osmanlı’dan kalan yanlış bir inanış. Devletin bu politikasını hiç iyi bulmuyorum. Korkuya, baskıya, tekçiliğe dayalı yönetimlerle yaşanamaz. Özyönetim tamamen idealimiz. Herkesin kendisin yönetmesi kadar güzel ne olabilir” dedi. (DİHA)

Yorumlar kapatıldı.