İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ahparik Vartan….

Ali Adıgüzel
Köyümden zanatkar bir ermeni geçti……. soykırımdan geriye kalan yetim ve öksüzler acıklı hikayelerine yürek dayanmaz… Kimisi yetimdi kimisi öksüz  aha bunlar ermeni ula dediler üçü bizim köye sığındı Nazlı hala göğce bacımın anası Biri de de abbaslara sığındı ve sen de vardın Vartan Ahparik..! Sen bizim köyde, demirciydin. Kürt daşöğ ve çillöğ komşundu, Süleyman ağanın ara sokakta Alçak tavan bir gonağın alt girişte körüklü bir ocağın vardı.

Ellerin yüzün sim siyah az konuşur çok çalışır memelin ve abbasların Deli bekteşin, Gıcık velinin Alhoğun uşağının birde beş gardaşların sarı yusubun Göğ Hüseynin ve Vayısın Kösenin, Manışın İsmailin Aloğun, Bandirinin uşaklarının paslı çüt demirlerini döğmeye başlardın sabahın köründe Orak, dehre, hazlanguç bilerdin sekü deli yapardın, birde eğer demiri Üç evde tırpan vardı baş belan onları inceden inceye döğerdin birde tırpan bilerziği vardı tırpanın gırtlağında dört gen değmezse elin düzen tutmazdı tırpan Nasıl bunca işi başa çıkardın ne kadar özenirdin öyle urup gırat buğdaya ter gan içinde gün boyu Öyle cızardiki toprağı elinden geçen pulluk demiri kara saban daşı ötelerdi dehre bir vuruşta uçurudu dalı mastana hayrandım pulluğu ter temiz ederdi birde unuttum Ganatlı gapıların menteşesi şahraların zenciri atların nallarıda senin elinden geçerdi sonra bir dedi kodu yayıldı Vartan telsiz yapmış dediler guya sen gızıl gayada ermenice mırıldanmışsın sana ajan dediler ya

Eyle bir utandım ki sonra dost bildiklerin sırtını döndü ya Birisi muhtar iken seni ihbar eylemiş Nahiye müdürü mıstafanın cendermeleri gapına dayandı ya Beyaz atnın dizginlerini çekerek Bartınlı jandarma çavuş ulan vartik çıh dışarı diye…!! seslendiler sabahın köründe eyle bir utandım ki heç sorma bir özürlü kızın vardı Morhamama gelin getti Vantil derlerdi gızın adına Oğlun sonra utancından mahap oldu
sordum hatırlmadı adını oda senin gibi çalışkan zanatkar biriydi tek bir dostu vardı tahir köyde köşker Muharrem sahiplendi ellerinden tutup köyümüzden                                ayrılırken iki öksüzün vardı sonra seni buldum aradım Gaymakamlığın garşısında akasyaların gölgesinde tek göz dükkanın vardı ama yaşlanmıştın gorhuyordun ya sen değil ben çok utandım şimdi bunu okuyan bana ermeni der olsun, ben ermeniyim, kürdüm,  türküm, birde çingeneyim kara yağız Halil vardı iri kalın dudaklı, le peşte peşte derdi onuda çok severdim onuda seviyorum yazacağım sana ermeni deyip küçümseyenlerin çocukları şimdi bana çok öfkeli mezarın nerde Vartan ahparik gül goyam mezarına neydem edem uzat eliniki barışah emekci ellerin varya o zanatkar kirli ellerini uzat ki o güzel ellerinden öpem.! öpem .!
file:///C:/Users/User/AppData/Local/Microsoft/Windows/INetCache/Content.Outlook/Y7BUW2MD/kızılbaş+01.pdf

Yorumlar kapatıldı.