İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Afedersin Ermeni’den Ne Farkınız Var?

Ben kongre öncesinde yaşanan ve Canpolat’ın kazanmasıyla biraz daha alevlenen CHP içindeki ‘Alevilik’ tartışmalarına takıldım, bir Alevi olarak da alınmadım desem yalan olur. Her fırsatta ırk, din ve cinsiyet ayrımcılığının lanetleyen CHP’de her defasında Alevi üye, Alevi delege, Alevi başkan tartışmasının yaşanıyor olması akıl alır gibi değil; daha da ötesi artık fazlasıyla yaralayıcı. Sebebi her ne olursa olsun; ‘Alevi başkan olursa bazı çevreler bize oy vermez, iktidar olamayız’ gibi masummuş gibi gözüken bir nedenden olsa dahi kendini solda gören, sosyal demokrat sayan bir partide insanların dini, ırkı, memleketi üzerine tartışmaların yapıldığını görmek akıllara sadece ve sadece ‘bu nasıl sol’ sorusunu getiriyor. Canpolat’ın adaylığını açıklamasıyla ‘ama o Alevi’ söylemlerini yükselten CHP’lilere sormak gerek; sizin ‘afedersiniz Ermeni’ diyenle ne farkınız var?

***
Çocukken yaramazlık yaptığımda rahmetli annem bana ‘ömür törpüsü’ diye kızardı. Yaramazlıklarımla kadını artık nasıl canından bezdirdiysem böyle orijinal bir laf bulmuştu benim için. Nerden aklıma geldi derseniz, aslında bu tabir CHP’ye cuk diye oturuyor. Bir türlü suların durulmadığı CHP’de bazen öyle garip durumlar yaşanıyor ki ne akıl alıyor, ne mantık ne de vicdan…
Dünden itibaren CHP İstanbul’da yine parti içi tartışmalar, çekişmeler, sorunlar başladı. Gelenek haline gelen bu kısır döngüsüyle CHP, ömür törpülemeye devam ediyor.
Ama o Alevi!
İki gün süren il başkanlığı kongresinde ipi göğüsleyen isim Cemal Canpolat oldu. Canpolat iyi bir il başkanı olur mu, bilgisi birikimiyle partiyi ileri taşır mı, CHP’yi 2019 seçimlerine hazırlayabilir mi, vizyonu buna yeter mi bilemem.. Bunları konuşmak için çok erken. Zaten ben bu sorunların cevabında da değilim. Ben kongre öncesinde yaşanan ve Canpolat’ın kazanmasıyla biraz daha alevlenen CHP içindeki ‘Alevilik’ tartışmalarına takıldım, bir Alevi olarak da alınmadım desem yalan olur. Her fırsatta ırk, din ve cinsiyet ayrımcılığının lanetleyen CHP’de her defasında Alevi üye, Alevi delege, Alevi başkan tartışmasının yaşanıyor olması akıl alır gibi değil; daha da ötesi artık fazlasıyla yaralayıcı. Sebebi her ne olursa olsun; ‘Alevi başkan olursa bazı çevreler bize oy vermez, iktidar olamayız’ gibi masummuş gibi gözüken bir nedenden olsa dahi kendini solda gören, sosyal demokrat sayan bir partide insanların dini, ırkı, memleketi üzerine tartışmaların yapıldığını görmek akıllara sadece ve sadece ‘bu nasıl sol’ sorusunu getiriyor. Canpolat’ın adaylığını açıklamasıyla ‘ama o Alevi’ söylemlerini yükselten CHP’lilere sormak gerek; sizin ‘afedersiniz Ermeni’ diyenle ne farkınız var? Ya da ‘biliyorsunuz Alevi o Alevi’ diye miting meydanlarında bağıran zihniyetle aynı kefede değil misiniz? Bir insanı sırf dini kimliğinden ötürü yargılayıp, talip olduğu göreve liyakatını buna bağlıyorsanız ‘af edersiniz Ermeni’ diyenle hiçbir farkınızın olmadığını ortaya koyarsınız. Öte yandan ülkemizde yaklaşık 20 milyon Alevi olduğu söylenir. Bunların büyük bir çoğunluğu da CHP’ye oy verir. Hatta ben daha iddialı bir tezi savunurum ki, bana göre günümüzde CHP’yi ayakta tutan, baraj üstüne çıkaran da bu Alevi oylarıdır. Tüm bunlara rağmen hala kendilerinden bir isim bir yerlere aday olduğunda bu kadar tantana çıkartılması, en basit ifadeyle Alevilere yapılan büyük ayıptır. Ki il kongresinin sonuçlarını da etkiye tepki olarak yorumlayabiliriz de. Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği iddia edilen, kurultay delege listesinde 8 belediye başkanıyla birlikte birçok ilçe başkanı bulunan, Sarıyer Belediyesi’nde ve İBB Meclisi’nde etkin isimlerinden Gökan Zeybek bu kongrenin favorisi olarak gösteriliyordu. Ancak Cemal Canpolat’ın dini kimliği ile ilgili o kadar tartışma yaşandı ki Alevi delegelerin ‘madem öyle, madem ayrım yapılıyor; ben de kendi adamımı tutarım’ diyerek Canpolat’a oy verdiğini ve onu başkanlığa taşıdığını düşünmüyor değilim.
Başkanlar bir titresin hele…

Bu kongrenin kazananı Cemal Canpolat’sa kaybedeni Gökan Zeybek’ten çok onu destekleyen belediye başkanlarıdır. Silivri, Çatalca, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Sarıyer, Kartal, Kadıköy ve Adalar belediye başkanları artık adımlarını atarken bir kez daha düşünmeli. 8 başkanın delege üzerinde ağırlıkları olmadığı desteklediği adayın kazanmamasından ortaya çıktı. Bu başkanların 2019’daki yerel seçimlerle ilgili planları varsa ki olmaması eşyanın tabiatına aykırı, o zaman örgütle iyi geçinmekten başka çareleri yok demektir. Öte yandan öyle ya da böyle 12 belediye başkanının ismini kurtultay delegesi listelerinde gördük. Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu kendi isteğiyle çekilirken ortada olmayan tek bir isim vardı: Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar… Mustafa Sarıgül’ün prenslerinden biri olan Hazinedar’ın partiyle yıldızının barışmadığı biliniyordu. Bu kongrede hiçbir listede adının olmamasını üzerinin çizildiğinin de işareti sayabiliriz. Bugünden itibaren CHP İstanbul’da yeni bir dönem başlıyor. Ne olacağını, nasıl olacağını ve sonuçlarını bekleyip göreceğiz.

Yorumlar kapatıldı.