İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Komşu yerinde sayıyor

Sevcan Kalıpçinden Elmacı
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından hazırlanan “Bulgaristan’da İnsan Hakları, Temel Hak ve Hürriyetler 2014” konulu raporda, komşu ülkenin AB’ye üye olduğu 2007 yılından bu yana demokratik bilinç, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda istenilen başarıyı yakalayamadığını bildirildi… Bulgaristan resmi olarak azınlık kavramını kabul etmemektedir. Bu durumda azınlıkların hukuki bir statüye sahip olmalarını engellemektedir…2011 nüfus sayımına göre ülkede nüfusu 6 bin civarında olan Ermeni Cemaati geçmişte olduğu gibi günümüzde de Bulgar karar alıcılar ve milliyetçiler tarafından sempatiyle bakılan bir azınlık grubunu oluşturmaktadır. Özellikle milliyetçi Bulgarlar Ermenileri Türklere karşı tarihi müttefikleri olarak görmektedirler. Ermeni topluluğun nüfusuna oranla kültür ve sanat hayatında iyi bir durumda oldukları ve yapısal sorunlarla karşılaşmadıkları görülmüştür.

***
Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından hazırlanan “Bulgaristan’da İnsan Hakları, Temel Hak ve Hürriyetler 2014” konulu raporda, komşu ülkenin AB’ye üye olduğu 2007 yılından bu yana demokratik bilinç, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda istenilen başarıyı yakalayamadığını bildirildi.
Bulgaristan’da İnsan Hakları, Temel Hak ve Hürriyetler 2014 Raporu basın açıklaması Trakya Üniversitesi’nin (T.Ü) Meriç kıyısındaki sosyal tesislerinde T.Ü Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Rapor Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Bülent Yıldırım tarafından yapıldı.
Bulgaristan’da İnsan Hakları, Temel Hak ve Hürriyetler 2014 Raporu’nun Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Bülent Yıldırım, T.Ü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selda Çağlar ve T.Ü Balkan Araştırma Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Kader Özlem ile birlikte Bulgaristan’da İnsan Hakları, Temel Hak ve Hürriyetler 2014 Raporu’nu basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Raporun T.Ü akademisyenlerinden oluşan ekip tarafından hazırlandığını belirten Yrd. Doç. Dr. Yıldırım, neden böyle bir çalışmanın yapıldığını anlatarak, “Bulgaristan’da en büyük azınlık grubunun Müslüman Türk azınlığının oluşturması ve bölgeye yakın olmamız, literatürde bir boşluk bulunması, üniversitemizin Bulgaristan konusunda çeşitli branşlarda uzman hocalarımızın bulunması ve bu bakımdan Trakya Üniversitesi diğer üniversitelere göre oldukça avantajlı olduğunu söyleyebiliriz.
Çalışmamızda 2014 yılına ait insan hakları, temel hak ve hürriyetler konusu ele alındı. Raporda ülkenin genel görünümü, siyasal, ekonomik, kültürel, eğitim, örgütlenme ve dini alanlarındaki hak ve özgürlüklerin yanı sıra konuyla ilgili ülke medyası taranarak nesnel bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.
Bilindiği gibi Bulgaristan demografik olarak çeşitlilik arz etmekte. 1989 öncesinde insan hakları ve bilhassa Müslüman Türk azınlığı ile ilgili uluslararası arenada sorunlar yaşayan Bulgaristan’ın Jivkov rejiminin devrilmesinin ardından insan hakları ile ilgili nasıl bir gelişme gösterdiği tespit edilmeye çalışıldı. Aradan geçen 25 yıllık süre zarfında BM, AGİT, Avrupa Konseyi, ve Avrupa Birliği gibi insan hakları ile ilgili önde olan kurumlara üye olan Bulgaristan’da konuyla ilgili güncel durumun ne olduğunu araştırmaya çalıştık.
Bulgaristan’ın AB’ye üye olduğu 2007 yılından günümüze kadar geçen süre zarfında demokratik bilinç, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda ne düzeyde gelişme sağlandığının belirlenmesi amacıyla yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar itibarıyla Bulgaristan’ın istenilen başarıyı yakalayamadığını söyleyebiliriz. Esasen bu sonuçlar Avrupa Komisyonu’nun Bulgaristan ile ilgili konuya ilişkin değerlendirmeleriyle örtüşmektedir. Başta azınlıklar olmak üzere ayrımcılık olgusu hem kamusal hem de özel alanda devam etmekte; kişisel, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar uluslararası sözleşmeler ve AB normları çerçevesinde yeterince yerine getirilememekte, bu alanlarda ihlaller yaşanmaktadır.
“BULGARİSTAN RESMİ OLARAK AZINLIK KAVRAMINI KABUL ETMİYOR”
Örnek vermek gerekirse Bulgaristan resmi olarak azınlık kavramını kabul etmemektedir. Bu durumda azınlıkların hukuki bir statüye sahip olmalarını engellemektedir. Öte yandan 2014 yılı içerisinde azınlıkların kendi anadillerinde seçim kampanyası yürütmeleri engellenmektedir. Bu bağlamda Hak ve Özgürlükler Hareketi lideri Lütfi Mestan’a verilen para cezası örnek teşkil etmektedir. Rapor kapsamında Bulgaristan’da nefret dilini en fazla kullanan grubun siyasiler olduğu görülmüştür. Dini alanda ise Müslümanların ibadethanelerine yapılan saldırıların artış kaydettiği görülmüştür. Aynı şekilde terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle Müslümanların ikamet ettikleri mahallelere yapılan baskınlar toplumsal huzuru rahatsız edici olmuştur. Ekonomik alanda ise ülkedeki genel ekonomik sorunların yanı sıra Müslüman Türk azınlığın ülkenin en dar gelirli grubunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Eğitim konu başlığında ise ders kitaplarının içeriği, azınlıkların ana dil dersi alabilmeleri gibi konularda yapısal sorunlarla karşılaşılmıştır.
“BULGARİSTAN’DA EN BÜYÜK AZINLIK GRUBU MÜSLÜMAN TÜRK AZINLIĞI”
Bulgaristan’da en büyük azınlık grubunu oluşturan Müslüman Türk azınlığın özellikle eğitim hakları, dini hakları ve kültürel hakları alanlarında sorunlar yaşadığı görülmektedir. Bulgar anayasası ve hukuk sistemi mevzuat itibarıyla temel hak ve hürriyetler konusunda evrensel değerlere uygundur. Ancak pratik uygulamalarda bazı sorunlar ve engellemelerle karşılaşılmaktadır. Bu duruma bazı Bulgar yöneticilerinin önyargılı ve olumsuz tavırlarının yanı sıra Müslüman Türk azınlığın hukuki manada mevcut hak ve özgürlüklerinin tam olarak farkında olmamaları ve usule uygun şekilde hukuki yollara müracaat etmemeleri de sebep olmaktadır.
Bulgaristan’ın 500 yıl Osmanlı idaresinde kalması ve somasındaki bağımsızlık sürecinde doğrudan doğruya “öteki” olarak Türklerin görülmesi bu ülkede Müslüman ve Türk unsurlara karşı resmi tarih kitapları tarafından da desteklenen tarihi bir önyargının oluşmasına sebep olmuştur. Tarihten gelen bu önyargı ile 11 Eylül 2001 sonrası dönemde batı merkezli olarak yükselişe geçen İslamafobinin birleşmesi olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.
“EN FAZLA AYRIMCILIĞA MARUZ KALAN  TOPLULUK ROMANLAR”
Günümüzde Bulgaristan’da en fazla ayrımcılığa maruz kalan topluluğu Romanlar oluşturmaktadır. Avrupa’daki en fazla Roman nüfusu barındıran ülkelerden biri olan Bulgaristan’da bu durumun zaman zaman ufak çaplı etnik çatışmalara dönüştüğü görülmüştür.
2011 nüfus sayımına göre ülkede nüfusu 6 bin civarında olan Ermeni Cemaati geçmişte olduğu gibi günümüzde de Bulgar karar alıcılar ve milliyetçiler tarafından sempatiyle bakılan bir azınlık grubunu oluşturmaktadır. Özellikle milliyetçi Bulgarlar Ermenileri Türklere karşı tarihi müttefikleri olarak görmektedirler. Ermeni topluluğun nüfusuna oranla kültür ve sanat hayatında iyi bir durumda oldukları ve yapısal sorunlarla karşılaşmadıkları görülmüştür.
Son nüfus sayımına bin kişi civarında kalan Yahudi toplumuna yönelik herhangi olumsuz bir tutumla karşılaşılmamıştır. Bu bağlamda ülkedeki insan hakları ile ilgili gelişmelerde asıl mağdur olan grubun Müslüman Türk azınlığı olduğu ifade edilebilir. Bütün bunların yanı sıra Bulgaristan’ın pozitif yaklaşımları da mevcuttur. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliyev göreve başladığı 2012 yılından itibaren her yıl Müslümanların ve Yahudilerin dini bayram ve günlerini kutlamaktadır. Bazı kesimlerden eleştiri almasına rağmen 2013 Ramazan ayında Başmüftü’nün davetlisi olarak Filibe’de iftar yemeğine katılmış, 2014’te de kendi rezidansı olan Boyana’da iftar yemeği vermiştir. Komşu, dost ve müttefik bir ülke olarak Bulgaristan’da insan hakları ile olumlu gelişmelerin yaşanması umulmaktadır.”
Çalışmada nelerden yararlandıklarını anlatarak çalışmanın kitap olarak basılacağını söyledi.

Yorumlar kapatıldı.