İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Büyük Adana Fotoğrafı

Hüseyin Bayrak   –    info@adanahaber.com    
Ömer Çelik bakan olunca iki icraat yaptı. Bunlardan birincisi Ermeni Simyonoğlu evlatlarından Aristidi Kozma tarafından Simyonoğlu Fabrikası adıyla kurulan şimdiki Milli Mensucat. Bu fabrika İttihatçılar tarafından el konularak çok küçük meblağlar ile Özgürler, Haslar ve Sabancılar ortaklığına devredilmiştir. Şimdilerde ise Mustafa Kemal Paşa Bulvarını çıkmaz bulvar yapmak pahasına müze haline getirilmiştir. İkincisi ise  Kozan (Sis) Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden  Krikor Mıcırıkyana ait Yaverin Konağının onarılması. Bu konak Ermeni toplumun kültürel mirasındandır ki önemini uzun boylu araştırıp öğrenebilirsiniz. Bu konakta ittihatçılar tarafından Krikor efendi öldürülüp el konulmuş bir yapı.

***
 1-    TÜİK tarafından açıklanan göç istatistiğinde Adana bir zamanların göç şampiyonu Şanlıurfa’yı geride bırakarak en çok göç veren 6. vilayet oldu. Yıllardır Adana’da göç vermeye başlamasına rağmen Alman vakıfları tarafından sürekli olarak Adana’da göç ve sorunlar ve önlenmesi konusunda sempozyumlar düzenlenir. Göçten şikayet edilirdi bununda başında ailelerden Almanya Fahri Konsolosu Tevfik Kısacık gelirdi. Oysa göç almayan bir ülkenin kentin çökeceğini başta Almanlar olmak üzere herkes bilir.
2-    İçinden 2 tane nehrin aktığı, denizine ve yaylalarının arasının 1 saat olduğu, ikliminin dünyanın yaşanmaya en verişli iklim olduğu, dünyanın en verimli ovası olan Çukurova olduğu, yılda iki buçuk ürünün alındığı ender illerden biri olduğu, jeopolitik konumu itibariyle doğu ve batının kesişim noktası olduğu halde çökertilen il Adana
3-    Tarsus’tan Samandağı’na kadar olan deniz sahil şeridini halka yani yerleşime kapatmak için yıllardır yol yapmayan yüzlerce kilometrelik sahili tosbağa, kuş, lagün vs zırvalarla halka kapatıp bakir bekletilen il Adana. Kültür ve Turizm Bakanı Adanalı olduğu halde 5 kuruşluk yatırım almayan Adana sahilleri.
4-    Adana’ya tek çivi çakmamış Ömer Çelik bakan olunca iki icraat yaptı. Bunlardan birincisi Ermeni Simyonoğlu evlatlarından Aristidi Kozma tarafından Simyonoğlu Fabrikası adıyla kurulan şimdiki Milli Mensucat. Bu fabrika İttihatçılar tarafından el konularak çok küçük meblağlar ile Özgürler, Haslar ve Sabancılar ortaklığına devredilmiştir.
Şimdilerde ise Mustafa Kemal Paşa Bulvarını çıkmaz bulvar yapmak pahasına müze haline getirilmiştir.
İkincisi ise  Kozan (Sis) Ermeni toplumunun ileri gelenlerinden  Krikor Mıcırıkyana ait Yaverin Konağının onarılması. Bu konak Ermeni toplumun kültürel mirasındandır ki önemini uzun boylu araştrıp öğrenebilirsiniz. Bu konakta ittihatçılar tarafından Krikor efendi öldürülüp el konulmuş bir yapı.
5-    2013 yılında yine ailelerden olan Ali Haydar Bozkurt isimli Adana’da okumuş bir vatandaş Adana’ya geliyor. Portakal çiçekleri ile ilgili anılarını romantik bir uslupla anlatıyor ve valilik ile belediye başkanlarının desteiğini alarak Portakal Çiçeği Festivali düzenliyor. Festival 2 ve 3. Yılında yerel yönetimler ve Ömer Çelik’in kültür bakanlığının desteği ile on binlere ulaşarak büyüyor.
Ne tesadüftür ki festival Paskalya Bayramı ile aynı günlere denk geliyor ve festival sonra karnavala dönüşüp tıpkı Paskalya Bayramı gibi kostümler içkiler ve müzikler eşliğinde kutlanıyor.  Ve yine acıdır ki hiç kimse karnavalın düzenleyicisi Toyota’nın Ceo’su Ali Haydar Bozkurt’ta “madem Adana’ya vefanız var o zaman Toyota’nın bir fabrikasını Adana’ya neden kurmuyorsunuz o olmaz ise yan sanayi mallarını Adana’dan temin etseniz de Adana’da işsizliği önleyip kalkınmasına yardımcı olmuyorsunuz da paskalya bayramı kutluyorsunuz” demedi demiyor da.
6-    Yine durup dururken uzun yıllardır Adana Kazancılar Çarşısı’nda içkili kebapçıların var olduğu ve vatandaşların da sürekli devam ettiği dar mekânlarda Rakı Festivali düzenleme işi ortaya çıkıyor. Ve bir anda toplum kutuplaştırılarak tartışma başlıyor.
Ve birkaç protesto birkaç ayyaşın baskını ve yetkililerin açıklamaları ile dünya çapında reklamı yapılıyor. Sonunda festival Adana’nın muhafazakar kültürel mirasının kalbi durumunda ki Memişpaşa Camii, Ulu Cami, Ağca Mescit, Ziya Paşa’nın kabri, külliye vb yapıların önlerinde sabaha kadar süren içki alemleri yapılmış oluyor.  Türkiye’den hatta yurt dışından eşraf ve aileler katılıyor. 
Yukarda maddeler haline sıralana olayları tek başına değerlendirdiğinizde sırdan olaylar gibi görülüyor fakat fotoğrafın tamamına bakıldığında  ben sıradan olaylar gibi değerlendirmiyorum.
Sadece soruyorum bu topraklar aslına mı rucu ettiriliyor?

Yorumlar kapatıldı.