İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İnsan Hakları Günü ve sığınmacılar…

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’ne sığınmacıların durumu damgasını vurdu. İnsan hakları aktivistleri bastıran kış aylarında yardımların artırılmasının aciliyetine dikkat çekiyor. Başta Suriye olmak üzere savaş ve kriz bölgelerinden kaçan sığınmacılar 2015 yılına damgasını vurdu. Avrupa ülkelerinin sığınmacı akınına karşı tutumu yoğun tepki ve tartışmalara neden oldu. Kamuoyunda sık sık ‘sığınmacı krizi‘ olarak adlandırılan bu durum 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü‘ne de damgasını vurdu.

İnsan hakları alanında faaliyet gösteren Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan, ‘sığınmacı krizi‘ sözünü ret ettiklerini, konunun daha ziyade ‘dayanışma ve sorumluluk krizi‘ olduğunu vurguladı. Çalışkan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, asıl bu kadar çok insanın kaçmasına yol açan insan hakları ihlallerinin durdurulması gerektiğine dikkat çekerek bunun için uluslararası çabaların birleştirilmesi çağrısı yaptı.
Almanya’nın pekçok sığınmacıyı kabul ederek oldukça fazlasını yaptığını belirten Çalışkan, ancak bunun daha ziyade kamu idaresindeki kaosa rağmen canla başla çalışan sivil toplumun sayesinde gerçekleştiğini belirtti.
Hükümetler bazında ise Avrupa’nın dış sınırlarının kapatılması ve ülke içindeki sığınmacıların koşullarının zorlaştırılması gibi tartışmaların hüküm sürdüğüne işaret eden Çalışkan, bizzat insan hakları ihlallerinden sorumlu tuttuğu Mısır, Eritre, Sudan gibi ülkelerle geri kabul anlaşmaları yapılmasını ‘saçmalık‘ olarak nitelendirdi.
 Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan.
Uluslararası Af Örgütü Almanya Genel Sekreteri Selmin Çalışkan.
“Kamplardaki durum içler acısı”
İnsan hakları savunucuları, Suriye’ye komşu ülkelerdeki sığınmacıların içinde bulunduğu koşullara da dikkat çekerek, sığınanlara onurlu bir yaşam sunulabilmesi için bu ülkelerin acil yardıma ihtiyacı olduğuna vurgu yapıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün iltica ve göç raportörü Hayrunisa Dhala, “Irak, Ürdün, Mısır ve Türkiye dört milyonu aşkın insanı kabul etti. Bu ülkeler artık kapasitelerinin sınırına geldi. Uluslararası para yardımları yetmiyor. BM’nin Suriyeli sığınmacılar için yaptığı insani yardım çağrısının sadece yarısı finanse edildi“ diye konuştu.
BM Gıda Programı’nın Ürdün’deki sığınmacılara yardımı bir süreliğine ayda kişi başına yedi dolara düşürmek zorunda kaldığına dikkat çeken Dhala, “Suriye’nin tüm komşuları uygulamada sınırları kapatmış vaziyette ve Ürdün önünde 12 bin insan soğukta açıkta kalmış durumda“ dedi.
“Çocuk işçiliği artıyor”
Uluslararası Af Örgütü, başta çocuk, kadın, hasta ve işkence mağdurları olmak üzere sığınmacıların yüzde 10’unun önümüzdeki yıl sonuna kadar yer değiştirmesi gerektiğine işaret ederek, şimdiye kadar sadece 160 bin kişilik yer imkanı sunulduğu eleştirisinde bulundu.
Sığınmacı kamplarındaki gözlemlerine de değinen Dhala, imkanların yetersizliği nedeniyle çocuk işçiliğinin ve erken yaşta evlendirmelerin arttığı uyarısında bulundu. Çocukların sadece yarısının eğitim imkanına sahip olduğunu kaydeden raportör, “Bu nedenle pekçok kişi istikrarsız durumdaki Suriye’ye dönmeyi tercih ediyor, ya da Avrupa’ya giden tehlikeli yolu göze alıyor“ dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Heiner Kiesel

Yorumlar kapatıldı.