İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Din ve ahlak araştırması yayınlandı

Fedakarlık araştırmasında, Müslüman ve Hıristiyan çocuklar arasında bir fark ortaya koymadığı görüldü. Yani, bir başka ifadeyle bu iki gruptan gelen çocuklar aynı oranda fedakarlık gösterip elindekileri paylaşırken, dindar olmayan ailelerden gelen çocukların, her iki din grubundan gelen çocuklara kıyasla ellerinde bulunan sınırlı sayıdaki etiketi, etiket alamayan çocuklarla daha çok paylaştıklarını gösterdi. Üstelik dindar olmayan ailelerden gelen bu çocuklar miktar olarak da daha fazla sayıda etiketi paylaştılar. Ayrıca ailelerin dindarlık seviyeleri arttıkça çocukların gösterdiği karşılıksız iyilik yapma davranışları daha da düşüyordu.

***
Altı farklı ülkeden bin yüz yetmiş çocukla, din olgusuna yönelik, dinin çocukları daha paylaşımcı, daha duyarlı ve daha ahlaklı yapıp yapmadığı araştırıldı.
2015 yılı yaz aylarında ABD’de bulunan Chicago Üniversitesi’nden sinirbilimci Jean Decety’nin başkanlığında, aralarında Koç Üniversitesi’nden Psikoloji Bölümü nezdindeki Doç. Dr. Bilge Selçuk’un da bulunduğu, farklı ülkelerden toplamda yedi bilim insanın çalışmalarının yer aldığı din ve ahlak araştırması geçtiğimiz ay yayınlandı.
Current Biology (Güncel Biyoloji) dergisinde yayımlanan araştırmaya altı farklı ülke; Kanada, Çin, Ürdün, Türkiye, ABD ve Güney Afrika’dan yaşları beş ila on iki arasında değişen toplam bin yüz yetmiş çocuk ve ebeveynleri katıldı.
Din ve ahlak araştırmasına katılan ülkelerdeki ailelerin yaşadıkları şehirler ise, ABD’nin Chicago, Kanada’nın Toronto, Ürdün’ün Amman, Türkiye’den İstanbul ve İzmir, Güney Afrika’nın Cape Town, Çin’in Guangzhou olarak açıklandı.
Ailelerin din demografik yapısı
Din ve ahlak araştırmasına katılan ailelerin yüzde 43’ü Müslüman, yüzde 24’ü Hristiyan, yüzde 2,5’u Yahudi, yüzde 1,6’sı Budist, yüzde 0,4’ü Hindu, yüzde 0,2’si Agnostik ve yüzde 0,5 oranındaki ailelerse Diğer Dinler mensubu olduklarını bildirdi. Ailelerden yüzde 27,8’i ise kendilerini herhangi bir dine mensup olmadıkları yönünde tanıttı.
Din ve ahlak araştırmasının konusu
Dergide yayımlanan araştırmada, çocukların, empati, adalet duygusu ve başkalarını cezalandırma eğilimi gibi davranış biçimleri incelendi.
Din ve ahlak araştırması: Fedakarlık Konusu
Araştırmada fedakarlık duygusunun ölçümü için çocuklara ‘Diktatör Oyunu’ adı verilen bir oyun oynatıldı. Buna göre, çocuklara on adet çıkartma verilip, bu çıkartmaları isterlerse çıkartması olmayan başka çocuklarla da paylaşabilecekleri söylendi. Çocuklara toplam otuz adet etiket (sticker) sunup, bunlardan sevdikleri on tanesini alabileceklerini, ancak zamanları olmadığı için okuldaki her çocuğun bu oyuna katılamayacağını, yani etiket alamayacağı anlatıldı.
Din ve ahlak araştırması: Duyarlılık Testi
Bir diğer test ise ahlaki duyarlılık üzerine yapıldı. Çocuklara bir karakterin başka bir karakteri kazara ya da bilinçli olarak ittiği kısa animasyonlar izletildi. Ardından çocuklara iten karaktere hangi cezanın verilmesi gerektiği soruldu. Ardından ailelere dini inançları ve eğilimleriyle çocuklarının empati ve adalet duygularının ne kadar güçlü olduğu soruldu. İncelemede, aileler Müslüman, Hıristiyan ve Ateist aileler ağırlıkta olduğu için üç büyük gruba ayrıldı. Bu araştırmaya alanlarında uzman Jean Decety, Jason M. Cowell, Kang Lee, Randa Mahasneh, Susan Malcolm-Smith ve Xinyue Zhou adlı altı bilim insanı katıldı.
Araştırma sonuçları
Fedakarlık araştırmasında, Müslüman ve Hıristiyan çocuklar arasında bir fark ortaya koymadığı görüldü. Yani, bir başka ifadeyle bu iki gruptan gelen çocuklar aynı oranda fedakarlık gösterip elindekileri paylaşırken, dindar olmayan ailelerden gelen çocukların, her iki din grubundan gelen çocuklara kıyasla ellerinde bulunan sınırlı sayıdaki etiketi, etiket alamayan çocuklarla daha çok paylaştıklarını gösterdi. Üstelik dindar olmayan ailelerden gelen bu çocuklar miktar olarak da daha fazla sayıda etiketi paylaştılar. Ayrıca ailelerin dindarlık seviyeleri arttıkça çocukların gösterdiği karşılıksız iyilik yapma davranışları daha da düşüyordu. Ve ek olarak, bulgular, çocukların yaşları büyüdükçe, dindarlık ile karşılıksız yardım etme davranışı arasındaki ilişkinin daha da güçlü bir ilişki oluşturduğunu ortaya koydu. Yani; çocuklar ne kadar büyük ve dindarsa o kadar az yardımsever ve duyarlı oluyordu.
Duyarlılık araştırmasında ise, Müslüman çocukların diğer gruplara kıyasla bu kişilere ağır cezalar verilmesini daha çok onayladıklarını, bunu Hıristiyan çocukların takip ettiğini ve ağır cezalar verilmesini en az onaylayan grubun ise dindar olmayan ailelerden gelen çocuklar olduğunu ortaya koydu.
Araştırma sonuçlarına bilim insanlarının yorumu:
Elde edilen sonuçlar; dindar ailelerde büyüyen çocukların dindar olmayanlara kıyasla daha fedakar ve duyarlı olduğu yaygın algısının aksini söylüyor. Araştırmacılara göre bu bulgular, var olan algının aksine, dindar olmanın, daha ahlaklı, daya duyarlı ve yardımsever olmanın bir ön koşulu olmadığını, aksine dindarlıkla bu insani duygular arasında negatif bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.
Ayrıca araştırmacılar, iyi ahlaklı olmak ile dindar olmak arasında hali hazırda kurulan ve dile getirilen bağın aslında ne kadar doğru ya da gerekli olduğu konusunda yeniden düşünülmesi gerektiğini, ahlak ve din arasında yapılacak bir ayrımın insanlarda var olan iyiliği azaltmayacağı, aksine tam tersi bir etki yapacağını vurguladılar.
Araştırmaya katılan Doç. Dr. Bilge Selçuk, 26 Temmuz tarihinde Birgün Fikir de araştırma sonuçları açıklanmadan kaleme aldığı sonuçlarla ilgili yazısında, araştırmayla ilgili, “Din ve ahlak gerçekten bağlantılı mı? Bu soruyu incelemek için iki araştırma yaptık. Türkiye’deki yetişkinlere yaptığımız ilk araştırmanın sonucuna göre, hakkaniyet duygusu ve empati dindarlıkla değil, maneviyat ile alakalı. Dindarlık, ibadetle yapılandırılmış ve kurumsallaşmış inanç uygulamalarını anlatıyor. İslam’da oruç tutmak, namaz kılmak, camiye gitmek gibi ibadet uygulamalarına gösterilen sadakat dindarlıkla ilgili olduğu görülüyor. Maneviyatın tanımında ise kişinin kendi iç dünyasına, vicdanına ve manevi hissiyatına vurgu var. Altı farklı ülkedeki yaklaşık bin iki yüz çocukla yaptığımız diğer araştırmamızda ise ahlaki gelişimin göstergesi olarak muhtaç olanla elindekini paylaşma davranışını inceledik. Sonuçlar, Müslüman ve Hıristiyan ailelerde büyüyen çocukların ahlaki gelişimleri arasında bir fark olmadığını, fakat ateist ve agnostik anne-babaların çocuklarında ahlaki gelişimin diğer iki gruptan da yüksek olduğunu gösterdi. Her iki araştırma da bilimsel dergilere yollandığı için daha fazla bilgi vermek şu anda mümkün değil, ama kısaca söylemek gerekirse bu bulgular, dinin ahlakla bağlantılı olduğu savını çürütüyor” diyor. Din ve ahlak araştırmasının orijinal İngilizce yayımlanan sonuçlarına buradan ulaşabilirsiniz. http://www.cell.com/current-biology/pdf/S0960-9822(15)01167-7.pdf
Maarif Gazete
Maarif Gazete

Yorumlar kapatıldı.